Dövize endeksli hayattan bir türlü kurtulamadık

Dövize endeksli hayattan bir türlü kurtulamadık

TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, Türkiye’de dövize endeksleme sorununun bir türlü çözülemediğini belirterek, “Bunu çözemediğimiz için de bütün fiyatlamaları döviz üzerinden yapıyoruz. Bu da bütün enflasyonu oluşturmaya başlıyor. Para politikalarımızın bir kısmı etkisiz oluyor” dedi.

Türkiye’de ekonomi yönetimi dövizdeki dalgalanmaların önüne geçebilmek, Türk Lirası’na sahip çıkmak için bir takım hamleler yapıyor. Fakat bir türlü hem kamu hem de özel sektör döviz üzerinden anlaşma ve ücretlendirme sevdasından vazgeçemediği için alınan önlemler etkisi kalıyor. Uludağ Ekonomi Zirvesi’ndeki ‘Global Ekonominin ve Gelişmekte Olan Ülkelerin Yarını’ konulu oturumda, merkez bankalarının işlerinin çok kolay olmadığını söyleyen TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, 2001 ekonomik krizinde ciddi bedeller ödendiğini, sonrasında doğru politikaların uygulandığına dikkati çekerek, “Enflasyonu aşağı indirmeye başladık. Yine de bilançolarımızın içinde yüzde 40 yönetemediğimiz bir döviz kısmı var. Merkez bankalarının etkileri tek başına sınırlı. Başka bir ekonomik koordinasyon gerekiyor. Bunu sağlamamız lazım” ifadesini kullandı.    Türkiye’nin attığı adımlarla geldiği noktada son derece başarılı olduğunu vurgulayan Leblebici, “Gelir dağılımını düzelttik. Türkiye, çok başarılı işler yaptı. Kadınların iş gücüne katılımı arttı. Bunlar, hakikaten çok önemli şeyler. Türkiye’de göreceli olarak daha az başardığımız bir şey var. Göreceli olarak açık olup sermaye ihtiyacı olan ülkelerin karşılaştığı problemle biz de karşılaşıyoruz. Bu nedir? Yabancı sermaye ülkeye giriyor, bazen de dışarı çıkıyor. Bazen dışarı çıkmaya başladığında bizim döviz kuru üzerinde ağır baskılar oluşturuyor. Türkiye’de dövize bağlı bir indexation (ücret endekslemesi) problemimiz var” dedi. Bu sorun çözülemediği için de bütün fiyatlamaların döviz üzerinden yapıldığına işaret eden Leblebici, “Bu da bütün enflasyonu oluşturmaya başlıyor. Biz bunu tam kıramadık. Kıramadığımız için de para politikalarımızın bir kısmı etkisiz oluyor. Kontrol ettiğimiz şeyin yüzde 60’ı bizde, yüzde 40’ı bizde değil. Dövize endeksleme işi, bizi bozuyor. Merkez bankalarının biraz daha odaklanmaları gereken konu, bu stabilizasyonu sağlayacak, döviz kurundaki volatiliteyi azaltabilecek bir para politikası” diye konuştu.

Merkez Bankası ve ekonomi tarafında alınan önlemlerin bir süre sonra hayata geçeceğini belirten Leblebici, şunları kaydetti: “Bizde enflasyona sebep olan, gıda fiyatları. Gıda Konseyi kurduk. Gıdadaki rakamlara bakıp oradaki verimliliği artırmaya çalışıyoruz. Döviz kurundaki dalgalanmayı biraz daha azaltabilmek için KOBİ’lerin dövizle borçlanmalarına sınır koyduk. Bunların etkilerini bir süre sonra görmeye başlayacağız.”

'SERMAYE ÇOK UÇUCU'

Hindistan’ın eski Merkez Bankası Başkanı Dr. Duvvuri Subbarao da Türkiye, Hindistan gibi gelişmekte olan pazarlarda yabancı yatırıma ihtiyaç olduğunu ancak bunun istikrarlı olması gerektiğini belirtti. Sermayenin çok uçucu olduğunu söyleyen Subbarao, “Bir anda giriş yapabiliyor, bir anda kaçabiliyor açıkçası. Bu da pek çok problem yaratıyor gelişmekte olan ekonomiler için. Özellikle dövizlerin ve kurun sürekli değişmesi varlık fiyatlarını etkiliyor, enflasyon yaratıyor ve finansal istikrara halel getiriyor. Dolayısıyla merkez bankaları için en büyük sıkıntılardan biri özellikle sermaye kaçışları dönemindeki finansal istikrarı sağlamak olacaktır” diye konuştu.

DOLAR OLMASI GEREKEN YERE DÖNECEK

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, son günlerde dolarda yaşanan hareketliliğe ilişkin, “Ekonomimizi etkileyecek bir şey değildir. Türkiye’nin mükellefiyetleriyle ilgili bir sorunu yoktur. Kısa bir süre sonra bu durularak tekrar olması gereken yere doğru dönecektir” dedi. Zeybekci, sözlerine şöyle devam etti: “Cari açığın finansmanıyla ilgili de Türkiye’nin bir problemi yoktur. Peki dövizle ilgili bu hareketlilik neden oluyor? Başta da söylediğim gibi Türkiye’de bir bölümde elinde imkan ve kaynağı olanların spekülatif hareketlere yatkın olması. Bu da ekonomimizi etkileyecek bir şey değildir. Türkiye’nin mükellefiyetleriyle ilgili bir sorunu yoktur. Kısa bir süre sonra bu durularak tekrar olması gereken yere doğru dönecektir.”

GELİR ADALETSİZLİĞİ EN BÜYÜK SORUN

McKinsey Türkiye Genel Müdürü Özgür Tanrıkulu, dünya ekonomisine dair değerlendirmelerde bulundu. Gelir dağılımı ve dünyadaki gelir dağılımının gittiği noktanın ekonomideki en önemli tedirgin edici unsurlar arasında yer aldığına işaret eden Tanrıkulu, “Açıkçası gelir dağılımındaki bozulma çok ciddi anlamda ve bunun gerek ekonomik gerekse politik etkilerini yaşıyoruz ve geleceğe baktığımızda bununla ilgili de tedirginlik duyuyoruz. Gelir dağılımının ötesinde başka bir konu da aslında teknolojik ilerleme, dijital dönüşüm. Dijital dönüşümün ortaya çıkarttığı doğal olarak işsizlik korkusu. Bizim McKinsey olarak yaptığımız son bir araştırmada, dünyada robotlar 800 milyon kişinin işinin yerini alabilir diye bir şey yaptık. Türkiye’de bile en çok yayınlanan yazı oldu. O yüzden hem kısa vadede hem de uzun vadede bazı tedirginlikler de var” dedi. 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN