Sınır ötesine kara harekatı için ‘Her an gelebiliriz’ mesajları verilirken masadan dikkat çeken iddia kamuoyuna yansıdı. Ankara, YPG’nin Menbiç, Tel Rıfat ve Ayn El-Arap’tan çıkarılması için ABD ve Rusya’ya süre verdi. Net tavır karşısında Washington yeni teklifle geldi: YPG’de Türkiye’ye tehdit oluşturan grupları tasfiye edelim yerine Arap unsurlara ağırlık verelim.
‘WASHINGTON VE MOSKOVA VERİLEN SÜREDE YPG’Yİ SINIR HATTINDAN ÇEKMEZSE HAREKAT BAŞLAYACAK’
Pençe-Kılıç sonrası kara harekatı gündemdeyken Cumhurbaşkanı Erdoğan “En uygun vakitte teröristlerin tepesine bineceğiz” dedi. ABD ve Rusya harekata karşı çıkarken süreç, müttefiklerin ‘ikna edilmesine’ kilitlendi. Kritik aşamada Al Jazeera’ye konuşan bir Türk yetkili, YPG’nin sınırdan itilmesi için iki başkente süre verildiğini söyledi. “Teröristler Menbiç, Tel Rıfat ve Ayn el-Arap’tan çıkarılmazsa harekat başlayacak” dedi.
‘TÜRKİYE’YE TEHDİT OLUŞTURAN GRUPLARI TEMİZLEYELİM YERİNE ARAP UNSURLARI YERLEŞTİRELİM’
Ankara’nın kararlı tavrı karşısında Washington’un, YPG’yi yapılandırma önerisini getirdiği ileri sürüldü. Buna göre örgütte Türkiye’ye tehdit oluşturan gruplar yerine Araplara rol verilmesi teklifi masaya konuldu. Suriye’de İran etkisinin azaltılması için iş birliği istendi. Rusya’yla görüşmelere de değinen Türk yetkilinin “Moskova, harekatın kolaylaştırılması karşılığında Ukrayna dosyasıyla ilgili şartlar belirledi’ ifadesini kullandığı savunuldu.
Türkiye, Suriye’ye yeni kara operasyonu için gün sayıp başkentlerle görüşme trafiğini sürdürürken harekâta dair dikkat çeken bir iddia gündeme geldi. Ankara’nın Washington ve Moskova’ya teröristlerin bölgeden çıkarılması için süre verdiği belirtildi. ABD’nin SDG’yi ‘yeniden yapılandırma’ teklifi yaptığı, Rusya’nın ise Ukrayna üzerinden şartlar sunduğu ileri sürüldü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl ilk olarak 23 Mayıs’ta Tel Rıfat ve Münbiç’e yönelik harekât sinyali vermişti. Erdoğan, Suriye’nin kuzeyinde 30 kilometre derinliğinde güvenli bölge oluşturma hedefine ilişkin “Eksikleri tamamladıktan sonra harekâtlara başlayacağız” demişti. Ankara hazırlıklarını sürdürürken muhalifler de tatbikatlarla geri sayıma başlamıştı. Erdoğan aradan geçen sürede ‘bir gece ansızın gelebiliriz’ mesajını sık sık yineledi ancak ABD IŞİD’le mücadele, Rusya da rejimi öne sürerek operasyona karşı olduğunu duyurdu. İran, Çin, Almanya ve Fransa gibi pek çok ülke benzer tavrı sergiledi. Milli Güvenlik Kurulu’nun 1 Aralık’taki toplantısı sonrası yapılan yazılı açıklamada muhtemel operasyona atıf yapıldı. Erdoğan son olarak geçen cumartesi “30 kilometrelik güvenlik şeridi mutlaka tamamlanacak” derken Merkezi Katar’da bulunan uluslararası haber kuruluşu Al Jazeera adı açıklanmayan Türk kaynaklara dayandırdığı haberinde dikkat çeken iddialara yer verdi. Al Jazeera’ye konuşan bir Türk yetkili, Suriye’ye kara harekatı konusunda Münbiç, Tel Rıfat ve Ayn El Arab’tan teröristlerin çıkarılması için ABD ve Rusya’ya süre verildiğini söyledi, “Süreyi uzatmayacağız ve çekilmezlerse alternatif olarak askeri harekatı başlatacağız” dedi. ABD’nin, terör örgütü YPG/PKK’nın ana çatısını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin yeniden yapılandırılmasını ve içindeki Türkiye’ye tehdit oluşturan isimlerin tasfiye edilmesini Ankara’ya önerdiğini belirten yetkili “ABD Münbiç, Tel Rıfat ve Ayn el-Arap’ın yönetiminde Arap unsurlarına daha büyük bir rol verilmesini önerdi” diye konuştu. Yetkili “ABD, Türkiye’nin kabul etmesi halinde önerilerini gelecek ayın başlarında uygulamaya koymayı önerdi ve Türkiye’den, İran milislerinin Suriye’nin kuzeyindeki etkisini azaltmak için kendisiyle iş birliği yapmasını istedi” ifadelerini kullandı. Yetkili, ABD’nin önerisini düşünmeden önce YPG’nin bölgedeki petrol tesisleri üzerinde kontrolünün sona erdirilmesini talep ettiklerini aktardı. Rusya ile yapılan görüşmelere değinen yetkili “Moskova, Suriye konusunda saha ve siyasi imtiyazlar karşılığında Ukrayna dosyasıyla ilgili şartlar belirledi. Rusya, Türk birliklerinin girişini kolaylaştırmak için Ayn el-Arap’taki engelleri kaldıracak” dedi.
