Türkiye meselesi
Dünyada hiç görmediklerimiz, hiç tanımadıklarımız hakkında kanaatlerimiz vardır. Mesela hiç İngiliz görmemiş olabiliriz ama aşağı yukarı herkesin bir İngiliz kanaati vardır. Nereden beslenir bu? Elbette tarihten.
Bugün hemen herkesin temelde koca İngiliz milleti hakkındaki kanaati negatiftir, çünkü İngiliz tarihi akıl ermeyecek hilelerle doludur. Üstelik çoğumuz bu hilelerin ne olduğunu da okumamıştır, bilmez ama yine de ortak kanaatte buluşabiliriz.
Yani biz İngiliz derken mesela memleketimize gelen iki tane holiganı anlamayız ya da ünlü bir pop yıldızını. Anladığımız şey Enver Paşa’nın da anladığı şeydir… Bunu idealize ederek değil, bir vakıa olarak söylüyorum.
***
Kimliklerin evveli Adem peygambere kadar uzanmaz. Kimlikler inşa edilen şeylerdir. Mesela bir İngiliz milletinden 1000 sene evvel bahsetmek mümkün değil. Bugün ise öyle muhkem duruyorlar ki… Fransız, Amerikan ve Alman için de bu böyledir. Hepsinin öncesi Roma imparatorluğudur. Almanlar… Daha dünkü çocuk durumundadırlar. Ama ne çocuk…
Türklük de böyle. Neden Türklük? Roma döneminde olsaydık belki Türklüğe gerek yoktu ama bugün bu saydığımız isimler kabul edelim etmeyelim dünyayı yönetiyorlar.
Türk, bu insanlar dünyayı yönetmesin diye kavga vermiş insanın adıdır. Bir yere kadar başardı, sonra takati yetmedi ama şunu hatırlayalım ki gâvur ayağının işgalinde kalmamış yegâne topraktır burası. Kavganın göbeği yani…
Biliyoruz ki bugün insanlar Türk isminden konuştuğumuz şeyi anlamıyorlar. Doğru, çünkü bu ismin tarihî anlamı bir miktar manipüle edildi. (Kemalistler ve İslamcıların gayretiyle) Ancak birçok şey manipüle edildi. Ne yapalım, ismimizden mi vazgeçelim? Hz Ömer Müslüman olmasaydı biz bugün onu Yezit gibi bilecektik. Yani isimler, kavramlar anlama sahip olmazlar, manayı kazanırlar. Türk ismi ceddimizin dünyaya kabul ettirdiği Müslüman yaklaşımın adıdır. (Ceddin deden, neslin baban…) Bütün dünya bunu böyle anlıyor. Mücadelenin esası kavramlar için yapılandır, savaş meydanlarındaki bunun küçüğüdür. Savaş meydanında canımızı, kavramlarla da şahsiyetimizi koruruz...
***
Türkiye ve İslam… Türkiye’de İslam çimento değildir. Türkiye’yi Türkiye yapan zaten İslam’dır. Bu çok önemli bir ayrımdır. Bir terkip var da İslam buna iyi geliyor diyemeyiz. Burada Romalılar ve birçok pagan unsur vardı. Onların da içine dahil oldukları bir şeyden bahsediyoruz.
Hacı Bayram Veli eliyle kim bilir kaç kişi Müslüman oldu. Yani, Türklüğe dahil oldu…
Bugün İngiliz milletinin bir kısmı Alman kökenlidir, Fransızların neredeyse tamamı öyledir, Hollandalılar hakeza… Hepsi yeni bir siyasi kavramın içindeler ancak bir yandan da hepsi Avrupalılar ya da daha üst bir adlandırmayla Batılılar… Biz kimiz?
***
Hollanda’da sağcı, solcu, faşist vs olabilirsin ama asla vatan haini olmazsın. Türkiye’de böyle değil. Taraflar birbirine Türkiye’nin reddi üzerinden itiraz ediyorlar. Bu çok enteresandır. Herkes Türkiye’nin tarihî anlamının reddi üzerinden gizli bir konsensüs sağlamış gibi görünüyor.
Türkiye’de neci olursan ol (sağcı, solcu, faşist, çevreci, aydınlanmacı vs) bir şekilde Batı temelli bir düşünce hareketinin uzantısı olmak durumundasın. Bu ve sayılabilecek hemen bütün kavramların kökeni oraya uzanır ve anlamlarını da orada kazanmıştır. Ancak Türk, manasını burada kazanmıştır. Bizden alır ruhunu. Etimolojik olarak kökeni şu ya da bu, manasıdır ehemmiyeti olan. Kayseri Türk ismi değildir, Trabzon da öyle… Bugün oraları Türk şehri yapan neyse odur asıl olan.
***
Sorulacak ilk soru: Türkiye nereye gidiyor? Bize bir motivasyon gerekiyor. Nereye gideceğiz? Gittiğimiz yerde annemiz, dostlarımız, daha iyi ahlakımız... Bizi bekliyor mu?