Faiz ve dövizdeki artış piyasayı endişelendiriyor

Faiz ve dövizdeki artış piyasayı endişelendiriyor

Türkiye ekonomisi keyif kaçıran rekorlarla karşı karşıya. 10 yıllık tahvil faizi yüzde 12,49 ile rekor kırarken 2 yıllıkta ise yüzde 13,75’e ulaşıldı. Dolar dün sabah 3,90’ı aşarak 3,94’lük zirvesine göz kırparken euro 4,608 ile en yüksek seviyesini gördü.

GÜVEN ADALI / EKONOMİ SERVİSİ

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,2, ikinci çeyreğinde ise yüzde 5,1 büyüyen Türkiye ekonomisi için siyasilerin ortak görüşü üçüncü çeyrekte çift haneli rakamların görülebileceği yönünde. Fakat büyüme rakamlarını bir köşeye koyarsak diğer veriler sessiz bir çığlık atıyor. Ekonomi yönetimi faizlerin düşmesi yönünde ısrarını sürdürse de devletin 2 yıllık borçlanma faizi dahi 13,75’i geçti. 10 yıllık tahvilin bileşik faizi ise dün yüzde 12.49’a kadar yükselerek rekor kırdı. Bankalar da ‘Madem devlet yükseltiyor ben neden durayım’ dercesine kıyasıya faiz yarışına girdi. Tek kaybedenin vatandaş olduğu bu maratonda mevduat faizleri yüzde 15’i geçti. Tabelada yazan bu oranın üzerinden biraz pazarlık yapıldığında rakam 2-3 puan artabiliyor. Peki bankalar vatandaşa bu faizi verirken ne alıyor?

Merkez Bankasının açıkladığı verilere göre, çok değil 5 ay önce 30 Haziran tarihinde ortalama yüzde 16,92 olan ihtiyaç kredilerindeki faiz oranı bugün 18,68’e ulaştı. Ekonominin dinamolarından görülen, 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra gerçekleştirdiği kampanyaları ile çarkların dönmesinde başrolü oynayan emlak sektörü de faiz dalgasından nasibini fazlasıyla aldı. Haziran ayının sonunda ortalama yüzde 11,78 seviyesindeki konut faizleri bugün yüzde 13,06 seviyesinde ve iki haftadır 0,05 puan artış trendinde yükselişini devam ettiriyor. Faizlerin artışında günah keçisi ilan edilen bankaları köşe sıkıştıran ise Türkiye’nin Kredi Risk Swapı (CDS) oldu. Kasım ayına 188,58 puandan başlayan CDS, dün öğle saatlerinde 215 puanlarda seyrediyordu. Ülkedeki risk seviyesinin yükselişi nedeniyle yurt dışından daha yüksek maliyetli borçlanmak zorunda kalan bankalar bunu da vatandaşa yansıtmak durumunda kalıyor.

DÖVİZSİZ DÖVİZ SÖZLEŞMESİ

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), bankalara gönderdiği yazıda Türk Lirası uzlaşmalı vadeli döviz alım işlemlerine ilişkin ayrıntıları açıkladı. Merkez Bankası’nın konu ile ilgili bankalara gönderdiği açıklamada “İşlemlerin vadesinde  Türk Lirası ve döviz tutarlarının karşılıklı değişimi yapılmayacak, bunun yerine tutarlar Türk Lirası olarak netleştirilecek, netleştirme işlemi bankalara/bankalardan vade tarihinde kur farkından doğacak farkın ödenmesi/tahsil edilmesi şeklinde yapılacaktır. Kur farkının hesaplanmasında vade tarihinde ilan edilecek TCMB gösterge niteliğindeki döviz alış kuru kullanılacaktır” ifadeleri kullanıldı. İşlemlerin, geleneksel (çoklu fiyat) ihale yöntemi ile gerçekleştirileceği belirtilen açıklamada, bankaların, vade süresince TCMB nezdinde, ihalede kazandıkları döviz tutarının yüzde 2,5’i oranında teminat bulunduracağı kaydedildi.    

REKORLAR ALT ÜST OLDU

Faizdeki tırmanışın yanı sıra kırdığı rekorlarla alarm veren döviz piyasası da piyasayı köşeye sıkıştıran konuların başında geliyor. Dün öğle saatlerinde 4,6080’i gören euro rekor tazelerken 2017’nin Ocak ayında 3,94 ile zirvesini gören dolar ise sabah saatlerinde 3,90’ı gördü. 15 Eylül’de yani tam iki ay önce 3,42 seviyesindeki dolar son dalga ile yüzde 14 değer kazanmış oldu. Euroda ise bu oran yüzde 12,7 seviyesinde gerçekleşti. Döviz sepeti de 4,2533 ile rekor tazelemeye devam etti. Döviz piyasasındaki yükselişi değerlendiren Okan Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi’nden Doçent Dr. Zeynep Ökten, “Bu artışın sebepleri ulusal ve uluslararası ekonomilerdeki açıklanan veri ve beklentilerdeki değişimlerde bulunabilir” diye konuştu.

MERKEZ’DEN UCUZ PARA POLİTİKASI

Sıkı para politikası uygulayan Merkez Bankası, faizlerde yaşanan bu yükselişin ardından ‘ucuz para politikasına’ da zorunlu geçiş yapmış oldu. Geç Likidite Penceresi (GLP) üzerinden yüzde 12,25 faiz veren Merkez Bankası’nın bu oranı neredeyse yüzde 11,90 olan TÜFE ile aynı seviyeye geldi. Piyasadaki faiz ile karşılaştırıldığında ise Merkez Bankası’nın faiz oranı çok daha cazip bir seçenek olarak ön plana çıkıyor. Ekonomistler, faizlerde piyasanın gerisinde kalması nedeniyle Merkez Bankası’nın etkisinde azalma olduğunu, bu durumun da TL cephesine negatif yönde yansıdığını dile getiriyor.

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN