Mesele sınav tarihinin değiştirilmesi değil…

YKS ve LGS tarihleri yine değişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan bakanlarla yaptığı uzun toplantının ardından YKS ve LGS tarihini öne aldığını ilan etti.

Sınav tarihinin yine nasıl değiştiğine bakalım:

Önce YÖK açıkladı. Ocak ayında resmi internet sitesinden YKS ve LGS’nin 20-21 Haziran’da yapılacağını duyurdu. YÖK bu açıklamayı yaptığında Türkiye’de henüz korona virüs vakası görülmemişti, kaldı ki virüs dünya içinde ciddi tehdit değildi.

Dolayısıyla normal süreç işliyordu.

Sonra…

Türkiye’de ilk korona virüs vakası görüldükten yaklaşık bir hafta sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan çıktı ve sınav tarihlerinin değişebileceğini söyledi. Dedi ki:

“Haziran ayında yapılacak Liselere Geçiş Sınavı ve üniversiteye giriş sınavının soru hazırlıkları yapılacaktır. Ancak gelişmelere göre bu sınavları da ileri bir tarihe ertelemeyi gündemimize alabiliriz.” (18 Mart)

Sonra… 26 Mart tarihinde YÖK Başkanı Yekta Saraç çıktı ve sınav tarihlerinin ertelendiğini duyurdu:

“Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın 25- 26 Temmuz tarihlerinde yapılması kararlaştırılmıştır. Bu kararı almamızdaki neden, tedbirli olmak ve öğrencilerimizin daha salim ve dingin bir zihinle hazırlanarak bu imtihana girmesidir.”

Sonra 4 Mayıs tarihinde yani evvelsi akşam Cumhurbaşkanı Erdoğan çıktı ve sınav tarihlerinin öne çekildiğini açıkladı:

“Eğitimde attığımız adımları da Sağlık Bakanlığımızın ve Bilim Kurulumuzun tavsiyeleri doğrultusunda belirledik. Buna göre, Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı 27-28 Haziran’da, Liselere Geçiş Sınavı 20 Haziran’da, Askeri Öğrenci Sınavı da 14 Haziran’da yapılacak. Üniversiteler 15 Haziran’da akademik takvime dönebilecekler.”

***

Sınav tarihinin öne alındığının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ilan edilmesi ikinci bir TEOG vakasıdır.

Hatırlayacaksınız dönemin Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı 4 Eylül 2013 günü basın toplantısında SBS’den TEOG’a geçilmesini şu sözlerle duyurmuştu:

“Bu uygulama, ilgili bütün tarafların katılımıyla birlikte oluşturuldu. 16 ilde çalıştaylar düzenlendi, bütün paydaşların katkısıyla şekillendi.”

Doğruydu. TEOG sistemine geçilmesi uzun ve geniş katılımlı çalıştaylarla olmuştu.

Sonraki Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’da TEOG sistemini övmüştü. 16 Ağustos 2017’de eğitim editörlerine TEOG’u “Türkiye için bir başarı olarak gördüğünü, bu sistemle eğitim eşitliğini sağladıklarını ve bundan da gurur duyduklarını” söylemişti.

Sonra… Sonra bir akşam ülkenin Milli Eğitim Bakanı ve bakanlık bürokratları 82 milyonla beraber bir televizyon kanalında izledikleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “TEOG sisteminden vazgeçtiğini” öğrendi. (15 Eylül 2017)

Sistemin üçüncü yılında sistemden vazgeçildi. Daha doğrusu Cumhurbaşkanı Erdoğan vazgeçtiğini açıkladı, Milli Eğitim Bakanı da televizyondan öğrendi.

İkinci TEOG vakası demem bu yüzden.

***

Nitekim YKS ve LGS tarihlerinin öne alınması siyasetçisinden vatandaşına kamuoyunun bütün kesimlerinin tepkisini çekti. Sınava girecek milyonlarca genç attıkları tweetler ile sosyal medyayı yıktılar.

Bütün siyasi parti liderleri sınavın öne alınmasına tepki gösteren, sınava girecek gençlere sahip çıkan açıklamalar yaptılar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan kamuoyunda oluşan bu tepkiler karşısında sessiz kalamadı ve gecenin 3’ünde sosyal medya hesabından açıklama yapmak durumunda kaldı.

Ancak hakkını teslim etmek gerekir ki en iyi açıklamayı yapan siyasetçi Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu oldu. Sayın Davutoğlu’nun gençlerin açtığı “#yks2020” hashtag’ını etiketleyerek yaptığı açıklamada hem tepki vardı hem ironi. Yaptığı açıklama tam bir Aziz Nesin kıvamındaydı. Okuyalım:

“Öğlen YKS’ya 82 gün varken, akşam 54 gün kaldı. Zaman ne çabuk geçiyor!... 2 ay içerisinde 3 farklı sınav tarihi ilan edilir mi?”

Sayın Davutoğlu “2 ay içerisinde 3 farklı sınav tarihi ilan edilir mi” sorusunda haksız mı?

Ciddi bir hükümet sisteminde iki ay içerisinde üç kez sınav tarihi değişir mi? Bir devlet hem de sınav gibi milyonlarca gencin psikolojisini derinden etkileyecek meselede 2 ay içerisinde bu kadar değişiklik yapabilir mi? Bırakın sınav tarihini herhangi bir konuda da bile bu kadar değişiklik yapılmaz.

Meselenin asıl önemli kısmı ise şudur?

Sınav tarihi YÖK tarafından açıklandıktan sonra Cumhurbaşkanı tarafından değiştirilmesi…

Milli Eğitim Bakanlığı TEOG sınavları açıklamasını yaptıktan hemen sonra Cumhurbaşkanının “TEOG sisteminden vazgeçtiğini” açıklaması…

Kanunlara göre ‘araçsal bağımsızlık’ statüsünde bulunan Merkez Bankası Başkanı’nın “laf dinlemiyor” gerekçesiyle 5 Kasım 2019’da görevden alınması ve bunun dünyada bir eşinin, menendinin bulunmaması…

Kurumlar ne duruma düşüyor görüyor musunuz?

Devlet kurumlarının prestiji sarsılarak, kararları ikide bir ‘yukarı’dan değiştirilerek, her şeyin ‘yukarı’nın iki dudağı arasında olduğu görüntüsü verilerek iyi yönetilen, ‘yönetişim’ denilen yönetme tarzını başaran bir ülke var mı? Ben bilmiyorum, bilen söylesin.

Evet mesele sınav tarihinin değiştirilmesi değil, kurumların aşınması…

Yazının başlığında “Mesele sınav tarihinin değiştirilmesi değil” demem de bu yüzden.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi hani devletin kurumlarını güçlendirecekti? Meclis daha da güçlenecekti?

YORUMLAR (87)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
87 Yorum