Washington Post gazetesi ise, yetkililere dayandırdığı haberde ABD’nin Türkiye’yle artan gerilime rağmen Suriye Demokratik Güçleri’yle iş birliğini artıracağını ileri sürdü. Gazeteye konuşan ABD’li yetkililer, Pentagon’un SDG ile ortak devriyeleri artıracağını belirtirken, haberde bu durumun ABD ve Türkiye arasında gerilimi daha da yükselteceği savunuldu. Washington Post’a konuşan üç ABD’li yetkili, Türkiye’nin Suriye’ye kara operasyonunu bu ay başlatabileceğini söyledi. Kaynaklar, bu durumun Suriye’deki ABD’lileri ve bölgede istikrarı riske atacağını savunurken, ABD ordu sözcülerinden Joseph Buccino da “Böyle bir adımın Suriye’de zor kazanılan güvenlik ve istikrarı tehlikeye düşürmesinden endişeliyiz” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price ise Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine olası kara harekatı ile ilgili taraflara gerilimi azaltmaları çağrısını yineledi. Price “IŞİD’i yenmek için çalışan ABD personelinin güvenliğini doğrudan tehdit eden son hava saldırıları dahil, Suriye’nin kuzeyinde artan eylemlerden endişe duymayı sürdürüyoruz’’ dedi. Price, Türkiye’nin SDG’ye Menbiç dahil üç bölgeden çekilmesi için verdiği söylenen son tarihten haberdar olup olmadıkları sorusuna “Bu konuda bilgim yok; sizi Türkler’e yönlendirmem gerekiyor” yanıtını verdi.
RUS HEYETİ ANKARA YOLUNDA
Türkiye ile Rusya arasındaki angajmanın sürdüğünü belirten Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, sadece Ukrayna konusunda değil diğer bölgesel konularda da temasların sürdüğünü söyledi. Libya konusunda da Rusya’yla aynı tarafta olmamalarına rağmen angajmanın sürdüğüne işaret eden Çavuşoğlu “Bunun da faydasını gördük. Dolayısıyla Rusya’dan Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Verşinin ülkemize gelecek bu hafta sonuna doğru ve Bakan Yardımcımız Sedat Önal ve arkadaşlarımızla istişarelerde bulunacaklar” dedi. Öte yandan Rusya Devlet Başkanı Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev’in Türkiye’ye geleceği belirtildi. Rus heyetin 8 ve 9 Aralık’ta İstanbul’da olması bekleniyor. Lavrentyev; Erdoğan ile Esad’ın görüşme olasılığını 22 Kasım’da yaptığı açıklamalarla değerlendirmişti. Lavrentyev “Düşünüyorum ki karşılıklı istek olması halinde Rusya, bu görüşme için platform sağlayamaya hazır olacaktır. Buna hiç şüphem yok” demişti.
F-16 TEMSİLCİLER MECLİSİ’NDEN ‘HAVALANDI’
ABD savunma bütçesini de içeren tasarıdan Türkiye’nin F-16 alımını şarta bağlayan maddeler çıkarıldı. Çavuşoğlu “Oylamaya sunulacak nihai metinde olumsuz bir unsurun olmaması olumlu bir gelişme. Bunun bir an önce nihayete ulaşması gerekiyor” dedi.
Temsilciler Meclisi, ABD’nin 2023 savunma bütçesini de içeren Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasa (NDAA) tasarısının son halinden Türkiye’nin F-16 alımını sınırlandırmak üzere konulan maddeleri çıkardı. ABD Kongresi’nin iki kanadından senatör ve temsilcilerin yer aldığı konferans komitesi, 857 milyar dolarlık savunma bütçesini de içeren NDAA tasarısına son halini verdi.
Tasarının son halinde, Rum lobisine yakınlıklarıyla bilinen New Hampshire Temsilcisi Demokrat Chris Pappas, Florida Temsilcisi Cumhuriyetçi Gus Bilirakis, New York Temsilcisi Cumhuriyetçi Nicole Malliotakis ve New Jersey Temsilcisi Demokrat Frant Pallone dahil 18 temsilci tarafından sunulan ve tasarının Temsilciler Meclisi versiyonuna eklenerek kabul edilen Türkiye’ye F-16 satışlarını kısıtlayıcı koşullara bağlayan maddeler yer almadı. İlgili maddelerin çıkarılması, daha önce New Jersey Senatörü Bob Menendez ile Maryland Senatörü Chris van Hollen’ın sunduğu benzer maddelerin NDAA tasarısının Senato versiyonuna eklenmemesinin ardından geldi.
Temsilciler Meclisinde kabul edilen söz konusu eklemelerle, Silah İhracatı Kontrol Yasası kapsamında Türkiye’ye yeni F-16 satışının yapılmaması ve F-16 modernizasyon kitlerinin satılmaması hükmü konulurken, bu maddenin muafiyeti ise şu şartlara bağlanıyordu: “Senato ve Temsilciler Meclisi ilgili komitelerine söz konusu satışın ABD’nin önemli ulusal güvenlik menfaatlerine temas ettiği ve bu silahların Yunan hava sahasını mükerrer şekilde ihlal etmeyeceğini temin etmek için atılacak somut adımlar sunulduktan sonra başkan bu maddeye muafiyet uygulayabilir.”
Menendez ve van Hollen’ın sunduğu maddeler Senato tasarısına eklenmezken, Pappas ve destekçilerinin sunduğu tasarı Temsilciler Meclisinde 14 Temmuz’da kabul edilmiş ve eklenmişti. Kongreden bu adımın gelmesinde, Türk diplomatların ve Dışişleri Bakanlığının Washington’daki çabalarının etkili olduğu ifade ediliyor. İlgili maddelerin konferans komitesinde çıkarılmasıyla, Türkiye’nin F-16 alımına yasa gerekçesiyle bazı kısıtlamalar getirme kozu ABD Kongresinin elinden alınmış oldu ancak silah satışının yapılabilmesi için yönetimin sunduğu satış tebligatına kongreden itiraz gelmemesi gerekiyor. Başta Menendez olmak üzere Türkiye karşıtlığı ve Rum lobisine yakınlığı bilinen kongre üyeleri, her fırsatta Türkiye’ye F-16 satışını engelleyeceğini açıklıyor. Türkiye, ABD’den 40 yeni F-16 Blok 70 savaş uçağı ve envanterindeki 80 uçak için ise modernizasyon kiti talep ediyor. Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi almasının ardından ABD yaptırım uygulayarak, Ankara’yı üretici ortağı olduğu F-35 savaş programından çıkarmıştı. Türkiye ise bu uçaklar için yaptığı ödeme ile F-16 talep etmişti, ancak bu satışın da şartlara bağlanması iki ülke arasında gerilime neden olmuştu.
OLUMLU GELİŞMEDEN BİLGİMİZ VARDI
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Moldova Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Nicu Popescu ile Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğindeki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. F-16 konusunda ABD’yle yapılan görüşmelerin yapıcı şekilde geçtiğini söyleyen Çavuşoğlu ABD yönetiminin de ikili görüşmeler ve yaptıkları açıklamalarda Türkiye’nin F-16 alımı konusunda desteğinin tam olduğunu belirterek “NATO içinde son derece faydalı olduğunu da vurgulamışlardır” dedi. Çavuşoğlu, Bali’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bir araya gelen ABD Başkanı Joe Biden’ın da burada desteğini ilettiğini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı: “Kongrenin de burada rolü önemli. Dolayısıyla Kongrenin rolünün de olumlu olması gerekiyor. En nihayetinde, bu Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası’nın oylamaya sunulacak nihai metinde olumsuz bir unsurun olmaması olumlu bir gelişme, bunu olumlu karşılıyoruz. Ayrıca bu konuda bilgimiz vardı, basına düşmeden önce de bilgimiz olmuştu. Bunun bir an önce artık nihayete ulaşması gerekiyor. Bunun bu yasanın da onaylanması gerekiyor. F-16 alımımız ve de mevcutların modernizasyonunun da artık prosedür olarak tamamlanması gerekiyor. Bu herkesin yararına.” Çavuşoğlu, daha önce herhangi bir şarta bağlı olduğunda F-16 almanın bir anlamı olmadığını ilettiklerini aktardı.
