Adana’daki yurt yangınında bir kızını kaybeden diğeri de yaralı kurtulan Teslime Aydoğdu, evlat acısını dördüncü kez yaşadı. Daha önce 3 çocuğunu yüksek ateş hastalığından yitiren Aydoğdu “Sesleri kulaklarımda çınlıyor. Çok hareketliydi benim Tuğbam. Çaresi olsaydı kesinlikle çıkardı oradan” dedi.
Adana Aladağ’da 5 gün önce özel öğrenci yurdunda 10 öğrenci, bir çocuk ve bir eğitmenin hayatını kaybettiği yangının ardından acılı ailelerin yaşadıkları yürekleri dağlıyor. İlçenin köylerinde eğitim ve ulaşım imkanların yoksun olan maddi durumu yetersiz ailelerin ağzından çıkan her söz duyanları kahrediyor. Kimi “çocuğum fotoğrafı bile yok, tek fotoğrafı da olayda yandı” diyor, kimi de ihmaller zinciri sonucu alevlere teslim olan yurda nasıl mecbur bırakıldıklarını feryat ederek anlatıyor. Her geçen gün bu acı dolu hikayelere yenisi ekleniyor. Yangında bir çocuğu hayatını kaybeden, diğeri yaralanan Teslime Aydoğdu’nun daha önce 3 kez evlat acısı yaşadığı öğrenildi. 6 çocuk cenazesinin toprağa verildiği Köprücek mahallesinde yaşayan Aydoğdu, 1997 yılında 40 günlük oğlunu, bir yıl sonra 60 günlük kızını, 1999’da 2 günlük kızını toprağa verdi. Daha sonra dünyaya gelen 3 kızı ile hayata tutunan acılı anne, beş gün önce de yurt faciasında 10 yaşındaki 5. sınıf öğrencisi Tuğba’yı kaybetti, diğer kızı Neslihan ise yaralandı. Acılı anne, yıllarca taşıdığı üzüntüsünün tazelendiğini söyledi.
GECE KALKIP BENİ GİZLİCE ÖPTÜ
“Yokluktan, çaresizlikten, yüksek ateşten öldü yavrularım. O zamandan beri acı çekiyorum. Kendime geleceğim zaman Tuğbamı da kaybettim” diyen Aydoğdu, okur yazar olmadığı için sıkıntı yaşadığını, çocuklarını okutmak için onların hasretine katlandığını ifade etti. Yurttaki yangından bir yakınının “Aladağ’da yurtta yangın çıkmış televizyonu aç” demesi üzerine haberdar olduğunu belirten Aydoğdu “Telaştan kumandayı bulup televizyonu açamadım. Dışarı çıktım ama Aladağ’a gidecek araba yoktu. Sabaha kadar çaresiz dağda kaldım” dedi. Kızlarının son kez TEOG sınavı öncesi yanına geldiğini ifade eden acılı kadın “Tuğba eve en son geldiğinde gece kalktı beni gizli gizli öptü. Sabah arabayla yurda giderken bana öğrendiği ‘Ağlama anam’ ilahisini söyledi. Cıvıl cıvıldı yavrum. Çok güzeldi. Onun neşesiyle yaşıyordum. Şimdi her tarafım boş” diye konuştu. Yangın sırasında kızının 3. katta mahsur kalarak yaşamını yitirdiğini anlatan gözü yaşlı anne, şöyle devam etti: “Kızım çok hareketliydi. Biraz ışık görse o yangından çıkardı. Ağaçlara çıkmayı çok severdi. Okulunda başarılıydı. Karda kışta okula giderdi. Öğretmeni çok severdi, okula götürürdü. Tuğbamın sesleri kulaklarımda çınlıyor. Cenazesini görene kadar inanmadım öldüğüne. Bir çaresi olsaydı kesinlikle çıkardı oradan.” -AA
YURT MÜDÜRÜ: MERDİVENİN KAPISI AÇIKTI
Adana’nın Aladağ ilçesinde özel öğrenci yurdunda çıkan yangınla ilgili gözaltına alınan yurt müdürü, yurt bekçisi ve bir dernek üyesi adliyeye sevk edildi. Yangında 6 yaşındaki kızı Betül’ü kaybeden yurt müdürü Cumali Genç, adliye girişinde basın mensuplarının yangın merdiveninin kapısının kilitli olup olmadığını sorması üzerine “Kesinlikle açıktı. Dumandan öğrenciler yaklaşamamış merdivene” cevabını verdi. Öte yandan Adana Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanı Yusuf Özsırkıntı da tepki çeken cenaze araçlarının köy yollarında çamura saplanmaları görüntülerine ilişkin “Cenaze konvoyu, Kozan üzerinden Köprücük’e giderken orman yolu tercih edilmiştir. Güzergah belirlenirken de belediyemizdeki ilgili görevlilerden görüş alınmamıştır” dedi.
SON TELEFON, SON SÖZLER: SAĞLICAKLA KAL BABA
Yangında 10 yaşındaki kızı Bahtınur’u kaybeden Mehmet Ali Baş da o gün neler yaşadığını boğazı düğümlenerek paylaştı. Gözyaşları içinde olan Baş, acı haberi yerin 380 metre altında çalıştığı krom madeninde aldı. Aladağ’daki madende akşam mesaisinde çalışan Baş’a, şirket yetkilileri kızının kaldığı yurtta yangın çıktığını haber verdi.
Şirket aracıyla yurdun bulunduğu alana giden baba, binanın kül olduğunu görünce hastaneye kaldırıldı. Olayı duyunca oğluna haber verdiğini fakat ‘Baba öğretmenlerim izin vermiyor’ yanıtı aldığını kaydeden Baş, “Sağlık görevlilerinin müdahalesinin ardından kendime geldim. Acı haberi bana muhtarımız verdi” diye konuştu. 5. sınıfta okuyan kızının TEOG sınavı dolayısıyla 4 gün yanında kaldığını ifade eden acılı baba “Kızım bana ‘baba ben okumak istiyorum’ dedi. Bende kızımı ilçedeki okula gönderdim. Çocuklarımın en küçüğü olduğu için pek kıymetliydi ve beni pek severdi. Pazartesi sabah okula giderken ben işteydim. Okula giderken sabah beni aradı ‘Baba ben gidiyorum sağlıcakla kal’ dedi” ifadesini kullandı.