Dövize hücum

Dövize hücum

Bankalardaki yabancı para cinsinden mevduatlar 2013-2016 yılları arasında 31,2 milyar dolar arttı. 2017’nin başından bugüne kadar geçen sürede döviz birikimindeki yükseliş ise 37,7 milyar doları buldu. Uzmanlar enflasyon ve belirsizliklerin bu sorunu doğurduğu görüşünde.

GÜVEN ADALI / İSTANBUL

Hain darbe girişimi sonrasında Türk Lirası dolar ve euro karşısında tarihinin en hareketli dönemlerinden birini geride bıraktı ve 2018’e sakin bir başlangıç yaptı. Fakat aradan geçen bu kısa sürede piyasada satranç oynar gibi o kadar çok hamle yapıldı ki yaşananlar insanların mevduat hareketliliğine de yansıdı. 2012 yılının sonuna gelindiğinde bankalardaki yabancı para cinsinden mevduat miktarı 141,7 milyar dolar seviyesinde bulunuyordu. Terör olayları ve küresel risklerin sonucu olarak dövizdeki dalgalanmaların etkisiyle yabancı para mevduatları adım adım da olsa yükseldi ve 2016’nın sonunda 172,9 milyar dolara geldi. Yani aradan geçen 4 yılda döviz mevduatları 31,2 milyar dolar yükselmiş oldu. Fakat bu tarihten sonra dövize olan talep ciddi oranda yükseliş trendine girdi. Türkiye’deki mevduat bankalarında bulunan döviz cinsi mevduat miktarı 2017’ye 170,7 milyar dolardan başladı. Geçtiğimiz yılın sonunda ise bu rakam 200,5 milyar dolara, 23 Şubat haftası itibariyle de 208,4 milyar dolara ulaştı. 14 ayda 37,7 milyar dolarlık artış yaşandı. Vatandaşların dövize olan talebindeki artışı değerlendiren Gedik Portföy Portföy Yönetim Müdürü Eral Karayazıcı, “Döviz cephesinde son beş yıl dikkat çekici bir yükselişe sahne oldu. Gerek içsel gerek dışsal nedenlerden kaynaklanan bu hareket tasarruf sahiplerinin döviz tabanlı enstrümanlara daha ilgili olması sonucunu doğuruyor. Geride kalan yıllarda değer kazanmış olmasının yanında yükselen enflasyon ve devam eden lokal belirsizlikler bu eğilimin öncelikli nedenleri. 2017 yılında gelişen ülkelerde döviz kurları aşağı gelirken lokal talep Türkiye’de düşüşü engelledi. Bir nevi paraşüt etkisi gösterdi.  Bu yıl ise lokal talep görece yumuşadı ve TL benzer ülke para birimlerine paralel seyrediyor” dedi. Döviz kurlarının dünya genelinde yükselmesi ve bu akıma bağlı olarak yabancıların ülkemizde döviz alırken yerellerin de alışa geçmesi durumunda sorun çıkabileceğine işaret eden Karayazıcı, “Kurlarda yaşanabilecek sert hareketler Türkiye ekonomisini baskı altına alır. Bu risk pratikte gerçekleşebilir mi? Çok zor. Çünkü yereller ağırlıkla fiyat aşağı geldiğinde alıcı, yukarı gittiğinde satıcı cenahta saf tutuyor. Bu yönü ile de aslında dalga boylarının küçülmesine yardımcı oluyorlar” diye konuştu.

YABANCI PARANIN PAYI YÜZDE 46

Türkiye’deki toplam birikimde dövizin payı her geçen gün artmaya devam ediyor. 2002’de yani krizin en sert hissedildiği dönemde TL’nin birikimdeki payı yüzde 43, döviz tevdiat hesaplarının (DTH) ise yüzde 57 seviyesindeydi. Aradan geçen sürede ekonominin toparlanması ile 2010 yılında TL’nin ağırlığı yüzde 70’e yükseldi dövizinki ise yüzde 30’a kadar düştü. Fakat geçtiğimiz yılın sonunda TL’nin payı yüzde 56, DTH’ın payı yüzde 44 olurken BDDK’nın günlük raporunda 27 Şubat itibariyle DTH’ın payı yüzde 46’ya kadar çıktı.

TL ÜZERİNDE BASKIYA NEDEN OLUYOR

Kurlardaki artış potansiyeli ve enflasyonist baskıların yarattığı beklentilerin döviz cinsi tasarrufların artışındaki temel nedenler arasında sayılabileceğini ifade eden İntegral Yatırım Araştırma Uzmanı Seda Yalçınkaya, “Aynı zamanda yatırımlarını uzun vadeye yönlendiren için yurtdışından borçlanan şirketler vadesinden önce dövizini biriktirmeyi tercih ediyorlar” dedi. Türkiye’deki birikim sahiplerinin Türk Lirası cinsi mevduattan döviz cinsi mevduata yönelmesinin Türk Lirası üzerinde baskı yarattığını işaret eden Yalçınkaya, “En son yapılan düzenlemede 15 milyon doların üzerinde borcu olan şirkete hedge (riski sigortalamak) zorunluluğu getirilmesi gündemdeydi. Düzenlemenin yakın zamanda hayata geçmesi bekleniyor. Değerlendirilen bir başka önlem de bankaların özel sektörün döviz borcunun yaklaşık yüzde 80’ini oluşturan 2 bin döviz borçlu şirkete verecekleri döviz cinsi krediler için daha fazla karşılık ayırması yönündeydi” diye konuştu.

TÜFE VE Yİ-ÜFE İÇ AÇICI DEĞİL

Commerzbank’ın döviz ve gelişen piyasalar raporunda Türk Lirası ve enflasyona ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. Raporda, enflasyondaki ılımlı iyileşmeye karşın Türkiye’nin Şubat ayı TÜFE ve Yİ-ÜFE rakamlarının iç açıcı olmadığı belirtildi. Çekirdek enflasyonun hâlâ yüzde 12 rekor seviyelerinde dalgalandığının altı çizilen raporda, “Hesaplamalarımıza göre 2019 sonunda bile yüzde 10’un altında istikrar kazanmakta güçlü çekecek” ifadesi yer aldı. Baz etkisiyle birlikte enflasyonda görülecek bir yavaşlamanın piyasanın Türk Lirası’na yönelik duruşunu pek fazla etkilemeyeceği ifade edilirken, “Bu özellikle de Fed’den dört faiz artırımı gelmesi durumunda geçerli olur” dendi. Rapora göre Commerzbank’ın  TL karşısında dolar yıl sonu tahmini 4.00 seviyesinde bulunuyor.

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN