Katliam bir yıldır sürüyor: Her günü utançla dolu bir yıl

Katliam bir yıldır sürüyor: Her günü utançla dolu bir yıl

İsrail'in, 7 Ekim 2023 saldırısına cevap adı altında Filistin'de başlattığı vahşi saldırılar soykırıma dönüştü. Kadın, çocuk 41 binden fazla kişi katledilirken dünya, insanlığın kara sayfasının kanla yazılmasını uzaktan izledi. Kimi başkentler de Tel Aviv'e doğrudan destek verdi. Utançla geçen bir yılın ardından geride sönen hayatlarla birlikte, ayaklar altında çiğnenen insanlık değerleri kaldı.

FEYZA NUR ÇALIKOĞLU

İsrail'in yıllardır süren zulmü karşısında dünyanın sessizliği Hamas’ın 7 Ekim saldırısıyla bozuldu. Sivillerin can vermesi büyük tepki çekti. Sonrasındaki süreçte, koltuğunu kaybedip yargılanma riskiyle karşı karşıya olan Netanyahu sivillerin ölümünü 'siyasi manevra' için kullandı. İsrail'in 'cevap' diye başlattığı saldırılar bir milletin ortadan kaldırılması hedefine yöneldi. Şehirlere bombalar yağdırılırken Batılı ülkeler Tel Aviv'e tam destek açıkladı.

BATILI LİDERLER ÖNÜNÜ AÇTI, NETANYAHU DÜNYAYI UÇURUMA İTTİ

Sınır tanımayan vahşet karşısında Güney Afrika, Adalet Divanı'nda 'soykırım' davası açtı. İslam dünyasının sessizliği utanca dönüşürken Türkiye ise Lahey'deki davaya kamuoyu baskısı sonucu aylar sonra müdahil oldu. "O iş bitti" söylemlerine rağmen ticaretin devam ettiği ise belgelere yansıdı. Her günü utançla geçen 365 günün ardından gelinen noktada İsrail, Batılı başkentlerin siyasi hesapla önünü açmasıyla ateşi Lübnan'a da taşıdı.

NETANYAHU DAHA ÇOK KAN İSTİYOR

İşgali Lübnan’a taşıyan İsrail, önceki akşam Beyrut’un güneyine en büyük bombardımanı yaptı. Jetler 30’dan fazla sorti yaptı. Bölgede 17 Eylül’den beri can kaybı 104’ü çocuk bin 411 kişiye çıktı. Lübnan ablukası sürerken Gazze’deki katliam da devam etti. İsrail güçlerinin kent merkezindeki Şuheda el Aksa Camii’ne düzenlediği hava saldırısında en az 21 Filistinli hayatını kaybetti.

DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE BÜYÜYEN ATEŞ

7 Ekim 2023: Hamas’ın ‘Aksa Tufanı Operasyonu’nda İsrailli siviller de can verdi. Tel Aviv bunu, Gazze saldırıları için ‘dayanağa’ çevirdi.

17 Ekim: İsrail ordusunun Gazze’deki El-Ehli Baptist Hastanesi’ne saldırısı sonucu 500’den fazla Filistinli yaşamını yitirdi.

29 Aralık: Güney Afrika, Uluslararası Ada Güney Afrika, Uluslararası Ada let Divanı’nda İsrail’e ‘soykırım’ davası açtı. 20 Mayıs’ta Başsavcı, Netanyahu için tutuklama istedi.

31 Temmuz: Hamas’ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye, İran Cumhurbaşkanı’nın yemin törenine katılmak için gittiği Tahran’da suikasta uğradı.

7 Ağustos: Türkiye, Güney Afrika’nın Adalet Divanı’nda açtığı soykırım davasına müdahil olmak için başvuruda bulundu.

17 Eylül: Hizbullah mensuplarının kullandığı çağrı cihazı ve telsizler, İsrail’in siber saldırısında eş zamanlı patlatıldı. Çok sayıda sivil öldü.

27 Eylül: İsrail ordusu Beyrut’ta Hizbullah’ın kalesi olan Dahiye’ye hava saldırısıyla Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı öldürdü.

1 Ekim: İsrail ordusu, Lübnan’da Hizbullah’a yönelik ‘Kuzey Okları’ operasyonunu başlattı. Hava saldırıları karadan işgale de döndü.

kapak-jpg.jpg

UTANÇ BİLANÇOSU

3 BİN 650 KATLİAMDA 710’U BEBEK, 17 BİN ÇOCUK KATLEDİLDİ

İsrail ordusu bu 1 yıl içinde yaklaşık “3 bin 650 katliam” işledi.

