Bir Soçi mutabakatı daha var ama hatırlayan yok
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün Moskova’da Putin’le görüşeceği konu, adı ve gerekçesi İdlib krizi olmakla birlikte her durumda bundan daha fazlasıdır.
Sahadaki durumun sıkıntılı ve gergin olması bir yana toplamda Türkiye’nin Suriye politikası açısından anahtar önemde bir görüşme olacağını söyleyebiliriz. Gayet tabii Erdoğan, Putin’den istediğini alamazsa her şey bitmiş olmayacak ama karşılıklı atılacak her adım veya ileri/geri hamle sonrası için bağlayıcı olacak.
İstanbul’da ya da Moskova’da olması, Putin’in gelmesi ya da Erdoğan’ın gitmesi krizin büyüklüğü yanında artık fark etmezdi. O kadar ki askerimizi şehit eden girişimin bir numaralı faili olmasına rağmen Rusya ile görüşme zaruriydi, bugün de olacak budur.
Mesele sonuç alabilmek… Mesele riski azaltmak… Mesele Türkiye’nin Rusya karşısında yaşadığı hayal kırıklığını bir parça olsun giderebilmek.
Görünen o ki Rusya artık sadece İdlib’de değil Suriye’deki bütün harici güçlerin ülkeden ayrılmasını istiyor ve bunu planlıyor. Açıkça bunu dile getirmiş olmaları bir yana, Türk askerlerine yönelik askeri operasyonlarla da bu niyeti gerçekleştirme yolunda adım atmaya başladılar. Türkiye içinse, İdlib Suriye’de tutunmak ve önceki harekat bölgelerindeki konumunu muhafaza etmek için hem sembolik hem de stratejik önem taşıyor.
İki ülkenin niyetleri ve yaklaşımları böyle olunca aradaki makasın ne kadar açılmış olduğu da görülür. Bugünkü görüşme, makasın iki kanadını biraz olsun yaklaştırırsa başarılı sayılmalıdır. Erdoğan’ın ziyaret öncesi sık sık “ateşkes” sağlanmasını hedef olarak ortaya koyması da bu beklentiyi yansıtıyor. Önce ateşkes, ardından Soçi mutabakatının revize edilerek de olsa ayakta tutulması ve en nihayet Türkiye ile Rusya arasında sahada fiyaskoyla sonuçlanan ilişkilerin masada onarılması… Tabii, onarıma Rusya’nın da ihtiyacı olduğunu varsayabiliriz.
Ne var ki bu varsayım Ankara için temel mesele olan mülteci akınında Avrupa’dan daha önemli bir partner olması gereken Rusya’nın işbirliğini garanti etmiyor. Mültecilerin ne kadar olduğu, ne kadar olacağı ve kimin başına kalacağı Putin’in umurunda hiç olmadı, şimdi de değildir. Türkiye’deki Suriyeli mülteci hacmini artıran bütün katliamlar ve işgallerde birinci derece rol oynamasına ve dolayısıyla probleme kaynaklık etmesine rağmen şimdiye kadar Türkiye tarafından sorumlu da tutulmadı. Bugün masadaki senaryolardan birisi olan İdlib’in boşaltılması ve sivillerin sınırımızda bir bölgeye tahliyesi fikri ateşkesin şartı haline gelirse mesele daha da içinden çıkılmaz hale gelecek demektir. Tahminen 3 milyona yakın yeni mülteci Türkiye içinde olmasa da hemen sınırımızda bize emanet edilmiş olacaktır. Bu aynı zamanda onların bir daha asla Esad rejimi altında yaşamayacakları anlamına da gelecektir.
Şunu da unutmayalım, ortada bir tane Soçi mutabakatı yok. İkicisi de var ve Rusya onun kapağını bile açmış değildir. 17 Eylül 2018’de İdlib için yapılan mutabakatın şartları yerine gelmediği gerekçesiyle Türkiye’yi suçlayan Rusya’nın, 22 Ekim 2019’da Barış Pınarı’nı bitiren ikinci Soçi mutabakatından doğan sorumlulukları hâlâ ortada duruyor. YPG/PYD, Rusya’nın kontrol bölgesinde cirit atmaya ve onlarla birlikte çalışmaya devam ediyor. Yani, Putin’in Suriye’de hiçbir şekilde Türkiye varlığı istemediğini gösteren bir kayıtsızlık örneği olarak ortada dolaşıyor.
