Ilımlı İslam görüşleri ve laikliği savunması dolayısıyla sık sık tehditler alan deneyimli akademisyen Bahriye Üçok, 1990 yılında düzenlenen suikast sonucu 71 yaşında hayatını kaybetmişti. Bahriye Üçok, ölümünün 32. yılında sevenleri tarafından unutulmadı.
Türk-İslam tarihi üzerine eğitim aldıktan sonra uzun yıllar lisede öğretmenlik yapan Bahriye Üçok, üniversitede ilahiyat fakültesinde ders veren kadın öğretim görevlisi olarak tarihe geçmişti. 'İslami Hareket' adlı örgüt tarafından 6 Ekim 1990 tarihinde evine gönderilen bir bombayla katledilen Bahriye Üçok, ölümünün 32. yılında Ankara Yaşar Kemal Kültür Merkezi'nde düzenlenen etkinlikte anıldı.
İnönü Vakfı Başkan Yardımcısı ve eski CHP Milletvekili Gülsün Bilgehan, 29 Ekim Kadınları Derneği Genel Başkanı ve eski CHP Milletvekili Şenal Sarıhan, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt etkinliğe katıldı.
İnönü Vakfı Başkan Yardımcısı Gülsün Bilgehan, konuşmasında özetle şunları söyledi:
İnönü Vakfı Başkan Yardımcısı Gülsün Bilgehan
"BAHRİYE ÜÇOK, CUMHURİYET KADINIYDI"
"Bahriye Üçok hâlâ hatırlanıyor. 32 yıldır sonuçlanamayan vahşice, korkakça işlenen bir cinayetin ardından kaybettiğimiz bir aydın kadın, Cumhuriyet kadını.
İnönü'nün sözlerini hatırlamanın bir kez daha zamanı. O da çok anlamlı, yine gündemde. İnönü o ünlü sözünü, aslında 'sabırlı olun' demiş ama siyasi tarihe 'cesur olun' diye geçmiş. 1931 yılında basın yasası için söylüyor.
O zaman da basın yasasına uygulanmak düşünülen bir nedenle Meclis'te yaptığı bir konuşmada o ünlü sözünü söylüyor. 'Basına sansür uygulamak, gazeteleri yasaklamak, cezalandırmak yeterli değil. Yapmamamız gerekiyor. Demokraside bu yoktur' diyor.
Ben Avrupa Konseyi Meclisi'ne seçilip gittiğimde Meclis'teki kadın oranı yüzde 4'tü. 22 kadın vardı.
"İYİ Kİ ONUN GİBİ CESUR KADINLAR VARDI"
1934 yılında Atatürk, Türk kadına seçme ve seçilme hakkını verdiğinde Türkiye, Meclis'teki kadın oranıyla dünyada ikinciydi. Son verilere baktım. 2022 yılının siyasi katılımda Türkiye 112. sırada. İkinci sıradan 112. sıraya gelmişiz.
Genel olarak baktığımızda ise 146 ülke içinde kadın erkek eşitliğinde Türkiye 124.sırada. Bunları düşününce, 'nereden nereye gelmişiz' diye düşünmemek mümkün değil.
Tarihimizi en azından yeni kuşaklara çok iyi anlatmalıyız. Çünkü hainler ile kahramanların yer değiştirilmek istediği bir ülkede yaşıyoruz. Geleceğimiz onlara bağlı. Onları korumak ve iyi yetiştirmek de bize bağlı.
Bahriye Üçok'u saygıyla anıyorum. İyi ki onun gibi cesur kadınlar vardı. Bu cesur kadınların işi daha bitmedi. Cesur kadınlar var olmaya devam edecek Türkiye'de."
29 Ekim Kadınları Derneği Genel Başkanı Şenal Sarıhan
"ÜÇOK'UN BİZDEN BEKLEDİĞİ, LAİKLİĞİ DAHA YERLEŞİK HALE GETİRMEK"
Gülsün Bilgehan ardından söz alan 29 Ekim Kadınları Derneği Genel Başkanı Şenal Sarıhan şunları kaydetti:
"Geçmişi, bizim için mücadele edenleri unuttuğumuz zaman geleceği kurma görevini ve sorumluluğunu da unutmuş oluyoruz diye düşünüyorum. Geleceğin inşası kurtuluş mücadelemize önderlik etmiş, bize bağımsız bir ülke armağan etmiş olanlara borcumuz kadar, isimsiz kahramanlarına ve Cumhuriyet devrimlerine sahip çıkmak için verdikleri mücadeleler nedeniyle yaşamlarını yitirmiş olanlara da bir borçtur diye düşünüyorum.
