Türkiye 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesiyle sarsıldı. Narin'in katilini bulmak için çalışmalar devam ediyor; soruşturmada ilk tutuklanan, amca Salih Güran oldu. Narin'in de kaybolduğu ağustos ayında, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun raporuna göre 33 kadın, erkekler tarafından katledildi. Geçtiğimiz ay öldürülenlerin en az yüzde 18'i çocuktu...
SEDA İNCİRKUŞ
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, "2024 Ağustos Raporu"nu yayımladı. Rapora göre ağustos ayında 33 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. Henüz istatistiklere yansımadı ancak katledilenlerden biri de 21 Ağustos'ta Diyarbakır'da kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran'dı. Narin'in cansız bedeni, kaybolduktan 19 gün sonra köyündeki derede bulundu. Kadın cinayetlerinin nedenlerini anlatan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ateselim, "Cezasızlık politikası hakim. Narin küçücük bir köyde kayboldu. Niye kaybolcu Narin? Bütün bunların sonucunu yaşıyoruz." dedi.
Rapora göre ağustos ayında erkek şiddeti, 33 kadını hayattan kopardı. 24 kadın ise "şüpheli" şekilde ölü bulundu. Öldürülen 33 kadından 9’u boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istediği için; 2’si ekonomik bahanelerle, 4’ü annelerinin boşanmak istemesi bahanesiyle öldürüldü. 18’inin ise hangi haksız gerekçeyle öldürüldüğü tespit edilemedi.
'ERKEKLER EŞİTSİZLİĞİN DİĞER TARAFINDA'
Babaları tarafından öldürülen çocuklara dikkat çeken Fidan Ataselim, "Son zamanlarda çocuklarıyla birlikte öldürülen kadınları sıklıkla görüyoruz. Arkadaşının doğum gününe gitmek istediği için babası tarafından öldürülen Eylem Sevilen'i hatırlayın. İzmir'de eşi ayrılmak istediği için 4 çocuğunun üzerine kurşun yağdıran katili hatırlayın. Kendi çocuklarını öldüren babalar artmaya başladı. Bize göre bunların altında yatan sebeplerden biri genel olarak ülkedeki şiddet politikalarının yaygınlaşmış olması. Diğeri de aile odaklı politikaların öne çıkarılması. Aile içerisinde egemen pozisyonda olan, eşitsizliğin diğer tarafında bulunan erkeklerin bütün yetkinin kendinde olduğunu düşünmesiyle toplumsal cinsiyet kodlarını yeniden üretmiş oluyorsunuz. Eşitlik olmadan sağlıklı aileler olmaz." şeklinde konuştu.
Ağustos ayında 6 kadın, babaları tarafından öldürüldü. Öte yandan yılın ilk 8 ayında öldürülen kadınlardan en az 22’si polis veya savcılığa şikayette bulunmasına rağmen öldürüldü. Yani kadınlar, ne babaları ne de sığındıkları resmi kurumlar tarafından korundu.
'ÇOCUKLAR DA ÖLDÜRÜLÜYOR'
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un etkili şekilde uygulanmasını isteyen Ateselim, "6284 sayılı kanun net olmasına rağmen memurun kanunu uygulamadığını görüyorsunuz. Açıkça bir sebep sunmuyorlar ama 'aile içerisindeki mevzudur' demek isteniyor. Kadınlar evlerine geri gönderilmeye çalışılıyor." ifadelerini kullandı. Ataselim, "Eskiden çocukları ileri sürüyorlardı, şimdi çocuklar da öldürülmeye başlandı." dedi.
'KİMSE ARTIK ADALETE GÜVENMİYOR'
Erkek şiddetinin ve cinayetlerin cezasızlık ikliminden güç bulduğunu vurgulayan ve Diyarbakır'da öldürülen 8 yaşındaki Narin'i hatırlatan Ataselim, "Cezasızlık politikası hakim. Kimse artık adalete güvenmiyor. Narin küçücük bir köyde kayboldu. Yayın yasağı getirildi. Niye kayboldu Narin? Bütün bunların bir sonucunu yaşıyoruz. Şiddet uygulayan erkeklerde 'Başıma bir şey gelmez' algısı yerleşmeye başlıyor." diyerek tüm kadınlara seslendi:
"Korkma. Korkma, yalnız yürümeyeceksin."