Gelecek Partisi lideri Davutoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı destek paketini eleştirdi: Milletin hukukunu göz ardı ederseniz millet sizden hesap sorar. Acı reçete sunduğunuz millet, sizden acı bir şekilde hesabını sorar.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Teşkilat İstişare Toplantısı'nda konuştu. Asgari ücret ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı destek paketiyle ilgili konuşan Davutoğlu "Milletin hukukunu göz ardı ederseniz millet sizden hesap sorar. Acı reçete sunduğunuz millet, sizden acı bir şekilde hesabını sorar" dedi.
Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle:
"Gelecek Partisi kurulmasaydı bugün konuşan çoğu kişi konuşamaz halde olurdu ve iktidarın reform çağrıları gündeme gelmemiş olurdu. Eğer iktidar reform dönemi başladığını ilan ediyorsa bunda en büyük pay Gelecek Partisi'nin kadrolarının verdiği mücadelenindir.
Gelecek Partisi’ni kurarken, Türkiye’deki soğuk savaş kutuplaşmasını bitireceğiz dedik. Açıkladığımız güçlendirilmiş parlamenter sistem önerimizin ardından bütün siyasi partilere görüşme talebinde bulunduk ve çok geniş çaplı etki yaptı.
"SİYASİ İKLİMİ DEĞİŞTİRİYORUZ"
Siyasi iklimi değiştiriyoruz, daha da değiştireceğiz. Bakmayın medya ambargolarına, bakmayın üzerimize gelinmesine, bakmayın 90’lı yılların çete mantığıyla Genel Başkan Yardımcımızın evinin kurşunlanmasına kadar giden saldırılara. Bunların hepsi geçecek.
Gelecek Partisi şu veya bu ittifaka eklemlenmek için kurulmuş bir parti değildir. Gelecek Partisi kendi vizyonunu tek başına iktidara taşımak iddiasıyla yola çıkmış insanların partisidir.
"BİZ MİLLETİ İKTİDAR KILMAK İÇİN PARTİ KURDUK"
Biz ne birilerini iktidar etmek için, ne de birilerini iktidardan etmek için parti kurduk. Biz milleti iktidar kılmak için parti kurduk. Hesabımız ve yolumuz, bir seçimlik bir hesap, bir seçimlik bir yol değildir.
83 milyonda kimsenin akşam evine ekmek götürme kaygısını duymayacağı adil bir ekonomik düzen kuracağız.
"PARTİLER SİYASİ DÜŞÜNCE KULÜPLERİ DEĞİLDİR"
Partiler siyasi düşünce kulüpleri değildir. Ankara’da bürokratik koridorlarda ve İstanbul’da plazalarda siyaset anlayışına karşı biz mezralarda, köylerde, sokaklarda, varoşlarda, büyük kitlelerin arasında siyaset yapacağız.
Türkiye'de bugün ekonomik geçim derdiyle intihar edenlerin isimleri 'meçhul kişiler' olarak kayıtlara geçiyor. Böyle bir dönemde Gelecek Partisi seçkinlerin partisi değil, kimsesizlerin partisi olmak iddiasındadır.
"ESNAF EVİNE EKMEK GÖTÜREMİYORSA ÜLKENİN HUZUR BULMASI MÜMKÜN DEĞİL"
Ben bir esnaf çocuğuyum. Esnaf teşkilatı yalnızca bir ekonomik teşkilat değildir, Anadolu'yu bir medeniyet hamuruyla yoğuran ahilik geleneğinin devamıdır. Esnaf evine ekmek götüremiyorsa, kepenkler iniyorsa ülkenin huzur bulması mümkün değildir.
Tek başına çalışan birine de, yüz kişiye istihdam sağlayan bir restorana da 1000 lira hibe veriyorlar. Allah aşkına bunun mantığı nedir? Bu nasıl bir adalet anlayışıdır?
"ALMANYA BİR AYDA 11 MİLYAR EURO HİBE DESTEĞİ AÇIKLADI"
Hani Avrupa'nın bize gıpta ettiğini iddia ediyorlar ya, bakın Almanya ne yaptı? Kapanma kararı aldı ve esnafın sabit giderlerinin yüzde 90'ını karşılayacak şekilde bir ayda 11 milyar euro karşılıksız hibe desteği açıkladı. Bizimkilerin 3 ayda 500 milyon euroyu bulmuyor.
Bu şartlarda verilen kredi zulümdür. Çünkü bir müddet sonra önüne gelecektir. Borçların ödenme günü geldiğinde o esnafın ne çektiğini ben bilirim.
