Medet ya Rahman-ı derman
Bu bir veda mektubu mu, arz-ı hâl mi, derunumda açılan rahmet kapısı mı bilmiyorum.
Dünya ile karşılaştığım ilk andan itibaren hayatın ne bir bağ ne bir can ne de tek başına ruh ile yaşanan bir şey olmadığını biliyorum. Bildiklerimin ve dahi bulduklarımın toplamının benim tüm varlığım kadar etmediğini de aşikâr bilen benim.
Dünya... Her şeye nefes olan mevcudatın, her şeyi uğurlayışının yol almak olduğunu zannettiğim, var olmak lafzının dünyaya el sallamakla ebedi olduğunu ara ara anımsadığım, üzerime aldığım her yükün kabrim kadar kalbim olduğuna da uyandığım bir bahçe.
Rüzgârına hayran kaldığım bir hoş sadâ.
Dünya, mukayeseye değer bir büyü değil; burası bir sarhoşluk mertebesi. Hepimizin her an ya da bir an ayan beyan ayılmayı dilediği, yağmurla, gözyaşıyla arınıp, ayrılmayı gönülden umduğu dert halesi.
İhale kime kalır bilinmez. Ama sonucun nereye varacağını ve neye yeteceğini dilemek düşmüşse bana; medet ya Rahman-ı derman. Tamamlamak için ismime düşen yazgını, medet ve derman!
***
Oruç günleri sevinç getirsin, bereket getirsin.