YÖK’ün felsefe kararı
Ufkumuzun hayli karardığı bir dönemde bir mum yakıldı; bu mütevazi fakat çok değerli mum ışığı, YÖK’ün felsefe öğretimini destekleme kararı almasıdır.
Hemen hatırlayalım, YÖK’e hakim olan çoğunluk Ağustos 2013’te İlahiyat Fakültelerinde felsefe derslerini kaldırmıştı!
Müslümanların en az altı asırlık tarihini karartan felsefe düşmanlığının hortlamasıydı bu. Büyük tepki çekmesi üzerine bir ay sonra kaldırılmıştı bu karar.
Bugün YÖK, felsefe öğrenimini desteklemek için felsefe öğrencilerine burs verme kararı alıyor; elbette alkışlıyorum.
İSLAM MEDENİYETİ
Tarihe laboratuvar gibi bakmak gerekiyor diyorum ya, kısa bir göz atalım.
Bugün haklı olarak övündüğümüz İslam Medeniyeti, MS. 8. Yüzyılda felsefe tartışmalarıyla başlamıştı. Başta antik Yunan felsefesi olmak üzere bütün kadim medeniyetlerden yapılan tercümeler zihinlerde yeni sorulara, ufuk açıcı tartışmalara yol açmıştı.
Daha 8. Yüzyılın başlarında Emevi Halifesi Abdülmelik, daha önce kimsenin aklına gelmeyen kader ve hür irade gibi sorunların ortaya çıktığını belirterek devrin âlimlerinden Hasan-ı Basrî’nin bunlara cevaplar yazmasını istemişti.
Farklı kültürlerle temaslar, şehirleşmenin ve ticaretin gelişmesi hem yeni bilgilere hem yeni hukuki normlara ihtiyaç yaratıyordu.
10. Yüzyılda Ebulvefa’nın “Tüccarlar için Matematik” risaleleri yazması; coğrafya, astronomi ve hukuk risalelerinin bu dönemde yazılmaya başlanması böyle bir toplumsal gelişmenin ürünüydü.
Bir yanda Mogol istilasının tahribatı ve Haçlı seferlerinin yarattığı içe kapanma, katılaşma; öbür yanda siyasi ihtilafların dine dayandırılmasının körüklediği çatışmalar düşünce çeşitliliğini ortadan kaldırdı.
Devletler, meşruiyetlerini dayandırdıkları mezheplerin görüşlerini dayattılar…
OSMANLI TECRÜBESİ
İçe kapanma asırlarında medresede aklî ilimler dışlandı. İbn Rüşd’ün felsefeyi savunan Tehafüt’ü 16. Yüzyılda Avrupa’da matbaada 17 defa basılıp okunduğu halde, Osmanlı kütüphanelerinde sadece 4 tanecik el yazma nüshası vardı! (Bekir Karlığa, İslam Düşüncesinin Batı’ya Etkileri, s. 160)
Fatih’in büyük önem verdiği aklî ilimlerin “felsefiyyattır deyu” dışlanmasını büyük Osmanlı âlimi Kâtip Çelebi derin bir teessürle yazmıştır. Bilim tarihçisi Ekmeleleddin İhsanoğlu’nun “literatür” çalışmaları da bunu gösteriyor.
Öyle ki, 19. Yüzyılda bile Abdülhamid’in Sadrazamı Sait Paşa, Batı’da çok iyi tanınan İbn Sina’nın “Şifa” adlı eserinin İstanbul kütüphalerinde sadece iki el yazması olduğunu gördüğünde tercüme edilip basılmasını ister…
Görevlendirilen kişi, okuduktan sonra, “bu kitap âsâr-ı muzirradandır!” diyerek tercümeyi reddetmişti!
Âsârı-ı muzırra, yani zararlı kitaplar!
Kafayı görüyor musunuz?
İbrahim Kalın “yabancı” saysa da Tanzimat’tan itibaren mesafe almaya başladık.
Cumhuriyet ciddi bir atılımdır. Ancak Cumhuriyet de siyasi ideolojisini felsefi ve akademik özgürlüklerden üstün tutmuştu.
