Cumhurbaşkanı’nın 'Bireysel emeklilik sistemindeki 154 milyar lira reel sektöre kaynak olacak' açıklaması tartışma yarattı. İşsizlik Fonu’nun ucuz kredi seferberliği için kullanılması, inşaat şirketlerinin ise Varlık Fonu’yla desteklenmesi benzer ‘akıbetin’ BES’in başına da geleceğine yönelik kaygıyı artırdı. Ekonomistlerden dikkat çeken eleştiriler geldi: Fonun sahibi devlet değil prim ödeyenler. Milletin birikimi bir yerlere tahsis edilecek.
ALİ YILDIRIM / KARAR
Erdoğan’ın “Fon tutarı 154 milyar liraya ulaşan BES’te yapılacak atılımlarla reel sektöre kaynak sağlanabilecek” sözleri gündem oldu. Daha önce İşsizlik Fonu ve TVF’de toplanan paranın kamu bankalarına ve inşaata aktarılmasına benzer bir sürecin işletilebileceği endişesi oluştu. Ekonomistler ise girişim için “Doğru değil” değerlendirmesi yaptı. Kıdemin fona devrini deneyen hükümet, tepki alınca hedef değiştirip BES’e yöneldi.
"KURUMSAL TASARRUFUN KÖKÜ KURUTULUYOR"
BES tasarruf açığını aşmak üzere destekleniyordu. Meğer şakaymış. Şimdi, birikimleriniz birilerine tahsis edilecek. Emeklilik fonlarının sahibi devlet değil, prim ödeyen vatandaş. Bu kaynakların savrulması kurumsal tasarrufun kökünü kurutur. Buradaki karar mercii BES’i oluşturan çalışanlar. Bu parayla zaten finansman yapılıyor. Hazine senedi, devlet tahvilleri alınıyor. Düzgün bir iş yapılacaksa bile sicilden dolayı güven yok.
MİLLETİN BES'İ REEL SEKTÖRE
Reel sektöre yeni kaynak şimdi de BES ile bulundu. Daha önce İşsizlik Fonu ve Varlık Fonu’nda toplanan paranın kamu bankalarına ve inşaat şirketlerine kaynak olarak sağlandığı yeniden gündeme gelirken şimdi de gözler BES’e çevrildi. Fonda olan 154 milyar liranın reel sektöre kaynak olarak kullanılacağı açıklanırken, ekonomistler ise bu girişimin MEYAK’a benzemeyeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Sigorta Tanıtım Töreni’nde yaptığı açıklamalar ekonomi dünyasında tartışmalara neden oldu. Sigorta sektöründe biriken fona değinen Erdoğan önceki gün şöyle konuşmuştu: “Türk sigorta ve emeklilik sektörü ne kadar yüksek düzeyde fon biriktirirse, ülkemizin büyümesine ve kalkınmasına o derece destek verecektir. Devletin desteği ve teşvikiyle fon tutarı 154 milyar liraya ulaşan bireysel emeklilik sisteminde yapılacak atılımlarla reel sektöre uzun vadeli ve düşük vadeli kaynak sağlanabilecektir.”
Yapılan bu açıklama daha önce İşsizlik Fonu ve Türkiye Varlık Fonu’nda (TVF) şirketlere verilen destekleri hatırlattı. İşsizlik Fonu’yla kamu bankalarına sermaye ve mevduat sağlandı. Varlık Fonu’nda da inşaat şirketlerine destekler verilmişti. İşsizlik Fonu’nun parası da daha çok işverene yaramıştı. Şimdi de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı sisteme göre, bireysel emeklilik tasarrufları da şirketlerin kullanımına açılacak. Böylece hisse senedi, devlet tahvilleri gibi yerlerde tutulan Bireysel Emeklilik Sistemi paraları nakde dönüşecek. Daha öncelerde de olduğu gibi birikim neredeyse yön oraya çevriliyor.
Kamu bankası bünyesinde olan bireysel emeklilik ve hayat sigortası gibi işlem yapan şirketler tek bir çatı altında toplandı. Bu çatının en üstünde ise TVF var. Böylece fonların kullanım hakkı Varlık Fonu’na geçti.
Ekonomi dünyası ise yapılan girişimin yanlış olduğuna değindi ve eleştirdi. Sosyal güvenlik uzmanı Özgür Erdursun sosyal medya hesabı üzerinden şöyle konuştu: “Hükümet, kıdem tazminatı, Bireysel Emeklilik Sistemi gibi dar gelirlinin birikimlerine göz dikti. Önce kıdem tazminatının fona devrini denedi, tepki alınca hedef değiştirdi BES’e yöneldi. Resmen avına yaklaşan aslan gibi her yolu deniyor” dedi. Analist Zafer Yükseler ise “BES’te yapılacak düzenlemelerle reel sektöre ucuz kaynak sağlanacağı söyleniyor. İnşallah BES’te Tasarrufa Teşvik Hesabı ve (Memur Yardımlaşma Kurumu) MEYAK’a benzemez” dedi. Ekonomist Mustafa Sönmez de “İyi de o paranın yarıdan çoğu devlet kağıdında, eurobontta, kalanı, özel sektör tahvilleri ile hisse senedi ve mevduatta. Boşta para yok” ifadelerini kullandı.
BU FONLAR POLİTİZE EDİLMEMELİ
Karar Gazetesi’ne konuşan Gelecek Partisi Hazine ve Maliye Politikaları Başkanı Serkan Özcan da BES birikimleriyle ilgili atılacak olan adımı eleştirdi. İşsizlik Fonu ve Varlık Fonu’nda da aynı tabloyla karşılaşıldığını söyleyen Özcan şöyle devam etti: “İşsizlik Fonu’nu kamu bankalarına sermaye benzeri kredi ve mevduat sağlamak, Varlık Fonu’nu ise denetime tabi olmadan bütçe dışında borçlanıp inşaata yatırım yapmak için kullanan aklın, bir noktada bireysel emeklilik tasarruflarına da el atacağı çok belliydi. İşsizlik Fonu aracılığıyla kamu bankaları üzerinden krediler verildi. Varlık Fonu aracılığıyla da bir dönem inşaat şirketlerine destek olundu. İşsizlik ve Varlık Fonu’nda o kadar yanlış yönetim yapıldı ki insan artık irkiliyor. Kıdem tazminatı içinde aynı durum söz konusuydu. İşçinin parası Hazine’ye akacaktı. En azından burada Türk-İş’in de etkisiyle geri adım atıldı. BES çalışan herkesin tasarrufu, kamu buna sadece katkıda bulunur. Buradaki karar merci BES’i oluşturan çalışanlardır. Bu parayla zaten normal şartlarda finansman yapılıyor. Hazine senedi, devlet tahvilleri ve hisse senetleri alınıyor. Para nakit olarak kasada durmuyor. Daha önce İşsizlik ve Varlık Fonu’nda yapılan girişimlerden dolayı sicil biraz bozuk. Gerçekten düzgün bir iş yapılacaksa bile sicilden dolayı güven yok. Bu tür fonlar politize edilmemeli. Böyle işlere girmemek lazım. Yapılan hamlelerle serbest piyasadan uzaklaşılıyor. Böylece yatırımcı da ürküyor” değerlendirmesini yaptı.
"FONLARIN SAHİBİ DEVLET DEĞİLDİR"
İktisatçı Prof. Dr. Uğur Emek de BES ile ilgili yorumlarda bulundu. Emek “Bireysel emeklilik sistemi (BES) Türkiye’nin tasarruf açığı sorununu aşmak üzere destekleniyordu. Meğer şakaymış. Şimdi, birikimleriniz uzun vadeli ve düşük getirili biçimde birilerine tahsis edilecek. Vergilerinizin yanı sıra BİS tasarruflarınız da bir yerlere uzayacak gibi” dedi. Analist İzzet Akyol da “Emeklilik fonlarının sahibi devlet değil” dedi. Akyol paylaşımına şöyle devam etti: “Emeklilik primi ödeyen vatandaşlardır. Bu ve benzeri kaynakların iktidar tarafından har vurulup harman savrulması kurumsal tasarrufun kökünü kurutur. Türkiye ekonomisine büyük kötülüktür. Bu fonların yönetiminin özerk olması şarttır.”
