Berlin, 16 Nisan referandumundan bu yana yürüttüğü gerginlik politikasında Büyükada tutuklamaları sonrası el artırdı. Ankara’ya savunma sanayi, turizm ve yatırım tehdidinde bulundu. Gurbetçilere Türkçe mesajla seslenen Dışişleri Bakanı Gabriel, Almanya’daki Türklerin ‘gönlünü almaya’ çalıştı, yeni girişimlerin de sinyalini verdi.
Ankara-Berlin hattında 16 Nisan referandumunun kampanya sürecinde Türk bakanların Almanya’da etkinlik düzenlenmesine engel olunmasıyla başlayan, ardından FETÖ ve PKK şüphelilerin iade taleplerine cevap verilmemesi, darbe girişiminde yer alan subayların iltica taleplerine yeşil ışık yakılması, DİTİB baskınları, Konya ve İncirlik’te yaşanan ziyaret krizleriyle süren gerilim Büyükada tutuklamalarıyla zirve yaptı. Alman vatandaşı olan insan hakları aktivisti Peter Steudtner’in casusluk, terör örgütüne destek ve finansman sağlanması iddiasıyla yürütülen soruşturmada önce gözaltına alınması ve daha sonra tutuklanması ipleri iyice gerdi. Almanya’nın tehditvari açıklamaları karşılık buldu. Ankara, Berlin’in Türk yargısına müdahale etmekle suçlarken Almanya ekonomik yaptırım kartını masaya koymaya çalıştı. Alman medyası, iki ülke arasındaki savunma projelerinin de askıya alındığını iddia ederken, ticaret ve sanayi odaları da şirketlerine yatırım yapmama çağrısında bulundu. Steudtner’in tutuklanmasının ardından tatilini yarıda keserek Berlin’e dönen ve Ankara’yı hedef alan skandal açıklamalarda bulunun Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’den yeni bir hamle geldi. Bild gazetesinde hem Almanca hem de Türkçe mesaj yayımlayan Gabriel, ülkesindeki Türklere seslendi. Mesajına “Sevgili Türk hemşerilerim” diye başlayan Gabriel, Alman hükümetinin aldığı önlemlerin Türk halkı ve Almanya’da yaşayan Türkleri hedef almadığını öne sürdü. Türklere “Sizin vatanınız Almanya’dır” diyen Gabriel, kendi vatandaşlarının tutuklanmasına seyirci kalmalarının mümkün olmayacağını belirterek “Vatandaşlarımızı korumak zorundayız. Alman hükümetinin Türk siyaseti karşısındaki politikaları değişecektir. İşbirliğimizi ve Türkiye’ye yapılan ekonomik yardımları yeniden gözden geçireceğiz ve Avrupa’da da net bir tutum için girişimlerde bulunacağız. Şunu bilmenizi istiyoruz ki, bunların hiçbiri Türkiye’deki insanlara ve Almanya’daki Türkiye kökenlilere karşı alınan önlemler değildir” değerlendirmesinde bulundu. Gabriel, ayrıca dün Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Bakanlar, iki başkent arasındaki gerilimi ele aldı.
Karar'ın bugünkü manşeti.
Ankara ile birçok kez köprüleri atma tehdidinde bulunan Avrupa Birliği de Berlin’e arka çıktı. AB’nin genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn “Almanya’nın Türkiye’ye karşı tutumunun anlaşılır” olduğunu iddia etti. Die Welt’e konuşan Hahn “Hepimizin Türkiye’ye karşı büyük sabır gösterdiğini düşünüyorum. Türkiye’nin buna değer vermediği görünüyor” dedi. Türkiye’nin söylemlerinin aksine giderek Avrupa standartlarından uzaklaştığını savunan Hahn, gazeteci, akademisyen, kamu görevlileri ve muhalif olanlara yönelik “şüpheli suçlamalarının” kabul edilemez olduğunu öne sürerek “Öteleme zamanı bitti” ifadelerini kullandı. Türkiye karşıtı söylemlerini mülteciler konusunda da sürdüren Hahn, Ankara’nın sınırlarını açması durumunda 2015’tekine benzer bir akın yaşanmayacağını söyledi. AB’nin daha tedbirli olduğunu savunan Hahn, iki yılda durumun değiştiğini kaydederek “AB kendisinin şantaja maruz bırakılmasına izin vermeyecektir” iddiasında bulundu.
“PROJELER İPTAL” TEHDİDİNE YANIT BİZ YOLUMUZA DEVAM EDERİZ
Almanya, Türkiye ile yaşadığı krizde resmi ağızlardan olmasa da basın yoluyla savunma sanayisindeki projeleri masaya koydu “İptal ederiz” tehdidinde bulundu. Berlin’in restine Ankara’dan yanıt geldi. Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir “Biz yolumuza devam ediyoruz. Bu yönde alınabilecek bir karar belki bazı projeleri biraz yavaşlatır ama sonucu etkilemez. Milli ve yerli sistemler konusundaki motivasyonumuzu artırır. İnsan yapısı ise daha iyisini yaparız” dedi. Almanya, krizden önce de Türkiye’nin silah, mühimmat ve savunma malzemesi konusundaki taleplerine zaman zaman olumlu yanıt vermiyordu.