Bu katliamlarda, yaklaşık 17 bini çocuk, 11 bin 378’i kadın ve 13 bini erkek olmak üzere 41 bin 870 kişi hayatını kaybederken, 97 bin 166 kişi yaralandı.

Enkaz altında ya da kayıp olan 10 bin kişinin cesedine ise hala ulaşılamadı.

Bu haliyle ölenlerin yüzde 42’sini çocuklar, yüzde 27’sini kadınlar, yüzde 31’ini de erkekler oluşturdu.

25 bin 973 çocuk anne ve babasını ya da ikisinden birini kaybetti. Hastanelerde ortaya çıkarılan 7 toplu mezarda 520 Filistinlinin cansız bedenine ulaşıldı.

İsrail’in saldırılarında yüzlerce ailenin tüm fertleri hayatlarını kaybederken, binlercesinin ise sadece bir ya da 2 ferdi hayatta kalabildi.

Tüm fertleri ölen 902 aile nüfustan silindi, 1364 ailenin sadece bir ferdi, 3 bin 472 ailenin ise sadece 2 ferdi hayatta kaldı.

Bir yılda çoğu çocuk 36 Filistinli açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybetti.

İsrail kasıtlı şekilde Gazze’deki okul ve üniversiteleri yerle bir ederek bir nesli eğitimsiz bıraktı.

İsrail, 1 yılda 85 bin ton patlayıcı kullanarak Gazze’de taş üstünde taş bırakmadı. Bu saldırılarda, evler, hükümet binaları, tarihi eserlerin yanı sıra elektrik ve su şebekeleri de kullanılamaz hale geldi.

DÜNYA GAZZE İÇİN SOKAKLARA DÖKÜLDÜ

Gazze’de savaşın yıl dönümü yaklaşırken dünyanın birçok yerinde on binlerce kişi Gazze için yürüdü. Avrupa’nın birçok büyük kentinde gerçekleşen gösteriler hafta sonu boyunca devam etti. Saldırıların yıl dönümü olan pazartesi günü protestoların zirveye ulaşması bekleniyor. İsrail’in Gazze’de 1 yıldır süren soykırımı, New York’ta yaklaşık binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen yürüyüşle protesto edildi. Göstericiler, “1 yıldır süren soykırıma karşı 1 yıldır süren direniş” pankartlarıyla New York’un ünlü Times Square meydanında buluştu. Tayvan’ın başkenti Taipei’de, Liberty Meydanı’nda toplanan yüzlerce kişi, Gazze’de ölen siviller anmak için mum yaktı. Avustralya’da Melbourne şehir kütüphanesi önünde toplanan göstericiler Victoria parlamentosuna yürüyüşe geçti. Kuzey Amerika ülkesi Meksika’da bir araya gelen yüzlerce kişi, başkent Mexico City’deki Reforma Bulvarı’nda Filistin ve Lübnan bayraklarıyla yürüyüş gerçekleştirdi. İsrail’in Gazze’de 1 yıldır devam ettirdiği saldırılara tepki gösteren gruptakiler, saldırılarda hayatını kaybeden çocuk ve bebekler için bulvar üzerine temsili kefenler ve çiçekler bıraktı.

BİR YILDIR İNSANLIK ENKAZ ALTINDA

İsrail, tam bir yıl önce başladığı soykırımda on binleri hayattan koparırken Gazze’yi hayalet bölgeye çevirdi. Aralıksız devam eden saldırılarda Gazze Şeridi’nde taş üstünde taş kalmadı. Savaş bitse bile milyonlarca insanın yaşayabileceği bir yurtları artık yok. 21’inci yüzyılda insanlık, tarihin utanç sayfalarına girecek bu vahşeti sadece seyretti.

