Çocukluğumun camisindeki incelikten bugünkü kabalıklara
Geçen cumartesi kültürel aylaklık için Kayseri'deydim, çocukluğumun geçtiği yerleri dolaştım.
Eski Kayseri değil tabii, yıllar içinde çok değişti. Bisikletlerin, mobiletlerin, üç tekerli triportörlerin şehri olmaktan çıktı. İçinden tramvay dahi geçiyor. Bir Doğu Avrupa şehri havasında.
Sosyolojisi de değişimden payını almış. Kafeleri, restoranları, otelleriyle daha renkli, canlı bir sosyal hayata kavuşmuş.
Karlı havada bile Sivas Bulvarı cıvıl cıvıldı. Cumhuriyet Meydanı'ndaki çiçekçiler önünde gençler, 14 Şubat sevgililer günü kuyruğuna girmişti. Gece için şehrin birkaç iyi mekânında yer bulunmuyordu, önden kapatılmıştı hepsi. Şık giyinmiş çiftlerin tören geçidi gibiydi.
Çocukluğumun eve kapanık Kayseri'sine kıyasla büyük bir açılım bu. Dışarıda yeme alışkanlığı mı, kaç lokantası vardı? Şimdi ailece yemeğe çıkılıyor, gece açık çorbacılarla dolu.
Erciyes'te kayağa gelen yerli, yabancı turistlerle karşılaşıyorsunuz. Bekliyordum ama bu kadarını değil.
İlk baktığım yer, ilkokulu okuduğum Sümer Mahallesi oldu. Siteler dikilmiş, yeni kamu binaları yükseliyor. Yatay mimariden dikeye geçilmiş. Kafe, restoran açılmış. Kim derdi! Bambaşka bir yer olmuş. Geçmişle tek alâkası, Sümer Camii'ydi. Hemen karşısında gittiğim bir zamanların Sümer İlkokulu binasını tanıyamadım.
Durup önünde fotoğraf çektirirken nereden nereye, dedim içimden.
O sırada sosyal medya, İstanbul'dan bir fenomen özentisinin çığırtkanlıklarıyla kaynıyordu.
Milletvekili Ümit Dikbayır, Halil Konakçı adlı din görevlisini Diyanet'e şikâyet etmiş.
Diyanet'in başmüfettişi de soruşturması için Meclis'e gidip Dikbayır'ı yüz yüze dinlemiş.
Konakçı, X'ten demediğini bırakmıyordu.
"Şimdi ümit.!. seni tanımam, dikyokuş musun, dikbayır mısın, yoksa yokuş aşağı mısın, kimsin bilmem. Açıkçası çokta umurumda değilsin" gibilerinden ucuz sokak ağzı paralıyordu.
Dikbayır'dan "İslam ve Diyanet düşmanı yobaz" lâflarını da esirgememişti. Din anlatıcısının, kendini din yerine koyup kutsal sanma yanılsaması. Diyanet'ten değil de Allah'tan yetki almış edâlarına giriyor. Ona karşı gelen, dine karşı bir İslam düşmanı âdeta.
Hakkımdaki şikâyeti soruşturmaya Meclis'e, bir milletvekilinin ayağına nasıl gidersin, diye Diyanet müfettişi ile Diyanet'e de saygısızca dümdüz gidebiliyor.
Dahası, kimi iktidar fedâileri de bu hoyrat, bozuk kaldırım kabadayısı ağzını bir hocaya yakıştırıyor, ona alkış tutuyordu.
Konakçı'ya bir şey olmadı bu arada. Ama Dikbayır, başmüfettişin görevden alındığını iddia ediyor.
Şöhret ve şov düşkünlüğüyle adından söz ettiren bu Diyanet memurunun ayrıcalığı, dokunulmazlığı vardı sanki, cüretini nereden alıyorsa...
Necip Fazıl; "biz hohlaya hohlaya buz dağlarını erittik, şimdi ortalık çamurdan geçilmiyor" demişti.
Bir de bugünleri, vaaz kürsülerine çıkarılan ham softalıkla kaba yobazlığı görse neler demezdi.
MAYMUNLAR GEZEGENİ'YLE TANIŞTIĞIM CAMİ
Sümer Mahallesi'ndeki çocukluğuma boşuna gitmedim.
Necip Fazıl’ın piyesleri Reis Bey ve Tohum’u ilk o camide okudum. Pierre Boulle’nin Maymunlar Gezegeni’ni de.
Kayseri gibi tutucu, içe kapalı bir Orta Anadolu şehrinin hem de ücra bir camiinde.
Müezzin mahfilinin yanında küçük bir kitaplıkta duruyorlardı.
Muhtemelen Diyanet, böyle bir çizgi romanı kafa bulandırır korkusuyla bir cami kitaplığına koydurmaz bugün.
40 sene önce Kayseri’de, bir kenar mahalledeki Sümer Camii’nde Maymunlar Gezegeni’yle tanıştım oysa ben.
Okuma zevkimin gelişip zenginleşmesine büyük katkısı olmuştur.
Bir soğutmak, kaçırmak, uzaklaştırmak, düşmanlaştırmak yerine camiye ısındıran, çeken, yaklaştıran, sevdiren o günkü imamla müezzinin kültür ve anlayış inceliğine bakın...
Bir de kırıcı ve kıyıcı nefret söylemi azgınlıklarını, dini vaaz kisvesi giydirilmiş partizan propagandayı, halkı kin ve düşmanlığa tahrik şımarıklıklarını camiye sokanların bugünkü dinden kovma, dışlama ve kutuplaştırma hırtlıklarına...
Rahatsız olmayanlar utansın, nereden nereye!















"Eski ve yeni Türkiye ..
Yanıtla (8) (2)Emekliyim. Çok şükür, tavuklar nasıl kümeste geçiniyorsa biz de aynen öyle geçiniyoruz. Nereden geçineyim? 30 ay askerlik yaptım geçiniyorum işte. Kirada oturuyorum. 50 senedir orada oturuyorum. Benden 5 kuruş kira fazla almıyorlar. 5 bin lira kira veriyorum. Doğalgaz yakmıyorum. Elektrikli ısıtıcıyla ısınıyorum. Valla 6 bin lirayla geçiniyorum. Buna geçinmek deniyorsa geçiniyorum. Kent Lokantası da olmasa açlıktan ölürüm, dedi .. yaptığınız işin
Otuz ay askerlik yapanlar şimdi 100 yaşında falan olmalı. 1950’den sonra otuz ay askerlik yok.
Yanıtla (2) (0)Diyanetin yapması gereken tek bir şey var: yazıda sözkonusu edilen kişiyi derhal ihraç etmek. Çünkü bu haliyle adıgeçen kişinin yaptıkları yanına kar kaldığı gibi, başkalarına benzer şeyleri yapma konusunda cesaret vermekte. Bu görevi Hz. Peygambere layık bir din ve iletişim dili ile yapacak binlerce genç var. İslam ve Diyanet, bu vb.lerine mecbur ve mahkum değil.
Yanıtla (42) (12)konakçıyı diyanet görevden alamaz.çünkü konakçı ya bu görevi verenler başkalarıdır.
Yanıtla (16) (3)İfade özgürlüğü herkes icin geçerli olabilmeli. Beğenmediğine ihrac diye tezahürat yapıyorsan,
Yanıtla (2) (2)Ako'nin tasfiyelerinde neden tepki gösteriyorsun.
90'larda islamcilar kendilerine dokunuldugunda demokrasi çoğulculuk vs sizlanirdi. Kemalistler solcular vs de yapılanın hak olduğunu anlatmaya çalışırdı.
Şimdi tersine döndü.
Yarın yine tersine dönecek ...
Düzünü, düzgününü göremeyeceğiz..
Bunun ifade özgürlüğü ile ilgisi yok. H. Konakçı imam. İmamlarda devlet memuru. 657 sayılı DMK, mensuplarına siyaseti yasaklar. 'devlet memurları hiç siyasi oluşunun lehinde ve aleyhinde olamaz' der. kendisi de bunu biliyordur. biliyor da umursamıyorsa güvendiği bir yer var demektir. aynı durumda bir başkası olsa çoktan ihraç olurdu.
Yanıtla (10) (2)İfade özgürlüğünü kısıtlamaya her zaman bir sebeb bulunur...
Yanıtla (1) (2)2012 yılına kadar dindar bir insan olmama rağmen, kendimi kültürel olarak Müslüman olarak görürdüm. dindar insanlarımıza karşı saygılı davranmaya, onları kırmamaya özen gösterirdim. 2012 yılından sonra din ile ilişkim tamamen koptu. artık dindar insanlara da saygı duyamıyorum maalesef. H. Konakçı'yı bir kaç kez izledim. bana özel görevli gibi geldi. tüm yurttaşlara, başkalarının aklını değil, kendi akıllarını kullanmalarını tavsiye ederim
Yanıtla (62) (11)Sorun; senin neye inanip veya inanmadığın meselesi değildir..Istersen git patatese tap, krem peynire tap. Sorun; senin, Müslümanlara saygı duymaman meselesi de değildir..Sorun; Müslümanlara ve Islam'a duyduğunuz saygısızlığı; davranışlarınıza, eylemlerimize ve söylemlerinize yansıtmanizdir..Kendi uyguladığınız dil ve uslupta cevap aldığınızda bu sefer de " Yaşam tarzımıza saygı istiyoruz" diyerek havalara hopluyorsunuz..
Yanıtla (14) (42)İslam başkalarına gösterdiği saygı kadar saygı görür ve öyle de oluyor.
Yanıtla (5) (5)Yorumdan hayat tarzına müdahaleyi nasıl çıkardın hayret! müdahale fiili yapılırsa müdahale olur. düşünce açıklamak niye hayat tarzına müdahale olsun. bu yorum canımı sıktı demen yeterli. etrafında dolanmaya gerek yok.
Yanıtla (1) (1)@Karar Okuru..Islam ve Müslümanların insana verdiği değer ile mesela işgalci vahşi Yahudilerin insana verdikleri değeri en son Hamas'in ekranlara yansiyan esir takasından da anlayabilirsin...Israilli Yahudi esir gayet sağlıklı bir şekilde ve gülerek yanındaki HAMAS savaşçısını alnından öperek ona sarılıyordu.. Bir de sizinkilere; sömürgeci vahşi Hıristiyanlara ve işgalci vahşi Siyonist Yahudilere bak..
Yanıtla (2) (3)'Sizinkiler' sözünü hiç yakıştıramadım. İsrail vatandaşı değilim. nereden çıktı şimdi esir takası. ne alaka. konu ile ne ilgisi var.
Yanıtla (1) (0)Yorum bir üstteki @Karar okuru rumuzlu kullanıcının "İslam başkalarına gösterdiği saygı kadar saygı görür.." şeklinde yazdıklarına yöneliktir..
Yanıtla (1) (0)2012 yılından sonra din ile ilişkim tamamen koptu diyorsun, 2012 den sonra dinsiz olmuşsun hayrını gör.
Yanıtla (5) (33)Allah seni islam dininden kovmuş senin ise ben din den koptum zannediyorsun.
"Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz!“ "Günahın arkasından hemen iyilik ve hayır yetiştir ki, onu yok etsin!" Küstürmeyin o zaman insanları hayata. Sonra her şeyden vazgeçiyorlar. Samimi bir itirafa, taraftar kaybetmiş futbol kulübü gibi neden bu kadar kızıyorsunuz ki.? Mahallenizde “onlardan-mış gibi yapıyorum ama inanmıyorum“ diyen yüz binler var.
Yanıtla (5) (2)Bu Bozkurt ile Yunsur'a sizin görüşleriniz çerçevesinde ben de cevap verdim ancak galiba biraz ağır oldu ki yayınlanmadı .
Yanıtla (5) (0)Gerçek bir müslüman asla böyle birine karşı bu üslubu kullanmaz, kullanamaz ; bu tavır bir müslümana yakışmaz , gerçek müslüman karşısındakinin elinden tutar , ona yardımcı olur , yangına körükle gitmez , daima yapıcı olur .
Erkilet Güzeli artık Bağlar bozmuyor, şehrin içinde kaldı. Gesi Bağlarında badeler içilmiyor, şehir neredeyse Mimar Sinan'ın Ağırnasına dayandı. Yetersiz sanayisi ile beton bir şehre döndü. Ruhunu kaybetmiş bir şehir olarak kaldı...
Yanıtla (27) (1)Hollanda mimarisi hoşuma gidiyor. Eski evlerine hayranım. Eski küçük şehirlerin dokusu hala korunuyor.
Yanıtla (16) (0)Ama bir de amsterdamı gör. Hep yüksek yüksek camlı binalar dolu.
Avrupa ekonomisinin başkenti gibi.
Bizde Eski dokuyu koruma çok mümkün değil. Yunan işgalinde yakılmış bir çoğu..
Yeniden yapılanma yıllarında para ve kültür sıfır olduğu için bizde zaten pek bir mimari karakter yok.
Bari çakma modern bir derli topluluk olsun...
Da diyemiyorum. İğrenç çok katlı karaktersiz yapılaşma...
Türkiyede bahçeli bir evde oturmak istiyorsan ya fakir olup diş mahallede gecekonduda yaşayacaksın, yada çok zengin olup Villada oturacaksın. Aradaysan, 2-3 Katlı yığma yapılardan, Apartmanlara, sonrada rezidanslara zıplayıp duran bir çekirgesin.
Yanıtla (17) (2)Kayseri'nin medarı iftiharı Haseki. Kayserinin rantı adama yetmedi, deprem bölgelerinin madenlerin rantını da topladı. Kayseri Kalesi 15 yıl kapalı kaldı restorasyon yapıyorum diye. Sormuştum, Kalenin orada sucuk satanlara bu ne zaman bitecek? Abi altında Hazineyi bulana kadar devam edecek. Sonunda açıldı herhalde bir hazine buldular.
Yanıtla (6) (0)Bayağıdır gecekondu alıp oturayım diye bakıyorum (Antalya) 3.600k dan düşük bulamadım.:(
Yanıtla (0) (0)Bugün, dolu cafeler, kapısında kuyruk olan restoranlar, şık giyimli hanımlar beyler, 14 Şubat gül kuyruğu... Yarın çöpten yiyecek toplayanlar, askıda ekmek kuyrukları, "millet aç aç" çığlıkları. Bir nevi mızrak çuvala sığmıyor durumu. Ama sorun yok. İslamla sorunu olanlar Konakçı Dikbayır olayından yürüyeceklerdir. İyi, güzel, neşeli bir şey duymak ve görmek istemezler çünkü.
Yanıtla (2) (51)Kafan çok karışık. 3-5 alakasız mevzuyu iç içe sokuyor, sonuçsuz bir şeyler söylüyorsun. Bu halinle Akp'ye bir faydan olmaz.
Yanıtla (25) (5)Yazı 2 bölümden oluşuyor. 1. Kayseri'nin güzelliği ve konomik canlılığı. (sizler sürekli battık bittik edebiyatına maruz kaldığınız için bu bölümden hiç hoşlanmadınız. 2. Halil Konakçı, Dikbayır olayı. Tam damağınıza layık bir konu. Rahat rahat 100 yıllık dinci gerici yobazlar aydın ilerici CHP'liler sakızını çiğneyebilirsiniz. Yorumum yeterince açık sanırım.
Yanıtla (6) (30)Değil aslında, ‘çıkar bakalım telefonu’ diyen amcalar gibi yazmışsınız. Kayseride restoranları falan dolu duyunca Türkiye iyi görünmüş size!
Yanıtla (7) (1)Yok acik degil , bende bisey anlamadim , hele ikinci yorumun veya cevabin , kafan cok karisik senin
Yanıtla (2) (1)Tam da bu. :)) Anlama problemi olanlara laf anlatmak yerine "çıkarın bakalım telefonlarınızı" diyeyim ben de.
Yanıtla (1) (3)Medeniyet ile zenginliği karıştırmamak gerek. Yazar şehirdeki medeni gelişmeyi anlatıyor ki, bana göre gerilemiş. Kayseri’ de 50 yıl önce sokak sahaflarında bolca kitap roman satılırdı.
Yanıtla (1) (0)O laik kesimdir yiyen içen, 14 şubatta çiçekçi önünde kuyruk olup, kafeleri dolduran, kayağa gelen! Bu sekülerler ne istiyor daha.
Yanıtla (1) (1)İncelikle yetiştiğin halde her gün onulmaz bir muhalifliği başarmaktasınız, ya bi de kabalıkta yetişseydiniz ülkenin çekeceği varmış, verilmiş sadakamız varmış
Yanıtla (6) (13)Sadakaya güvenmeyin, ‘kabalıkla’ yeni bir nesil yetişti!
Yanıtla (0) (0)Geçmişte Fatih te 500 yıllık bir caminin mimberine seramik hat yazısı üzerine boydan boya tasarruflu uzun flarasan lambalar çakmıştı! birisi.
Yanıtla (2) (1)Diyanete şikayet etmiştim. Müftülük aradı beni az kalsın açanlıktan içeri tıkılıyordum(etki acanlığı yoktu o zam çok şükür). Geçen yıl Bağcılarda (cumaları farklı camilerde kılarım) yine kıl oldum:doğalgaz borusu döşemiş akıllının biri cami içine:(
4 tane sanayi tipi ısınma radyatörleri çakılmış kolonlara ıssıcak ıssıcak ısını verirken tepeden aşağıya..
İktidar iyi çalışmış Kayseri değişmiş demek. Halkta zenginleşmiş cafeler tıka basa demek. Eeeee hani mutsuzdu bu halk. Neredeeeen nereye. Cami görevlilerimi bence oraya hiç girilmemeli.
Yanıtla (1) (0)Yağmur başladığında yayılan toprağın kokusunu özledim. Her tarafı betonlaştıranları Allah'a havale ediyorum.
Yanıtla (2) (0)“Necip Fazıl’ın piyesleri Reis Bey ve Tohum’u ilk o camide okudum.”
Yanıtla (3) (0)Şimdi
içine giremeyip fotoğraf çektiriyorsun. Nerden nereye! Y. Kemal gibi olmuşsun, eski mesut günlere hasret.
Akif bey bu yazınızda çektiğiniz Kayseri fotoğrafı yorumcu kitlenizin kimyasını bozmuş. Türkiye'de mutlu, mesut, gülen insanlar olduğunu nasıl söylersiniz. Kronik mutsuzlara bu yapılmaz. Bari hepsinin AKP tarafından beslenen yandaşlar ya da paralı troller falan olduğunu yazsaydınız.
Yanıtla (3) (4)Eskiler mi güzeldi; eskiden mi güzeldik.. "Nefret söylemi azıgnlıkları" tek yönlü olmuyor Akif kardeşim...
Yanıtla (4) (0)Yazık ki ne yazık ,insanları dinden de ,insanlıktan da soğuttular.!????
Yanıtla (32) (6)Müslüman olan dininden soğur'mu? İslami bir yaşantısı
Yanıtla (12) (28)olmayanlar genelde bu
sözü çok kullanıyorlar.
dertleri her fırsatta dini kötülemek. girip çıkıp kendilerine oy veriyorlar. kendi kendilerine ediyorlar da, o tarafa bakan kim.
Yanıtla (4) (15)bu tip yollara girmeyin. yaşam geçiyor. kendi kendinizi kritik etmeyi ihmal etmeyin
Yanıtla (2) (1)40 sene önce ateist ailelerden dindar çocuklar çıkardı günümüz türkiyesinde ise dindar ailelerden ateist çocuklar çıkıyor.
Yanıtla (69) (4)Bunun hesabını yaradana nasıl verecekler.
