Engelli uzvunu yitirir, insan olma vasfını değil!
Engelliler Haftası’nın içindeyiz. Derdimizi/dertlerimizi bu hafta vesilesi ile daha çok konuşacağız.
***
Tecrübelerimizden biliyoruz ki, engellilerin sorunlarının çözümü pek çok sorun gibi zihniyetle ilgilidir.
Zihniyet değişmediği sürece, engellilere dönük hangi yasaları, hangi düzenlemeleri geçirirseniz geçirin sağlıklı sonuçları almanız mümkün değildir.
Aslolan bakış açısıdır. Toplum engellilere nasıl bakıyor? Onlara yaklaşımı nasıl? Engelli, toplumda “muhtaç” bir varlık olarak mı algılanıyor, yoksa -her insan gibi- bir “birey” olarak mı?
Bu sorulara vereceğimiz cevap engelli bireylerin sorunlarının gerçekten çözülüp çözülmeyeceğini de ortaya koyacaktır.
***
Engelli dediğimiz kişiler birer insan… Onların da tıpkı diğer insanlar gibi bir hayatları var. Onlar sadece özel ihtiyacı olan insanlar…
Engelli olmanın bir kusur, bir zayıflık olarak addedildiği bir bakış açısı mevcut bizde. Engelli insan, sadece bir uzvunu yitiriyor, ya da bir uzvu iş görmez hale geliyor. Toplumdaki engelli algısı ise insanın bir uzvunu yitirmesi değil, insana dair kriterleri yitirmesi gibi bir düşünce olarak karşımıza çıkıyor. Engelli insanı, insanlığından da bir şey kaybetmiş bir varlık olarak algılıyoruz.
Kolsuz, bacaksız, gözsüz, kulaksız, burunsuz, saçsız, parmaksız, böbreksiz bir insan olamayacağını düşünüyoruz; insan olmanın asli unsurunun bu uzuvlarla doğrudan ilgili olduğunu düşünüyoruz…
Engelliye davranışlarımızın altında belki de böyle bir mantık var. Ona bu zaviyeden bakmaya başlamamız belki de engelli meselesindeki en önemli zorluklardan birisi.
***
Bir de şu var.
Onlarla yan yana gelmekten çekiniyoruz.
Onlarla karşılaşmak istemiyoruz.
Dahası, engelliler meselesinde yeterli dert ve duyarlılık sahibi değiliz. Duyarlı olduğunu göstermeye çalışan bürokrat ve siyasetçi meselenin vitrin kısmıyla ilgili daha çok. Millete bakarsan, millet de engellileri uzaktan sevmeyi tercih ediyor. Engelliler de diyor ki: “Biz bedensel yeteneklerimizden yoksun olalım buna bir şekilde katlanırız eyvallah da devletimiz, toplumumuz ‘sosyal’ ve ‘duygusal’ yeteneklerini kaybetmesin!”
***
Son bir not: Sosyal medyada çok sık rastladığım bir mesaj var. “10-16 Mayıs, Engelliler Haftası kutlu olsun.” Düşüncesizce sarf edilen bir söz. Az daha konfetiler atacaklar, havai fişek patlatacaklar. Bir de, özellikle son yıllarda engellileri podyumlara çıkarıyorlar, hem de devlet protokollerinde. Çok yaralayıcı, çok ayıp.
Engelliler Haftası’nın kutlama mesajlarıyla gündemde tutulmaya çalışılması da engellilerin -hangi niyetle yapılırsa yapılsın- podyumlara çıkarılması da engellilerin hiç de hazzetmediği görüntüler. Engelliler günü/haftası çoğu defa işkence halini alıyor engelli birey için.
***
Seçimlerin memlekete hayır getirmesini dilerim.