Ey, bir bardak çayın hatırını saymayan Biden, aşk olsun sana!
Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, Joe Biden’ın densiz açıklamalarına hiçbir tepki göstermeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir haftadır çağrıda bulunuyordu.
En son Van’da şöyle seslenmişti:
“Bütün muhalefet partileri Biden’ın ağzının payını vermesine rağmen bizlerin açıklamalarını görmezden gelmeye devam mı edeceksiniz? Buradan çağrıda bulunuyorum, bu densizlik karşısında Cumhurbaşkanı, Trump’ın mektubunda olduğu gibi sessiz kalmamalı, en sert tepkiyi açıkça vermelidir.”
Sayın Davutoğlu’nun bu çağrısında ve yaptığı Trump hatırlatmasında haksız olduğu söylenebilir mi?
***
İktidar yetkilileri ve iktidar medyası günlerdir Biden’ın aptalca ettiği laflar yüzünden muhalefet partilerine hayatı dar ediyorlar. Daha ilk günden en sert tepkileri vererek Biden’a haddini bildirmelerine rağmen günlerdir deyim yerindeyse meydan sopası yiyorlar!
Ama muhalefete bunu yapan iktidar yetkililerinden ve iktidar medyasından, ağız ucuyla, yarım yamalak söylenmiş “Kusura bakma Biden, artık anlayışla karşıla” türündeki ortam kurtaracak temkinli sözlerin dışında öyle okkalı bir tepki açıklamaları falan gelmedi, gelmiyordu da.
Muhalefet partilerine sille tokat girişen iktidarın asıl bu densiz lafları eden Biden’a da sert bir tepki göstermesi gerekmiyor muydu? Elbette gerekiyordu… Nihayet evvelsi akşam Cumhurbaşkanı Erdoğan, Joe Biden’a şöyle tepki gösterdi:
“Ya dostluğumuz var be… Oturup konuşmuşluğumuz, çay içmişliğimiz var ya… Böyle bir ifadeyi bizim için nasıl kullanırsın. Ama kullandı.”
Biden’a “oturup çay içmişliğimiz var” diye seslenen Erdoğan, Biden’ın sözleri üzerinden muhalefet partilerine yüklenerek dedi ki:
“Ülkemiz muhalefeti, bu ağır ithama tepkisini tüm şiddetiyle ortaya koymak yerine konunun niye aylar sonra gündeme geldiği gibi bir zırvanın arkasına sığınmayı tercih etmiştir.”
Enteresan bir tepki şekli. Tuhaf bir yaklaşım.
Kendisini hedef alan, kendisine “otokrat” diyen, seçimleri kazandığı taktirde “Erdoğan’a yönelik farklı bir yöntem” benimseyeceğini söyleyen birine gösterilecek tepki böyle mi olmalıdır?
Sahiden de bu tepki midir? Tepki göstermek bu mudur? Soruyorum, sorumda da samimiyim, çünkü iktidarın medyası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ama aşk olsun sana” kabilindeki bu sözlerini “Biden’ın düşmanca söylediği skandal sözlerine Başkan Erdoğan’dan çok sert tepki” olarak haberleştirdiler.
Eğer Biden’ın lafları “ağır itham” ise iktidarın muhalefetten beklentisi “tüm şiddetiyle tepki” göstermesi ise, bu durumda “ağır ithamın” muhatabı olarak AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da tepkisini tüm şiddetiyle ortaya koyması gerekmiyor mu?
Olması gereken bu değil midir?
Madem ki Biden ile çay, kahve içmişliği ve bunun da bir hatırı var.
O zaman iktidar günlerdir muhalefete Biden’ın sözleri üzerinden hayatı niye zindan ediyor, meydan sopası çekiyor?
Bir parantez açarak, yeri gelmişken şunu sormak isterim:
Biz partili cumhurbaşkanlığı sistemine geçmedik mi? Anayasamızda da böyle yazmıyor mu? İktidar medyası ve AK Partili siyasetçiler neden sürekli “Başkan” titrini kullanıyorlar?
Parantezi kapatıyorum.
Ben burada Sayın Erdoğan’ın Biden’e “çay içmişlik” söylemiyle yaptığı sitem üzerinden şunu kayda geçmek isterim.
Birlikte karşılıklı oturulup içilen çayın elbette hatırı olmalıdır. Biden elbette “dostluk gösterdiği, samimice sarıldığı, konuşup sohbet ettiği” kişi hakkında böyle aptalca laflar etmemelidir. Bir ülkenin iktidar düzenini dizayn etmeye kalkışmamalıdır. Bunun izah edilir hiçbir yanı yoktur. Bunu yapan kim olursa olsun alacağı cevap “Sen de kim oluyorsun” olur. Nitekim muhalefet partileri tek ses olup Biden’a haddini bildirdiler de.
Biden’a beraber “çay içtik” sitemi yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraber çay içmenin çok daha ötesinde “kader birlikteliği” yaptığı, zor günlerinde kol kola yürüdüğü, dava arkadaşlarını hatırlıyor mu?
AK Parti’nin kuruluşunda büyük emekleri olan, birikimleriyle, tecrübeleriyle ve yüklendikleri sorumluluklarla AK Partiye katkılarda bulunmuş arkadaşlarına “dolandırıcılar bunlar” denilebilir mi?
Mesela, en zor zamanlarında yanında yer almış, AK Partinin bütün dünyada parıl parıl parlamasına katkılarda bulunmuş yol arkadaşlarına “Bunlar faiz lobisinin adamları” diye parmak sallanır mı? Mesela, siyaseten yolları ayrıldı diye ülkemizin en kaliteli bilim kurullarına sahip bir üniversiteye kıyılır mı?
Mesela, yol arkadaşı Cumhurbaşkanlığı’na yeniden aday olamasın diye kanun çıkartılır mı?