Boykot?

Günlerdir ‘vay boykot şöyle vay boykot böyle’ diye eleştiriler üst üste geliyor. Sanırsınız her şey yolunda. Ve böyle hiçbir sorunun olmadığı bir ortamda boykot kararı alınıyor.

Kimse de demiyor bu boykot kararı neden alındı diye. Çoğunluk olduğu üzere kestirmeden sonuca bakıyoruz. Ve sonuca baktığımızda da karşımızda koca bir boykot kavramı ile karşı karşıyayız.

O zaman ne duruyoruz? Hadi, vurun ‘boykot kavramına’… Günlerdir yaşadığımız durum bu.

Peki, boykot adımının altında yatanlara bir baksak nasıl olur?

Örneğin Özgür Özel’in belirttiği bazı haber kanallarının mitingleri görmezden gelmesi, bir anlamda muhalefetin haberlerinin kitlelere ulaştırılmaması normal mi?

Açıkçası boykota karşı argümanlar belirtilmeden önce neden muhalefet haberlerinin verilmediğinin cevaplanması gerekiyor. Bu firmaların bunu cevaplaması gerekiyor.

Hele ki kamu yayıncılığı yapmakla görevli TRT’nin yayın politikasına ne demeli?

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sahadayken gördüğüm Cumhur İttifakı seçmeninin çoğunlukla TRT Haber seyrediyor olmasıydı. Ve bu kanalda muhalefet haberlerini ara ki bul... Şimdi burada bir haksızlık yok mu? Bu kanal hepimizin vergisiyle çalışmalarını sürdürüyor ve Cumhur İttifakı seçmeni muhalefet tarafındaki haberlerden tam olarak bilgi alamıyor.

Diğer taraftan hani nerede özgür basın? Gücümüzü özgürlükten, tarafsız olmaktan alıyoruz cümleleri nerede?

Cevap; koca bir fısss….

Şu da söylenebilir. TRT dışında belirtilen firmalar özel sektör firmaları. İstediği haberi görüp istediğini görmeyebilir denebilir. Öyle ya… Serbest piyasa mekanizması…

Yalnız istediğini görüp istediğini görmüyorsa… O zaman basın özgürlüğünden bir zahmet dem vurmasın bu firmalar.

Bir taraftan da madem serbest piyasa mekanizması… Muhalefet tarafı da bu markaları boykot edebilir. Sen beni görmüyorsan ben de seni görmüyorum diyebilir.

Bir de muhalefete bu kararla ‘ayrıştıran’ kavramı yapıştırılıyor. Peki, yıllardır muhalefeti görmeyen basına ne demek lazım? Bu basının bu şekilde yayınlar yapmasını söyleyenler asıl ayrıştırmayı en baştan başlatmış olmuyor mu?

Öte yandan bazıları tarafından belirtilen ‘Tüm imtiyazlar geride kalmıştır. Yeni duruma alışacaksınız’ gibi cümlelerin alt zemininin olmadığı düşüncesindeyim.

Birileri kabul etmek istemese de sosyoloji hızla değişiyor. Aslında bu da normal… Çevremizdeki güçlü değişim rüzgârlarından sosyolojinin etkilenmemesi beklenemez.

Şu an en önemli sorun ekonomidir. Dışarıda da güvenlikle birlikte ekonomi savaşlarının ne yöne evrileceği tartışılıyor.

Kalabalıkların çoğunluğunun büyükşehirlerde yaşadığı şu anki düzende insanların çoğunlukla en önemli sorunu temel ihtiyaçlara ulaşımdır, barınma sorunudur. Bir anlamda hayat pahalılığıyla boğuşma sorunudur. Kimlikler elbette her zaman etkilidir yalnız şu an ekonomiyle ilgili hassasiyet öne geçmiştir denilebilir.

Dolayısıyla bazıları gibi 90’lardan kalan kavram setleriyle uzun uzun cümleler kurmaktansa sokağa inip kitlelerdeki değişimi gözlemlemenizi tavsiye ederim.

Bu bağlamda ekonomiyle ilgili hassasiyetin arttığı bu süreçte; kitlelerin normalde tepki göstermeyeceği bazı konularda birden önemli hale gelebiliyor.

Örneğin gençlerin sokağa çıkmasında diğer sebeplerle birlikte kaynakların sadece bir kesim tarafından kullanılmasına aşırı bir ‘içerlenme’ mevcuttu.

Aynı mantıkla TRT’nin sahanın deyimiyle ‘sadece bir tarafa yayın yapması’ kabul edilemez olarak görülüyor. Normalde kitlelerin çok fazla dikkatini çekmeyecek bu konu insanların canı burnunda olduğu için daha çok dikkatini çekiyor ya da öfkeyi çoğaltıyor.

Gelinen bu noktada boykot çağrıları ve eleştirel yorumlar, markaları daha sorumlu davranmaya teşvik etmektedir denilebilir. Zira markaların da 90’lardan kalma kavram setleriyle bu olanları analiz etmeden tüketiciler nezdinde güven kazanmaları için, itibarlarını korumak için bu çağrılara dikkat kesilmelerinin önemli olduğu düşüncesindeyim.

YORUMLAR (15)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
15 Yorum