Gidişattan AK Parti’ye gönül verenler de mutsuz ve endişeli
İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun “yolsuzluk” suçlamasıyla tutuklanarak Silivri cezaevine konulması, adeta toplumsal bir depremi tetiklemiş bulunuyor.
İstanbul’da millet iradesine karşı yürütülen son operasyonların, esas itibariyle İmamoğlu’nu yargı marifetiyle tasfiye ederek cumhurbaşkanlığı yarışında saf dışı bırakmayı hedeflediğini AK Partililer dahil artık herkes biliyor.
Kuşkusuz bu sadece Ekrem İmamoğlu meselesi değil, ülkeyi derin krizlere sürükleyen hukuksuzluğa, adaletsizliğe ve merhametsizliğe karşı toplumsal vicdanın isyan haline dönüşmesidir.
Maalesef İmamoğlu üzerinden sahnelenen hukuk dışı operasyonlar, epey bir süredir ‘tek parti’ dönemini bile aratacak uygulamalarla geniş toplum kesimleriyle bağlarını koparan AK Parti’ye karşı olan güvensizliği daha da derinleştiren sonuçlar üretti.
Mesela Saraçhane’de en ön safta yer alan gençler, sağcısıyla, solcusuyla, muhafazakarı ve milliyetçisiyle Maltepe’de buluşan 2 milyon insan CHP’ye duydukları sempati nedeniyle değil, kendi özgürlük alanlarına yönelen tehditlere karşı tepki vermek için meydanlara koştular.
Hiç lafı dolandırmadan söyleyelim kim meydanlardan yükselen bu sese kulaklarını tıkarsa kaybeder.
Çünkü gençlerin fırsat eşikliğinin ortadan kalktığı, mülakatlarla hayatlarının karartıldığı bu adaletsiz sisteme itirazı var.
Çünkü toplumun hemen bütün kesimlerine tepeden bakan, tehdit diliyle kutuplaşmayı derinleştiren iktidara itirazları var.
Çünkü sessiz yığınların, en küçük iktidar eleştirisi yapanları ve de anayasal protesto haklarını kullanan insanları ‘ihanet’ parantezi içine alarak kötücülleştiren iktidar uygulamalarına itirazı var.
Çünkü sınırsız iktidar gücünü daha da tahkim etmek için, millet iradesine karşı yapılan operasyonlarla ekonomik krizin daha da derinleşmesi sonucunda ekmekleri biraz daha küçülen emeklinin, asgari ücretlinin, dar gelirlinin bu jakoben fanteziye itirazı var.
Özellikle AK Parti’nin yönetim kademesi, tehlikenin farkında değil belki ama bütün bunlar, iktidara ve AK Parti’ye güvensizliğin en bariz göstergeleridir.
DEVA Partisi lideri Ali Babacan’ın bu konudaki sözleri hiçbir analize ihtiyaç bırakmayacak kadar açık ve net: “Demokrasi de hukuk da adalet de dolayısıyla ekonomi de büyük bir saldırı altında. Ve bu saldırıda kullanılan mühimmat, sis bombasıdır. Sayın Erdoğan’ın ekonominin ortasına bıraktığı sis bombasıdır.”
Eminim ki bizzat AK Parti içinde yer alan ve bu partiye gönül veren milyonlar da hukukta, adalette ve ekonomide kaybeden böyle bir Türkiye fotoğrafından son derece mutsuz ve endişelidir. Nitekim bayram süresince görüştüğüm önemli sayıda AK Partili tanıdıklarım, açıktan konuşmasa da alçak bir sesle “İyi bir yere gitmiyoruz” diyerek endişelerini paylaştılar.
Zira ülkesini seven hiçbir bireyin, sırf otokratik bir güç denemesi adına sahneye sürülen ‘siyaset mühendisliği’ senaryoları ile Türkiye’nin hukukta antidemokratik ülkeler ligine düşmesine, ekonomisinin yerle bir edilmesine gönlü asla razı olmayacaktır.
Ama ne hikmetse AK parti iktidarı hem kendisine gönül veren milyonların hem de farklı kesimlerin sesini duymamak için adeta etrafında kale duvarları oluşturmuş bulunuyor. Ne yazık ki kendini hapsettiği bu yankı odasında, kendi sesinden başka bir ses duymuyor, ayrıca duymaya da tahammülü yok.
