Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bilecik'te 'Kökümüz Mazide Gözümüz Atide' programında gençlerle bir araya geldi. Erdoğan, Finlandiya'nın NATO'ya üyelik sürecine ilişkin "İcabında Finlandiya'yla ilgili farklı mesaj verebiliriz. Finlandiya'yla ilgili farklı mesajı verdiğimiz zaman İsveç şok olacak." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bilecik'te 'Kökümüz Mazide Gözümüz Atide' programında gençlerle buluştu. Finlandiya'nın NATO'ya üyelik sürecine ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Biz icabında Finlandiya'yla ilgili farklı mesajı verdiğimiz zaman İsveç şok olacak. Ama Finlandiya da aynı yanlışı yapmaması lazım." diye konuştu.
Öte yandan Erdoğan, "Şimdi altılı masa ne diyor? 'Aday olamaz' diyor. Size rağmen milletim hem aday yapacak hem de cumhurbaşkanı yapacak" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde:
Üstadı duydunuz, dinlediniz. Ne diyor? 'Ayasofya açılacak.' Ve Ayasofya açıldı mı? Bize nasip oldu mu? Allah'a hamdolsun. Üstadımızın mekanı cennet olsun. Görmüş ve nasibi de bize olmuş. Gençler, sizleri bugünkü ihtişamlı toplantılardan sonra şimdi de bu yoğun ilginiz, en kalbi duygularla sizleri selamlıyorum. Rabbime, bana sizler gibi yol arkadaşları, dava arkadaşları, genç sesler, genç nefesler nasip ettiği için hamd ediyorum.
"ADETA RUHEN YENİDEN GENÇLEŞİYORUM"
Tabii sizlerden aldığım enerjiyle, heyecanla, coşkuyla, ülkemizi büyütme, milletimizi güçlendirme mücadelemize daha bir azimle, daha bir gayretle sarılıyoruz. Sizlerle her bir araya gelişimizde kendi gençliğimize dönüyor, adeta ruhen yeniden gençleşiyorum. Bizim gençliğimiz bir yandan yoklukla ve yoksullukla, bir yandan yasaklarla, baskıyla, kavgayla geçti. Gençler unutmayın, ben de size aşığım.
"MİLLETİM HEM ADAY YAPACAK, HEM DE CUMHURBAŞKANI YAPACAK"
Milletimizin asırlık yorgunluğunu, asırlık çilelerini sırtlanan bir gençlik olarak hayata tutunma mücadelesi verdik. Bu uğurda nice arkadaşımızı ya bedenen, ya fikren kaybettiğimiz dönemler oldu. Hamdolsun, tüm bu badireleri atlatarak Belediye Başkanı, Başbakan, Cumhurbaşkanı olarak milletimize hizmet etme şerefine eriştik. Ne diyorlardı? 'Muhtar bile olamaz' diyorlardı. Ama benim milletim bu kardeşinizi, ağabeyinizi bu ülkede Cumhurbaşkanı yaptı. Şimdi 6'lı masa ne diyor? 'Aday olamaz' diyor. Size rağmen milletim hem aday yapacak, hem de Cumhurbaşkanı yapacak. Ve tabii o zaman kilonuz da ortaya çıkacak. Bakalım kaç kilosunuz?
GENÇLERİMİZE KEM GÖZLE BAKANLARA İBRET OLSUN
Bugün gençlerimizin devrinin misafiri olarak bulunduğumuz bu güzel mekanda, şu dönemdeki tecrübemizle hayata şöyle bir dönüp baktığımızda Hayyam'ın şu sözleri aklıma geliyor, 'Ömrümüzden bir gün daha geldi geçti. Derede akan su, ovada esen yel gibi. İki gün var ki dünyada, bence ha var, ha yok. Daha gelmemiş gün bir, geçmiş gün iki.' Evet biz geçmiş günleri, yaptığımız eser ve hizmetlerle hatırlayarak tarihe havale ediyor, gelecek günleri de Rabb'imizin takdirine bırakıyoruz. Karşımdaki şu tablo, enerjimi, heyecanımı, coşkumu daha da arttırırken herhalde 6'lı masaya da bazı mesajlar veriyor. Bizim için önemli olan bugün burada siz gençlerimizle gönüllerimizi buluşturmuş olmamızdır. Sizlerle burada yaptığımız hasbihalin lezzeti paha biçilmezdir. Şimdi diyorlar ya, 'Deliler gibi aşığım size' diyorlar ya. E ben de deliler gibi aşığım size. Şu güzel tablo gençlerimize kem gözle bakanlara ibret olsun. Şu fotoğraf, gençlerimizi kendi adamlarına yaptıkları şekilde ne diyor? Gel deyince gelen, git deyince giden, istedikleri gibi yönlendirebilecekleri bir güruh sananlara da ibret olsun.
