Gündeme ilişkin değerlendirmede bulunan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, kendisi için “hırsı için parti kurdu” eleştirilerine sert tepki gösterdi. Davutğlu, "Ben hırslı değil, azimli bir insanım. Eğer bir intikam hırsı ile davranmış olsaydım, 2016’da, bir seçimi büyük bir zaferle kazanıp, demokrasi tarihinin en yüksek oyunu aldıktan sonra, yani 31 Mart'ta konuşurdum" dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, kendisi için “hırsı için parti kurdu” eleştirilerine; “Hırs ile azim arasında bir fark vardır. Ben hırslı değil, azimli bir insanım. Yaptığım işi hakkıyla yapar, yalnızca bir ucundan tutmam. Her işi iddialı yaparım. Eğer bir intikam hırsı ile davranmış olsaydım, 2016’da, bir seçimi büyük bir zaferle kazanıp, demokrasi tarihinin en yüksek oyunu aldıktan sonra, devlet yönetimi zaafa uğramasın diye Başbakanlığı, Genel Başkanlığı bırakmaz, kongreye aday olarak gider ve AK Parti’yi bir bölünmeyle karşı karşıya bırakabilirdim. Eğer hırsım olsaydı, 15 Temmuz’da, ki bugün AK Partiye dost görünenlerin, saklanacak yer aradığı o anda, çıkıp hem de uluslararası televizyon kanallarında, konuşmaz, demokrasiye sahip çıkılması çağrısını yapmazdım. Peki ben ne zaman konuşmaya başladım? 31 Mart seçimlerinden sonra. Yani, seçim gündemi bittikten sonra. Eğer hırsım olsaydı AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanına zarar vermesi için, seçimden önce konuşurdum. Ülke kötüye gidiyor, azim ile siyaset yapacağım. Hırsın kimde olduğu Şehir Üniversitesi’nin başına gelenlerden belli oldu.” ifadelerini kullandı.
GEZİ OLAYLARI
Davutoğlu, Gezi olaylarının yaşandığı 2013 yılının hem Türkiye hem de bölge için kırılma yılı olduğunu söyledi. “2013 yılında, bölgemizdeki bazı demokratikleşme hareketleri, birilerini rahatsız etti. O dönemde Türkiye’deki Gezi olayları ile Mısır’daki darbe 1 ay arayla gerçekleşti. O dönem, kendi meselelerini tartışarak çözen ve bu rüzgarı arkasına almış olan bir Türkiye vardı. Ama bu şu demek değil ‘Gezi olaylarının çıkışı bir komplonun veya bir darbe girişiminin sebebi’ demek değil. Ben o dönem Başbakana da söyledim. Bir çevre olayı olarak görülüp, süreç yönetilebilseydi, biz o türbülansta çok rahat bir açılım yaparak yönetebilirdik.
17/25 ARALIK
Gelecek Partisi Lideri Davutoğlu, “17/25 Aralık bir darbe girişimiydi” ifadelerini kullanırken; “Hatırlatırsanız, benim odamı da dinlediler. Sayın Erdoğan, ben ve MİT Müsteşarı. Çünkü FETÖ için bu üç isim engeldi. Ama daha sonra, Sayın Erdoğan ile yollarımızın ayrıldığı nokta, ben, ‘Demokrasiye birileri darbe girişiminde bulunduysa, bunun çözümü daha fazla özgürlük ve kamu düzeni ile daha fazla demokrasidir’ derken, Sayın Erdoğan özellikle Anayasa Referandumu sonrası, ‘Daha fazla güç, daha fazla otoriterlik’ demeye başladı. Ayrıldığımız nokta bu.” Şeklinde konuştu. 17/25 Aralık ile ilgili 4 Bakan meselesi hakkında da konuşan Davutoğlu, “Burada iki uç nokta var. Bir grup, yani bu girişimde bulunan FETÖ çetesi, ‘Bir dönemin Başbakanı’ diyerek, hükümeti devirmeye çalıştılar. Milli iradeye bir darbeydi bu. Diğer grup ise ‘Türkiye’de hiç yolsuzluk yok, yolsuzluk sözünden bahseden bile FETÖ'cü’ diye ayrı bir ifrat çıktı. Benim tutumum ise hep şuydu: FETÖ’ye karşı en sert tavır, bir iddia var ise onu da şeffaf bir şekilde araştırılması.
7 HAZİRAN-1 KASIM ARASI
Davutoğlu, 7 Haziran - 1 Kasım arasındaki terör operasyonları hakkında da konuşurken, o dönem HDP liderlerinin samimi bir sınav vermediğini söyledi. Davutoğlu, “Başbakan olduktan kısa bir süre sonra, çözüm süreci ile ilgili yasal bir çerçeve çıkardık meclisten. Sayın Demirtaş ile Başbakanlıkta görüştüm. Söz verdikleri gibi bütün PKK unsurlarının, sınır dışına çıkma sözünü hatırlattım. Bunun sözü 2013 yılında verilmişti. Ama bunun yerine 6/7 Ekim olayları başlatıldı. Bütün doğu vilayetlerimizi kan gölüne çeviren olaylar başlatıldı. O zaman arkadaşlara talimat verdim. ‘Mart ayına kadar ya silah bırakıp giderler, ya da kamu düzenini tesis etmek için gerekeni yaparız’ dedim.
15 TEMMUZ
15 Temmuz 2016 yılında yaşanan hain darbe girişimi hakkında da konuşan Davutoğlu, “O dönem ben Başbakan değildim. Herhangi bir görevim de yoktu. Bir spekülasyonda bulunmam” derken, daha derinlemesine bir araştırmaya kesinlikle ihtiyaç olduğunu vurguladı.