İBB Başkanı İmamoğlu’nun bilirkişi iddialarıyla gündeme gelen ses kaydını yayımladığı gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş tutuklandı. Gazeteci Barış Pehlivan ve Kürşad Oğuz ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Toktaş, "38 yıllık gazeteciyim, yaptığım işin sorumluluğunu taşırım. Ben gazetecilik yaptım" diyerek kararın siyasi olduğunu savundu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bilirkişi iddialarıyla gündeme gelen ses kaydını yayımladığı gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, 'bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs' ve 'kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması' suçlamalarıyla tutuklandı.
Hakimlik sorgusunda "38 yıllık gazeteciyim, yaptığım işin sorumluluğunu taşırım. Bu tamamen gazetecilik refleksidir" diyen Toktaş, "Hangi görüşten olursa olsun, suçlanan kişiye söz hakkı vermek gazeteciliğin gereğidir" ifadelerini kullandı.
Gazeteci Barış Pehlivan ve program koordinatörü Kürşad Oğuz ise haftada üç gün imza atma ve yurt dışına çıkış yasağı şartıyla serbest bırakıldı. Toktaş, kararın ardından Silivri Cezaevi’ne sevk edildi.
"SİYASİ MÜDAHALE SÖZ KONUSU"
Toktaş ifadesinde tutuklanma kararına sert tepki gösterdi:
Suat Toktaş hakimlik sorgusunda, "Senaryosu hazırlanmış bir şey vardır, bir ses kaydının ele geçirilmesi ve siyasi bir müdahale söz konusudur. Oysa ki rutin bir habercilik eylemi vardır. Herhangi bir hukuk temeline dayanmayan saçma sapan bir iddia ile suçlanıyorum. Biz cevap hakkı vererek doğru bir gazetecilik yaptık. Hangi görüşte olursa olsun suçlama yöneltilmiş suçlama yöneltilen kişiye ulaşıp söz hakkı verilmiştir. Tamamen habercilik faaliyeti ve refleksidir" dedi.
Toktaş savunmasının devamında şunları söyledi:
"Barış Pehlivan zaten 'Yayınlanacağını bilmiyorum' demektedir, anlık bir reflekstir, ismi geçen kişi arıyor ve konuşmaya başlıyor. Barış gazetecilik faaliyeti yürütmüştür. Karşı taraf 'Bunları yayınlamayın' dememiştir. Kürşad Oğuz’un kaydettiğini biliyorum, o bana gönderdi. Sonrasında ses kaydı geldiğinde 'Bilirkişi ile konuştu' dediğinde Barış bana yazmaya başladı. Ben ses kaydını alıp montaja gittim. Barış’a 'İzin var mı dava açar mı' diye sordum. 38 yıllık gazeteciyim, 56 yaşındayım, yaptığım işin sorumluluğunu taşırım. Barış bana 'Ağabey biz gazeteciyiz' cevabını verince bunun izin dahilinde olduğunu düşündüm. 3 dakika sonra ekrana verildi. Kısa bir ses kaydıdır. Konuşmanın herhangi bir yerine dokunmadık. 'İzin var mı, dava açar mı, biz gazeteciyiz ağabey, ben yayınlıyorum' kısmı bir dakikalık meseledir. Sonrasında 'Metin olarak yayınlasan daha iyi ağabey, dava açar' cevabını aldım. Tüm bunlar üç dakika içinde olmuştur. Ben gazetecilik yaptım.
Biz gazeteciyiz,bize herşey mübah..
Yanıtla (1) (0)Gazetecilik ne zamandan beri kanun tanımazlık, cezadan muafiyet, veya MAFYA kanunlarıyla hareket etmek olarak tanımlandı?
Yanıtla (0) (0)Kişiden izinsiz kayıt yapıp yine izni dışında yayımlamak gazetecilik öyle mi? Önce meslek ahlakınız olsun. Sonra kişilerin haklarına saygı göstermeyi öğrenin. Siz gazeteci değil insanları hedef gösteren algı aparatlarısınız.
Yanıtla (0) (0)