Daha da vahim olanı etrafında toplanan ‘memur gazeteciler’in her gece televizyonlardaki merdiven altı yorumları ve itibar suikastları eşliğinde sesi çıkan herkesi tutuklayarak toplumsal tepkiyi bastırabileceğine inanması…
Boşuna boykot çağrıları yapılıyor, zaten toplumun önemli bir kesimi kendiliğinden boykot uygulayarak bu ‘memur gazeteciler’in üfürdüğü yalanlara inanmıyor, gazetelerini okumuyor, televizyonlarını izlemiyor. Çünkü bu üfürükçüler, sadece emir tekrarı yapıyorlar o kadar…
Kim ne derse desin bu gidişatın sonu hiç hayra alamet değil. Zira iktidar her gün biraz daha sertleştikçe konuşanlar, anayasal protesto hakkını kullananlar gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, demokrasi ve hukuk kan kaybetmeye devam ediyor.
Anlaşılan o ki AK Parti’de hala var olduğunu sandığımız makul siyasetçiler de bu hikayenin iyi bir sona doğru ilerlemediğini söyleyebilme cesaretini kaybetmişler. Belki de biz onlara fazla bir anlam yükledik ve kendi kendimize boş hayaller kurduk…
Şimdi geldiğimiz noktanın özeti şu; AK Parti artık bizim bildiğimiz AK Parti değil, şimdi o koşar adım 1930’ların, 40’ların ‘tek parti’ dönemine doğru ilerliyor. Ve hep birlikte hukukta, özgürlüklerde, ekonomide kaybediyoruz. Herkese geçmiş olsun…















Türkiye siyasette, hukukta ve ekonomide hiç iyi bir noktada gözükmüyor. Demokrasi konusunda ciddi bir gerilik yaşanıyor. Türkiye'nin Avrupa Birliğine girebilmesi oldukça zora girmiş durumda. Ne yazık ki "Türkiye yüzyılı" söylemleri de bu tabloyu değiştiremiyor!
Yanıtla (0) (0)Millet artık siyaset mühendisliklerinden, memur gazetecilerin ve medya organlarının üfürdükleri yalanlardan gına gelmiş durumda! Allah sonumuzu hayır getirsin!
Bence de gecmıs olsun. Bu yasananlara sesını cıkatmayıp hatta kıs kıs gulenler bu fılmın sonuda roller degıserek aynı fılmı ızleyecegını de cok ıyı bıldıklerı halde ızlemeye devam edıyorlar. Toplum olarak da bu fılmı reoller degıserek defalarca ızledık vede ızlemye devam edecegız maalesef...
Yanıtla (0) (0)Dikkatimi çekiyor, yazar yada okurlar sık sık cumhuriyetin ilk yıllarının tek parti dönemi ile bu günü kıyaslıyorlar. Yapmayın. Savaştan yeni çıkmış ve yeni kurulmuş cumhuriyette elbette başta tek parti olacaktı. Bugün Kü durumla bir mi? Bunlar hazıra kondu cumhuriyetin kazanımları sata sata bitiremediler. Koltuktan kalkmamak için her yola mübah diyorlar.
Yanıtla (26) (0)Evet sizinki iyi, bizimki kötü
Yanıtla (0) (0)Bugünün Akp-Mhp iktidarı 1940 larin tek parti iktidarından kat be kat baskıcıdır. O zamanlar bile basın bu kadar tek sesli değildi, devrin basınını arşivlerden bulup okuyabilirsiniz. Bu kadar adam kayırma, fişleme, kutuplaşma, yolsuzluk yoktu. Kimse farkında değildi demokrasi de 100 yıl, ekonomide 40 yıl geriye gittik
Yanıtla (4) (0)Tüm varlığını Akp ye adayan fakat karşılığını alamayan çok geniş bir mutsuz insanlar topluluğu var tabanda. Partiyi saray dışlamış. Bu insanlar sarayın umurunda değil. Piramidin tabanı çöküyor.
Yanıtla (14) (1)Bekledikleri tek karşılık para idi, her şeyi satıp savıp, üstüne de borçlanıp, elde avuçta ne varsa dağıttıktan sonra dağıtacak bir şey kalmayınca hayal kırıklığına uğramış bir topluluk… Dava dedikleri şey üretmeden rahat yaşamaktı, sahte cennet bitti, dağılabilirler…
Yanıtla (6) (0)“Tek parti dönemi”. Savaştan çıkmış, daha dünyada demokrasi örneği oluşmamış, pratiği yok, sağındakine sorsan “Osmanlı Hanedanlığına geri dönelim” diyor, solundakine baksan “Rus yönetim şekli güzel” diyor. Peki size soru, bu şartlarda kaç parti olmasını isterdiniz? Tek part, tek part; kaç isterdiniz? Kurucu sormaz, yapar.