"REZERVLERİ TÜKETİRSENİZ ESNAFA DEVEDE KULAK OLMAYAN ŞEYLER VERİRSİNİZ"
Siz 9 ay içinde Hazine'nin bütün kaynaklarını, ihtiyat akçesini, döviz rezervlerini bir cahil Ekonomi Bakanı'nın fantazileriyle tüketirseniz sonunda esnafınıza işte böyle devede kulak olmayan şeyler verirsiniz.
Bütçe açığı 245 milyar liraya çıktı. 245 milyar lira bütçe açığı olan yerde esnafa 5 milyar desteği destek zannediyorlar. Peki nereye gidiyor bu bütçe açıkları? Nereye gitti bu para?
"TÜRKİYE'NİN KANINI TÜKETTİLER"
Toplam tarımsal destek 22 milyar lira, müteahhitlere Kamu Özel İşbirliği üzerinden ödenen para 30 milyar lira. Nasıl bir adalet anlayışı bu? Türkiye'nin bütün çiftçilerine 22 milyar vereceksiniz, 5 müteahhite 30 milyar vereceksiniz. Türkiye'nin kanını tükettiler.
Siz kimin yanındasınız? Rantiyeci 3-5 müteahhitin yanında mısınız, halkın yanında mısınız? Faiz lobisinin yanında mısınız, faizin sömürdüğü halkın yanında mısınız?
"ASGARİ ÜCRETTEN VERGİ VE KESİNTİLER KALDIRILSIN"
Asgari ücretten bütün vergi ve kesintiler kaldırılsın ve asgari ücret net olarak 3.300 Türk Lirası olsun.
Milletin hukukunu göz ardı ederseniz millet sizden hesap sorar. Acı reçete sunduğunuz millet, sizden acı bir şekilde hesabını sorar.
"BAZI BAKANLAR HESAP VERMEK GEREKİĞİNDE SİYASET DIŞI OLUYORLAR"
Türkiye'de bazı bakanlar var ki Meclis'e hesap vermek gerektiğinde siyaset dışı bakan oluyorlar, millete veya diğer siyasi partilere hakaret etmek istediklerinde birden siyaset geçmişlerini hatırlıyorlar.
İçişleri Bakanı'nın bize dönük olarak Meclis'te ifadeleri bugünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden açık bir sapmadır ve siyaset yapacaksa bunu doğru bir zeminde doğru bir yöntemle yapmak zorundadır.
"HER TÜRLÜ MÜCADELEYE HAZIRIZ"
Bizim elimizin kolumuzun bağlı olduğunu düşünerek bize saldıranlara buradan söylüyorum, bizim elimiz de kolumuz da zihnimiz de yüreğimiz de açıktır ver her türlü mücadeleye hazırız.
Bizim terörle mücadele geçmişimiz de ayan beyan ortadadır, Kürt vatandaşlarımıza duyduğumuz muhabbet de en çok Kürt vatandaşlarımız tarafından bilinmektedir. Biz hak, hukuk, adalet siyaseti yapıyoruz.
"TERÖR MÜCADELESİNİ VATANDAŞLARIMIZLA OMUZ OMUZA VERDİK"
Bizi terör örgütleriyle yan yana zikretme hadsizliği yapanlara sesleniyorum, o mücadeleyi biz verdik. Ama vatandaşlarımızın kalbini kırmadan verdik, kimseyi ötekileştirmeden verdik, vatandaşlarımızla birlikte omuz omuza verdik.
Hangi etnik ve mezhebi kökenden, inançtan düşünceden olursa olsun bütün vatandaşlarımızla birlikte öyle bir demokratik Türkiye kuracağız ki bir daha bu nefret dilini kullananların bu ülkede siyaset yapma güçleri, mecalleri kalmayacak!
"TÜRKİYE YAPTIRIMLARLA HİZAYA SOKULACAK ÜLKE DEĞİLDİR"
Türkiye ambargolarla, müeyyidelerle 'yola getirilecek', 'hizaya sokulacak' bir ülke değildir. Bu onurlu halk, geçmişte Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra olduğu gibi her türlü yaptırımı kendi iradesiyle kıracak güce sahiptir.
Bugün siyasi ihtilaf içinde olsak da dışarıdan bir baskı geldiğinde devletimizin ve milletimizin çıkarlarının yanında oluruz ve açık bir tavır takınırız. Ancak bu yaptırımlara gelen sürede iktidar ne yaptı? Türkiye'nin hukukunu koruyabildi mi?
"'APTAL OLMA' DİYE MEKTUP ALIP SUSARSANIZ YAPTIRIMLA KARŞILAŞIRSINIZ"
Bir başka ülkenin devlet başkanından "Aptal olma" diye mektup alıp susarsanız caydırıcılığınızı kaybedersiniz ve bir günde böyle yaptırımlarla karşı karşıya kalırsınız. O zaman da dedik, bir kişiye güvenmeyin, Türkiye'nin çıkarlarını Trump'a yatırmayın dedik."