Hani en büyük eserdi Türkiye’nin gücüne güç katacaktı?
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iki yıllık performans değerlendirmesi için Beştepe’de görkemli bir tören gerçekleştirildi.
Sistemin sahibi olarak Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın bütün konuşmasını dikkatle dinlediğimi söylemeliyim.
Bekledim ki Cumhurbaşkanlığı Hükümeti Sistemi iki yılda Türkiye’nin ekonomisini nereden almış, iki yılda nereye getirmiş?
İki yılda Türkiye’nin istihdamına nasıl katkılar sunmuş?
Türkiye’nin dış politikasını ve uluslararası ilişkilerdeki etkinliğini nasıl sağlamlaştırmış?
Cumhurbaşkanlığı sistemine geçerken Türkiye’de ne kadar işsiz vardı, şimdi ne kadar işsiz var? İşsizliğe nasıl çözüm bulmuş?
Diğer ülkelere ‘model ülke’ olma yolunda nereye gelmişiz?
Öyle ya AK Parti Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini ülkemizin her derdine deva olarak pazarlamışlardı.
Türkiye’nin ekonomisi ortada. İşsizlik sorunu aldı başını gidiyor, neredeyse her evde bir işsiz var. Türkiye genç işsizlik oranında dünyanın beşincisi oldu. Enflasyon oranları ortada. Yargının durumu ortada. Toplumun geniş kesimlerine yayılan adalet sorunu var. Bu sistemde kendilerini “Züğürt Ağa gibi” hissettiklerini söyleyenler bizatihi AK Partili milletvekilleri. Yine sistemin birinci yılında kireçlendiğini, aksadığını, sistemin rehabilite edilmesi gerektiğini açıklayanlar iktidar yetkilileri.
Sayın Erdoğan iki yıllık değerlendirme toplantısında “Cumhurbaşkanı olarak kendi imzamızla çıkardığımız 64 kararname” var dedi.
Ülkemizin saygın hukukçularından Prof. Dr. Kemal Gözler kaleme aldığı “Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin uygulamadaki değeri: Bir buçuk yıllık bilanço” başlıklı makalesinde özetle şöyle yazmıştı:
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yürürlüğe girdiği 9 Temmuz 2018 tarihinden bu yana (26 Aralık 2019) toplam 55 adet Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkartılmıştır. Bu 55 Cumhurbaşkan lığı kararnamesinden 31’i diğer Cumhurbaşkanı kararnamelerinde değişiklik yapılması hakkında çıkartılan kararnamelerdir.”
Bir buçuk yılda 55 tane kararname çıkartılmış, bu 55 kararnamenin 31’i bir önceki kararnamelerde değişiklik yapılması için çıkartılmış!
Dönemin başbakanı Binali Yıldırım şöyle demişti:
“Türkiye’nin gücüne güç katacak bir sistem. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi AK Parti olarak bizim en büyük eserimiz olacak.” (8 Nisan 2017, İstanbul Mitingi)
Sayın Erdoğan değerlendirme toplantısında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ülkemize hangi kazanımları sağladığını, madde madde, somut verilerle anlatmadı.
Bunlar anlatılmadı. Sayın Erdoğan şunu söyledi: “Biz yaptık öyleyse ‘en doğrusu budur’ gibi bir inatlaşmaya girmiyoruz. Bu yönetim sisteminin daha iyisini, daha efdalini, daha güzelini bulduğumuzda her türlü değişime gönlümüz de siyasetimiz de açıktır.”
Demek ki sistem Türkiye’yi uçurmadığı gibi iyi de çalışmıyor. İkinci yılında sistemin sahiplerinin gönülleri de siyasetleri de “daha iyisine, daha efdaline” açık.
ATİLLA SERTEL: TRT, 3 BİN 149 KİŞİYİ SINAVSIZ İŞE ALDI
Mevzuyu bilmeyenler için kısa bir özet: CHP milletvekili Atilla Sertel ve İYİ Parti milletvekili İsmail Koncuk’un “TRT’ye sınavsız 3 bin 149 kişi alındı” iddialarını köşeme taşımıştım. Bunun üzerine TRT İnsan Kaynakları Dairesi Başkanı Nurullah Er, bir açıklama göndermişti. Açıklamasında bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını söylemişti.
Sayın Er’in açıklamasının üzerine CHP milletvekili Atilla Sertel aradı. Şöyle bir matematik hesabı yapalım Elif Hanım dedi: TRT yönetimin dedikleri gibi 2039 kişiyi taşerondan aldıklarını kabul edelim, 3 bin 149 kişiden 2039’u çıkarırsak geriye 1110 kişi kalıyor. Bu kişilerinin işe nasıl alındığının meçhul olduğunu söyleyen Sayın Sertel şu açıklamayı gönderdi:
“Düzeltme adı altında açıklama yapan TRT İnsan Kaynakları Başkanı gerçekleri saklama ve TRT’de yapılan sınavsız alımları karartmaya çalışmıştır.