GENÇLİK AŞISI BİZİM İÇİN HAYATİ ÖNEME SAHİPTİR
Sevgili gençler, biz size güveniyoruz. Hem de öyle bir güveniyoruz ki, sizi maziden atiye kurduğumuz köprünün kilit taşları olarak görüyoruz. Bunun için de siz gençlerimize hem cumhuriyetimizin ilk asrının birikimlerini, hem de önümüzdeki asrın sembolü Türkiye Yüzyılı'nı emanet ediyoruz. Hayatın boyunca hep gençlerle yol yürümeyi, gençlerin önünü açmayı ilke edinmiş bir siyasetçi olarak bugün de aynı hissiyatla ülkemizin geleceğini sizlerin ellerine bırakıyoruz. Gençlerimize güvenimizin en büyük ispatı, eğitimden sağlığa, dış politikadan güvenliğe, tüm hizmet alanlarında kurduğumuz güçlü altyapı yanında sizlerin siyasi haklarınızı kullanabilmenize verdiğimiz önemdir. Seçilme yaşını 30'dan 25'e indiren kim? 30'dan 25'e biz indirdik. Ne dedik? Yetmez. Seçme ve seçilme olarak 25'ten 18'e kim indirdi? Biz. Bu CHP ne diyordu? 'Parlamentoyu çoluk çocuğa mı bırakacağız.' Bunların mantığı bu, mantalitesi bu. Biz de dedik ki, 'Biz öyle bir geldik ki, bizim ecdadımız Fatih 18 yaşında bir çağı kapadı, bir çağı açtı.
SÖZ SAHİBİ OLMA HAKKINI DA BİZ GENÇLERİMİZE TESLİM ETTİK
Onun torunları olarak bu parlamentoya bu yakışır dedik.' Ve kanunlar önünde reşit sayılan her bir evladımızın şehrinin ve ülkesinin geleceğinde söz sahibi olma hakkını da biz gençlerimize teslim ettik. Bugün ülkemizde siyasi partilerden iş dünyasına kadar her yerde geçmişte hiç olmadığı kadar çok gencimiz söz ve karar sahibi konumda yer almaktadır. Türkiye, ortanca yaşı 33 olan bir ülke olarak dünyanın en genç nüfuslu devletleri arasındaki yerini korumaktadır. Özellikle batı ülkelerinin hızla yaşlanan nüfusuyla karşılaştırdığımızda, bu gençlik aşısı bizim için hayati öneme sahiptir.
ÜLKEMİZİN ÖZELLİKLE E-DEVLET ALTYAPISINI ÖĞRENMEYE ÇAĞIRIYORUM BAY KEMAL
Böyle bir nüfusu hala 1940'ların, 1970'lerin, 1990'ların zihniyetiyle yönetmeye talip olmak, en başta gençlerimize hakarettir. Dünyanın bilgi toplumunu geride bırakıp dijitale yöneldiği, yapay zekayı tartıştığı bir dönemde eski Türkiye vaadiyle sizlerin karşısına çıkanlar, ne bu ülkeyi, ne de gençleri tanıyor demektir. Tanımıyorlar. Ülkemizin e-devlet kapısıyla kamu hizmetlerinin neredeyse tamamına yakınını dijitale taşıdığından habersiz olanların zihin dünyaları henüz cilalı taş devrinden, yontma taş devrine geçmenin şaşkınlığını yaşıyor. Görüntülü konuşmayı ileri teknoloji sananları, 2023 Türkiye'sini tanımaya, ülkemizin özellikle e-devlet altyapısını öğrenmeye çağırıyorum Bay Kemal. Rahmetli Özal'ın çok güzel bir sözü vardı. Özal, bu zihniyet için, 'Bizim yaptıklarımıza onların hayalleri bile yetişemez' diyordu.
NE YAPTINIZ BİR GÖRELİM, YAPAMAZLAR
Biz de bugün karşımızdakilerin gündemlerine, söylemlerine, duruşlarına bakıp aynı hissiyata kapılıyoruz. Düşünün. Biz boğazın altından Marmaray'ı yaptık, geçirdik. Bunlar böyle bir şey yapabilirler mi? Denizin altından Avrasya Tüneli'ni yine biz yaptık mı? Bunlara kalsa böyle bir şey yapabilirler miydi? Bu kadar büyükşehir belediye başkanları var. Eserlerinizi bir ortaya koyun ya, ne yaptınız? Ne yaptınız ya, bir görelim? Yapamazlar.
