Devleti anlamak
Devletin mahiyeti üzerine sayısız kitaplar okudum yıllarca.
Devlet nasıl doğar, devletin unsurları nelerdir, devlete itaat ne şekilde sağlanır, devletsiz bir toplum olabilir mi? Hele biz Türkler için devlet-i ebed müddet meselesi…
Soruları çoğaltabiliriz.
Yıllarca bu sorulara cevap veren kitaplarla ve devlet meselesiyle meşgul oldum.
Devleti kutsallaştıran ideolojileri, devleti yok sayan fikirleri öğrendim.
Devlet denen iradenin, nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalıştım.
Devleti anlamaya çalısmak, devlet denen iradeyi bir nevi kabul etmekti, zamanla bunu anladım.
Bir anlamda devletin yeniden üretilmesiydi, devlet üzerine yaptığımız tartışmalar.
* * *
Bir de gördüğüm şu, her birimiz bir yerinden yapışmışız devlete, birimiz sırtında, birimiz belinde, birimiz kolunda, çekiştiriyoruz.
Devletle hemhal olmuşuz. Hayatımızın merkezine oturtmuşuz devleti, en değerli meslek olarak seçmişiz katiplik yapmayı.
Memur olmak devlet kapısında iş bulmak, evlilik kurumu için bile en önemli referans halini almış.
Mesleksiz bir toplum oluşumuzun altında da bu yatıyor belki.
Devleti ele geçirmek, devleti yönetmek, devleti uçuruma götürmek, devleti kurtarmak kavramları her Türk’ün kafasında.
Her Türk’ün kafasında bunlar var yüzyıllardır... Bunlara kafa yoruyoruz daha çok.
Batı’da genel çerçeve şöyle: Batılı devletlerin mensupları yönetim meselesini siyasal elitlerine bırakmışlar, onlar kafa yoruyorlar devleti yönetme konusunda. Siyaset zenginlerin yaptığı bir uğraş. İnsanlar siyasetle uğraştıkları için zengin olmuyorlar Batı’da, zengin oldukları için siyasetle uğraşıyorlar. Devlet bir zenginleşme aracı degil. Devlet bir rant paylasım kurumu da degil.
Serveti dağıtan devlet degil, serveti toplumsal sınıflar üretmiş ve bu servetin paylaşımı üzerine sınıflar mücadele etmiş yüzyıllarca.
* * *
Biz Türklerin kafasında devletin sahibinin bulamadığı, sahipsiz olduğu için de yüzyıllardır Batı karsısında mağlup olduğumuz düşüncesi hâkim.
Anadolu insanının kafasında olan bu düsünce kıvrımlarına sürekli baskı yapan bu psikoloji belki de devleti yönetilemez bir hale getirdi.
Devleti anlamaya çalışmıyorum artık. Devleti anlamaya çalışmanın altındaki sinsi düşünceyi biliyorum.