Piyanist Fazıl Say, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in paylaştığı müzik listesini eleştirerek, listeyi geniş kitlelere hitap etmeye yönelik bir oy potansiyeli olarak yorumladı. Ancak daha sonra sosyal medyada konuyu tatlıya bağladıklarını ve Özel'in sanata verdiği değeri vurguladı.
Fazıl Say, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in paylaştığı "en çok dinlediği 15 şarkı" listesini eleştirdi. Özel'in yayınladığı 'playlist'ine ilişkin yorum yapan Fazıl Say, "Biraz arabesk, pop, popüler kültür, e haklı adam, oy potansiyeli malum; 'her kesime bir şarkı' listesi oluşmuş" dedi.
Fazıl Say, bu sabah sosyal medya hesabından bir paylaşım yaparak, Özel ile dün uzun uzun yazıştıklarını ve konunun tatlıya bağlandığını açıkladı.
Say, basının eksik ve hatalı bir müzik listesi yayınladığını ve bundan Özel’in de rahatsızlık hissettiğini belirtti. Bununla beraber Özgür Özel’in ilk fırsatta kendi konserine geleceğini belirten Say, Özgür Özel ile buluşup yüz yüze konuşacaklarını ifade etti.
'BULUŞUP YÜZ YÜZE KONUŞACAĞIZ'
Say paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“CHP Genel başkanı Özgür Özel ile dün uzun uzun yazıştık.
Konu tatlıya bağlandı. Basın eksik ve hatalı aktarmış müzik listesini, bundan kendisi de rahatsızmış, kültür sanata ve sanatçılara verdiği değerden bahsetti, sıkça konserlere gittiğini, ilk fırsatta benim konserime de geleceğini anlattı.
CHP Genel başkanı Özgür Özel ile dün uzun uzun yazıştık.
— Fazıl Say (@fazilsaymusic) July 15, 2024
Konu tatlıya bağlandı.
Basın eksik ve hatalı aktarmış müzik listesini, bundan kendisi de rahatsızmış, kültür sanata ve sanatçılara verdiği değerden bahsetti, sıkça konserlere gittiğini , ilk fırsatta benim konserime de… pic.twitter.com/9c2aD8QDZp
Ben de, kendisini seçimde ilk tebrik edenim, sonuçta konu malum, “kızgın” bir yazı yazmıştım bu müzik konusuna.
Buluşup yüz yüze konuşacağız. Sıkıntı yok. Anlatacaklarım elbette ki var.
Dostlar;
Şunu anlamanız lazım;
Batıda önyargılar ile karşılaşıyoruz, yetmiyor, kendi ülkemizde de çok fazla yanlış önyargıyla karşılaşıyoruz. Tüm ömrümüz sanatımızı savunmak, bu fırtınalı popüler kültür karşı rüzgarına. Çok yorucu bu.
Kültür için, biz sanatçılar için çok zor bir yüzyıl, tutunması zor, çok yıpratıcı. 30 yıl önce “Türkiye’de piyano var mı?” diye soran bir batı önyargısında başladı zorlu yürüyüşüm.
Düşünün..
Değiştirmediğim pasaportum, çalışma vizelerim hayatım boyumca “alt sınıfa” sürükledi beni. Onların pasaportunu alsaydım ne kolay ilerlerdi, ısrarla özümde kalmış biriyim.
Dünyada da. Türkiye'de de. Filistin'de sivillerin öldürülmesine karşıyım deyince anında konserlerim iptal oldu. Şu dünyada hiçbir sanatçı gık diyemedi bu konuda aylardır. Bu kadar zor. Ürkütücü…
Türkiye’de müziği, geniş kitlelere yaymak için çok fazla şey yaptım, üreterek, çok çalışarak, binlerce konser, sayısız albüm, şarkılar, genç nesile destek, piyano eserleri, oratoryolar, senfoniler, bu ülkenin kültür mirasını yaşatmak için, Anadolu'da ve tüm dünyada;
yine de bir yere kadar.
Bu “öteki” olmak,
filanca kesim ,
o kesim bu kesim…
Olmuyor.. Geçit yok..
Çok da sıkıldık ve yorulduk bundan.
Kendi aramızda da maalesef
Koltuk sevdalısı 3-5 vizyonsuz-yeteneksiz, gelir, kıskanır,
suyunu keser.
Bu böyledir.
Bu çetrefil yoldan ilerlerken, çok sık üzüntüler yaşadığımı bilmenizi isterim.
Burada,
Kimsenin umurunda olmayan şeyler yazıyorum.
Anlaşılmadığımı da alttaki yorumlarda okuyacaksınız.
Sonuç:
Ne dünya sanatçısı olmak kolay. Ne de Türkiye’de sanatçı olmak kolay. Çok emek gerekir. Çok “umut” gerekir.
Son olarak
Yunus’un sözü;
“Bilmeyen ne bilsin bizi,
Bilenlere selam olsun.”