Gerçek bir yaşam hikâyesinden uyarlanan ‘Dangal’, iki kızını güreşçi yapmak isteyen eski güreşçi bir babanın azmini ve kızlarının başarısını anlatıyor. Hindistan yapımı filmde toplum baskısına meydan okunurken, kahkahayla gözyaşı iç içe geçiyor.
ERKUT TEZERDİ
Güreş, yalnızca erkeklere özgü bir spor dalı değil! ‘Dangal’a uyarlanan gerçek yaşam öyküsü de bunu kanıtlar nitelikte. “Her şeyin başı azim” mesajının verildiği filmde, maddi nedenlerden ötürü çok sevdiği güreşi erken yaşta bı- rakmak zorunda kalan Mahavir Singh Phogat ve güreşçi kızları Geeta ile Babita’nın yaşadıkları izleyiciyle buluşuyor. Yayınlandığı her ülkede izlenme rekorları kıran ‘Dangal’ın başrolünde oynayan Aamir Khan, son dönemde toplumsal olaylara daha çok eğilen bir oyuncu, yapımcı, yönetmen, senarist... O, ülkesinin her şeyi; sinemanın yenilenen yüzü. Hatta öyle ki kendi adını taşıyan sinemasını oluşturdu. Bu açıdan da yalnızca Hindistan’da değil, tüm dünyada -Türkiye’de belki de en çok sevilen yabancı oyuncu- yeni ve eski tüm sinemacıların takdirini kazandı. Parmağının değdiği her film ayakta alkışlanıyor. ‘Dangal’ da işte böyle bir yapım. Azim, başarı hikâyesi, kahkaha, baba sevgisi, gözyaşı, spor, rekabet... Ailece seyredilebilecek yapımda yok yok!
KADIN KARŞITI ÜLKE HİNDİSTAN
Geeta Phogat ile Babita Kumari hayatları boyunca 30’a yakın madalya kazandıkları gibi güreş sporunun Hindistan’da tanınmasını sağlıyorlar. Filmde bu gerçeği göremiyoruz ama gerek çocuk evlilikleri gerekse de toplumsal küçümseyici tavırlar nedeniyle Hindistan’ın boydan boya nasıl bir kadın karşıtı ülke olduğunu öğreniyoruz. Ayrıca başarılı bir yönetmenlikten söz etmek yerine çok iyi yazılmış senaryo ön plana çıkıyor. ‘Dangal’ın senaryosu idealize anlatıma sahip; her şey çok süslü, neşeli, umut dolu. Keşke eğlenceden biraz daha ödün verilseymiş. Şunun altını çizmek gerek; ortada gerçekten yürek dağlayan bir hikâye var. Bunun yoğun neşeyle karıştırılması ne kadar doğru, işte bu tartışılır.