İsrail, geçen yıl 7 Ekim’den itibaren aralıksız şekilde bombaladığı Gazze Şeridi’nde kadın, çocuk, yaşlı, erkek ayırt etmeksizin on binlerce Filistinliyi katlederken, hayatta kalmayı başaranların yaşayabilecekleri alanları da yerle bir etti. İsrail, 1 yıldır devam eden saldırılarında Gazze Şeridi’nde taş üstünde taş bırakmadı ve her alanda soykırım işledi. Hamas’ın askeri kanadının 7 Ekim 2023 saldırısına karşılık diye başlayan saldırılar, soykırıma dönüştü. Kadın, çocuk 41 binden fazla kişi katledilirken dünya, insanlığın kara sayfasının kanla yazılmasını uzaktan izledi. Kimi başkentler de Tel Aviv’e doğrudan destek verdi. İsrail’in yıllardır süren zulmü karşısında Hamas, 7 Ekim 2023’te saldırıya geçerken, yaşanan sivil kayıpları, koltuğu yolsuzluk davalarıyla sallantıda olan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya aradığı fırsatı verdi. Tüm barış çabalarına kulak tıkayan cani Netanyahu, misilleme saldırıları diye başlayıp Gazze’de bir milleti yok etmeye girişti. Sınır tanımayan vahşet karşısında Güney Afrika, Adalet Divanı’nda ‘soykırım’ davası açtı. İslam dünyasının sessizliği utanca dönüşürken Türkiye ise Lahey’deki davaya kamuoyu baskısı sonucu aylar sonra müdahil oldu. “O iş bitti” söylemlerine rağmen ticaretin devam ettiği ise belgelere yansıdı. Her günü utançla geçen 365 günün ardından gelinen noktada İsrail, Batılı başkentlerin siyasi hesapla önünü açmasıyla ateşi Lübnan’a da taşıdı.

HAMAS ‘UTANÇ DUVARI’NI AŞIP SALDIRDI

Bir yıl önce 7 Ekim sabahı, Gazze’yi Filistin topraklarından ayırarak abluka altına alan utanç duvarının civarında bulunan İsrail’in güney yerleşkesine Hamas’ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları geniş çaplı bir saldırı başlattı. O dönem Kassam Tugayları’nın komutanı olan Muhammed Dayf, Mescid-i Aksa’ya aşırı sağcı İsraillilerin girmesi sebebiyle İsrail’e yönelik saldırı düzenlediklerini açıkladı. Kassam Tugayları’nın yaklaşık beş bin roketle İsrail’in yerleşim bölgelerine atış yaptılar. Aynı zamanda Kassam Tugayları karadan ve havadan İsrail güvenlik güçlerine yönelik saldırılar düzenledi. Aksa Tufanı Operasyonu adıyla ilan edilen saldırı tüm dünyanın gündemine oturdu. Filistin direnişinin sembolü haline gelen paramotorla havadan inen Kassam Tugayları’nın İsrail şehirlerine sızdığı en başarılı operasyon olarak görüldü. Filistin’deki farklı silahlı örgütler de bu operasyona katıldıklarını açıkladı. Başta İslami Cihad ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi olmak üzere Filistin operasyon odasında 14 farklı grubun olduğu açıklandı.

ABD: İSRAİL’İN ARKASINDAYIZ

ABD Başkanı Biden İsrail-Filistin çatışmalarının başlamasından dört gün sonra yaptığı açıklamada “Hiç şüpheniz olmasın ki ABD İsrail’in arkasındadır” diyerek Netanyahu’ya ihtiyacı olan her türlü yardımı sağlayacağını ifade etti. İsrail Savunma Kuvvetleri’ne (IDF) askeri malzeme ve mühimmat sevkiyatını yaptıklarını açıkladı. Amerika bir yıldır İsrail’i askeri mühimmat savaş uçağı ve savaş gemileriyle desteklemeye devam ediyor. 7 Ekim saldırısından sonra İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik bombaları şiddetini arttırarak bugüne kadar devam etti. Filistin direnişinin elindeki en büyük koz saldırı sırasında ele geçirdikleri İsrailli esirler oldu. Operasyonun başlatılmasından üç gün sonra Hamas yetkilisi Ebu Marzuk, siyasi diyaloglara hazır olduklarını İsrail esirlerini geri istiyorsa bedel ödemeye mecbur olduğunu söyledi. Çatışmanın ardından 24 Kasım günü dört günlük ateşkesle birlikte İsrail-Hamas arası ilk esir takası gerçekleştirildi. Esir takası görüntülerinde İsrail’li esirlerin Kassam Tugayları’na samimi yaklaşımı tüm dünyanın dikkatini çekti ve İsrail’in Hamas için çizdiği ‘barbar’ imajını çizdi. Esirler, “Kur’an’a inanan insanlar olduklarını ve bize zarar vermeyeceklerini söylediler. Tünellerdeki kendi koşullarının aynısını bize de sağladılar” dedi.

DÜNYANIN FİLİSTİN’E DESTEĞİ BÜYÜYOR

Operasyonun ardından Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde 10 günde bir yaptığı videolu açıklamalarla direnişin nasıl devam ettiğini ve vazgeçmeyeceklerini açıklayarak ‘dünyanın tüm özgür halklarına’ seslenerek ‘Filistin halkını desteklemeleri ve yöneticilerine işgalciyle tüm ilişkileri kesmeleri için çağrıda bulunmalarını’ istedi. Dünyanın dört bir yanında yankı uyandıran bu çağrılar Amerika’da, Avrupa’da, Asya’da gerçekleştirilen büyük kitlesel eylemlerle desteklendi. Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB), Devlet başkanları İsrail’in kendisi savunma hakkının saklı olduğunu yalnızca uluslararası insan hukukuna uygun olarak sivilleri hedef almaması gerektiğine dair ilk açıklamalarında bulundular. İsrail’in saldırıları ise şiddetini arttırarak, sivilleri yerlerinden ederek ve öldürerek devam etti.