Yanıtla (4) (2)Zaman, çıkar ve fiyaka uğruna kaselislik zamanı. Şeytanın ve zamanın popülist ve kibir kokan davranışlarından Allah cümlemizi korusun.
Yanıtla (3) (1)Bu gün yoldan çıkmayan bir kurum kuruluş mu kaldı , haliyle diyanet de modaya uyuyor , onun başı kel mi , hem umayıp netsin!
Yanıtla (12) (1)Cuma namazına erken gidiyorum. Camiden içeriye girince henüz vaaz dahi başlamamış içeride benim gibi 3-5 erkenci kişi var. Yüksek sesle selam veriyorsun ama alan yok .Ne camii eski camii, ne cemaat eski cemaat, heyhat!
Yanıtla (8) (0)"Kültürel yağmanın neresindeyiz?" dedirten yazı...Beton fetişizmi tam gaz. Yüksek apartmanlara boydan boya inşaat firmasının adı yazılıyor... Ve kalabalık yalnızlık... Siyasete seçimlere de yansıyor yansıyacak.
Yanıtla (3) (0)Akif bey.kayseri kalelesinin kuzeyinde 3adet kafe yaptılar yaklaşık 40 metrekare 2,3 yılsora azar azar meydandan çalmaya başladılar şimdi tahminen toplam 2000 m.k oldu meydanı işgal ettiler hemde kalenin yanında.
Yanıtla (13) (1)O iş bilmek oluyor, gururla anılan önüne konan üç koyunu otlatmak! Siz utanma bekleyerek yazdınız herhalde!!
Yanıtla (5) (1)Müslüman oranı neden düşüyor bu ülke de deist ve ateistlik neden bilhassa gençler arasında artıyor nedeni işte ortada.
Yanıtla (4) (0)Necip fazılın kaba softa ham yobaz tabiri hafif kalır hatta onlara hakaret olur. En azından onların bir duruşu vardı.
Aynen, millet camiden de soğudu hocadan da hacidanda
Yanıtla (5) (0)Hz.Ömer zamanında İslam ülkesi dünyanın en zengin ülkesi haline gelmişti, Ama halife Ömer öldüğünde
Yanıtla (24) (1)Kıyafeti yamalı idi..
"Hakkınızı helal etmediğiniz kişinin çektiği azabı görseydiniz hakkınızı helal ederdiniz .kıssadan hisse
Hz.Muhammed sav.
O dönemde devlet gelirlerinin tamamı savaş ganimetlerinden geliyordu. Ekonomi çoğunlukla karşılıklı mal değişimi ile işliyordu. Askerlerin dışında maaş alan yoktu. Halifeler, hocalar bile maaş almıyordu. Avrupada da, Hindistanda da ekonomi böyle işliyordu. Bugün islami ekonomi filan dediklerinin hepsi bu. Eski çağ düzeni. Gerisi uydurma.
Yanıtla (18) (2)Mekke ticaret, Medine ziraat şehridir. Ticaret kervanlarinin sahiplerinin yanında, çalışan elemanlar da oluyordu haliyle. Bunlar ücret alıyorlardı. Ziraatte de keza.
Yanıtla (1) (1)Hz Ömer döneminde bir anda büyüdü. Yeni şehirlerde farklı kazanç yolları vardı.
10. Yada yazılan fıkıh kitabı kuduri'de çeşitli kazanç şekilleri ve bunların hükümlerine dair geniş bilgi vardır.
Onu okuyan, o dönemin şartlarına göre ekonomist olurdu. Kuduri okuyan zengin olur denirdi.
Her gün savaş olmadığı için sadece ganimet bekleyen aç kalır. Asker bile maaş alıyordu. Zorunlu ücretsiz askerlik modern bir uygulamadır.
Yanıtla (3) (1)Halife Hz Ebu Bekir ra günlük yarım koyun maaş alıyordu.
Sayın OkurM. İran'lının malını zorla elinden alıp. Mekke'liye vermek, doğru bir zenginleşme yöntemi değil. bu durumda Mekke'li zenginleşirken İran'lı fakirleşmiş olur. buna açık hırsızlık denir. zenginlik üretimden kaynaklanırsa kalıcı olur. böyle bir veride yok maalesef.
Yanıtla (6) (0)Savaş hukuku farklı bir durumdur. Fransa Amerika bugün libyada ortadoguda savaş tazminatı olarak neler kazandı malum. 21. Yydayiz, 7. Yya laf yetiştiriyoruz hala...
Yanıtla (0) (0)İslam hukukunda kazanca dair vergiler hakkında imam Ebu Yusuf'un kitabul harac adlı kitabı vardır. Vergi hukuku alanında dünya tarihindeki ilk kitaplardan biri olabilir.
Gazavat değildir tarih sadece. İktisat tarihine de göz atmak lazım.
Merakımdan soruyorum kervan basmak savaşmı oluyor?
Yanıtla (0) (0)O zamanlarin meri devlet hukukuna göre Barış anlaşması imzalanmadikca savaş halidir...
Yanıtla (0) (0)Bugün de düşmana taktik fayda sağlayacaklarını düşündükleri her şeyi vuruyorlar. Savaşın kendine özgü hukuku var.
Onun için Belkıs'ın ağzından sad suresinde "melikler bir beldeye girerlerse orayı ifsad ederler, izzetlilerini zelil kılarlar" diyor. Barışın yolunu arıyor.
Cengiz ortaya çıktığında tecrübeli hükümdar Alaeddin keykubat, alttan aldı. Barış ortamını korumak için çabaladı. Heveskar vezirler ve çapsız oğlu, onu zehirleyip ipleri ellerine aldılar. Savaşa giriştiler. Savaşa başlamakta inisiyatif sahibi olabilirsiniz. Ama nasıl biteceği artık elinizde olmaz.
Yanıtla (0) (0)Koskoca Anadolu Selçuklu Devleti, mogollarin ortadogu valisine bağlı bir vasallik konumuna düştü.
Yagmalar, acılar kan vs...
Barışı sağlayamadığınızda her türlü riski kabul etmiş oluyorsunuz.
beni döven,küfreden hakkımı zorla alan. tuz sattıgım için altımilyar,leblebişeker sattıgım için 1.250,000.000tl ceza yazanlara hakkımı helal etmem.cehennemden korkuyorsa kötülük yapmasınlar.hepsinin ateşi bol olsun.
Yanıtla (0) (0)Sayın Beki yaşça büyük olduğum için daha geriye gidiyorum. Ramazanda yaklaştı böyle bir kış ramazanında teravilerde eğlence gibi görürdük namaz esnasında bile neler yapardık selam verilir camiden atılırdık, diğer selamda aralarına alırlardı. O camileri o insanları sevdik. bu gün dernek üyesi iken camimizde çocuk istemeyenleri gördüm.
Yanıtla (2) (0)Orta okul ve liseyi Kayseri'de okudum.1967-73.O yıllarda dindarlar çoğunlukta,din tacirleri azınlıkta idi.Yine de 19 Mayıs Spor gösterilerinde gencecik kız çocuklarını öteleyecek kadar yobazdılar.Okumaya sınır getirme yobazlığı gibi.
Yanıtla (2) (1)Dinini kutsal kitabından öğrenen ile tarikat şeyhinden, cami imamından öğrenen bir olur mu?
Yanıtla (7) (0)Birinde doğrudan ÜRETİCİDEN katkısız,
Diğerinde ARACIDAN tağşiş edilmiş ürün almak gibi...
Ne yazık ki; anladığı dilde kutsal kitabını okumayanın %87 olduğu bir inanç dünyasında Allah ile aldatan aldatana...
AK Parti öncesi çürümeye terk edilen Islam,
Ak Parti döneminde kokuşup tüm yurdu kapladı...
Yazıklar olsun!!!
Hava öyle puslu'ki ,şeytan bile müslüman kisvesi görünümünde.
Yanıtla (4) (0)Kazım Karabekir paşa.