MİT OPERASYONUNDA ÖLDÜRÜLEN TERÖRİST ABD ASKERLERİNDEN ÖZEL EĞİTİM ALMIŞ
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın operasyonuyla 24 Temmuz’da Suriye’nin kuzeyinde etkisiz hale getirilen teröristin, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın (CENTCOM) taziye mesajı yayımladığı üç teröristten biri olan “Roj Habur” kod adlı Civana Heso olduğu tespit edildi. CENTCOM, 24 Temmuz’da terör örgütü YPG/PKK elebaşı Salva Yusuk için taziye mesajı paylaşmıştı. Yusuk’un yanında olduğu belirtilen iki teröristten birinin Suriye’de terör örgütü PKK/YAT’ın sözde Cezire bölge sorumlusu “Roj Habur” kod adlı Civana Heso olduğu doğrulandı. Heso, özel askeri eğitimlerini Suriye’de bulunan ABD güçlerinden aldı. Teröristin, daha önce PKK/YPG’nin suikast eğitimlerini verdiği sözde Dilovan akademisi kadın sorumlusu olarak Türkiye’ye yönelik eylem yapacak kadroları eğittiği öğrenildi. Teröristin eğittiği örgüt mensuplarının Barış Pınarı Harekatı bölgesi ile Mardin, Şırnak hattında görevli güvenlik güçlerine karşı taciz ve saldırılar düzenlediği tespit edildi. PKK’nın 2014’te kurduğu ve “YAT” olarak anılan sözde anti-terör birliklerinin, örgütün Suriye’deki sözde özel güç birliği olarak faaliyet yürüttüğü ve sınır hattındaki güvenlik güçlerine sızma, pusu ve benzeri eylemleri organize ettiği belirlendi.
SIĞINMACILAR ÜLKESİNE DÖNSÜN PKK’YA KARŞI ORTAK HAREKET EDİLSİN
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Suriye politikaları üzerinde çalışacak isimleri belirledi. Oluşturulacak heyetin Suriye ziyareti için Dışişleri Bakanlığı’na başvuru yapıldı. Akşener, Suriye’deki muhtemel gelişmeler ve buna yönelik politikaları istişare edecek bir çalışma grubu oluşturdu. Çalışma grubunda Uluslararası Politikalar Başkanı Ahmet Kamil Erozan, Milli Güvenlik Politikaları Başkanı Mehmet Tolga Akalın ve başdanışmanlarından Turhan Çömez yer alıyor. İYİ Parti’nin Suriyeli yetkililerle görüşmek üzere bu ülkeye göndermeyi planladığı heyetin de çalışma grubundaki isimlerden oluşması bekleniyor. Suriye’yi ziyareti planlanan heyet için İYİ Parti tarafından önceki gün Dışişleri’ne resmi yazıyla başvuru yapıldı. Başvuru yazısında görüşmelerin hangi gerekçelerle gerçekleştirilmek istendiğine yer verildi. İYİ Parti heyetinin Suriye ziyaretinin gerçekleşmesi halinde Suriyeli yetkililerle görüşmede gündeme getirilecek 4 başlık belirlendi: Ülkelerini terk etmek zorunda kalan Suriyelilerin vatanlarına geri dönmelerinin sağlanabilmesi için gerekli ekonomik, toplumsal ve güvenlik koşullarının sağlanabilmesine katkıda bulunmak. Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması amacıyla bu ülkede varlığını sürdüren PKK/YPG terör örgütünün faaliyetlerine son verdirilmesi için ortak bir strateji geliştirilmesi. Suriye’nin yeniden imarı ve uluslararası topluma dönüşünün sağlanması için diplomatik desteğin sağlanması. Suriye’de faaliyet gösteren ve Türkiye ile Suriye’ye güvenlik tehdidi yaratan PKK/PYD dışındaki terör örgütleriyle mücadelede ortak bir yaklaşım geliştirilmesi.