Önümüzde hâlâ çok uzun bir yol var.
KOLAY DEĞİL
Bugün, iş hayatında karşılığı olmayan felsefeyi öğrenciler tercih etmiyor. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, dünkü açıklamasında “bu durum, bilimin gelişimi için endişe vericidir” diyor. YÖK, artık başarılı öğrencilerden felsefe bölümü seçenlere ayda karşılıksız 800 lira burs verecek.
Felsefe mezunları ek pedagojik öğrenimle öğretmen olabilirler. Yaratıcı düşünce gerektiren işlerde çalışabilirler.
Prof. Saraç’ın şu sözlerinin altını çiziyorum:
“Eleştirel ve mantıkî düşünce ile tahlil kabiliyetinin gelişmesinde felsefi ve mantıkî düşüncenin rolü büyüktür… Felsefe üniversite öğrencisinin entelektüel düzeyini yükselten, onu münevver kılan, onun şahsiyetini olgunlaştıran bir programdır.”
Bilim tarihçisi Prof. Durmuş Günay’ın da şu satırlarının altını çiziyorum:
“Varlığın bir tek tarzda görülebileceği ve açıklanabileceği inancına dayalı zihni durumdan, farklı açıklamaları meşru gören çoğulcu felsefi tutumu benimsemeyi başaramazsak, 1500’lerden beri dört yüz yıldan daha uzun süredir süregelen krizden çıkamayacağız gibi görünüyor!” (Türkiye’nin Üniversite Sorunu, s. 72)
Kolay mı?... Kim demiş güçlü ve refahlı gelişmiş bir özgür toplum seviyesine çıkmanın kolay olduğunu?
Son söz üstad Cemil Meriç’in: “Hakikat bin bir cepheli, bin bir görünüşlü. Karşınızdaki, görmediğinizi gösterecek size. Sizden farklı düşündüğü ölçüde yaratıcı ve öğreticidir.”















Taha bey benim nacizane tavsiyem siyasi yazılar yerine böyle yazılar yazın inanın siyasi yazan çok bıktık bu tür yazı arzuluyoruz bizide düşünün. okuyacak yazı çok az.Galiba çok şey istedim.Saygılar.
Yanıtla (0) (0)Ali Riza bey DEDIKODU ile mesgulsunuz..Hicbir Bilge bilgiyi kisitlamaz. Kitabi tevil eden yanlistatir.!.Orijinalden okumak lazim.ve Tümünü Ozetlemek gerekir.!.Ehl i Irfan icin bu soz.!..Kafirligin dibini bilmeden,Hakikate ulasilamaz..Yani Hz.Mevlana ifadesiyle en iyi ressam,en kötü resimi cizebilendir.Unutmayalim Dunyanin dibi Everestten YUKSEKTIR..:))..3 KM civari..Sonra bütün ilimler ARACTIR..Ahmak,Salak,Dusunce ozurlude Tahkiki (şuuru)iman GE-LI-SE-MEZ..Hak Cahilden Dost edinmez.!..Dedikodu ilim değildir. .Saygilarimla..
Yanıtla (0) (0)YÖK Felsefe öğrencilerine burs desteği verecekmiş, çok duygulandım(!) YÖK felsefe derslerini önemsiyordu da neden ilahiyat fakültelerinde felsefe ve din bilimleri bölümünün derslerinin kimisini tamamen kaldırdı kimisinin de sayısını azalttı? Doktorasını bu bölümde tamamlayan arş. gör.lere yıllardır neden öğretim üyesi kadrosu verilmiyor? Bu bölümdeki hocalara duyulan nefretin sebebi ne? Neden bu bölümdeki hocalara dışlayıcı davranılıyor? Son söz olarak "ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" diyorum ve bütün sahtekarları Allah'a havale ediyorum.
Yanıtla (0) (0)Geçmiş olsun hocam , bagdil ıhrap el basra diye bir arap atasözü var , müspet , akli bilimle iştiğali küfür sayan buhariyi gazaliyi neden neden zikretmediniz , gazalinin tehafüd el felesife kitabını okuyunuz lütfen , bizi bir şeyi çok iyi düşünüp değerlendirmemiz lazım , neden geri kaldık , bu taşı bize kim attı , ha sebebler nelerdir,kimlerin sebeb olduğu belli olmaya bellide biz kabul etmiyoruz , başta sizde biliyorsunuz , bilmiyor olamzsınız,
Yanıtla (0) (0)Sayın Yazar, bu yazıyı okuyunca aklıma "Mesleki Teknik Eğitimin yeniden yapılandırılması" konulu bir seminerde, konuşmacıya sorduğum bir sual aklıma geldi. Aynen şöyle sormuştum: Sayın hocam, bu yeniden yapılandırmaya neden ihtiyaç duyuldu? Cevaben Danimarka örneğinden falan bahsetmişti. Hızını alamamış olacak ki konuşmacı seminer arasında beni kastederek ve de arkamdan çekiştirerek şöyle dediğini: "böylelerini kapının önüne koyacaksın" işitmiştim. Şimdi bu kafadaki bir adamın olduğu bir eğitin kurumunda neyi sorgulayacaksın? Biraz ileri gittin mi başına gelmedik kalmaz. Daha çoookkk yolumuz v
Yanıtla (0) (0)DÎNSÎZ FELSEFE, DİPSİZ KUYUDUR, TEVHİDE ÇATMAK, ONUN HUYUDUR, ŞÎRK VE DALÂLET, ONUN SUYUDUR, BU YOLA SAPAN, ŞEYTAN SOYUDUR.
Yanıtla (0) (0)DİNSİZ FELSEFE,DİPSİZ KUYUDUR,TEVHİDE ÇATMAK,O'NUN HUYUDUR, İSLÂM İLE BARIŞIK FELSEFE,HAKİKATTE İLM-İ HİKMETTİR.ZARARSIZ OLMAKLA BİRLİKTE, TEVHİDİ ESAS ALIRSA HAKİKATE GİDEN ÇOK GENİŞ CADDE OLUR.AKSİ HALDE ŞİRKİN VE KÜFRÜN KARANLIK DEHLİZLERİNDE KAYBOLUR.MÜSLÜMAN BİR ÜLKENİN OKULLARINDA MÜSLÜMANA,İSLÂM FELSEFESİ (HİKMET) KÂFİDİR.YABANCI FELSEFEDEN İSE,ELEKTEN GEÇİRİLDİKTEN SONRA FAYDALANMAK GEREKİR. ÎÇİNDE HAKİKAT VARSA ALINIR. ZEHİR VARSA, SAHİBİNE İADE EDİLİR. İMANLI,TERTEMİZ RUHLARI KİRLETMEYE VE ZEHİRLEMEYE KİMSENİN HAKKI YOKTUR. ALLAH VE RESULÜ BİZE KÂFİDİR.
Yanıtla (0) (0)Kerim HOCAAAA...Bir agiz,iki kulak var insanda..* Sagir olmayacak insan *..Sadece Hz Mevlana yeter,..Butun Bati düşünürleri gelmisini,gecmisini,aristosunu,sokratesini,hegelini,dantesini vd.cumlesini topla,yine Akil terazisinde COOOOOK HAFIF kalir..:)))..Engilish mesela ota,boka,kuşa, anneye,babaya,sevgiliye LOVE..sadece..Ask,muhabbet,sevgi,gönül nerde..!..Koca Pirin Onderi,Aşkı, Muhabbet Kaynağı Hz Şahı Resul Kiyamete kadar Şanı yüce olan..!..Inanmiyorsan PAŞA GÖNLÜN bilir..pamuktan sonra Tiyatro THE END...!...bu yaziyi hatırlarsıniz..!..Zat i Alinize hurmetlerimle efendim.