"HAZİNE ÇALIŞANA ZATEN BORÇLU"
Ekonomist Uğur Gürses sosyal medya hesabı üzerinden “Kimse emeklilik paralarının siyasi kararlarla çarçur edilmesini istemez. Vatandaşın altına ve yastık altı dövize yönelmesinin çok eski olan tarihsel nedeni, kötü yönetimlerin siyasi kifayetsizlikle vatandaşın tasarruflarına göz dikmesidir” dedi. Eski Merkez Bankası Başkanı ve İYİ Parti Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz ise paranın tahvil ve bonolarda olduğunu söyledi. Yılmaz “Yok böyle bir nakit. BES’te biriken fonların önemli bir kısmı zaten hazine tahvil ve bonolarında. Para kullanıldı ve Hazine BES sahiplerine borçlu” diye konuştu.
DÖVİZDE YÜKSEK TANSİYON
Dolar dün dünyada hareketli bir yön arayışındayken, TL’deki etkisi sınırlı olmasına rağmen yeni rekor geldi. Dün güne yükselişle başlayan dolar/TL, rekor seviyesini 7.4875 ile yeniledi. Euro ise yine aynı sürede 8.84 seviyesine kadar ulaştı.
Uzun bir süredir zirveden inmeyen kur yeni rekorlar kırmaya devam ediyor. Dün tüm dünyada hareketli saatler geçiren, kur TL karşısında gelişen ülke para birimlerine göre değerlenmesi düşük olsa da yeni rekor geldi. TL iç dinamiklerin de etkisiyle güçsüz görünümüne devam ediyor. Güne yükselişle başlayan dolar/ TL, rekor seviyesini 7.4875 ile yeniledi. Euro ise yine aynı sürede 8.84 seviyesine kadar ulaştı.
Türkiye-Yunanistan görüşme haberleriyle dalgalanmaya devam eden kur, sakinlese de yeni zirveleri deneme peşinde. TCMB sıkılaştırma adımlarıyla fonlama maliyetini geçen hafta itibarıyla yüzde 10,16’ya kadar yükseltti. Ancak yükseliş geçen hafta itibarıyla son buldu. Fonlama maliyetindeki günde 1 baz puan ile oldukça sınırlı düşüşler oldu. Piyasa fonlamanın yeni karar olmaksızın yüzde 10-10,50 bandında kalması bekleniyor. Merkez Bankası, dün düzenlediği 6 Ekim vadeli geleneksel yöntemli repo ihalesi ile piyasayı 10 milyar TL fonladı. Merkez Bankası’nın açtığı ihaleye 38 milyar 395 milyon TL teklif geldi. İhalede en düşük faiz bileşik yüzde 10,71 ortalama yüzde 10,77 ve en yüksek faiz ise yüzde 10,81 seviyesinde gerçekleşti. Basit faizler ise en düşük yüzde 11,26 ortalama yüzde 11,32 ve en yüksek ise yüzde 11,37 oldu.
KÜRESEL PİYASADA RÜZGÂR SERT
Nasdaq 100 endeks vadeli kontratları, yatırımcıların değerlemelerin aşırı uçlara yükselip yükselmediğini sorgulamaya devam etmeleri ile birlikte, teknoloji hisselerindeki kayıpların sürebileceğini işaret ediyor. Avrupa hisse senetleri değer kaybetti ve sterlin kayıplarını beşinci güne taşıdı. Tesla Inc., Apple Inc. ve Microsoft Corp. hisseleri ABD’de açılış öncesi işlemlerde düştü ve Nasdaq vadelileri yüzde 2.9 kadar geriledi. Traderların bu ortamda güvenli liman aramaları sonucu ABD Hazine tahvillerinin faizi yükselirken, dolar güç kazandı. Petrol Londra’da varil başına 40 dolar seviyesine doğru gerilerken, altın değer yitirdi. Dolar güvenli liman alımları ile toparlandı