19. Avrupa Kanser Kongresi’nde, vücudun bağışıklık sistemini kullanan, kemoterapiye oranla 3 kat daha başarılı ve düşük yan etkili ‘immüno-onkoloji’ adındaki yeni yöntem konuşuldu. Bu yöntemin akciğer başta olmak üzere, böbrek, baş-boyun ve mesane kanserlerinde sağkalım süresini uzattığı açıklandı.
Danimarka’da çok sayıda bilim insanının katılımıyla düzenlenen 19. Avrupa Kanser Kongresi’nde kanserin, hala tüm dünyada en sık görülen ve ölümle sonuçlanabilen hastalıklar arasındaki yerini koruduğu belirtildi. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Ali Nahit Şendur, kanserle mücadelede cerrahi uygulamalar, radyasyon ve kemoterapi tedavisi gibi yöntemlerin kullanıldığını ancak yeni bilimsel yaklaşımlara da ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Şendur, bu çerçevede vücudun bağışıklık sistemi üzerinde çalışmayı hedefleyen ve ‘immüno-onkoloji’ diye isimlendirilen yenilikçi tedaviden başarılı sonuçlar alındığını anlattı. Etken maddesi ‘nivolumab’ olan ilacın etkilerini gösteren çalışmada, akciğer kanseri hastalarında sağkalım süresinin uzadığının saptandığını söyleyen Şendur, yaşam kalitesinin de arttığını dile getirdi.
SONUÇLAR ÇOK OLUMLU
Şendur sözlerine şöyle devam etti: “Akciğer kanseri hastalarını kapsayan iki yıllık çalışmada, bu yeni ilaç tedavisinde kemoterapi tedavisine kıyasla yaşam kalitesi ve genel sağkalımda olumlu sonuçlar elde edilmiştir. Uzun dönem hasta takibinin yapıldığı akciğer kanseri hastalarında, kemoterapiyle tedavi edilenlere göre 3 kat daha fazla sağkalım elde edildiği ispatlanmıştır. Bu çalışmalar, hastalarda yeni ilaç yöntemiyle kemoterapiye kıyasla daha düşük oranda ve kontrol edilebilir yan etkiler görüldüğüne işaret etmektedir.”
YAŞAM SÜRESİ UZADI YAN ETKİ AZALDI
Doç. Dr. Şendur, “Yorgunluk ve uykusuzluk semptomlarının görülme sıklığı da yeni tedavinin uygulandığı hastalarda daha uzamıştır. Bu hem hasta hem de hasta yakınlarının yaşam standardını önemli ölçüde artırmaktadır. Bu tedaviyi almayanlarda ağrı, duyusal sorunlar ve sosyal temas sorunları bakımından anlamlı ve klinik açıdan önemli kötüleşme kaydedildi. Yeni ilaç yöntemiyle klinik açıdan kötüleşme, ağrı bakımından yüzde 74, duyusal sorunlar bakımından yüzde 62 ve ağzı açma sorunları bakımından yüzde 51 oranında azaldı” dedi. Çalışma sonuçlarının heyecan verici olduğunu vurgulayan Şendur, “Söz konusu tedavi, yaşam süresinde uzama ve yan etkilerde azalmayla kaliteli yaşam sunuyor” diye konuştu.