Yanıtla (0) (0)sayın yazar, sait paşa'ya göndermede bulunarak ifade ettiğiniz, 19. yüzyılda osmanlı kütüphanelerinde eş-Şifa'nın yalnızca iki nüshasının bulunduğu bilgisi vakıa ile örtüşmemekte ve küçük de olsa bir tashihi gerektirmektedir. Zira ilgili eserin ilgili tarihte Anadolu'daki koleksiyonlar dahil 50'nin üzerinde yazma nüshası bulunmaktadır ki bunlar halen ilgili koleksiyonlar bünyesinde mevcudiyetini sürdürmektedir.
Yanıtla (0) (0)Felsefe “Ben Kimim?” sorusu ile başlar derler. Ama isteyenler aynaya bakıp “Sen de kimsin!” diyerek başlayabilirler.
Yanıtla (0) (0)Kerimhoca! 13.yüzyıla kadar matematik astronomi mimari sanat, 16.yüzyılda eski dünyaya hakim müslüman Türk medeniyet ve devletleri neyin nesi? Kerim hocanın fesi mi? Gülhane' de İslam eserleri müzesini de mi görmedin? Selimiye Camii ve Külliyesi mimarlık sanatında eşsiz bir taçtır. Göçebe Türkler İslam olunca 1000 yıllık bir Ortadoğu barışı kurdular, Balkan halklarını insanlık ve medeniyet seviyesine çıkardılar.( Kemal Karpat Halil İnalcık vb) Sen bir mankurtsun ve hacı ne de hocasın dostum!
Yanıtla (0) (0)Aksener de artik Cumhur ittifakina destek vermesi an meselesi. IYI partinin sartlari kabul edilirse Anayasa degisikliginde destek vermesi dusunuluyor.
Yanıtla (0) (0)S.Taha bey Nurettin Topçu daMektep koridorları gerçek fetihlerin yeridir. Harp cepesindekinden daha derin ve trajik duygu lar sisteminin yaşandığı muhteşem ve ilahi sahnedir Burada kendine irşat aydın lığı arayan gençlik,aynı zamanda kendisine verilen irşat ışığını ellerinde taşıdığı için irşatcısına mürşit de ola bilir.Sevğili Peygamberimiz (sav )beşikten mezara kadar ilim tahsil edin diyor.Dinin üstüne oturanlar ne dini bili yorlar nede ilmi.İlim yolculu ğu sürekli olmalıdır.Teşekkü rler.
Yanıtla (0) (0)Ülkenin felsefeye degil vidana ihtiyaci var.
Yanıtla (0) (0)Sayın Taha Akyol,Karar gazetesinde yayınlanan yazıları bazılarına katılmasam dahi büyük bir ilgi ve beğeni ile okuyorum.Tecrübeli bir gazeteci olarak ricam size.Karar gazetesi kesinlikle ince denen herifin yaptığı şova katılmamalıdır.Ülkemizin ve vatandaşlarımızın yeteri kadar sorunu var.İncenin sorunu toplumsal değil kişisel.Münihten Selamlar.
Yanıtla (0) (0)Ben yazarın her yazısını faydalanarak okuyorum. Ancak İslam medeniyeti diye övünebileceğim bir medeniyete hiç rastlamadım. Sadece bana çok yabancı olan Arap medeniyeti gördüm. O da zaten İslam'dan önce de vardı. Kadının ikinci sınıf oluşu, çok eşlilik, sanata düşmanlık gibi. Tabi buna medeniyet denilebilir se
Yanıtla (0) (0)Sn Akyol gibi aklı başında insanlar MB bağımsızlığı için yazarken ''ama hesabı siyaset veriyor'' diye karşı çıkanlar nerede? Ülkeyi batıranlar nerede? Hesaba buyurun!
Yanıtla (0) (0)Gercek Varolus baslamistir.....
Yanıtla (0) (0)Sevgili Peygberimizin Meclisi ilim,Hikmet,Ahlak,Edeb.Abideleri,Şuurlu ve iradeliydiler..Düşünebilen ve Düşündüğünu Maddi ve Manevî vizyoner bakisla pratikle ispatladilar.Caglarinda daha ÜSTÜNÜ yoktu.!.Çünkü insanoglu daha guzeli varken,eskisine,islevsel olmayana dönüp bakmaz.!.2000 sene once de oyleydi.bugunde böyledir. Akademik Alem Maarifle Munevver,Mueddep iradeler insa etmeli.soylemler,bilgiler pratikte ispat edilmeli..insanoglu tadmadigi,görmediği,kullanmadığı şeylerin arkasından GITMEZ..!..
