Türkiye sevgisi imandandır
Allah insanı başka gözlerden uzak tutarak var eder. Anne karnında insanı saklar, adeta insanı insandan saklar. İlk mahremiyet duygusu da anne karnında başlar. İnsan her şeyden beri kılınmış orada.
İnsan kendini nerede saklar? Kalbinde, bir sözün içinde. Bir kalbin içinde var olur, saklanır.
Ev kalbimiz, mahremimiz…
Ev, ilklerin temaşa edildiği yer. İnsanın bir anlamda yeryüzündeki ilk vatanı. Bunun için gerek güvenin, gerek mahremiyetin, gerekse aidiyet duygusunun oluştuğu ilk mekan. Kalbimiz orada şekillenir. Kalp evde ne ile dolmuşsa hayatımızın tümüne o yansır.
Hayat tüm hızıyla devam eder ve biz her nereye gidersek evimize döneriz. Yani, kalbimize. İnsanın iç dünyasına döndüğü yer orası. Bir inziva, bir uzlet mekanı. Kendimize yaptığımız yolculuğun başlangıç ve bitiş yeri. Her birimizin evi, küçük sılası.
***
Bir de Kâbe var. Yani, hepimizin ortak büyük sılası. Kâbe ilk varoluşumuzu ve tüm insanlığın ikrarını temsil eder. Nerede olursak olalım arayıp o istikameti buluruz.
Eve yönelmek, evin yolunda olmak, eve dönmek, kendine dönmek, Rabbine dönmek.
Kâbe’ye nereden yöneliriz? Asli evimize, Kâbe’ye ‘bir yerden’ yöneliriz. O yer bizim için Türkiye’dir.
Türkiye bizim vatanımızdır, evimizdir, buradaki sılamızdır; güven içinde tekbir getirip Kâbe’ye yöneldiğimiz yerin adıdır. Ayaklarımızı bastığımız, yani vatan kabul ettiğimiz Türkiye, evlerimizdeki huzur ve güvenin de neşv-ü nema bulduğu topraklardır. Kalp huzuru içinde Kâbe’ye yönelebilmemizin biricik şartı sılamız Türkiye’nin selametinden geçer.
Ayağımızı yere sağlam bastığımız bir sılamız olmadan, nasıl ve nereden büyük sılamıza yönelebiliriz ki...
***
İşte bizim için, bu topraklarda yaşayan insanlar için Türkiye, ayağımızı yere sağlam bastığımız, üzerinde doğduğumuz, yaşadığımız ve gömülmek istediğimiz sılamızdır.
Evimiz mübarek ve mahremdir. Yurt da öyle. Ortak geçmişin acı ve sevinçleri, geleceğe ilişkin umut ve dualara karışır orada; evimizde, yurdumuzda.
Mutlu pazarlar.