4 Temmuz 1972. Üçok'un Meclis'teki ilk konuşması gericilikle mücadele ile ilgili. Gericilikle mücadele konusunun altını çizen bir konuşmayla parlamentoda göreve başlıyor. Bu da onun çizgisinin, ne demek istediğinin, neyle mücadele ettiğinin açık kanıtı.
İran'da şimdi kadınlar ölüm pahasına sokaktalar. Ölüm pahasına saçlarını açmış durumlar. Bu, korku duvarının aşıldığı anlamına geliyor. Yanı başımızda İran korku duvarını aşarken, biz 20 yıllık bir sürecin sonrasında normal demokratik yollarla iktidarın değişmesi için çaba gösterirken, öyle bir yanlış yapıyoruz ki, ortadan kalkan sorunları yeniden deşmek ve yeniden, gerici bulduğumuz iktidara olanaklar tanıyan yeni hatalar yapmak gibi bir sorunla karşı karşıya kalıyoruz.
Mayısta seçimler olduğu zaman ilerici ve devrimci sonuçlar çıkacaktır. Hepimiz hazırız. Hata yapmamak lazım. Doğru adım atmak lazım. Ne yapıyor AKP, 'O Anayasa değişmeli'. Evet, Anayasa değişmeli. O anayasa ileriye doğru değişecek, geriye doğru değil. Laiklik uğruna canını feda etmiş olan Bahriye Üçok'un bizden beklediği şey toplumda laikliği daha yerleşik hale getirmektir."
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt
"BU, COĞRAFYADAKİ TEK LAİK CUMHURİYETİ YOK ETME ÇABASININ ÜRÜNÜ"
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt ise, "Hallacı Mansur, İbni Sina, İbni Haldun, İbni Rüşt; Batı'da reform ve Rönesans'ın ateşleyicisi olanlar neden kafir ilan edildilerse, neden Mustafa Sagir diye bir adam Mustafa Kemal'i yok etme görevi üstlendiyse, neden biz yıllardır her 24 Ocak’ta Uğur Mumcu'yu, 31 Ocak'ta Muammer Aksoy'u, 6 Ekim'de Bahriye Üçok'u, her 21 Ekim'de Ahmet Taner Kışlalı'yı; Turan Dursun'u, Bedrettin Cömert'i, Abdi İpekçi'yi, Çetin Emeç'i ve daha sayısız cumhuriyet aydınını anmak zorunda kalıyorsak, bu aslında yüzlerce yıllık dünya sömürü ve emperyalizm tarihinin bu coğrafyadaki sömürge hatlarını kaybetmemek için, bu coğrafyadaki tek laik cumhuriyeti yok etme çabasının ürünüdür. Bahriye Üçok'u katleden de odur" ifadelerini kullandı.
BAHRİYE ÜÇOK KİMDİR?
1919 yılında Trabzon'da dünyaya geldi. Bahriye Üçok aslen Gümüşhaneliydi.
İlk ve ortaokulu Ordu'da okudu. İstanbul Kandilli Kız Lisesi'nden mezun oldu. Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Ortaçağ Türk-İslam Tarihi bölümünde tamamladı. Aynı zamanda Devlet Konservatuvarı Opera bölümünü bitirdi.
Eğitiminin ardından 11 yıl boyunca Samsun ve Ankara'da lise öğretmenliği yaptı. 1953 yılında akademik hayata başladı. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde öğretim üyesi olan Bahriye Üçok, Türkiye'nin ilk kadın öğretim üyesi oldu.
1957 yılında doktor, 1964 yılında ise 'İslam Devletlerinde Kadın Hükümdarlar' adlı çalışmasıyla doçent oldu. Arapça ve Farsça'yı iyi derecede bilen Bahriye Üçok, Kur'an-ı Kerim'e bağlı kalarak İslam dinini çağdaş, gerçekçi ve dinin özünde bulunan hoşgörüyle yorumladı.
Bahriye Üçok, 1971 yılında Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından senatör seçildi ve 5 yıl boyunca Cumhuriyet Senatosu divan üyeliği yaptı. Siyasi tercihini Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) yana kullandı ve 1977 yılında partiye katıldı.
12 Eylül Asker Darbesi'nin ardından Halkçı Parti'nin (HP) kurucu üyesi olan Bahriye Üçok, 1983 seçimlerinde HP'den Ordu milletvekili olarak TBMM'ye girdi. 1986'dan itibaren Sosyaldemokrat Halkçı Parti'ye (SHP) üye oldu.