Sen sofusun, hep dinden dem vurursun, bana da sapık, dinsiz der durursun. ....Peki, ben ne görünüyorsam oyum, ya sen ne görünüyorsan o musun? demiş, Ömer Hayyam ... pek doğru demiş rahmetli ... Mesela ; haram ve rüşvet yemek orucu bozar mı bozmaz mı sualine yıllardır cevap gelmedi süslü Ali efendi ve sair mübareklerden! ...bu kadar zor mu?.. bozar veya bozmaz, o kadar
Yanıtla (6) (0)Yapılan işler mecraların dışında ise, gelecek karanlığa yol alıyor demektir. Dünde, bugünde ve gelecekte siyaset, cami, kışla ve okullardan çıkmadıkça adam olmayız.
Yanıtla (6) (0)Akıf Bey yazınız v e yorumunuz cok guzel tebrık ederım o bahsedılen hoca nın oldugu camı ve cemaate asla bulunmak ıstemem adamın agzı bozuk*mufettıs gırevını yapmıs gorevden alanlar utansın
Yanıtla (9) (0)Erdoğan kürsüde konuşurken solundaki adı millet vekili olan şahısların alkışlarıyla adeta bir şova dönüştü Reisin konuşması bitmeden burada alkış yapacaksınız dercesine tam arkasındaki şahıs dinleyicilere orkestra şefi edasında ilk alkışı başlatarak ,reise de bak alkışları ben başlatıyorum diyerek sadakat mesajı veriyordu.Sağduyunun bittiği ,milyonlarca vatan evladına da dolaylı olarak sizde haddinizi bileceksiniz mesajının verildiği bir görüntü olarak tarihe kaydedildi.
Yanıtla (29) (1)Osmanlı'da Alkış çavuşu diye bir meslek vardı !
Yanıtla (13) (1)Bu arkadaş onların yeni versiyonu.
Kayseri Türkiyenin en planlı şehri... Ancak son 15-20 yılda Talas ve Gesi taraflarına çok yüksek binalar ve birbirine çok yakın
Yanıtla (2) (0)yapılmış..
Kayseri bir miktar beton modasına uymuş..
Allah’ın dinini saptıranlar,menfaat adına satanlar,bile bile insanları şirke yönlendirenleri,Allah(CC)ayetlerini gizleyip bunlar peygamber hadisidir deyip insanlara yalan söyleyenleri Allah (CC)Bakara 174 ayetinden hesaba çekecek.
Yanıtla (14) (1)çok haklısınız nereden nereye eskiden saygı vardı adap vardı...Din adamlarına saygı duyulur danışılırdı aynı zamanda toplumun akil insanlarıydılar...şimdi nerede o hocalar
Yanıtla (16) (2)Allah-u Teâlâ, Âyet-i kerime'sinde şöyle buyuruyor:"Emrolunduğun Gibi Dosdoğru Ol!" (Hûd: 112)..Ey İman Edenler! Allah'tan Korkun ve Doğru Söz Söyleyin ki, Allah İşlerinizi Düzeltsin ve Günahlarınızı Bağışlasın."(Ahzâb: 70-71).Doğruluk;bir müslümanın niyetinde, söz ve davranışlarında dürüst olması, yalandan uzak olması demektir
Yanıtla (12) (0)Allah için hak sahibine hakkını verelim. Bu hale getirmek için çok uğraştılar. Türkiye artık eski Türkiye değil.
Yanıtla (13) (0)Şımarıklık azgınlık,,azgınlık cüret,,cürette sonu getirir,,ancak üç gün konusu olacak bir hikaye olup,öyle gidecek bir kader hikayesi yazılıyor..
Yanıtla (9) (0)Allahtan korkan ağzına diline hakim olur,,,insanlarla alay hakaret küfr olmaz izzet iffetlere saldırı olmaz,arada hata yapsada kişi muhataptan özür,Allahtan af diler...Yok eğer sürekli ve sistemli ise, orada artık Allahtan korku yoktur,kudurmuşluk vardır artık diyerek son kesin kararlar verilir..HERŞEYDE ONA GÖRE GİDER ONA GÖRE SONLANIR..ARTIK SON RADDELER..
Yanıtla (14) (0)