İSRAİL’E SOYKIRIM DAVASI AÇILDI

Güney Afrika, 29 Aralık 2023’te Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Adalet Divanı’na İsrail’e karşı soykırım davası açtığını duyurdu. İsrail Başbakanı Netanyahu ise bu davaya karşılık kendisinin ahlaklı bir savunma yaptığını bu davanın bir ‘kan iftirası’ olduğunu söyledi. Bugüne kadar Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı davaya katılma talebinde bulunan ya da katılacağını beyan eden ülkeler Türkiye, Filistin Yönetimi, İspanya, İrlanda, Belçika, Mısır, Meksika, Kolombiya, Nikaragua, Libya, Maldivler, Şili ve Küba. Bu ülkelerin talepleri, henüz ICJ tarafından onaylanmadı. İsrail lehine davaya katılma niyeti beyan eden tek ülke ise Almanya.

İSLAM DÜNYASI ETKİSİZ KALDI

Dünya devletlerinin İsrail’i durduramamasının yanı sıra Müslüman ülkelerin sessizliği dikkat çekti. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ilk toplantısını 11 Kasım 2023 tarihinde gerçekleştirdi. Bu toplantıya katılan Müslüman ülkelerden İsrail’i kınadıklarına dair bir açıklama yayınlandı. Türkiye dahil birçok Müslüman ülke İsrial’in soykırımına rağmen uzun süre kınama açıklamasından başka bir açıklama yapmadı. Hem Avrupa ülkeleri hem körfez ülkeleri hem de Türkiye İsrail’le olan ilişkilerini kesmediler.

7 EKİM BİR TERÖR SALDIRISI MI?

Dünya İsrail’in bombardımanlarını kınarken Hamas’ın yaptığı saldırıyı tartıştı. Kimileri bunun bir terör saldırısı olduğunu çıkan ilk saldırı görüntülerine sivillerin öldürüldüğünü söyledi. Kimileriyse Filistin halkının uzun yıllardır işgale ve savaşa maruz kaldığını bu saldırıdan başka çareleri olmadığını söyleyerek direnişi desteklediler. İsrail Medyası bir yandan Filistin’i bombalamaya devam ederken bir yandan da Hamas’ı dünyaya bir terör örgütü olarak göstermek için türlü iddiaları ortaya attı. İddialar karşısında Hamas medya ofisi ‘Bizim Anlatımız… Aksa Tufanı Operasyonu?’ adıyla bir rapor yayınlayarak bu saldırıyı neden gerçekleştirdiklerini tüm dünyaya açıkladı. Rapor, 7 Ekim’deki Aksa Tufanı Operasyonunun, İsrail askeri bölgelerini hedef aldığını ve düşman askerlerini yakalayarak İsrail yetkililerini, İsrail hapishanelerinde tutulan binlerce Filistinliyi serbest bırakmaya zorlamak amacıyla düzenlendiği için İsrail askeri üslerin hedeflendiği açıklanıyor. İsrailli sivillere yönelik saldırı tartışmalarına cevap olarak ellerinde hassas ayarlara sahip olmayan silahlar olmasına rağmen sivillere zarar vermemeye özen gösterdiklerine dikkat çektiler.

“Başta çocuklar, kadınlar ve yaşlılar olmak üzere sivillere zarar vermekten kaçınmak, El Kassam Tugayları savaşçılarının dini ve ahlaki sorumluluğudur. Operasyon sırasında Filistin direnişinin tam anlamıyla disiplinli ve İslami değerlere bağlı olduğunu, Filistinli savaşçıların yalnızca işgal askerlerini ve halkımıza karşı silah taşıyanları hedef aldığını yineliyoruz. Ayrıca, sivillerin hedef alındığı herhangi bir durum varsa; bu, işgal güçleriyle yapılan çatışma sırasında kazara meydana geldi. HAMAS, kurulduğu 1987 yılından bu yana sivillere zarar vermemeye kendini adadı. 7 Ekim’de İsrailli sivilleri hedef aldığı iddiasıyla öne sürdüğü iddialar tamamen yalan ve uydurmadır. Bu iddiaların kaynağı İsrail resmi anlatısıdır ve hiçbir bağımsız kaynak bunları kanıtlayamamıştır.”

