Çıra Yayınları’nın altı kitaplık Çıra Edebiyat Dizisi okuyucuyla buluştu. Kitapların editörü Şakir Kurtulmuş, böyle dizilerin hem dilin gelişmesine hem edebiyatla anlatımın etkili bir biçimde sürmesine imkan verdiğini belirterek “Sanatla medeniyetimize ait değerleri geleceğe taşıma imkanı bulabiliriz” diyor.
ERKUT TEZERDİ
Çıra Yayınları uzun yıllardır sosyoloji, psikoloji ve dini kitaplar yayınlayan köklü bir yayınevi. Edebiyat kitapları da son yıllarda yayın listesinde yerini almaya başlayınca, yayınevi yetkilileri edebiyat dizisini ayırarak daha etkin bir yayın yapılabilir mi, diyerek bir arayışa giriyor.
Yayınevinin editörü ve yazar Şakir Kurtulmuş, “Bir ön çalışma hazırlayıp hangi yazarlarla ne tür kitaplarla yol alabileceğimizi ortaya koyduk, yayınevi yetkilileri de teklifimizi aynen kabul ettiler ve edebiyat dizisi böylece yayına başladı” sözlerini kaydediyor.
Arif Dülger’in ‘Sessizce’, Nurettin Durman’ın ‘Gül ile Bülbül Meseli’, Mevlüt Ceylan’ın ‘Güller ve Çığlıklar’, Mustafa Özçelik’in ‘Dilim Ol Söyle’, Özcan Ünlü’nün ‘Ahiret Kumbarası’ ve ‘Edebiyatın İzi’ olmak üzere altı kitabın editörü Kurtulmuş’la Çıra Edebiyat Dizisi’ni konuştuk.
Çıra Edebiyat Dizisi’yle edebiyata kazandırılmak istenenler neler?
Edebiyat ve sanatla medeniyetimize ait değerleri kavrama ve geleceğe taşıma, kendini yenileme imkanı bulabiliriz. Sevincimizi, acılarımızı, kayıplarımızı, kazanımlarımızı hep edebiyat sayesinde konuşabilmekteyiz. Edebiyatla uğraşanların duyguları, düşünceleri, hisleri ile geliştirdikleri dil sayesinde, aynı zamanda yeni anlamların ortaya çıkmasına vesile oldukları da unutulmamalıdır. Bu, hem dilin gelişmesine hem edebiyatla anlatımın etkili bir biçimde sürmesine imkan veriyor. Bu düşüncelerle edebiyat dizisinin önemli ve anlamlı olduğundan hareketle bu yolculukta varız.
Kitapların karar aşamasında hangi noktalar üzerende duruldu?
Yayınevine teklifimizi sunarken bir yıllık bir plan yaptık ve yayınlayabileceğimiz kitaplarla ilgili olarak bir ön çalışma sunduk. Şimdilik bu plan çerçevesinde yayınlarımız devam edecek. Yazarlarımız edebiyat dünyasında uzun yıllar emek vermiş çeşitli alanlarda önemli eserler ortaya koymuş değerli isimler. Onların çalışmalarını bir araya getirme düşüncemiz yanında, belli bir olgunluğa erişmiş aynı yaş grubuna yakın kişilerin eserlerine öncelik vermeye çalışıyoruz. Bir de şimdilik üzerinde durduğumuz yayınlanacak eserlerin ilk kez basılıyor olması, telif eserler olması.
Dizide yer alan Edebiyatın İzi kitabınız için neler söylersiniz, devamı gelecek mi?
Şimdiye kadar çeşitli edebiyat dergileri ve internet sitelerinde yayınlanan yazılarımızı tasnif ederek üç ayrı kitapta toplamaya çalıştık. Bunlardan ilki edebiyatla ilgili olanlar ki o yazıları ilk yayınladığımız deneme kitabında bir araya getirdik. İkincisi yeni dönemde ‘Kültürün İzi’ başlığı ile yayınlanacak. O kitapta da daha çok kültürel yazılar, kültürel faaliyetler hakkında yazdığımız yazıları bir araya getirdik. Üçüncü kitabımızda da kitap tanıtım ve eleştiri yazılarını bir araya getirip ‘kitabın izi’ başlığıyla yayınlamayı düşünüyoruz.
Biyografi çalışmalarına imza atıyor, şiirler ve eleştirel yazılar kaleme alıyorsunuz. Lisansınız da bu yönde, altı kitabın da editörlüğünü üstleniyorsunuz. Ancak sizi edebiyatın çeken yönü neydi de yıllardır hala içindesiniz?
Edebiyat bir gönül işidir. Sanat faaliyetleri insanın iç sesi ile konuşmasının, buluşmasının getirdiği güzelliklerle bir arada olmasını sağlar. Edebiyatçılar insanın ruh burkuntularını en iyi çözümleme yeteneğine sahip kişilerdir. Edebiyat, sanat uzun süren bir iç yolculuktur. Bu yolculuğa bir kez başladığınızda yolun bitip bitmeyeceğini, nerede ne zaman sona ereceğini bilmenize imkan yoktur. Bu yolculuğunuz esnasında önünüze neler çıkacak, nelerle karşılaşacaksınız bunları bilmenize imkan yoktur. Yola koyulmuşsunuzdur yürümeye devam edersiniz. Yol önünüzdedir ve siz o yolda yürümekten haz aldığınız için yolculuğunuz devam edecektir.
MAVERA HER AÇIDAN ÖNCÜ BİR DERGİ
İlk şiiriniz 1978’de Mavera dergisinde yayımlandı. Mavera, her açıdan çok önemli bir dergiydi. Peki onu bu kadar önemli kılan neydi, yayın çizgisi mi?
Mavera yayımlandığı dönem itibarı ile önemli bir yayıncılık yaptı. Cemil Meriç’in ‘hür tefekkürün kalesi; dergiler’ sözünü tam olarak önümüze serebilmiş bir dergidir. Sadece bir edebiyat veya edebi ürünler yayınlayan bir dergi olarak değil, İslam coğrafyasından, Müslüman topluluklardan, oradaki siyasi, kültürel ve düşünce hareketlerinden haberler veren yanıyla da öncü rol oynamıştır. Bir edebiyat dergisi olarak yeni şair ve yazarların ürünlerinin yayınlanması noktasındaki duyarlılığıyla da ayrı bir öneme haizdir. Afganlı Müslümanların Rus zulmüne karşı sürdürdükleri kahramanca direnişi bir edebiyat dergisi sayfalarına taşıyarak ‘Afganistan özel sayısı’ hazırlamak o dönemde alışık olmadığımız önemli bir adım olarak öne çıkacaktır. Cahit Zarifoğlu başta olmak üzere Mavera ekibi şair ve yazarları Afganistan savaşı konusunda duyarlı olmaya çağırmışlardır. Yine Cahit Zarifoğlu’nun okuyucularla köşesinde dergiye gönderilen ürünler hakkında cevaplar yazması, her mektuba bizzat cevap vermesi, gönderilen ürünler hakkında görüşler bildirmesi de Mavera’nın o dönem ortaya koyduğu önemli adımlardan birisi olarak anılmalıdır.