Yunus Emre'nin paha biçilemez divanı açık artırmaya çıktı: 'Karaman nüshası vakıf malı, Bakanlık el koymalı'

Yunus Emre'nin paha biçilemez divanı açık artırmaya çıktı: 'Karaman nüshası vakıf malı, Bakanlık el koymalı'

Yunus Emre Divanı'nın Karaman nüshası açık artırmada ortaya çıktı. Yunus Emre'nin yaşadığı çağ olan 14'üncü yüzyıla tarihlendirilen paha biçilemez eser 50 bin dolar açılış fiyatı ile satışa sunuldu. KARAR'a konuşan Yunus Emre uzmanı Dr. Mustafa Tatcı: “Eser vakıf malıdır, Kayserilioğlu ailesine ödünç verilmiştir. Aileye ait olduğu iddiası doğru değildir. Azmi Avcıoğlu'nun 1940 tarihli makalesi buna delildir. Kültür Bakanlığı esere el koymalı. Karaman nüshasının yeri Millet Kütüphanesi'dir.”

SALİHA SULTAN/KARAR ÖZEL

Yunus Emre Divanı'nın Karaman nüshası açık artırmada ortaya çıktı. Yunus Emre'nin yaşadığı çağ olan 14'üncü yüzyıla tarihlendirilen paha biçilemez eser İstanbul merkezli Phebus Müzayede evi tarafından 50 bin dolar açılış fiyatı ile satışa sunuldu. Mikrofilmi Milli Kütüphane'de yer alan, aslı son olarak merhum avukat Baha Kayserilioğlu'nun şahsi kütüphanesinde olduğu bilinen eser müzayede sonucunda 24 Kasım'da en yüksek parayı verenin olacak. Eserin açık artırmada ortaya çıkmasıyla birlikte yurt dışına çıkma riski gündeme gelirken, gözler Kültür ve Turizm Bakanlığı'na çevrildi.

mustafa-tatci-scaled.jpg

Dr. Mustafa Tatcı

'MİKROFİLMİNİ KULLANDIM DİYE DAVA EDİLMİŞTİM'

Eserin müzayedede ortaya çıkmasının ardından Türkiye'de Yunus Emre çalışmalarının öncü isimlerinden olan ve habere söz konusu olan Karaman nüshasını 1990'larda yayınladığı doktora tezinde ilk kez kullanan Dr. Mustafa Tatcı'ya ulaştım. Dr. Tatcı, eserin müzayedeye çıkışından edebiyat araşırmacısı Şaban Özdemir sayesinde haberdar olduğunu belirtti. Tatcı, ilk olarak Karaman nüshasıyla ilgili yaptığı tez çalışmasını hatırlatarak, o dönem karşılaştığı zorlukları şöyle aktardı:

“1986'da Yunus Emre çalışmaya başladım ve tez çalışmam sırasında Karaman nüshasını ilk kullanan kişi oldum. Karaman nüshasının mikrofilmi dönemin Milli Kütüphane yöneticilerinin ricası üzerine Baha Kayserlioğlu ailesinden 1965 senesinde alınmış. Ben de nüshaları derlemeye başlayınca katalog taramasında bu mikrofilm karşıma çıktı, fotoğraf olarak aldım, bugün hala arşivimde durur. Bu sırada çalışmamdan rahmetli Âmil Çelebioğlu hoca da haberdar olmuş ve bana 'Baha Kayserilioğlu ile görüş eserin orijinalini gör' dedi. Ben de 28 yaşlarındayım, kendisine nüshayı görmek istediğimi belirttiğim kibar bir mektup yazdım. Mektubuma cevap beklerken, zehir zemberek bir mahkeme celbi geldi. Mikrofilmden çalışma yaptığım için beni mahkemeye vermişler. Davada 'Bu bizim ailemize aittir, biz Milli Kütüphane'ye bizim iznimiz olmadan kimse kullanamaz şartı ile vermiştik' demişler. Mahkemeye verilenler ise dönemin Başbakanı Turgut Özal, Kültür Bakanı Mesut Yılmaz, Milli Kütüphane Müdiresi ve ben. Neye uğradığımı şaşırdım. Elimdeki belgelerin geri iadesi isteniyor, yoksa tazminat ödemem söyleniyor. İhtiyaten hemen çevirdiğim nüshadan fotokopi aldım. Neyse, ardından gereken savunmayı yazdım yolladım. Konu Bakanlar Kuruluna taşınmış Mesut Yılmaz tarafından, rahmetli Özal'da duyunca “Bu kepazelik nedir?” demiş. Yaşananların ardından 1989'da bakanlar kurulu kanun hükmünde bir kararname çıkardı, kütüphanelerdeki yasaklı nüsha kuralı kaldırıldı. Bu olay, böyle hayırlı bir şeye vesile oldu. Bana açılan mahkemenin de hükmü kalmadı, ben de Karaman nüshasını ilk defa eksiksiz kullanan kişi oldum. Karaman nüshasını içeren o doktora tezim 'Yunus Emre Külliyatı' adı ile iki dev cilt halinde yayımlandı.”

187-50.jpg

'1940'TA AZMİ AVCIOĞLU ESERİN KADİRİ ŞEYHİNDEN ÖDÜNÇ ALINDIĞINI YAZMIŞ'

Dr. Tatcı, şu an müzayede çıkmasıyla gündem olan Karaman nüshasının kime ait olduğuna dair bilinmeyenleri ise şu ifadelerle aktardı:

“O dönem doktora tezimi hazırlarken bütün gazeteleri dergileri oturdum taradım. 1940 tarihli Konya dergisinin 34'üncü sayfasında Karamanlı bir mimar olan Azmi Avcıoğlu'nun yazdığı bir makaleye rastladım. Avcıoğlu o makalede Karaman nüshasının serencamını anlatıyor Kadiri Şeyhi Bekir Efendi'nin uhdesinde olduğunu, tekkenin malı olduğunu yazıyor. Vakıf eseri olarak ellerinin altındaymış. Baha Kayserilioğlu'nun dedesi bu aile ile ahbapmış ve ölüm döşeğinde iken Şeyh Bekir Efendi'ye 'Yunus Emre Divanı'nı alsam bir göz atsam, geri getirsem' diyor. Şeyh Bekir Efendi veriyor ardından da vefat ediyor, eser de bu Kayserilioğlu ailesinin elinde kalıyor. Ben bu makaledeki bilgileri o dönem mahkemedeki savunmamda da kullandım, ilk defa gündeme getirdim. Dava kalkınca kendiliğinden arkasına düşmedim ama doktora tezimde ibret olsun diye bu serencamı da not olarak koydum, konuyu kayıt altına aldım.”

O dönem Yunus Emre ile ilgili günde 18 saat çalışma yapan genç bir akademisyen olarak kendisine dava açılmasından büyük üzüntü duyduğunu dile getiren Dr. Tatcı, “Gönül koydum Kayserilioğlu'na, oturdum 'biz ne ile uğraşıyoruz bunlar ne ile uğraşıyor' diye hüngür hüngür ağladım. Özetle ben, mahkemenin yolunu Yunus Emre sayesinde öğrendim” diye konuştu.

whatsapp-image-2024-11-14-at-11-14-34.jpeg

Dr. Tatcı'nın Karaman nüshasını da içeren Yunus Emre Külliyatı'nın 6'ncı baskısı 2021 H Yayınları'ndan çıkmıştı.

'YERİ MİLLET KÜTÜPHANESİ'

Avukat Kayserilioğlu'nun vefat ettiğini hatırlatan Dr. Tatcı, eserin müzayedede satışa sunulmasına dair şu görüşlerini aktardı: “Karaman nüshası demek ki Baha beyin vefatının ardından çoluk çocuğunun eline geçti. Bu eser Şeyh Bekir Efendi'nin tekkesinin vakfına ait eserdir, bunun kaydı vardır. Eserin şimdi yüzlerce yıldır Kayserilioğlu ailesinde olduğu iddia ediliyor, hayır bu asla doğru değildir. 50 bin dolar değerle müzayedeye çıkarmışlar, satılıp bir kuruş boğazlarından geçse haram olur, çünkü eser o aileye ait değil. Eserin tarihsel değeri vardır, aslına rücu etmelidir ve Kültür Bakanlığı esere el koymalıdır. Aile mahkemeye verilirse de kazanılır, Azmi Avcıoğlu'nun makalesi eserin vakıf malı olduğuna delildir. Karaman nüshasının yeri Millet Kütüphanesi'dir.”

Dr. Tatcı, son olarak bu konu ile birlikte yazma eserlerimizin yurt dışına kaçırılma riskinin yeniden gündeme geldiğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Yurt dışına çok sayıda önemli eserimiz kaçırıldı, kaçırılan bu eserlerimiz Türkiye kütüphanelerindeki yazma eserlerin demirbaş kayıtlarından kontrol edilip bulunmalı ve asıllarına rücu ettirilmeli. Bu eserleri kaçıran yaşayan kişilerin tespiti halinde de bunlarla ilgili dava açılması gerekmektedir. Yurt dışında dijital ortama açılmayan çok değerli kaynaklarımız vardır. Bunlar geri alınamasa da dijital ortamda ülkemize kazandırılması iyi olur. İtalya'ya, Venedik'e kaçırılar aralarında unik eserlerimizin olduğu çok fazla eser var, bunların kültürümüze kazandırılması için mücadele edilmeli.”

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN