Ortadoğu'da yaşanan gerilim ve çatışmalar bir başka gerçeği gün yüzüne çıkardı. Çatışma ortamının artması ile Ortadoğu'da asıl silah pazarı patladı
ABD, Rusya ve Çin’den sonra dünyanın 4. büyük silah satıcısı Fransa’nın, son dönemde başta Suudi Arabistan ve Mısır olmak üzere Orta Doğu ülkelerine silah ihracatında büyük artış yaşanıyor.
Fransa silah satışının yüzde 38'ini Ortadoğu'ya yapıyor
2010-2014 yılları arasında silah ticaretinin yüzde 38’ini Orta Doğu’ya yapan Fransa’nın bu oranı son aldığı siparişlerle birlikte yıl sonuna kadar yüzde 50’nin üzerine çıkarmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Bu yılın ilk yarısında 16 milyar dolarlık silah ihracatı yapan Fransa’nın yıl sonuna kadar bu rakamı ikiye katlaması beklenirken, yeni siparişlerin savunma sanayisi alanında ülkede 30 bine yakın iş gücü yaratacağı tahmin ediliyor.
Orta Doğu’ya silah satışı patladı
Fransa, yılbaşından bu yana Katar'a 6,3 milyar avro tutarında 24, Mısır’a ise 5,2 milyar avro tutarında 24 Rafale savaş uçağı satacak. Fransa aynı zamanda, Mısır'la bir firkateyn ve Rusya'ya yaptırımlar dolayısıyla teslim edemediği 950 milyon avro tutarında iki Mistral tipi helikopter gemisi satışı konusunda anlaşma sağladı.
Suudi Arabistan ile Fransa arasında imzalanan 3 milyar dolarlık silah anlaşması gereğince de Lübnan'a satılan Fransa silahları, araçları ve sistemleri yine bu yıl içinde teslim edildi.
Fransa ile Suudi Arabistan arasında varılan anlaşmaya göre, Lübnan'a 50 metre uzunluğunda savaş gemileri, füzeler, helikopter, terörle mücadele ve internet sitelerinin denetlenmesi için ekipman ve silah satışı gerçekleştirildi.
Son olarak Fransa Savunma Bakanı Jean-Yves Le Drian, Riyad'da geçen hafta düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan'a yıl sonuna kadar teslim edilmek üzere 30 adet Korvet tipi savaş gemisi satışı konusunda anlaşma sağlandığını, iletişimde kullanılacak uydu yapımı için ise görüşmelerin başladığını bildirdi.
Silahlar kime gidiyor, kim kullanıyor belli değil
Fransa’nın Orta Doğu’da özellikle Suudi Arabistan ve Mısır’a sattığı silahlar sivil toplum örgütlerinin ve siyaset dünyasının da tepkisini çekiyor.
Uluslararası Af Örgütü Fransa Şubesi Sözcüsü Aymeric Elluin, bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan’a yönelik silah satışını sert bir şekilde eleştirdi.
Elluin, Suudi yönetiminin bu silahları Yemen’de Hutsi isyancılarla savaşırken, sivil halka karşı kullanabileceği görüşünü dile getirdi.
Uluslararası Silah Ticareti Sözleşmesi’nin 6. maddesinin, uluslararası hukuk ihlallerine yol açan silah satışını yasakladığına dikkati çeken Elluin, "Fransa silah sanayisi şeffaf değil, biz silahların nerede, kime satıldığını ve kimler tarafından nasıl kullanıldığını bilmiyoruz" diyerek endişelerini ifade etti.
Fransız yetkililerin, Suudi Arabistan’daki idamlarla ilgili itirazını gündeme getiren Elluin, "Evet idama karşı çıkmak önemli, Fransa, idamın yasaklanması için kampanya yaparken, savaş suçu için kullanılabilecek silahları satamazsınız, aksi takdirde tehlikeli ve karışık bir mesaj göndermiş olursunuz" dedi.
Yeşil Parti Sözcüsü Julien Bayou ise Mısır’a satılan 24 adet Rafale savaş uçağı ile ilgili tepkisini dile getirirken, "İnsan hakları ihlalleri yapan askeri diktatöre nasıl savaş silahları satabilirsiniz?" diyerek hükümeti suçlamıştı.
Jeopolitik oyunlar ve İran dengesi
"The National Interest" dergisinin geçen sayısında, "Suudi Arabistan’ın yeni silah tedarikçisi: Fransa" başlıklı bir makale kaleme alan Giorgio Cafiero ve Daniel Wagner isimli iki dış politika uzmanı ise "Fransa’nın tamamen bu pazarda ABD’nin yerini alamayacağı ancak, bu pazarda kesinlikle önemli ilerleme sağladığı" yorumunda bulundu.
Makalede, "Suudi Arabistan ve müttefiklerinin ABD’nin ‘Arap Baharı’ sırasındaki gelişmelerle ilgili tutumu, insan hakları ihlalleri ile ilgili eleştirilerdeki tonunu artırması ve İran ile nükleer müzakerelerin sonuçlandırılmasını hızlandırmasının ardından Riyad rejiminin Washington’a alternatif dünya güçlerine yöneldiği ve bu ortamda Fransa’nın bu boşluğu doldurmaya çalıştığı" değerlendirmesi yapıldı.
Yine aynı makalede Yemen’deki gelişmeler ve DAEŞ ile mücadele örnek gösterilerek, "Suudi Arabistan’ın dış politikada dünya güçleri arasında en fazla Fransa ile uyumlu bir politika izlediği" görüşü dile getirilirken, bunun önündeki tek sorun olarak Suudi Arabistan’daki idam cezalarına ilişkin Paris'in yönelttiği eleştiriler gösterildi.
Bu denge içinde İran faktörüne de yer verilen ve Riyad’ın nükleer enerji anlaşmasından duyduğu rahatsızlığın hatırlatıldığı makalede, İran’ın da Fransa için savunma sanayi alanında önemli bir potansiyel pazar olmasına rağmen Riyad’ın ve körfez ülkelerinin pazar olarak Tahran’a oranla çok daha önemli bir yer tuttuğu belirtildi.
Makalede, siyasi alanda Yemen ve Suriye’deki gelişmeler ile Filistin konularında Paris'in Tahran'a oranla Riyad’la daha yakın çizgide olduğu saptaması yapıldı.
Paris/AA