MİLLETİMİZ ÇOKTAN 'YETER' DEDİ
Şimdi Türkiye uzay yarışında, kutup rekabetinde, teknoloji tasarlama ve geliştirme mücadelesinde yerini güçlendirmenin çabası içindeyken, aynı kapıdan 6 kişi birden geçme kavgası verenleri gülerek izliyoruz. Bunlardan gençler ne ülkemize, ne milletimize, ne de siz gençlerimize hiçbir hayır gelmeyeceğini çok iyi biliyoruz. Dışarıdakiler bile bunlardan umudu kesmiş olmalı ki, her gün bir başka küresel medya kuruluşunu devreye sokarak 14 Mayıs için bizzat sahaya inme ihtiyacı hissettiler. Güya aleyhimizde yaptıkları yayınlarla gençlerimizin, kadınlarımızın, milletimizin iradelerini yönlendirebileceklerini düşünüyorlar. Halbuki milletimiz bunlara çoktan 'Yeter' dedi. Geçtiğimiz 20 yılda bize verilen her destek, emperyalistlerin ve onların maşalarının yüzlerine haykırılmış bir 'Yeter' sözüdür. Biz de bu tarihi meydan okumayı 14 Mayıs'ta bir kez daha, 'Yeter, söz de, kararda, gelecekte milletindir' diyerek çok daha yüksek bir seda ile tekrarlamak istiyoruz.
ÖZGÜR, DEMOKRAT, GÜÇLÜ TÜRKİYE'YE SAHİP ÇIKIN
Sevgili gençler, ben size güveniyorum, size inanıyorum. Çünkü bunlar, milletten alamadıkları destekle elde edemedikleri yönetimi darbecileri kullanarak gasp edip Menderes'i idam sehpasına gönderenler. Bugün onun, 'Yeter söz milletindir' sözüne sahip çıkmaya kalkıyorlar. Daha durun bakalım ya. Siz bunları konuşmazken biz konuşuyorduk. Siz neredesiniz? Sadece tek parti devrinden beri hayatlarını kararttıkları, hatta ellerine kanlarını bulaştırdıkları mazlumların ahı bile bunların akıbetini berbat etmeye yeter. Sevgili gençler sizden tek bir talebim var. Hazır mısınız? O da büyük emekler, fedakarlıklar ve bedeller karşısında size teslim edeceğimiz özgür, demokrat, kalkınmış, güçlü Türkiye mirasına sıkı sıkıya sahip çıkmanızdır. Unutmayın yapmak zor, yıkmak kolaydır. Müktesebatlarında yaptıkları tek bir hayırlı iş olmayanların tek bildiği şey yıkmaktır. Bunun için sizlerin nezdinde ülkemizin tüm gençlerine çağrıda bulunmak istiyorum.
Gençler, özgür Türkiye'nin önünü esaret zincirleriyle kesmek isteyenlere izin vermeyin. Gençler, bağımsız Türkiye'nin ayaklarına prangalar vurmaya kalkanlara asla izin vermeyin. Gençler, askeri gücüyle, diplomatik maharetiyle, siyasi etki alanıyla eşiğine geldiğimiz Türkiye Yüzyılı'nı hep birlikte yükseltin. Gençler, ülkemizin kazanımlarına sahip çıkın. Hedeflerine yürümeye kararlılıkla devam edin. Gençler, hayallerinizden asla vazgeçmeyin. Sizi bunlardan mahrum etmek isteyen içeride ve dışarıda kim varsa bilin ki geleceğinize kastetmiştir, istiklalinize göz dikmiştir. Arkalarına aldıkları küresel güçleri göstererek sizi korkutmaya, yıldırmaya, bezdirmeye çalışan kim varsa, Bilecik'i hatırlayın.
İSVEÇ ŞOK OLACAK
İşte, orada tabii bir eksik var. İsveç Başbakanı Osmanlıcayı bilmiyor, Türkçeyi hiç bilmiyor. Biz tabii kendisine bunları bu şekilde anlattık. Dedik ki 'Bak, eğer siz illa NATO diyorsanız, NATO'ya girebilmeniz için bu teröristleri bize iade edeceksiniz. Eğer bu teröristleri bize iade etmezseniz, 120 kişilik bir liste verdik, kusura bakmayın.' Tabii bunlar o gün bugün bizimle kendilerine göre 'Yok anayasa değişikliği yaptık, yok şunu yaptık, yok bunu yaptık.' kendilerine göre dalga geçiyorlar. Bunlar Türkiye'yi tanıyamadılar. Zannediyorlar ki 20 yıl, 30 yıl, 40 yıl önceki Türkiye bugünkü Türkiye. Değil. Bak, ben bu akşam buradan bir şey söyleyeyim; biz icabında Finlandiya'yla ilgili farklı bir mesaj verebiliriz. Finlandiya'yla ilgili farklı mesajı verdiğimiz zaman İsveç şok olacak. Ama Finlandiya da aynı yanlışı yapmaması lazım.