Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Bu seçim, bildiğimiz klasik bir seçim değil. Bu seçim Türkiye’nin var olma, yok olma seçimi. Ya demokrasi var olacak ya demokrasi yok olacak. Türkiye’ye demokrasiyi ya getireceğiz ya otoriter rejime teslim olacağız. Bu kadar basit” dedi.
CHP Genel Başkanı, Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, dün İstanbul Beşiktaş'ta gençlerle bir araya geldi. Gençlerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı ile ilgili sorulan soruya “Bu seçim, bildiğimiz klasik bir seçim değil. Bu seçim Türkiye’nin var olma, yok olma seçimi. Ya demokrasi var olacak ya demokrasi yok olacak. Dolayısıyla burada kişileri paylaşmak son derece yanlış. Olayı kişi endeksiyle tartışırsak bu işin işinden çıkmayız. Olay bir demokrasi olayıdır. Türkiye’ye demokrasiyi ya getireceğiz ya otoriter rejime teslim olacağız. Bu kadar basit” cevabını verdi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle;
“Bu seçim, bildiğimiz klasik bir seçim değil. Bu seçim Türkiye’nin var olma, yok olma seçimi. Ya demokrasi var olacak ya demokrasi yok olacak. Dolayısıyla burada kişileri paylaşmak son derece yanlış. Olayı kişi endeksiyle tartışırsak bu işin işinden çıkmayız. Olay bir demokrasi olayıdır. Türkiye’ye demokrasiyi ya getireceğiz ya otoriter rejime teslim olacağız. Bu kadar basit. Eğer biz sağduyuyla düşünürsek, 6 parti bir araya geldi. Bu 6 parti, değişik renkte partiler. Ama bu partilerin ortak paydası demokrasi, yargı bağımsızlığı, parlamentonun güçlendirilmesi. Biz bunu vaat ettik, bir araya geldik. Diğer partiler bunu düşünmüyor demiyoruz ama 6 partinin hedefi bu. Bazen milletvekili listeleri üzerinden tartışmalar oluyor, bazen kişiler ve partiler üzerinden. Bence bu tartışmalar yapay tartışma. Asıl hedefi bulmamız lazım. Asıl hedef demokrasi ve özgürlükler. Bunu yapmamız lazım. Demokrasi ve bu ülkede yaşayanların özgürlükleri için, parkta otururken, sinemaya giderken rahatsız edilmeyeceğiniz bir dünyayı inşa etmek için çaba harcıyoruz. Kaderi siz belirleyeceksiniz. Türkiye’nin kaderin, belirleyecek olan ilk kez oy kullanacak 5 milyon 300 bin genç. İlk kez sandığa gidip oy kullanacaklar.”
Kılıçdaroğlu, Boğaziçi Üniversitesiyle ilgili soruyu ise şöyle cevapladı:
“BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİNE TAHAMMÜL EDEMEDİLER”
“Dün sizin hocalarla (Boğaziçi Üniversitesi) görüştüm. Onlara sözüm var. Kesinlikle o hocaların tamamı görevlerine yeniden dönecek. Boğaziçi Üniversitesine yakışmayan hocaları da eski görevlerine göndereceğiz. Üniversite dendiği zaman, her üniversitenin kendi kültürü vardır. Her üniversitenin kendi alışkanlıkları vardır. Üniversiteleri bağımsız kıldığınız zaman kendi kültürlerini zaman içinde büyütürler, genişletirler ve kurumsallaştırırlar. Üniversite o zaman gerçek anlamda üniversite olur. O nedenle Boğaziçi Üniversitesine tahammül edemediler. Büyük sorunlar yaşandı. Hepsinin farkındayız. Geleceğiz ve çözeceğiz. Grup Başkanvekiliyken Boğaziçi Üniversitesine gelmiştim. Orada konuşurken de epey yuh yemiştik. Ama hiç kırılmadım. Çünkü öğrenciler rahatlıkla eleştirebilirler. Üniversiteyi saygın bir kurum olarak yaşatmak gerekiyor. Bu sefer gelirken yumurtaları hazırlayın.
"SORULAMAYACAK SORULAR KANUNU ÇIKARACAĞIM"
Sorulamayacak Sorular Kanunu çıkaracağım. ‘Cinsiyetiniz ne?’ Sana ne ya. ‘Hangi inançtansın?’ Sana ne ya. Bunları tamamen kaldıracağız. Olur mu öyle şey? Devlet dediğiniz saydam olur. Devlet dediğiniz kurum herkese saygı gösterir. Siz elinize alıyorsunuz bir sopa, insanları dizayn etmeye kalkıyorsunuz. Olmaz, hele 21. Yüzyılda. Orta Çağ’da mıyız ya? Kimlikler, inançlar, değerler saygı duyulacak alanlardır. Siyasetin konusu vatandaşın işi, aşı var mı, karnı doyuyor mu, sinemaya gidiyor mu, eğleniyor mu bunlardır.”