Yanıtla (17) (0)Aman sizde hırsızların tek parti dönemi diye söylemleri çokta tın ahlaksızlık yapamamışlar çalamamışlar ülkeyi düşmana satamamışlar kuyruk acıları çok adam yerine koyup bu ahlaksız güruha cevap vermek bile yazık
Yanıtla (9) (0)Son paragraftaki "koşar adım tek parti dönemine doğru ilerliyor" cümleniz bile, yaşanan bunca kötülüğe rağmen hala iktidardan yana olduğunuzu gösteriyor. Yeni kurulmuş bir devlet ve o günkü dünya konjonktürüne rağmen, hep şikayet ettiğiniz tek parti döneminde bugünkü kötülüklerin (hırsızlık, yolsuzluk, liyakatsizlik, ülkeyi itibarsızlaştırma vs) hiçbirisi yoktu. Bunu siz de çok iyi bildiğiniz halde size ezberletilen fikirlerinizden vazgeçemiyorsunuz maalesef.
Yanıtla (11) (1)Bu gazetedeki yazıları takip etmeye çalışıyorum. Eleştirilerde abartı yok. Ancak, filanca şahsın yolsuzluk yaptığına dair iddialar iftira, o hiç bir şekilde yolsuzluk yapmaz, ithamların hepsi uydurma şeklinde ifadeler de bekliyorum ama yok. Basın ve medya ortadan ikiye ayrılmış. Sadece ve sadece birisi yargının siyasallaştığını, iktidarın otoriterleştiğini, diğeri ise yolsuzlukları ispatlamakla meşgul. Bu iki grup medyanın ikisinin de dediklerine doğru mu demeliyim, yanlış mı demeliyim. İmdaat.
Yanıtla (1) (0)Gidişattan endişeli ve rahatsız olanlar, mevcut düzenden menfaati olmayanlar ve olup ta kesilenler. Çok az bir ahlaklı insan dışında kimsenin kimseden farkı yok.
Yanıtla (2) (0)Sayın yazar, yıllardır adaletsiz, hukuksuz, vicdansız, yalan, iftira, inkarla milyonlarca insanın hakkını yiyerek siyaset bu siyasetçilere hep dindar olarak nitelendirdiniz. Şimdi öyle olmadığını yazınızla anlamış oluyosunuz. By da bir sizin için bir kazanç.
Yanıtla (7) (0)Biz Ak Parti'ye Türkiye'ye huzur zenginlik adalet getirecek diye oy vermiştik.Gönül filan vermedik.Ancak yıllar sonra gördük ki ülkede adalet, huzur tamamen yerle bir oldu.Yoksulluk geldi oturdu.Muhalefete yapılanları onaylamak ahlaklı bir vatandaşa yakışmaz.
Yanıtla (14) (0)Demokrasinin tam oturmadığı ülkelerde Uzun süreli iktidarın halka "biz bukadar yapabildik nasibimiz bukadarmıs" demesini beklemek hafif tabirle saflıktır, şahsi çıkarlarını korumak direnecekler, bu gayet normal.
Yanıtla (4) (0)Bu sizin eski dost akpliler neden eleştirilerini fısıltıyla yapıyorlar, neden korkup çekiniyorlar, demek ki kaybedecekleri, haksız edindikleri maddi veya manevi birşeyler var. Öte yandan, sizler de en ağır eleştirilerinizi yaparken bile tek parti dönemini işaret ediyorsunuz ya, bu da sizin eleştiri dozunuzu hafifletiyor, bunu da bilmiş olun. Özellikle mi yapiyorsunuz bunu da bilmiyorum.
Yanıtla (19) (1)Sonumuz hayrolsun evlatlarımız Allah'a emanet olsun. Karanlık günler gelirse şayet çok kötü günler yaşanacak ve sadece dört zengin kendini kurtarabilecek.
Yanıtla (2) (0)Sanki tek ayak üstünde 40 yalan söyleyebilen, BEYAZA siyah, SİYAHA beyaz diyen Erdoğan değilmiş gibi...
Yanıtla (23) (0)Sanki Cumhuriyet tarihinde emsali görülmemiş yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar Erdoğan döneminde yaşanmamış gibi...
23 yıldır AK Parti'ye gönül/oy verenlerin gönülleri;
-AK Parti'ye/Erdoğan'a ekonomi ipiyle bağlıymış ki,
-Aç ve açıkta bırakılınca HİDAYETE ERMİŞ olmalılar(!)...
Millet ütüldüğünün farkına vardı varmasına da, ne yapacağına nasıl yapacağına karar veremiyor. Lakin son pişmanlık kar etmez, bunu da biliyor, ama zararın neresinden döneyim diye düşünüyor.
Yanıtla (12) (0)EĞER "İstanbul’da millet iradesine karşı yürütülen son operasyonların, esas itibariyle İmamoğlu’nu yargı marifetiyle tasfiye ederek cumhurbaşkanlığı yarışında saf dışı bırakmayı hedeflediğini AK Partililer dahil artık herkes biliyor." BÖYLE düşünüyorsanız ya olanı biteni takip edemiyorsunuz ya da bilerek yalan yazıyorsunuz.
Yanıtla (2) (23)Davanın muhbirleri, şahitleri, itirafçıları CHP'li olacak; belgeler, bilgiler Tape, bilgisayar vs ele geçirilecek, yüzlerce müşteki olacak ama yine de suçlu Erdoğan öyle mi?
Emekli ikramiyelerine yapılan bin liralık artış için 'daha ne olsun' diyebiliyor sayın Erdoğan. oysa, bin lira ile 1 kilo 250 gram et alınabiliyor. bir başka etkili ve yetkili M. Elitaş 'maaşlara çok zam yaparsak çok para harcarlar' diye dalga geçiyor. 2 nisan tarihinde herkesi alışverişe çağırdılar bunu diyenler. AK parti artık yönetemiyor. ne diyeceğini de şaşırmış.
Yanıtla (7) (0)RTE ve AKP, 30 yıl önce de aynı idi, şimdi de aynı. Zaman ve imkan ölçüsünde tabiatlarının hükmünü icra ediyorlar. İnsanlarımızın inanma ile ilgili ciddi bir sorunu var. Profesyonel siyasetçiler dışındaki insanlar için siyaset, inanç işi değildir, bilgi, vicdan ve muhakeme işidir.
Yanıtla (7) (0)Amiyane tabirle, darısı, tuzum var diyene hıyarla koşanlara..
Yaşam gün gün zorlaştı. Pazarda çarşıda, sokakta insanlar mutsuz. Türk-İş, Disk, Kesk, Mem-sen ve genel bir mutsuzluk! M. Simşek´e 2 sene önce ekonomiyi düzelt dendi. TÜİK verilerine göre Enf. %39 idi bugün %38! Olmuyor, Maaşlar kadük, iktidar bırakmak istemiyor, muhalefet bastırıyor! Gazeteciler, siyasetçiler yargı sopası ile hapiste. Gösteri, boykot ve görünen o ki ya otoriter rejim ya da demokrasiden yana olanlar! Ama bunu sandık-seçim tayin etsin, ben yaptım oldu ile buralara geldik zaten !
Yanıtla (9) (0)Anayasa sizlere ömür
Yanıtla (5) (0)ne demişler ? insanlar sizi hayal kırıklığına uğratmıyor, siz yanlış insanlar üzerine hayal kuruyorsunuz.
Yanıtla (22) (0)Kişiler ve devletler aynı anda , hem Amerika'nın hem de Filistin dostu olabilir mi ?... ( Hamiş : Bilindiği üzere, Tarihin en büyük ve en vahşi soykırımını yapan İsrail'in , en büyük silah cephane tedarikçisi ve destekçisi Amerika'dır ) ... her ikisiyle de dostluk !? ...bu ne yaman çelişki!
Yanıtla (10) (0)Gerçekten çok mu zor, adaleti hukuku demokrasiyi öncelemek, hak hukuk arayanlara yardımcı olmak. Ülke kaynaklarını daha verimli kullanabilmek. Koltuk bu kadar mı önemli. Bir tarafta iktidarı elde tutmayı her şeyin üstünde tutan bir azınlık, diğer taraftan ülkenin kalanı.
Yanıtla (13) (0)Bir büyüğümüzün söylediği gibi, Türkiye 1 den büyüktür.
Gidiyor gitmekte olan.
Türkiye’nin ‘dostu !? ’ , Türkiye karşıtı blokta !? ...
