TÜİK’in istihdamı SGK’da yok
Ele alacağımız bu konu Dr. Orhan Karaca’nın sosyal medya paylaşımında dikkatimi çekti. Orhan Karaca şunu söylüyor:
“Yeni tartışmamız; ekonomide soğuma var mı yok mu? İstihdam verilerine bakanlar “yok”, sanayi üretimi verilerine bakanlar “var” diyor. Ben, istihdam verilerine de fazla güvenim kalmadığı için, sanayi üretimine bakanlar tarafındayım. Çünkü TÜİK›in yayınladığı kısa dönemli iş istatistikleri içinde tek güvenilir veri olarak bunun kaldığını düşünüyorum.”
Gelelim TÜİK verilerine;
TÜİK diyor ki, 2021/1.çeyreğinden 2024/1.çeyreğe istihdam 4 milyon 622 bin kişi arttı (%16,9). Hatta sanayi sektöründe de aynı dönemde istihdam 823 bin kişi artış gösterdi (%15,0).
Burada toplam istihdam ile sanayi sektörü arasındaki istihdam artışı uyumlu gibi duruyor. Çünkü benzer oranlarda artış olmuş.
Lakin sanayideki istihdam artışı ile sanayi üretim artışı pek uyumlu değil. Çünkü sanayi üretim artışı arındırılmamış veride %14.0; takvim etkisinden arındırılmış veride %13.0 ve mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış veride de %13,8 artış gösteriyor. (2021/1Ç ve 2024/1Ç)
Eskiden sanayi üretim artışının yaklaşık yüzde 40-50’si seviyesinde bir istihdam artışı olurken şimdi sanayi üretim artışından daha yüksek bir istihdam artışı olmuş.
Hadi bunu da geçelim: Belki yeni sanayi üretimimizi tamamen hamallık üzerine kurmuş olabiliriz!!! (Üç ünlem TÜİK’den alınmıştır)
Gelelim TÜİK ve SGK kayıtlarına göre istihdam değişimlerine. Burada SGK verilerinin ana belirleyici olduğunu, çünkü işveren kayıtlarından SGK’ya pirim ödeyenleri gösteriyor.
2021-Ocak-Mart ilk çeyrekte ortalama çalışan sayısı şu şekilde:
TÜİK: 27.391 bin kişi
SGK: 21.234 bin kişi
Ve şimdi gelelim 2024 Ocak-Mart ilk çeyrekte çalışan sayısına bakalım:
TÜİK: 32.013 bin kişi
SGK: 22.839 bin kişi
Dikkat ederseniz çalışan sayısı son 3 yılda TÜİK’e göre 4 milyon 622 bin kişi artarken SGK kayıtlarına göre çalışıp prim ödeyenlerin sayısı sadece 1 milyon 605 bin kişi artmış.
Hatta şunu da belirtelim: Geçen yıl ilk 4 ayda ortalama çalışan sayısı TÜİK verilerine göre 30 milyon 898 binden 1 milyon 178 bin kişi artarak 32 milyon 076 bin kişiye yükselmiş. Oysa SGK kayıtlarına göre ilk 4 ay ortalaması olarak çalışan sayısı bırakın artışı tersine 79 bin kişi düşüş göstermiştir.
Şimdi ne oluyor?
TÜİK verilerine göre 2021 yılı ilk dört ayında Türkiye’de çalışanların yüzde 28,8’i kayıtsız çalışıyormuş. Ama bu oran 2024 yılı ilk dört ayında yüzde 40,3’e çıkmış oldu.
Kayıtsız istihdam artışı denilince aklımıza derhal EYT sonrası kayıtsız çalışan sayısındaki artış geliyor. Emekli ama artık kayıtlı değil, kayıtsız çalışıyorlar diyebiliriz.
İyi ama bu durum da gerçeği tam izah etmiyor. Çünkü 2021-2023 Ocak-Nisan döneminde de yine TÜİK istihdamı 3 milyon 334 bin kişi artarken SGK istihdamı sadece 1 milyon 544 bin artmıştı. Yani EYT öncesinde de TÜİK istihdamı artarken SGK istihdamı çok sınırlı kalıyordu.
Bakın SGK kayıtlarına göre Ekim 2022 çalışan sayısı rekora ulaşıyor ve o tarihten sonra çalışan sayısı düşüşe geçiyor. Ekim 2022’de SGK kayıtlarına göre çalışan sayısı 23 milyon 741 bin kişi iken bugün bu sayı (Nisan 2024) 22 milyon 942 bin kişidir. Yani SGK kayıtlarına göre Ekim 2022’den sonra çalışan sayısı 786 bin kişi azalmıştır.
Ama TÜİK öyle demiyor. TÜİK’e göre çalışan sayısı Ekim 2022’den Nisan 2024’e 671 bin kişi artış göstermiştir.
Ve gelelim Mayıs 2024’e.
TÜİK diyor ki sadece 1 ayda çalışan sayısı 967 bin kişi artarak 33 milyon 233 bin kişiye ulaştı. Burada elbette mevsim ve takvim etkisi ile kayıtsız çalışmalar olacaktır. Ama artış muazzam ötesi bir şey. Bakalım SGK kayıtlarına göre Mayıs ayında istihdam artmış mı yoksa azalmış mı olacak?
Son birkaç yıldır TÜİK enflasyonu diye bir şey tartışıyoruz. Sanırım şimdi yeni bir tartışma daha başlayacak: Gerçek istihdam nedir?
TÜİK’e göre çalışıyor görülebilirsiniz ama SGK’ya göre de işsiz olabilirsiniz?
Acaba siz kimsiniz?
ENFLASYONDA %40 FARKI
Önce TİM ve sonra İTO Başkanları aynı şikayeti dile getirdiler: “Kur artışı haricinde fiyatlar fazladan yüzde 40 arttı” dediler.
Bunun anlamı şu: Türkiye’de fiyatlar son bir yılda döviz bazında yüzde 40 arttı.
Onların önerisine göre kur artışı ile fiyatlar yeniden dengelenmeli; yoksa üretim ve ihracat çok zor.
Evet, doğru: Türkiye döviz bazında inanılmaz pahalı bir ülke oldu. Hatta bunu tarihte hiç görmemiştik. İlk kez Avrupa’dan pahalı bir ülke olduk ve tatil için Türkler adeta Yunan sınırına dayanmış durumda.
Ben şunu da ekleyeyim: Şu yaşadığımıza bakınca döviz bazında fiyat artışı yüzde 40’ın çok çok üzerinde. Ve tekrar tekrar söylediğim gibi TL enflasyonu değil asıl sorunumuz dolar enflasyonu oldu.
Ama kimseden bu neden oldu, nasıl oldu; sorumlusu kim vs duymuyoruz. İş dünyası her şartta ve her kararda iktidarı alkışlama alışkanlığına devam ediyor. TÜSİAD toplantısında da Mehmet Şimşek’in yanında yine Güler Sabancı oturmuştu. Berat Albayrak’ın YEM’ini en fazla alkışlayan kişi diyelim.
Ama TİM bir konuyu hafif geçti: İhracatçıya döviz kredisi verilmeyip yerine TL kredisi verildiğinde bir büyük maliyette buradan oluşuyor.
Şöyle örnek verelim: 100 bin dolar karşılığı döviz kredisi kullansa 2500 dolar faiz ödeyecek olan ihracatçı, TL kredisi kullandığında 12500 dolar faiz ödedi. Hadi şimdi ihracatçı ne yapsın?
Bekleyip göreceğiz ama bilin ki gördüğümüzde iş işten geçmiş olacak.