Otomotiv sektörü, iç pazar, üretim ve ihracat ayağıyla 3 koldan kaybetti. Küresel pazardaki gelişmeler, Brexit ve SUV modellere olan talep ihracata vites düşürttü. OSD Başkanı Yenigün “Teknolojik gelişime uygun, daha fazla SUV aracın Türkiye’de üretilmesini destekliyoruz” dedi. Yenigün, pazarın 2020’de toparlanması için de gerekli önemlerini sıraladı.
ALİ YILDIRIM
Otomotiv ve hafif ticari araç pazarı her şey dahil 500 bin adedin altında kaldı. İç pazar alınan bütün teşvik ve önlemlere rağmen, 16 yılın en düşük rakamına imza attı. Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Başkanı Haydar Yenigün, geçen yıl küresel pazarlarda da yavaşlama sürecinin gerçekleştiğini kaydetti. Yenigün “Brexit önemli bir etken oldu. 2020 yılının sonuna kadar bu süreç netleşecek. Bu anlaşma gerçekleşene kadar, bizim de AB ve İngiltere ile anlaşmış hale gelmemiz gerekiyor. Aksi halde ihracatımızı ciddi bir şekilde etkilenecektir. Ayrıca, regülasyonlar noktasında ciddi kararlar alındı. Örneği ağır ticari araçlar için önümüzdeki 10 yılda yüzde 30 emisyon azaltımı isteniyor. Mevcut içten yanmalı motor teknolojileriyle bu mümkün değil. Yalnızca elektrikliyle mümkün olabilir” dedi. Türkiye otomotiv ihracatının 2018 yılına göre yüzde 5 daraldı. Bunun birçok etkeninin olduğuna dikkat çeken Yenigün “AB pazarlarının yavaşlaması, küresel pazarların duraksaması, Brexit gibi belirsizlikler, emisyon sınırlamaları ve SUV’deki talep ihracatımızı azaltan etmenler arasında gösterilebilir. Türk otomotiv sanayisinin bu konuda harekete de geçmesi gerekiyor. Türkiye’de SUV üretimi yapan tek model var. Küresel pazara göre, dikkat çekmemiz gerekiyor. Öte yandan değişen teknoloji var. Bu yüzden teknolojiye uygun modeller ortaya çıkarmamız lazım. Elektrikli dönüşüme uygun modeller geliştirmemiz önemli” açıklamasını yaptı.
Üretim tarafına da değinen Yenigün, 2017 yılından bahsederek şöyle devam etti: “Türkiye otomotivinin geldiği en iyi nokta 2017 yılıydı. 1 milyonluk bir pazar ve 1.7 milyonluk üretime ulaşmıştık. 2019 yılında bu rakam 1 milyon 461 adetlere düştü. Bu da baz etkisi dikkate alındığında üretimde 2017 yılına göre yüzde 14’lük bir azalma yaşandığı anlamına geliyor. Kapasite 2017 yılında 1 milyon 917 bin, sonra 1 milyon 971 bin ve 2 milyon. Otomotiv endüstrisi sürekli kapasite artırır. Endüstrimiz ne zaman kapasite artırmaz ve yerinde durur ise ortada çok ciddi bir problem var demektir. Durum böyle olunca 2 milyon adet kapasiteye sahipken (makinanızı, lojistiğinizi, satış ve servis sisteminizi buna göre ayarlamışken) 2019 yılını kapattığımız 1 milyon 461 bin adet üretimle kapasite kullanımında ciddi bir problem var demektir.”
Haydar Yenigün
SIFIR FAİZ KAMPANYASI VE VERGİ YÜKÜ
Bu yıl için alınması gereken önlemleri de sıralayan Haydar Yenigün, önerilerini şöyle aktardı: “Şu anda önümüze baktığımızda gördüğümüz tek şey Mart ayına kadar sürecek olan faiz indirimi. Bunun dışında sektör olarak bir şey göremiyoruz. Hurdanın devam etmesini talep ettik, kabul edilmedi. ÖTV indiriminin kademeli olarak düşürülerek devam etmesi de kabul edilmedi. Dolayısıyla biz planımızı buna göre yaptık. Önümüzdeki süreçte bir teşvik gelirse, otomotiv sanayi olarak bugün teşviki al yarın üret gibi bir durumda değiliz. Bizim en az 6 aylık öngörüler yapmamız gerekiyor. l Otomotive özel sıfır faiz kampanyası yapalım. Sistem kendi kendine üretmeye, çalışmaya başlasın. l Hurda teşvikini kapsamını genişleterek sürekli hale getirelim. l Vergi yükünü tüm yılı kapsayacak şekilde düşürelim. Devletin vergi gelirini düşürmeden satışları artıralım.”
‘ÇOCUKLARIMIZA FARKLI DAVRANMAYALIM’
Otomotiv alanında yapılması planlanan yatırımları önemli bulduğuna değinen Haydar Yenigün “TOGG’un gelmesini çok önemli buluyorum. Onların gelmesiyle otomotiv sanayii ve otomotiv tedarik sanayii daha da yukarı çıkacak. Bir tek dikkat çekmek istediğim konu var. Yeni yatırım çekmek için yapılan şeylerin mevcut yatırımlarını yapmış, riskini almış, üretim ve ihracat yapan firmaları ayrı tutmadan düşünülmesi lazım. Aksi takdirde anne-baba olarak çocuklarımıza farklı davranmış oluruz” diye konuştu.
