Sanat, ateş, su, hava ve topraktan geçmektir

Yazmak insanı inşa ediyor, okumak da!.. Çünkü kendi kabuğumuzdan çıkmak, başkaları olmak, başka ruhları, başka düşünceleri, başka duyguları, başka mekânları, başka eşyaları tanıma imkânı sunar bize. İnsanın hayal, düşünce ve duygu dünyası başkalarına temas ederek büyüyor. Farklılıkları tanıdıkça mukayese dünyamız genişliyor, kendimizi ölçüp tartıyoruz. 

İnsan, içine kapandığında, sürekli içindeki evde oturduğunda, kendini tanıyamaz. Yol, dışımıza açılan bir penceredir. Doğum, yola koyulmak, dışa açılmak değil de nedir? Doğan insan yola düşer; toprağa, ateşe, suya ve havaya… Tıpkı “Mantıku’t-Tayr”daki kuşlar ya da Kavafis’in “İthaki” şiirindeki yolcu gibi, ateşten, sudan, havadan ve topraktan geçer, yedi vadiyi aşar, acıdan, sevinçten, hazdan, hastalıktan geçer. Yolda ateşten denizler, cadılar, kuyular vardır kimilerine göre, Kiklops’lar, Leistrigon’lar veya öfkeli Posedion… Ama Kavafis “görmediğin limanlar göresin” der. Yazmak ve okumak da böyledir, görmediği limanlara açılır insan. Ya sonra?.. Her yol dışa açılır, ancak sonunda içe döner. Beden ve ruh, kendini dışta tanır, ama içte bulur. O hâlde dış, içe, ben’e götürür insanı. “Mantıku’t-Tayr”da da “İthaki”de de yolcular, kendilerini bulmazlar mı sonunda?.. Lâkin Turgut Uyar’ın “Geyikli Gece” şiirinde “Durumumuz başta ve sonda ayrı ayrıysa/ Başta ve sonda ayrı olduğumuzdandı” dediği gibi yolculuğun başındaki ben değildir artık! Değişmiştir! Kavafis’in dediği üzere “onca deneyden sonra” “büyük bilgelik”e ulaşmıştır.  Simurg, yeni bir ben’dir artık!. 

Yazmak ve okumak da bir yol, dışa açılma; görmediğimiz limanlara, Kaf Dağı’na, İthaki’ye giden uzun bir yol… Bunların hepsi Besim Dellaloğlu’nun “Poetik ve Politik” (Timaş Yay., 2020) kitabını okurken geldi aklıma, ondan Orhan Pamuk’un “Saf ve Düşünceli Romancı”sına geçtiğimde bir narın parçalanıp tanelerinin saçılması gibi, zihnimdeki çağrışım taneleri dağıldı, sıçradı!.. Roman yazmak da böyleydi! Yazar, bu süreçte kendi dışına çıkıyor, zihninde ‘başka’ bir dünya yaratıyor, Pamuk’un deyişiyle “başka hayatları taklit” ediyor, kendini “bir başkası olarak” düşünüyor, “roman kişilerinin yerine” (s. 57) koyuyordu. Ben, bir başkasıdır yazarken; kahramanlarına bürünür. Böylece o da değişir. Eserini bitirip ben’ine döndüğünde İthaki’ye giden yolcu gibi yeni erdemlere ulaşmıştır.  

Uzatmadan, sözü Orhan Pamuk’a vereyim. Diyor ki; 

“Romancılığım sayesinde başkalarıyla özdeşleşerek, kendi dışıma çıkarak, kendime daha önce sahip olmadığım bir karakter edindim. Roman yaza yaza başkalarının yerine kendimi koyarak ruhumu otuz yılda terbiye ettim.” (s. 57) 

Buradan zihnim bir başka yere sıçrıyor. İçe kapanmak, geleneğin içinde uyumak gibidir. Altınçağ masallarında mazi/ tarih, genellikle konforlu bir yataktır çünkü. Aldanışın kollarında ‘statüko’yu korumak hoş gelir insana. Oysa yaşamak, hareket etmek, yolda olmak, dışa çıkmak ve ileriye gitmektir… Dellaloğlu’nun kitabındaki “Ulus” (s. 213) başlıklı yazıyı okuyun ne dediğimi anlayacaksınız. Ulus-devletler, toplumu merkezlerde -bir tarihe, bir coğrafyaya, bir kültüre- toplamaya eğilimlidir, dolayısıyla içe dönüktür. Bu tür toplumlarda yazarlar da genellikle ‘ulusal alegori’ üretirler. Nitekim Jale Parla’nın da söylediği gibi Türk romanındaki hâkim anlayış “romanın sosyal tarih olduğu[na] ve ideolojik-eğitici işlevi bulunduğu[na]” (Dellaloğlu, s. 252) inanır. Bu tür romancılar, içten dışa dönüp kendilerini/ bireyi tanıyamadıklarından içlerindeki statüko hücresinde hep benzer hikâyeler anlatırlar.  

Evet, içe kapanan kendini bulamaz, kendini bulamayan kendini bilemez!.. Yazmak ya da okumak, dışarıdan içeriye, kendine doğru dairesel bir yürüyüş yapmaktır. Yazan/ okuyan, bu dairesel yürüyüşte dışarıdan birçok çiçek toplayıp tekrar evine, kendi ben’ine dönen insandır. 

     

 

YORUMLAR (18)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
18 Yorum