Kuantum bilgisayarı, yapay zekadan sonra dijital dönüşümde gerçekleşmesi beklenen en önemli devrim olarak değerlendiriliyor. Piyasaya sürülebilecek bir kuantum bilgisayarı geliştirebilmek için Çin’in 15 milyar dolar, ABD’nin ise 5 milyar dolarlık teşvik programı var. Öte yandan IBM, Google, Intel, Microsoft ve Alibaba da milyarlarca dolarlık yatırımlarla pazarın ilki olmak peşinde.
MİKDAT KARAALİOĞLU I KARAR
Kuantum bilgisayarları yapay zekadan sonra en önemli gelişme olarak değerlendiriliyor. Günümüzde kullanılan süper bilgisayarlardan bile daha hızlı olan kuantum bilgisayarları çok daha fazla veriyi, çok daha hızlı bir şekilde işleyip değerlendirebiliyor. Kuantum bilgisayarları ile kimya, biyoloji bilimleri, finans ve otomobil sektörlerinde devasa gelişmelerin olması bekleniyor. Ünlü danışmanlık şirketi McKinsey kuantum bilgisayarlarının kullanılmaya başlanmasıyla söz konusu alanlarda 2035 yılına kadar 2 trilyon dolarlık bir artı değer üretileceğini öngörüyor.
Bu teknolojinin öncüsü olmak için kıyasıya bir rekabet yaşanıyor. Çin kuantum bilgisayarı teknolojisinin gelişmesi için 15 milyar dolarlık bir teşvik sunarken, ABD bu rekabete 5 milyar dolar ayırdı. AB ise 1 milyar dolarla rekabete dahil olurken, AB Komisyonu 2030 yılına kadar piyasaya sürülebilecek farklı modellerdeki kuantum bilgisayarlarının üretilmesi için yoğun çaba sarf ediyor.
Elbette internet devleri de dijital dünyanın bu altın vuruşunu kendileri yapma peşinde. IBM, Google, Intel ve Microsoft, Amazon ve Alibaba gibi büyük firmalar toplamda çift haneli milyar dolarları aşan AR-GE çalışmalarla sıcak rekabetin içinde. Bu şirketlerin kuantum bilgisayarı modellerinin bir kısmı cloud (bulut ) teknolojisi üzerinden kullanılıyor.
Kullanıcılar, ABD’deki çeşitli IBM merkezlerinde kurulu 20 farklı kuantum bilgisayarı sistemini IBM Cloud üzerinden girerek, istedikleri hesaplamaları yaptırabiliyor. Almanya’nın Ehingen ketinde (Stuttgart yakınlarında) IBM Quantum Systems One isimli 27 Qubitlik kuantum bilgisayar üniversiteler, araştırma kurumları ve sanayi tarafından denenebiliyor. Ancak IBM sistemin nasıl işlediği bilgisini vermiyor sadece deneyimleme imkanı sunuyor.
Kuantum bilgisayarları hesaplamaları klasik bilgisayar gibi adım adım değil, paralel olarak yapabiliyor ve bu nedenle olağanüstü hıza ulaşabiliyor. Sistem elektrik akımına göre değil, protan ve atom altı parçacıklarının fiziksel özelliklerin dayanan çok kapsamlı ve katmanlı bir yöntemle işliyor.
Bu yöntemle devasa veri bankaları hızla taranabiliyor ve klasik bilgisayarla tespit edilmesi mümkün olmayan örgüler kuantum bilgisayarları ile tespit edilebiliyor. Bu sayede çok karmaşık kimyasal ve fiziksel süreçler simüle edilebiliyor. Bu hız ve kapasite dijital rekabetin en çok yaşandığı finans, tıp, otomotiv ve çevre sektörlerinde tahmin bile edilemeyecek yeniliklerin müjdesi olarak kabul ediliyor.
Mevcut kuantum bilgisayarları henüz süper bilgisayarlarla rekabet edecek durumda değil. Bunun IBM yetkilileri de itiraf ediyor. Süper bilgisayarları aşabilecek bilgisayarların ne zaman piyasaya çıkacağı konusunda kimse kesin bir tarih vermiyor. Ancak bunun için en az on yıl daha gerektiği tahmin ediliyor.