TBMM’de Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonu üyesi olarak 5 yıla yakın süredir görev görüyorum. Komisyon üyeleri olarak TRT’nin de içerisinde yer aldığı çok sayıda KİT’i denetliyoruz.
12 Şubat 2020 tarihinde TRT Genel Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen ve tüm üst düzey yönetimin hazır bulunduğu KİT Üst Komisyon Toplantısı’nda çok sayıda soru yönelttim. Dış yapım olarak yaptırdıkları dizi ve programlara ödediği ücretleri “ticari sır” olarak belirtip açıklamayan TRT yönetimine sorduğum sorulardan birisi de emekli edilenler ve yeni istihdam edilenlerle ilgiliydi.
Sayıştay raporunda 2018 yılında TRT’den bin 774 kişinin emekli edildiği, toplam personelin 5 bin 303’e düştüğü yazılıydı. Buna istinaden ben de “2018 ve 2019 yıllarında kuruma kaç kişi alındığını, sınav yapılıp yapılmadığını, işe alımlarda hangi yöntemin uygulandığını” sordum.
TRT yönetimi tarafından bana ve diğer KİT Komisyonu üyesi milletvekillerine verilen yanıtta şöyle denildi:
‘Kurumumuzda 2018-2019 yılları arasında kadro karşılığı sözleşmeli personel istihdamına ilişkin herhangi bir sınav yapılmamıştır. 31 Aralık 2019 tarihi itibariyle 8 bin 452 personel kurumda değişik statülerde görev yapmaktadır. 2018 yılında; özel hukuk hükümlerine tabi 3 personel istihdam edilmiştir. 2019 yılında; Kuruma çok uzun yıllardır değişik statülerde hizmet eden 2039 personel, statüsü iyileştirilerek Özel Hukuka Tabi Personel’e (ÖHT) dönüştürülmüştür.’
Sayıştay 2018 raporunda ise şu cümle çok dikkat çekicidir:
‘Önceki dönem sonunda 7 bin 133 olan personel sayısı, özellikle emeklilikler nedeniyle 2018 yılı sonunda 5 bin 303’e düşmüş olmasına rağmen faaliyetlerde belirgin bir aksama yaşanmadığı gözlenmiştir.’
Kadro sayısı tasarruf gerekçesiyle 5 bin 303’e düşürülmesine rağmen 3 bin 149 kişinin çeşitli yollarla kad roya alınması ‘tasarruf bunun neresinde’ sorusunu sormamıza da neden oluyor. 5 bin 303 kişiyle de işlerin aksamadığını vurgulayan Sayıştay denetçileri 2019 yılı raporunda kadroya dahil edilen 3 bin 149 kişinin kuruma maliyetini de sorgulayacaktır.
Öte yandan ‘Taşeron problemini çözmek için TRT İş Kanunu’na tabi personel çalıştırma yetkisi aldı ve adayların nasıl işe alınacağı prosedürle belirlendi’ denilmektedir.
Benim bildiğim TRT’de taşeron gibi çalıştırılan ve kadroya geçirilen kişi sayısı 600 civarındadır. Oysa TRT’nin kadrosu 3 bin 149 kişi artmış ve hala sınavsız alımlar sürmektedir.
Sınavsız alım yapıldığı bize verilen yanıtta çok açıktır. 2018 ve 2019 yıllarında personel istihdamına ilişkin herhangi bir sınav yapılmadığı açıkça şahsıma ve KİT Komisyonu üyelerine yazılı olarak bildirilmiştir.
Verilen yanıttan da anlaşılacağı üzere 2018 yılında 5 bin 303 olan kurumdaki personel sayısı 3 bin 149 artarak 8 bin 452 kişi olmuştur. Bu yıllar arasında da sınav yapılmadığı için 3 bin 149 kişi sınavsız olarak TRT’ye alınmıştır.
TRT daha önce açtığı sınavlarda KPSS sıralamasında ilk 100’e giren ve yazılı sınavlarda çok yüksek puan alan gençlerin hakkını mülakatlarda yemiş, ‘Hamili kart yakınımdır’ anlayışı içinde AKP torpilli, bakan ve milletvekili yakınlarını kuruma almıştır. Atila SERTEL CHP İzmir Milletvekili /KİT Komisyonu Üyesi”