Oturmanın bir zararı daha ortaya çıktı, bir sandalyede ya da koltukta günde 9-10 saat geçirmenin kalbe zarar verdiği belirlendi. Oturmanın kalp kaslarını zedelediği bunun da kalp yetmezliğine hatta ölüme yol açtığı tespit edildi.
Saatlerce oturur pozisyonda olmanın sağlıksız sonuçlar doğurduğu biliniyordu ama yeni bir zararı daha tespit edildi. Günde 9-10 saatten daha uzun süre oturan kişilerin kalp yetmezliği problemi yaşama olasılıklarının yüksek olduğu belirlendi. Bu sonuç troponin adı verilen, kalp kasları zedelendiğinde veya öldüğünde üretilen proteinler araştırılırken belirlendi.
Bilim insanları kalp yetmezliği durumunda kalbin zamanla zayıfladığını ve vücudun geri kalanına oksijen sağlamak için yeterince kan pompalayamayacak duruma geldiğini belirtiyor. Ne var ki oturmanın kalp yetmezliğine nasıl sebep olduğu daha önce tam olarak anlaşılmamıştı. Yakın zamanda bir grup kardiyolog troponinler hakkında araştırmalara başladı. Zira kalp krizi sırasında kan dolaşımına birden ve büyük miktarda troponin salınıyor. Troponin miktarındaki küçük bir artışın bile endişe verici olabileceğini belirten kardiyologlar, sürekli yüksek olan troponin miktarının kalbin içinde bir şeylerin doğru gitmediğinin habercisi olduğunu söylüyor. Eğer kalpteki sorun giderilmezse kalp yetmezliğiyle sonuçlanabilir.
Sonuçları ‘Sirkülasyon’ dergisinde yayımlanan çalışma için araştırmacılar ‘Dallas Kalp Çalışması’ adındaki, etnik olarak çeşitli kadın ve erkeklerin kalp sağlığını araştıran kapsamlı ve hala devam eden çalışmanın verilerine başvurdu. Çalışmanın katılımcıları kalp testlerine tabi tutulup kan örneği verdi ve bir hafta boyunca aktivite takip cihazı taktı. Araştırmacılar, kadın ve erkeklerin kan örneklerindeki troponin miktarını inceledi ve aktivite takip cihazlarından faydalanarak ne kadar hareket ettiklerini gözlemledi, sonrasında elde ettikleri verileri karşılaştırdı. Katılımcıların çoğunun günde 10 saat oturduğu anlaşıldı. Tahmin edilebilir şekilde söz konusu katılımcıların çoğu egzersiz de yapmıyordu. Egzersiz yapan katılımcılar ise genelde yürümeyi tercih ediyordu. Bu fiziksel aktivite, her ne kadar sınırlı olsa da, daha normal troponin miktarıyla bağlantılı bulundu. Daha fazla hareket edenlerin kanlarında daha az miktarda troponin bulunduğu gözlemlendi. Araştırmacıların yaş, cinsiyet, kilo gibi başka faktörleri de incelemesine rağmen yüksek troponin miktarıyla en güçlü ilişkiyi oturma süresinin kurduğu anlaşıldı.
Ne var ki bu gözleme dayalı bir çalışma olduğundan yalnızca aralarında bağ olduğundan söz edilebileceği belirtiliyor. UT Southwestern Tıp Merkezi’nden Dr. James de Lemos “Hareketsizlik genelde obezite, insilün direnci ve kalpte depolanan yağ ile ilişkilendirilir; bunların hepsi kalp hücrelerine zarar veren faktörler. Hayatımızdaki hareketliği arttırmanın sağlıklı bir yaşamın anahtarı olduğunu unutmamalıyız. Daha az oturup ve daha çok egzersiz yapın.”