Kasım 1988'de televizyonda yapılan bir açık oturumda, 'İslam'da örtünmenin ve oruç tutmanın zorunlu olmadığı' iddialarına dayanan açıklamalarından sonra üzerine İslamcı kesimin eleştirilerine maruz kaldı ve isimsiz tehditler almaya başladı.
BAHRİYE ÜÇOK NE ZAMAN VE NASIL ÖLDÜRÜLDÜ?
6 Ekim 1990 tarihinde Ankara'nın Çankaya ilçesindeki Köroğlu Caddesi'nde bulunan evine, Ekspres Kargo tarafından ulaştırılan ve gönderici olarak İlmi Araştırmalar Vakfı'nın göründüğü kitap paketini saat 16.30'da aldı. Bomba olabileceği şüphesiyle paketi kapısının önünde açmaya çalışırken, paketin içine yerleştirilmiş olan bomba patladı.
Ağır yaralı olarak Hacettepe Tıp Fakültesi Acil Servisi'ne kaldırılan Bahriye Üçok, saat 20.00 sularında 71 yaşında hayatını kaybetti. Cenazesi 9 Ekim 1990 günü Maltepe Camii'nden kaldırıldı ve Karşıyaka Mezarlığı'na defnedildi. Adı, Türkiye'de birçok kent merkezinde birçok sokağa, caddeye, okula verildi.
Cumhuriyet gazetesinde 7 Ekim 1990 tarihinde yayımlanan haberde olay şöyle aktarıldı: "Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Turan Dursun'dan sonra türbana karşı tavrı ve laikliği savunmasıyla tanınan SHP Parti Meclisi Üyesi Bahriye Üçok da suikast sonucu öldürüldü. İstanbul'dan Ankara Çankaya'daki evine özel bir kargo şirketiyle yollanan kitap paketini açan Üçok, içindeki bombanın patlaması sonucu ağır yaralandı. İki kolu ve bir bacağı kopan Üçok kaldırıldığı hastanede ameliyata alınamadan öldü. Cinayeti İslami Hareket adlı örgüt üstlendi. Cumhuriyet gazetesini telefonla arayarak İslami Hareket Örgütü adına konuştuğunu bildiren bir kişi Bahriye Üçok'u 'tesettür konusundaki düşünceleri yüzünden' cezalandırdıklarını söyledi. Aynı kişi 'İslam'a sınır koyanları öldürmeyi borç bildiklerini' belirtti."
BAHRİYE ÜÇOK'U KİM ÖLDÜRDÜ?
Bahriye Üçok cinayetini, 'İslami Hareket' adlı örgüt üstlendi.
Bombalı paketi kabul eden 'kargocu kız' olarak da tanınan Gülay Calap, uzun süre ortadan kayboldu. 16 Ocak 1994 tarihinde İzmir'de PKK'nın yan kuruluşu olarak sayılan Devrimci Halk Partisi'nin İzmir sorumlusu olarak gözaltına alındı.
SHP Parti Meclisi üyesi olan Bahriye Üçok, katledildiği sırada SHP için bir laiklik raporu hazırlıyordu. Katıldığı toplantılarda sık sık laiklik, kadın hakları ve irtica tehlikesi üzerinde durdu ve 'laikliğin savunucusu ilahiyatçı' olarak tanındı.
Fransızca, Arapça ve Farsça bilen Bahriye Üçok, 'İslam'dan Dönenler', 'Yalancı Peygamberler' ve 'İslam Devletlerinde Kadın Hükümdarlar' adlı üç kitap yayımladı.
Bahriye Üçok, Prof. Dr. Coşkun Üçok ile evliydi ve 'Kumru' (d.1954) adında bir kızı vardı.
BAHRİYE ÜÇOK ESERLERİ
1965 - İslam Devletinde Kadın Hükümdarlar
1967 - İslam'dan Dönenler ve Yalancı Peygamberler
1981 - İslam'dan Dönenler ve Yalancı Peygamberler
1981 - İslam Devletlerinde Türk Naibeler ve Kadın Hükümdarlar
1983 - İslam Tarihi Emeviler Abbasiler
1996 - İslam'dan Dönenler ve Yalancı Peygamberler Hicri 7.-11. Yıllar
2000 - Atatürk'ün İzinde Bir Arpa Boyu
2011 - İslam Devletlerinde Türk Naibeler ve Kadın Hükümdarlar
2010 - Şeriat Sarmalında Türkiye