Aralarındaki güvenin kurşunlandığı iki ülkenin lideri, zor bir günde, yükü ağır bir masaya oturacak.
İyi ve soğukkanlı bir müzakereye hiç bugünkü kadar ihtiyacımız olmamıştı. Umarız da öyle olur…















Hem ekonomi, hem güvenlik hem de demokrasi açısından rasyonel olan Türkiye'nin AB yolundaki yolculuğuna, ne kadar uzun sürerse sürsün, AB içinden ne kadar direnç gelirse gelsin tam gaz devam etmesidir. Eğer çocuklarımızın bizimkinden daha iyi bir hayatı olsun istiyorsak Türkiye için başka hiç bir seçenek mantıklı değil. NATO'nun sadık ve organik bir üyesi olmaya da devam etmeliyiz.
Yanıtla (0) (0)Erken acil seçim çözüm olur mu bilemem.Ancak çözüme giden yolda bir başlangıç olur!
Yanıtla (0) (0)Adana Mutabakatını da Ruslar hatırlatmıştı...
Yanıtla (0) (0)Küfür tek millettir.
Yanıtla (0) (0)Buyuk düşünmek lazim.Buyuk.Asyaya açılan koridora ihtiyacımız var.Nahcivan,G.Karabağ Ermenistan uzerinden koridor lazim.Azerbeycan,Kazakistan vd uzanmak icin.Antlaşma yapılabilir evet *coook zoor.* ama imkansiz degil.!.Ermenistan ile kazan,kazan yapılabilir. Idlipte Aklimizi sıkıştıramayiz.Şanlı Peygamberimiz Hendek Savaşimızda kazı yapılırken. Kisra(pers) ve Istanbul fethi mujdesi veriyordu. 1000 yillik ve fazlasi Stratejik öngörüler. Peygamberimizin SUNNETINI iyi inceleyelim.sadece Sakal,biyik,sarikta kalmayalim.!.acizane.
Yanıtla (0) (0)gözlem noktaları ve onların çevirdiği saha bizim için bu kadar önemliyse neden rejim güçlerine rahatça hareket etme,oralara sahip olma fırsatınının yanında falan filan tarihe kadar diye süre verdik.şimdi al bakalım alabilirsen.hiç mi bir düşünceniz planınız yoktu.
Yanıtla (0) (0)Sayin Karaalioğlu, Suriye’de çözüm bulundu ve Türk ordusu 3 kilometreye çekiliyor. 9 yıl önce olması gerekeni şimdi yapıyoruz. Zararın neresinden dönersek o karımızdır. Doğrusuda budur ve Suriye’den çekiliyoruz.
Yanıtla (0) (0)Mustafa Bey Şuan Rusya da Putin - Erdoğan Görüşmesi devam ediyor. Bu görüşmede bir ülke GERÇEKTEN istediğini alacak, diğer ülke de kendi kamuoyuna biz istediğimiz aldık diyecek. Bir görüşmenin 2 (İKİ) kazananı olmayacağına göre Bakalım kim doğru söyleyecek. Saygılarımla
Yanıtla (0) (0)Rusya Türkiyeyle bütün müzakerelerinde 4 milyon İdlib'li sivilin arasına sığınmış on binlerce teröristin kendisi ve uydusu Şam hükümeti için tehdit oluşturduğunu ve bunlarla her yöntemle mücadele edeceğini söyledi.Biz her seferinde anlamazlıktan geldik geliyoruz.