Yanıtla (10) (0)Ege’de düzenlenen Iniochos hava tatbikatında, yeni bir ittifak oluştu. Doğu
Akdeniz’de olası tehdide karşı yapılan tatbikata ABD öncülük, Yunanistan ev sahipliği yaptı. Rum Kesimi, Hindistan ve İngiltere’nin yanı sıra ‘dost’ dediğimiz KATAR , BAE ve Bahreyn uçakları, İsrail’le birlikte uçtu.. (100 yıl önce bir bilge" gerçek kurucu lider " ; Arapların kendi aralarında ki işlere karışmayın, Rusya ile ilişkilerinizi iyi tutun demişti..)
Sayın Ocaktan Gazzede müslümanlara İsrail bombardımanı devam ediyor ve çok acımasız bir zorla ülkelerinden sürülme tehlikesi ile karşı karşıya gelmek üzereler fakat yıllarca Filistini siyasete alet ederek oy toplayan Erdoğan sesini değil boğazından gık bile çıkmıyor. Bir zamanlar Mısırda İhvan destekcisi iken 180 derece dönerek kardeşim Sisi diyerek İhvanı satmış oldu.
Yanıtla (7) (0)Ekonomik sorunlarla; CHP secmeninden ziyade AKP-MHP seçmenleri boğuşuyor.. Fakat CHP'li siyasilerin ve laikçi, tahammülsüz, mezheoci, dogmatik marjinal solcuların tutum, davranış ve söylemlerine bakınca yine dönüp dolaşıp AKP'ye demir atıyorlar.. CHP'nin en büyük siyasi rakibi ve düşmanı CHP zihniyeti ve CHP ideolojisidir..
Yanıtla (4) (37)Sahne şu;geminin yolcuları kaptanın yönetiminden rahatsız,gemi kah açık denizde dalgalar arasında yönsüz şekilde yalpalıyor kah kayalıklara bodoslama bindirip duruyor.Kaptan artık ne dümen tutabiliyor ne gemiyi idare edebiliyor.Yolcular feryat figan halinde, geminin başına yeni bir kaptan seçmek ve kurtulmak istiyor.Ama kaptan kaptan köşkünün kapılarını kilitlemiş,idareyi kimseye vermek istemiyor,'Falanca tarihte beni siz seçmiştiniz,gemiyi sadece ben kullanacağım,dümeni kimseye vermem.'diyor.
Yanıtla (11) (0)Nabza göre şerbet amaç için kutsaldır. Gidilen yolda budur. Zamanı nasıl kullandılar ve hala da devam ediyor, önce askeri sonra hukuku, şimdi de toplumun ayarları ile oynanıyor. Sonuç oldu da bitti maşallah a gidiyor.
Yanıtla (9) (0)Akp ye gönül veren yok Akp çıkar partisi ülkenin tüm gelirini olanaklarını üyelerine dağıtan bir şebeke tarzı çalışan bir oluşum en uzağındakini belediye yardımına bağlamış orta katmanına liyakat aramaksızın işlere sokmuş yakınındakilerede ballı ihalelerle kendine bağlamış devlet yönetmekten uzak o akıla sahip olmayan derebeyliği inşa etmiş bunca yalana yanlışa bitilerinin yırtınarak koruması bu çıkarları kaybetme korkusundan
Yanıtla (31) (1)Bu dünyada kimse ağzından çıkanlarla imtihan olmadan ölmez. Bugünkü adaletsizliğin iki sebebi var.
Yanıtla (3) (4)Birincisi İslami kesimin ağzından çıkanlar. Bize zulmettiniz biz olsaydık Allah'ın adaleti ile muamele ederdik. Ama maalesef adaleti değil ahlakı bile anlayamamışlar.
İkincisi CeHePe zihniyeti. Biz gericilik ile mücadele ediyoruz. İnsanların ne düşündüğünü biliyoruz ülkemizin çıkarlarını koruyoruz demeleri oldu. Şimdi Akıllarından geçenleri gören bir iktidar nasip oldu.
Ekonomi çok kötü ve iktidar hukuku ve ekonomik kurum bağımsızlığını sağlayamadığı için seçime böyle girmekten korkuyor..O zaman ne yapalım en kestirme muhalefetin kazanması muhtemel adaylarını önümüzden çekelim dedikleri bariz belli ..İmamoğlu sağ seçmene de hitabet ettiği için klasik bir CHP kökenli adaydan daha çok korkutuyor Tayyip Erdoğan'ı..İmamoğlu camide Yasin okuyor Cuma namazlarına gidiyor anne baba muhafazakar ..dolayısıyla sağ secmenle örtüşen aile değerleri var..
