İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz, Suudi Arabistan ile ülkesinin İran'a karşı ortak endişeler taşıdığını ve bu nedenle "gizli iletişim halinde olduğunu" söyledi. Steinitz, iletişimin gizli tutulmasının Araplar tarafından istendiğini söyledi. Söz konusu açıklamalar, İsrail Genelkurmay Başkanı Eisenkot'un "İran'a karşı Suudi Arabistan ve diğer ılımlı Arap ülkeleriyle tecrübe ve istihbarat paylaşmaya hazırız" demecinden sonra geldi.
İsrail ordu radyosuna konuşan Steinitz, bu iletişimin neden gizli tutulduğu yönündeki soruyu, "Biz birçok Müslüman ve Arap ülkesiyle kısmen gizli bağlantılarımız var ve genellikle bu bağlantıdan utanan biz değiliz. Bu ilişkilerin gizli tutulmasını isteyen karşı taraflar. Bizim için sorun değil ancak karşı tarafın isteğine saygı gösteriyoruz. Bu nedenle gizli tutuyoruz." şeklinde yanıtladı.
Steinitz, ülkesinin diplomatik ilişkisi bulunmayan Suudi Arabistan ile İran'a karşı "ortak endişeler" taşıdığını belirterek, bu nedenle "gizli iletişim halinde olduğunu" ifade etti.
İsrail Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot da geçen hafta Suudi Arabistan'ın "İlaf" gazetesine verdiği röportajda, "İran'a karşı Suudi Arabistan ve diğer ılımlı Arap ülkeleriyle tecrübe ve istihbarat paylaşmaya hazırız." demişti.
Suudi Arabistan ile İsrail arasında birçok ortak çıkar bulunduğunu savunan Eisenkot, "ABD Başkanı Donald Trump'ın liderliği altında bölgede yeni bir uluslararası ittifak kurma fırsatı bulunuyor. İran tehdidini bertaraf etmek için büyük ve kapsamlı bir stratejik planı hayata geçirmeye ihtiyacımız var." ifadelerini kullanmıştı.
Bir Suudi Arabistan gazetesine röportaj veren "ilk" İsrail Genelkurmay Başkanı olan Eisenkot, İran'ın Ortadoğu'daki nüfuzunun hem İsrail hem de Suudi Arabistan için kaygı verici olduğunu öne sürmüştü.
RİYAD'A İSTİHBARAT PAYLAŞIMI TEKLİFİ
Eisenkot, şunları kaydetmişti:
"İran'ın planı, iki Şii hilaliyle Ortadoğu'yu kontrol etmek. Bunlardan ilki İran'dan Irak'a, oradan da Suriye üzerinden Lübnan'a uzanıyor. Diğeri ise Bahreyn ve Yemen üzerinden Kızıl Deniz'e uzanıyor. Bunun gerçekleşmesini önlemek zorundayız."
İran'ın "yayılmacılığı" hakkında Suudi Arabistanlı yetkililerden duyduklarının İsrail'in endişeleriyle birebir aynı olduğunu kaydeden Eisenkot, bu konuda Suudilerle İsrailliler arasında "tam bir anlayış birliği" olduğunu söylemişti.
Arap Birliği dışişleri bakanlarını olağanüstü toplayan Suudi Arabistan, İran'ın saldırganlığına kayıtsız kalmayacağını duyurdu. Zirvenin sonuç bildirgesinde Lübnan'daki Hizbullah örgütü 'terörist' olarak tanımlandı.
İRAN'A KARŞI TOPLANTI
Arap Birliği dışişleri bakanlarını olağanüstü gündemle toplayan Suudi Arabistan, İran'ın saldırganlığına kayıtsız kalmayacağını resmen ilan etti.
Lübnan Başbakanı Saad Hariri'nin Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da istifa etmesiyle gerilimin zirveye çıktığı bölgedeki son durumu değerlendiren Dışişleri Bakanı Adil el Cubeyr, İran'ı kınadıklarını belirterek gerektiğinde ulusal güvenliklerini korumakta tereddüt etmeyeceklerini aktardı.
Mısır'ın başkenti Kahire'deki aynı zirvede konuşan Bahreyn Dışişleri Bakanı Şeyh Halid bin Ahmed el-Halife de, İran'ın Hizbullah aracılığıyla Lübnan'ı tamamen kontrol ettiğini savundu, "Halen İran'ın bölgedeki en büyük kolu terörist Hizbullah'tır" dedi.
El Halife'nin sözleri, toplantının sonuç bildirgesine de yansıdı.
TAHRAN BMGK'YA ŞİKAYET EDİLECEK
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ise, Arap ülkelerinin halihazırda İran'la bir savaşa girmeyeceğini belirtti. Zirvenin ardından basın toplantısı düzenleyen Gayt, "Arap dışişleri bakanları toplantısının sonuç bildirisi, Hizbullah'ın bir terör örgütü olduğuna işaret ediyor" diye konuştu.
Toplantıdaki Lübnan ekibi, 14 maddelik bildirgede en çok Hizbullah bölümüne itiraz etti. Irak'tan da benzer bir itiraz geldi.
Arap ülkeleri, İran'ı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne şikayet etmeye hazırlanıyor. Gerekçe ise iç savaş ülkesi Yemen'de Husilerin desteklenmesi ve Riyad'a füze fırlatılması.
Saad Hariri'nin istifası, Yemen'den Riyad'a füze fırlatılması gibi üst üste yaşanan gelişmeler üzerine, İran ve Suudi Arabistan Kasım ayı içerisinde birçok kez birbirlerini savaşla tehdit etti. Günlerce Suudi Arabistan'da kalan Hariri, hafta sonu Fransa'ya geçti ve Çarşamba günü ülkesine dönüyor. Beyrut ve Tahran yönetimleri, Hariri'nin Suudilerin baskısıyla istifa ettiğini ve günlerce rehin tutulduğunu savunuyor.
Beyrut'tan gelen sinyaller, Hariri'nin yerine ağabeyi Baha Hariri'nin geçeceğini gösteriyor. Uzmanlar, Hariri'nin istifasını, İran lideri Ruhani'nin Lübnan'da hiçbir kararın İran olmadan alınamayacağına dair sözlerine doğrudan bir yanıt niteliğinde olduğunu belirtiyor.
KUDÜS / AA