Yanıtla (0) (0)Bir yorumcu "inkilap" demiş bu kelime "kelb" den gelir ve "köpekleşme" demektir. Doğrusu, "inkılap" olacaktır.
Yanıtla (0) (0)6- Sadece aklın ışığında yürümeye çalışan materyalist felsefenin birey ve toplum üzerindeki olumsuz etkilerini gördüğü için, akıl ve kalp ittifakıyla yol aldığını söyleyen Nursî, akılla naklin çatışması halinde akla itibar olunacağının altını çizer ve naklin te’vil edileceğini belirtir. Böylece akla gerçek değerini verdiği görülen Nursî, bu aklın akl-ı selim olması şartını da özellikle belirtir ve şöyle der: “Takarrur etmiş usûldendir: Akıl ve nakil tearuz ettikleri vakitte, akıl asıl itibar ve nakil te’vil olunur. Fakat o akıl, akıl olsa gerektir.”İşaratül İ'caz
Yanıtla (0) (0)4- Kur’ân’ın bu ulvi hikmetine gönül vermiş olan ihlaslı talebesi ise her şeyden önce bir kul olduğunun şuurundadır. Allah’tan başka hiç bir varlığa ibadet etmeye tenezzül etmez. Çok büyük faydalar ve güzellikler dolu olan Cenneti bile ibadetlerine amaç yapmayan Allah’ın aziz bir kuludur. Alçak gönüllü, selim ve yumuşak huyludur. Fakat kendisini Yaratanın dışında hiç bir varlığa boyun eğmez. Hem fakir ve zayıftır, fakr ve zaafını bilir. Yani sahip olduklarının, kendi ilmi ve kudreti ile değil de Allah’ın fazl ve rahmetinin sonucunda verilmiş olduğunun farkındadır.
Yanıtla (0) (0)3- Ona göre( SNursi) inancı dışlayan materyalist felsefe, kuvvet, menfaat, mücadele ve ırkçılık ilkelerini kendisine rehber edinmiştir. Halbuki kuvvetin neticesi tecavüzdür, menfaatin neticesi her arzuya yeterli gelmediğinden üzerinde boğuşmaktır, cidal prensibinin sonucu çarpışmaktır ve ırkçılık illetinin toplumdaki yansıması da, başkasını yutmakla beslenmek olduğundan, kendi dışındakilerin haklarına tecavüzdür
Yanıtla (0) (0)2- Nursî’ye göre “ilm-i hikmet dedikleri felsefe, varlıkların harfleri üzerinde görünen nakış ve süslemelere dalmış, sersemleşmiş ve gerçeklerin yolunu şaşırmıştır. Şu muazzam kâinat kitabının harflerini, mana-i harfiyle, yani Allah hesabına okuması gerekirken, mana-i ismiyle, yani varlıklara varlık olması yönüyle bakar, öyle okur ve öyle anlatır. Materyalist felsefe, varlıkları incelerken “Ne güzel yapılmışlar” deyip Yaratıcıyı nazarlara vereceği yerde “Ne güzeldir” deyip, her fırsatta o varlıkların kendiliğinden oluştuğunu dikte ederek, Yaratıcıyı kabullenmekten kaçınır.
Yanıtla (0) (0)Felsefenin Kur’ân’la barışık olması, hak ve hakikate hizmeti ön planda tutması gerektiğini her fırsatta dile getirdiği görülen Nursî, bu anlamda görev icra eden bir felsefeye karşı, ters bir tutum içinde değildir. Hatta böyle bir felsefenin zaruretine inanır. Fakat nasıl olursa olsun her çeşit felsefeye, özellikle de insanın manevî yönünü ihmal eden materyalist anlayışlara sıcak bakmaz. Bu tür felsefi yaklaşımların birey ve toplumlar üzerinde yaptıkları zarar ve sakıncalar üzerinde durarak38, aydınlatıcı görevini yerine getirir.