Yanıtla (30) (2)Hak hukuk adalet Liyakat arayışı artık, Durdurulamaz önüne Set çekilemez. Yıllardır iktidarın her yaptığına boyun eğmiş, sineye çekmiş, her dediğine inanmış veya inanmamış, çaresizce itaat etmiş. Sorumluluk sahibi aileler artık, evlatlarının çaresizliklerini görüyorlar.Baş kaldırışlarına destek vermeyi zorunluk olarak görüyorlar. Kendilerini bu iktidarın, pervasızlığından sorumlu hissediyorlar...
Yanıtla (36) (2)Tek parti dönemini taklit ediyor akp.zihniyet aynı.
Yanıtla (13) (6)Ak Parti yoneticilerinin, ya da iktidarin basinda olanlarin olan bitenlerin farkinda olmadigi tezi pek dogru degil. Gayet iyi farkindalar ama iktidarda olmayi bir beka meselesi olarak gordukleri icin her muhalif hareketi yok etmeye calisiyorlar. Bunun degismesini beklemeyelim, cunku muhalefet ister istemez giderek guclenecek ve buna bagli olarak baskilar da artacak. Gorunen koy kilavuz istemez.
Yanıtla (13) (2)Gidişattan mutsuz ve endişeli olanların ortak paydası vicdan ve merhamet sanıyordum.
Yanıtla (12) (1)Dünya 1930’ların, 1940’ların dünyası değil. Dolayısıyla “tek parti”nin bizi götüreceği yer de o dönemden farklı olur. 1930’lar, 1940’lardaki tek parti döneminde dünya ticareti çökmüştü, Avrupa’da faşizm, ardından savaş vardı. Otoriter rejim ekonomiyi geniş çapta vurmadı. Bugün demokratik Avrupa’nın çeperindeyiz; hukuk devleti ilkelerinden, demokratik ilkelerden uzaklaşmak ekonomiyi de vurur.
Yanıtla (14) (1)Bizde lider üretme çiftliği: hapishane ve mağduriyet kampı galiba...
Yanıtla (10) (1)28 subattakilere 25 yılın sorgulanamaz liderini pişirtenler,
Şimdi de 2050'ye kadarki kadroyu mu sipariş ediyor acaba?
Sn. Ocaktan tahkikat komisyonu da mı 30-40'larda idi ?
Yanıtla (12) (1)Çünkü iktidar kaybı ufukta göründü ve düğmeye basıldı. Akepe/MHP koalisyonu, devlet imkanlarını üleşmek üzerine bina edilmiş bir saadet zinciridir. Ülkenin selameti diye bir öncelikleri yok, birinci öncelik, bu saadet zincirinin kopmamasıdır. Zincirin içerisindeki herkes saadetten payına düşeni kapma ve onu koruma derdinde, öyle olmayanlar zaten ayrılıp kendi yoluna gitti. Dolayısıyla, zincirin içindekilerden bir şey beklemenin alemi yok. Orası artık çatalca müftüsügillerin partisi.
Yanıtla (22) (0)Mütedeyyin mahallenin siyaset için kullandığı tüm zulme uğradık argümanlari sanırım artık bitmiştir. Çünkü katmerlisi kendi hükümetleri döneminde yaşanmıştır. Reis bey ve çevresi sadece bugün yakmıyor mütedeyyin mahallenin gelecek siyasi mücadele yakıyor. Yarın bu mahalleden kimse çıkıp hak hukuk adalet diyemecek maalesef. Desede bir anlam ifade etmez. Çok yazık bu millete. Vefakarca her sıkıntıya katlanıp savundu mahallesini liderini. Dönüşe dönüşe 1930-40 CHPsine dönüştü. selametle..
Yanıtla (11) (3)AKP'nin ülkeye en büyük hizmeti siyasal Islam'in hicbir sorunu cözemeyecegini herekese göstermesi oldu. AKP, Agustos 2002'de cikan özel tüketim vergisinden simdiye kadar 1 trilyon dolar topladi. Yaklasik 100 milyar dolarlik özellestirme geliri, 30 milyar dolar da IMF borcu kullandilar. Gecici deprem vergileri kalici hale geldi. Bu paralarla yepyeni bir ülke kurulurdu. AKP kendi yandaslarini zengin etmekten ve ülkeyi siginmacilarin istilasina ugratmaktan baska bir sey yapmadi. Haa yol yapti yol.
Yanıtla (31) (2)Anayasadaki demokratik haklarimizi kullaniyoruz. Iktidarin hosuna gitse de gitmese de kullanmaya devam edecegiz.
Yanıtla (20) (0)