Yanıtla (0) (0)Mustafa Bey MUHATAKAT dediğiniz, kağıtta yazan ve anlaşılan maddelerden ibaret midir? Bana göre Mutabakat yazan maddeler değildir. Mutabakat Yazmayan maddeleri EKONOMİSİNİN GÜCÜ ile karşısındakine kabul ettirilmesidir. BM nin tanıdığı MEŞRU Hükümetin istemediği Suriye de ABD var, Libya da Rusya var, başka ülkeleri de Sayabiliriz. Kimse ÇIK - GİT diyebiliyor mu? Kurşun Atabiliyor mu? Ekonomin Güçlü, Paran Varsa, İstediğini yaparsın. Ekonomin Zayıfsa, Ekonomik Gücün Yoksa Mutabakatta yazanlara uymak zorundasın. Saygılarımla
Yanıtla (0) (0)Beceriksiz yöneticiler içerdeki işsizliği, yoksulluğu, ekonomiyi ...say say bitmez devasa sorunları çözemedikleri için gündemleri Idlib.orasi kolay gonder garibanı olsun.turkiyeyi bunlarla meşgul.yazik ülkeye insanlara.yeni bir iktidarda bu sorunlar kısa sürede çözülür umarim
Yanıtla (0) (0)Lütfen birisi izah edebilirmi. Biz rejimle savaşıyorsak ve karşılıklı kayıplar varsa ki var. Kontrol rejim kontrolü altındaki bazı kulelerimizin güvenliğini nasıl sağlıyoruz veya sağlayabiliriz. Allah korusun adamlar gözü karartıp onlara saldırsalar ne yapabiliriz?
Yanıtla (0) (0)inşallah ülkemiz için hayırlısı olur.Fakat rusya hala bomblıyor.Bu ortamda Cumhur başkanının putin in ayağına gitmesine karşıyım.
Yanıtla (0) (0)Türki cumhuriyetleri Rusya ile komşu olduğu halde hiç bir problem çıkmıyor. Bu basiretsiz yönetim yüzünden problem yaşıyoruz. Ruslar inatçıdır. En sonu Erdoğan'a Esad'ın elini öptürürler. Benden söylemesi.
Yanıtla (0) (0)İnşallah bugün hatırlar Cumhurbaşkanı. Zaten elimiz zayıf!
Yanıtla (0) (0)Esad soykırım yapıyor bunu kabul edemeyiz gerekirse şehit oluruz diyen iç işleri bakanı İsrail yıllardır çok sevdiğiniz!! Filistin halkına zulüm ediyor. Hiç birinizin şehit olduğunuzu görmedik.
Yanıtla (0) (0)Herkes biliyor ki Türkiye’nin itirazları 3 milyon göçmen gelecek endişesi değildir. Asıl amaç biri cihatçı teröristleri koruyarak kendine paralı asker yapmaktır.
Yanıtla (0) (0)Yalnız o değil Soçi'ye göre 3 tane daha gerginliği azaltma bölgesi vardı. Türkiye oralarda gözlemci gücü bulundurmuyordu. Akıbetleri herkesin malumu. Onların insani yükü de İdlib'e aktarıldı hatta. O halde kim hangi yüzle Türkiye İdlib'de mutbakatın gereğini yapmamakla suçlayabilir ki, öyle olsa bile?
Yanıtla (0) (0)İsrailin bölgede güvenliği garantiye alındı.Amerika Afganistan talibanı ile anlaşmaya varmak üzere.Güçlenen Çin ve Rusya arada kalan İranı dengelemek,yıpratmak için,elinde bulundurduğu.işid ve idlibte bulunan Türkistan ve Çeçen cihadcıları bir şekilde,rakiplerine karşı kullanmak,zorunda.Oyunun biri bitiyor diğeri başlıyor.Olan islam ülkelerine oluyor.Ufukta kurtarıcı,bir ışık gözükmüyor.Ne yapalım kimleri yargılayalım kafamızı taşlara çalsak aklımız başımıza gelirmi.
Yanıtla (0) (0)Nasıl bir anlayışı bir zaman destekleyerek, ülkeye nasıl büyük bir kötülük yapıldığını umarız görmüşüz
Yanıtla (0) (0)