5 nesil bir arada çalışıyor, iş dünyasının dinamikleri değişirken liderler, ajandalarını baştan yazıyor. Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi ve BMI Business School Akademik Danışmanı Emirhan Altunkaya ise geleneksel yöneticilik vasıflarının bugünün karmaşık ve dinamik iş dünyasında liderlik etmek için artık yeterli olmadığına dikkat çekerek yeni kuşakların beklentilerine dair çıkarımlarını paylaştı ve özellikle Türk liderler için yol haritası çizdi.
Yarınların dinamikleri şimdiden belirleniyor, iş dünyasında 5 nesil ilk defa bir arada çalışırken her yeni gelen bir öncekinden daha büyük yankı uyandırıyor. Şirketler, demografik değişimler karşısında genç yetenekleri elde tutmak ve deneyimli profesyoneller yetiştirmek arasında bir denge kurmak zorunda kalırken, 2034’e kadar gelişmiş ekonomilerdeki işgücünün %80’ini Y, Z ve Alfa kuşağından oluşacağı öngörülüyor. Bunun yanı sıra Türkiye’nin de dahil olduğu OECD ülkelerinde bu yıl işgücünün neredeyse üçte birini bile yalnızca Z kuşağının oluşturması bekleniyor. Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi ve BMI Business School Akademik Danışmanı Emirhan Altunkaya ise kuşaklar çatışmasında geleneksel yöneticilik vasıflarının bugünün karmaşık ve dinamik iş dünyasında liderlik etmek için artık yeterli olmadığına dikkat çekerek yeni kuşakların beklentilerine dair çıkarımlarını paylaşırken özellikle Türk liderler için yol haritası çizdi.
Emirhan Altunkaya, konuya ilişkin şu açıklamada bulundu: “Bugün iş dünyasında yalnızca geçmişte başarılı olmuş geleneksel yönetim anlayışlarının yeterli olmadığı bir noktada. Yeni jenerasyonların işgücüne katılımıyla birlikte beklentiler giderek artıyor. Artık bir yöneticiden yalnızca karar verici olması değil, aynı zamanda bir lider olarak ilham vermesi, ekiplerini motive etmesi ve onları ortak bir vizyon etrafında toplayabilmesi bekleniyor. Öğrenmeye açık olma, teknoloji okuryazarlığı, esneklik ve çeviklik gibi beceriler artık bir tercihten öte, zorunluluk haline geliyor.”
“2025’te liderlerin önceliği değişen koşullara uyum sağlamak olacak”
Yeni jenerasyon çalışanların geleneksel liderlik anlayışından farklı olarak, yöneticilerden daha fazla empati, şeffaflık ve kapsayıcılık beklediğini söyleyen Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi ve BMI Business School Akademik Danışmanı Emirhan Altunkaya, “Bu beklentiler, yöneticilerin daha dinamik, yenilikçi ve vizyoner bir liderlik anlayışı geliştirmelerini zorunlu kılıyor. Bu bağlamda, yöneticilerin kendilerini güncellemeleri, yeni yetkinlikler kazanmaları ve sürekli öğrenmeye açık olmaları bir zorunluluk. İş dünyasındaki değişimlerin hızına ayak uydurabilmek ve yeni nesil çalışanların beklentilerini karşılayabilmek için liderlerin, mevcut bilgi, beceri ve yetkinliklerini geliştirmeleri şart” diyerek 2025 ve sonrası için öne çıkan liderlik becerilerini sıraladı.
Buna göre, liderlerin hızla değişen iş koşullarına adapte olma ve yeni bilgileri uygulayabilme becerisi kazanması önem arz ediyor. Belirsizlik ve kriz dönemlerinde sakin kalabilme ve etkin çözümler üretebilme yetenekleri edinmeleri; ayrıca, çeşitlilik ve kapsayıcılığı kucaklayan bir bakış açısı benimsemeleri, 2025’teki gerekli yetkinlikler arasında yer alıyor. Yapay zeka kullanımının hızla arttığı günümüzde dijital dönüşüm süreçlerine liderlik edebilme ve veri odaklı kararlar alabilme kapasitesi de liderler için öne çıkarken; etkili iletişim ve ilişki yönetimi kurmak, stratejik düşünmek, sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirliğe dair bir vizyonla hareket etmek de iş dünyasının ajandasında ilk sıralarda konumlanıyor.
“Türk yöneticiler halihazırda bu becerilere sahip”
Türk yöneticilerin halihazırda belirsizlik ve risklerin yoğun olduğu bir coğrafyada çalışmanın getirdiği deneyimle kriz yönetimi, hızlı karar alma ve adaptasyon konularında önemli yetkinliklere sahip olduklarını vurgulayan BMI Business School Akademik Danışmanı Emirhan Altunkaya, “Türkiye’deki liderler, tüm bu özelliklere sahip olsa da globalleşen iş dünyasında etkili liderlik için bu avantajların ötesine geçmek gerekiyor. Değişen liderlik gereksinimlerinin tamamlanması noktasında ise iş dünyasındaki yöneticilere özel olarak tasarlanan gelişim programları, ihtiyaç duydukları yetkinlikleri kazanmaları için çözüm oluyor” ifadelerini kullandı.
“Öncellikli hedefimiz Türkiye’nin beşeri sermayesini güçlendirmek
BMI Business School Akademik Danışmanı Emirhan Altunkaya, “Türkiye iş dünyasındaki yöneticiler, genellikle nitelikli bilgi birikimine ve zengin bir deneyime sahip olmalarına rağmen, bu birikimini sürekli geliştirmek ve güncel tutmak için ihtiyaç duyulan özelleştirilmiş yönetici gelişim programları yeterince yaygın veya nitelikli değil. Oysa, globalleşen iş dünyasında liderlerin sürdürülebilir başarı elde edebilmeleri için öğrenmenin sürekliliği şart. Bu noktada, Türkiye’nin beşeri sermayesini güçlendirmek ve yöneticilere gerekli yetkinlikleri kazandırmak adına işletme okulu konseptinin kritik bir rol oynaması gerekiyor” şeklinde konuşarak değerlendirmeleriniz şu sözlerle sonlandırdı:
“Bu yıl, liderlerin mevcut avantajlarını korurken hem de eksik oldukları alanlarda kendilerini geliştirmeleri, şirketlerin uzun vadeli başarısını doğrudan etkileyecek kritik bir faktör olmaya devam edecek. BMI Business School İstanbul olarak, temel hedefimiz iş dünyasının beklenti ve ihtiyaçlarına özel tasarlanmış yönetici gelişim programlarıyla liderlerin hem mevcut becerilerini geliştirmelerine hem de yenilikçi yaklaşımlar kazanmalarına destek olmak. Bu doğrultuda Türkiye’nin ekonomisine değer katmak için iş dünyası ile akademi arasında bir köprü görevi görmeye devam ediyoruz.”