Gönül ferman dinlemez
Zahm-ı aşka gelip merhem sarmağa
Ferhâd olup bir gün bağrın yarmağa
Kudretin yoğise Beyt’e varmağa
Gönül Beytullah’tır ziyaret eyle
Seyrani
Gönül kelimesine yaklaşırken bir özel dikkat gerekiyor. Gönül, bizim doğrudan doğruya varlığımızla, varlığı ve hakikati ciddiye alışımızla irtibatlı bir mevzu.
Gönül meselesi doğrudan doğruya tanrısal bir alan.
Gönül, üzerinde gönül eğleyeceğimiz bir konu değil. O, hakikati fark etmenin değil, içselleştirilmiş bir yoğunlukla anlamanın bir karşılığı. Yani en üst gerçeklikte gönül var. En üst hakikatte gönül var. O en uzakta, en yüksekte gibi gözüken şey insanın bizatihi kendi içinde.
***
Gönül gönle yaslanabilir mi? Gönül gönle yaslanmaz da neye yaslanabilir? Bir hakikat bir başka hakikate bir ontolojik hakikat olarak kendiliğinden yönelir. Çünkü içimizdeki gönül eri bizim çabamızla oluşacak bir yapı değil. O, biz varsak zaten var olacak bir sestir. Biz varsak zaten var olacak bir duygu, bir seziştir. O bizde tanrısal bir yankıdır.
O bizim için bir varoluş akışı olur ve biz ona yöneliriz. O olmasaydı aşk olmazdı, istek olmazdı. Yani o sonsuzluk bizi çağırmasaydı, sonsuzluğun o tanımlayamadığımız cezbesi bizi harekete geçirmeseydi hayat da mana da olmazdı. O olmasaydı, biz insanlar kendi ağırlığımızı bile taşıyamaz derecede zayıf ve güçsüz kalırdık, isteksiz kalırdık. Gönlün böyle bir varoluşsal boyutu var. Sadece boyut değil, hayatımıza da sirayet eden, canlandıran, hayatımızı hep diri, hep taze tutan bir tarafı var.
Hayatımıza birebir yansıyan ve yaşanır olan, yaşanılır olarak duyulan, duyularak yaşanan işte bu hakikat…
***
Gönül ferman dinlemez. Gönül yasa dinlemez. Gönül ideoloji dinlemez. Gönül yaptırım dinlemez ve sınırlandırılamaz. O tanrısal coşkusundan dolayı zaptedilemez. Gönül yasalarla, ideolojilerle akli dayanaklarla sınırlandırıldığı, susturulduğu zaman, zaten gönül olma, gönülden olma vasfını kaybeder.
***
Gönül ait olduğu insana şunu söyler: Paranı pulunu bırakabilirsin. Çünkü gönül ferman dinlemez. Mevkini makamını bırakabilirsin, çünkü gönül yasa dinlemez. Gönlün amacı karşısında bütün bu saydığımız nesnel araçlarla elde edilen amaçlar bir hiç mesabesinde. Gönül insana der ki, terk edebilirsin. Gönül insana der ki, benim için savaş da çıkarabilirsin. Ve gönül insana der ki, benim için ölebilirsin.
Uğrunda her şeyimizi verebildiğimiz o varlık nüvesi nedir?
“Kâbe’yi yık, gönlü yıkma” demenin manası orada gizli. “Bir kez gönül yıktın ise o kıldığın namaz değil”in manası da orada gizli.