Raporda İsrail’in silahlı bir halk olduğundan bahsediliyor. 18 yaşından büyük İsraillilere zorunlu askerlik uygulandığını -erkekler 32 ay, kadınlar 24 ay askerlik yapıyor- ki bu da herkesin silah taşıyıp kullanabileceği anlamına geldiğini belirtiyor.

İSRAİL ATEŞKESİ KABUL ETMİYOR

İsrailliler Netanyahu’ya yönelik kendi esirlerini kurtarabilmeleri için protestolar düzenlemeye başladı. İsrail’in şiddeti Gazze halkından Batı Şeria’da bulunan Filistinlilere de yayıldı. İran süreç boyunca Hamas’a ve tüm direniş gruplarına desteğini dile getiriyordu. İsrail’in 1 Nisan’da İran’ın Şam’da bulunan büyükelçiliğini vurması nedeniyle İran, 13 Nisan’da ‘Gerçek Vaad’ adıyla İsrail’e yönelik füze saldırısında bulundu. İsrail, Hamas’ın Gazze’deki hastaneleri kullandığını iddia ederek başta Şifa Hastanesi olmak üzere birçok hastaneyi bombalayarak katliamlarına devam etti. Gazze’de bulunan okullar ve mülteci kampları da bombalandı. Gazze’yi yerle bir ederken, siviller için güvenli bölge olarak ilan ettiği tüm noktaları da bombaladı. Soykırım süresince Gazze’ye yardımların girebildiği ve tahliyelerin gerçekleştiği Refah kenti Mayıs ayında şiddetli bombardımana tutuldu. BM İsrail’i Gazze’ye yardım yapılabilen iki damarı da kestiği için uyardı. Refah bombardımanı ardından dünya devletlerinin de önderliğinde üç aşamalı ateşkes konuşulmaya başladı. Hamas ateşkesi kabul ederken İsrail ateşkesi reddetti.

DİRENİŞE LÜBNAN VE YEMEN DESTEĞİ

İsrail’le yapılan ticari ilişkiler İsrail Limanlarına giden gemiler tüm dünya tarafından protesto edilirken Yemen’deki direniş grubu Ensarullah (Husiler), İsrail’e giden gemilerin Kızıl Denizden geçmesine engel oldu. 3 Mayıs tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İsrail’le olan ticari ilişkilerini kestiklerini ve Türkiye-İsrail arası ticarete yasak getirdiklerini duyurdu. Filistin direnişine destek olan diğer cephelerinde İsrail’e yönelik şiddet arttı. Lübnan’da Hizbullah Yemen’de Husiler İsrail saldırı şiddetini arttırdıkça hava saldırısıyla İsrail’i caydırmaya yönelik girişimlerde bulundu.

İSRAİL’İN YENİ HEDEFİ LÜBNAN

İsrail, direnişin önemli liderlerini öldürdü. 13 Temmuz’da Aksa Tufanı operasyonunu başlatan Muhammed Dayf, 31 Temmuz’da Hamas siyasi büro başkanı İsmail Haniye ve 27 Eylül’de Hizbullah Siyasi Büro Başkanı Hasan Nasrallah öldürüldü. Direniş İsrail’e yönelik saldırılarını kuvvetlendirdikçe İsrail’de şiddeti arttırarak suikastlar düzenleyerek karşılık verdi. Lübnan, güney sınırından İsrail’e yönelik füze saldırılarını devam ettirdi. İsrail, Lübnan’da yaptığı ‘çağrı cihazları’ operasyonuyla 7 Ekim’den sonra yaptığı en dikkat çeken operasyonu düzenleyerek Lübnan halkını da savaşa çekeceğine dair ilk mesajını verdi. Hasan Nasrallah’ın öldürülmesinden sonra 30 Eylül’de Lübnan’a yönelik kara harekâtı başlatacağını duyurdu. Lübnan’da sivillerin yaşadığı Güney Lübnan bölgesini vurmaya devam eden İsrail’e İran’dan cevap geldi. İran, 1 Ekim gecesi İsrail’e yönelik balistik füze saldırısında bulundu. Saldırıda Tel Aviv üzerindeki savunma sistemini delerek İsrail Hava üslerini vurdu. Son olarak İsrail, Lübnan’a yönelik saldırılarını sivillerin yaşadığı Beyrut şehrine yönlendirdi. Hizbullah’la İsrail arasındaki sıcak çatışma devam ederken İsrail’in İran’a vereceği cevap bekleniyor.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN