CHP’nin Kaz Dağları’ndaki madencilik faaliyetlerinin ekosisteme zararlarını araştırmak amacıyla TBMM Genel Kurulu'na sunulan grup önerisi, Ak Parti ve MHP’nin oylarıyla reddedildi.
Kaz Dağları'ndaki doğa katliamı, TBMM Genel Kurulu’na taşındı. CHP, Kaz Dağları’nda yürütülen madencilik çalışmalarının ekosisteme verdiği zararları araştırmak amacıyla grup önerisi sundu. Ancak öneri, Ak Parti ve MHP’nin oylarıyla reddedildi. CHP Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan, bölgede maden faaliyetlerinin arttığını ve Kaz Dağları'nın büyük bir kısmının maden ruhsatlarıyla işgal edildiğini vurguladı.
"KAZ DAĞLARI’NIN YÜZDE 79’U MADENLERE RUHSATLANDIRILDI"
İsmet Güneşhan, önerisini sunarken Kaz Dağları’nın yüzyıllardır bölgenin yaşam kaynağı olduğunu belirtti ve “Kaz Dağları florasıyla, faunasıyla, temiz havasıyla, suyu ve bereketli toprağıyla yüzyıllardır tüm bölgenin yaşam kaynağı olmuştur ve olmaya devam etmektedir” dedi. Ancak son yıllarda, özellikle AKP iktidarı döneminde, Kaz Dağları'ndaki maden ruhsatlarının sayısının hızla arttığını dile getirdi. Güneşhan, “Bu kadar süredir yerinde duran Kaz Dağları'nın, AKP iktidarıyla tanışınca bakın başına neler geldi” diyerek şunları söyledi:
- Ak Parti iktidarına kadar, Cumhuriyet’in 79 yılı boyunca yalnızca 1.186 maden ruhsatı verilmişken, 2023 yılı itibarıyla bu sayı 386 bin maden ruhsatına çıkmıştır.
- Kaz Dağları'nın %79'u madenlerle ruhsatlandırılmış durumda. Bu da bölgedeki ekosistemi tehdit eden bir büyüklüğe işaret ediyor.
“1 MİLYON AĞAÇ KESİLECEK”
Güneşhan, Kaz Dağları'ndaki Halilağa altın ve bakır madeni projesinin detaylarını da aktardı. Projenin 6 bin hektarlık bir alanı kapsadığını ve bu alanın büyük bir kısmının orman ve tarım alanı olduğunu ifade etti. Güneşhan, bu maden projesi hayata geçtiğinde 1 milyon ağacın kesileceğini belirterek, “Bu durum yalnızca ağaçları değil, aynı zamanda bölgedeki halkı, hayvan türlerini, su kaynaklarını ve tarım alanlarını da doğrudan etkileyecek” dedi.
Güneşhan, ÇED raporunun Danıştay tarafından iptal edilen ilk aşamasına da değindi ve Cengiz Holding’in yürüttüğü çalışmaların hukuksuz olduğunu savundu. "Cengiz Holding’in hukuksuz kesimi acilen durmazsa, telafisi mümkün olmayan büyük bir tahribatla karşı karşıya kalacağız" diye konuştu.
"DİMYAT’A PİRİNCE GİDERKEN EVDEKİ BULGURDAN OLURUZ"
Saadet Partisi ve Gelecek Partisi’nin bu konuya ilişkin eleştirilerine de değinilen TBMM oturumunda, Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, iktidarın dışarıda maden arayışına girerken, içerdeki altın madenlerinin yabancılara peşkeş çekilmesini eleştirdi. Çalışkan, "Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan oluyoruz" diyerek, Ak Parti’nin uygulamalarını eleştirdi.
“CENGİZ HOLDİNG KAZ DAĞLARI’NI YENİDEN TALAN EDİYOR”
İYİ Parti Grubu adına konuşan Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, Kaz Dağları’ndaki maden çalışmalarını sert bir şekilde eleştirdi. Uz, “Dünyada Alplerle beraber büyük oksijen deposu olarak bilinen, binlerce yıldır Anadolu'nun eşsiz doğasını bizlere armağan eden cennet köşe gözlerimizin önünde iktidar eliyle yok ediliyor” diyerek, Cengiz Holding’in Kaz Dağları’ndaki faaliyetlerine dikkat çekti. Uz, "Geçtiğimiz yıllarda Anagold şirketi Kaz Dağları'nda 923 bin ağaç kesti ve ortada büyük bir tahribat bıraktı. Şimdi de Truva Bakır Maden AŞ, sermaye artışı yaparak Kaz Dağları’ndaki maden yatırımını agresif bir şekilde sürdürüyor" diye konuştu.
"ALI’YI GÖNDERMİŞLER, CENGİZ’İ GETİRMİŞLER"
Demokratik Sol Parti (DEM Parti) Grubu adına Mersin Milletvekili Ali Bozan, Kaz Dağları'ndaki maden projesinin ÇED raporunun iptal edilmesinin ardından yapılan “alicengiz oyunu”na dikkat çekti. Bozan, “Ali’yi göndermişler, Cengiz’i getirmişler” diyerek, madenin adının değiştirilerek aynı projenin yeniden başlatıldığını ifade etti.
"YER SEÇME ŞANSIMIZ YOKTUR"
Ak Parti Grubu adına konuşan Zonguldak Milletvekili Ahmet Çolakoğlu, Türkiye’deki maden rezervlerinin çeşitliliğine dikkat çekti. Çolakoğlu, “Dünyada ticareti yapılan 90 çeşit madenin 70’i ülkemizde bulunmaktadır. Bu çeşitliliği ülkemizin kalkınmasına en etkin şekilde yansıtmamız gerekmektedir” diyerek maden faaliyetlerinin devam etmesi gerektiğini savundu.
Çolakoğlu, maden faaliyetlerinin yalnızca maden rezervinin bulunduğu yerlerde yapılabileceğini ve bu nedenle yer seçme şansının olmadığını belirtti.
Kaz Dağları’ndaki maden faaliyetlerinin geleceği, hem çevreciler hem de bölge halkı için endişe kaynağı olmaya devam ediyor.