Yanıtla (0) (0)Felsefe kafamızı karıştırır, ikilik yaratır. Bu boşişleri bırakıp, kuvvetle ‘BeratAlbayrakınYanındayız’ hem ekonomimiz kurtulur, hem biz kurtuluruz.
Yanıtla (0) (0)Osmanlı İmparatorluğunu yıkan en önemli hususlardan birisi de, bilimi ZARARLI gören ve reddeden kafa yapısıdır.Bu kafalar, ülke yönetiminde etkili olduğundan koca imparatorluğun yıkılmasına sebep olmuştur.Günümüzde de bu kafalar yine memleketin yönetiminde etkuliler.LİYAKATİN OLMADİĞI,SADECE SADAKATİN ONEMĹİ OLDUĞU BİR DÖNEMİ YAŞIYORUZ.Piyasalarda yangin var.Dolar,euro,altın fiyatları almış başını gitmiş.Ülkemiz her gün fakirleşiyoruz.Allah ÜLKEMIZE YARDIM ETSİN.İŞİ EHLİNE VERMEDİĞİMİZ ZAMAN GELİNEN YER BURASI
Yanıtla (0) (0)'' Cumhuriyet de siyasi ideolojisini felsefi ve akademik özgürlüklerden üstün tutmuştu.'' yargınız doğru değil. Cumhuriyetin doğmalarla ideolojilerle işi olmamıştır. Gazi, yeni inkilabın doktrinini soranlara, ''İnkilabımızın doktrini yoktur, doktrin inkilabı dondurur '' demiştir. Benim mirasım akıl ve bilim demiştir. Üniversite ve fikir adamlarına saygı göstermekten başka, H. Ali Yücel 1000 kadar dünya klasiğini tercüme ettirmiştir. Kültür ve sanatta, herşeyde medeni bir ülke yaratmıştır. Sadece ist üniversitesinin kuruluşu sırasında bazı hocalar ayrılmışsa da kısa zaman sonra işlerine döndü.
Yanıtla (0) (0)yine felsefe yapmışsın be Hocam.
Yanıtla (0) (0)Burs açıklamasında "ilk üç sırada yerleşen öğrenci" olma şartından bahsediliyor. Dolayısıyla, sadece ve sadece bu bursun etkisi altında kalarak tercih yapacak öğrencinin şunu yapması lazım: Düşük puanlı bir felsefe bölümünü seçmeli. Ancak böylelikle ilk üç sırada olmayı garantilemiş olur. Taban puanlar açıklanıyor ama ilk sıralar belli değil çünkü. Elde veri yok. /// Sonuç: İlk ellibine giren öğrenciye hitap etmiyor, ancak ikinci ellibinde olup taşra üniversitelerine gidecek olanlar bence değerlendirmeli iyi bir harçlık olur.
Yanıtla (0) (0).an faizleri yükseltmesinler. Merkez Bankası Başkan'ı görevden alınır yoksa. Maaşsız ne yapar adamcık.
Yanıtla (0) (0)Berhart Russel Felsefe tarihi ile lutfen felsefe nedir bir okuyunuz. Toplumlarin nasil bugunku konumlarina ulastiklarini biraz kavrayiniz. Islamin niye bukadar kurak dunyadan umudunu kaybetmis bir topluluga donustugunu o zaman daha iyi kavrarsiniz. Kuranin ilk emri ki OKU ile baslar. Lutfen okuyunuz ve okuduklarinizi dusuninuz.
Yanıtla (0) (0)Açıköğretim Fakültesi'nde sosyolojinin hala açıköğretim programında olması bir garip. sosyoloji alan ilmidir. sadece bir önceki dönem çıkan soruları ezberleyip sınavına girilen bir bölüme dönüştü. yazık çok yazık.
Yanıtla (0) (0)Gazali'nin etkisinden bahsedilmemesi makaleyi eksik bırakmış.
Yanıtla (0) (0)Felsefe gerekecek olursa, onu da Reiz yapar. Milletin kafasini kariştirmaya lüzum yok !
Yanıtla (0) (0)Baskan arkasindaki yuzde otuzbese dusmus destege aldirmadan keyfi olarak Psikoloji bolumlerini iptal etti. Kimse ya ne oluyor demiyor. Yarinda cani baska bolumleri kapatmayi veya kizlarin universite okumasini toptan yasaklamaya kalkarsa ne olacak? O makami yuzde otuzbes oyla isgal etmesi, butun toplumu ilgilendiren devasa kararlar almasi etik midir? Istifa etmesi daha uygun olmaz mi? Hangi ulkede yuzde otuzbeslik cumhurbaskani var?
Yanıtla (0) (0)Medreseler felsefeyi dışlamadı, laik eğitim politikaları dini diğer bilim alanlarından dışladı, üniversitelerde felsefesiz din eğitimi olmuyor da dinsiz felsefe, tıp veya hukuk eğitimi oluyor mu? Psikoloji, felsefe ve sosyoloji bölümlerinde kaç tane din dersi var? İlahiyatlarda felsefesiz din olmuyor da, felsefe bölümlerinde dinsiz felsefe dersi oluyor mu? Önyargılarınızdan kurtulmadıkça gerçeklerle yüzleşmedikçe bilimsel tutarlılığı sağlamanız zor görünüyor.
Yanıtla (0) (0)Hukuk tıp mühendislik fakültelerinde bilge insanların yetişmesi için derslerin yarısı felsefe olmalıdır. O bölümler ilkel Yunan felsefesini okumadıkları için bilim alanında geri kaldık, dini yeterince bilmeyen tahrif eden din adamları yetişti. Vah zavallılar felsefe ilk dönemlerde her türlü akli bilimle iç içeydi. Akıl göz, nakli bilgiler ışıktı, ilahiyatlarda bu sentezi yaptınız da felsefe, tıp, hukukta niye din dersi yok? Gericilik mi olur? Onların dine imana ahlaka maneviyata ahirete ihtiyacı yok mu? Ölmeyecekler mi? Dini eğitimsiz mi yetişsinler?
Yanıtla (0) (0)1-Felsefe eğitimi denilince neden aklınıza ilahiyatlar geliyor? Kurulduğu günden beri felsefe din bölümü var. Önyargılarınız sizi kurgusal bir hayal dünyasında yaşatıyor. Felsefeyi tıp, hukuk, mühendislik alanlarına değil de ilahiyatlara neden dayatıyorsunuz? Bahsedilen alanlarda akıllı, mantıklı eleştirel düşünen insanlara ihtiyaç yok mu? Felsefeden tıbbı öğrenmeye fırsat vermezseniz candan eden yarım doktorlar, dini öğrenmeye fırsat vermezseniz dinden eden yarım hocalar, nitekim öyle de olmuştur. Yazıklar olsun işte. Felsefenin medreseden çıkmasıyla diye ezber bir denkleminiz var
Yanıtla (0) (0)Üniversiteler üniversite değil meslek okulu oldukları için bunların hepsi boşa kürek sallamak. Üniversiteye gelen bir mesleğim olsun iş bulayım diye geliyor. Felsefeci diye bir meslek de olmadığı için o bölüme en alttaki aklı havada bir iki çocuk gelecek bursunu alacak. Sonra bunların ürettiği felsefeden korkarım doğrusu. Koskoca profların üniversite yöneticilerinin yumurtladıklarını görünce mazallah diyorum. Gelin dönün bu yoldan yol yakınken. Felsefe falan neyinize. Hepinizin adına düşünecek bir molla, hoca, reis falan var nasıl olsa. Biat edin mutlu olun.
Yanıtla (0) (0)Polythéisme ile Monothéismin mücadelesi. Felsefe, özgür düşünce, matématik, trajedi... Nerede, hangi medeniyet'te doğdu?
Yanıtla (0) (0)Umarım kendi felsefeleri dışında felsefe konuşan ve tartışanları vatan haini ilan edip tutuklamazlar. Önümüz de Osman Kavala örneği varda.
Yanıtla (0) (0)Felsefe gereklidir düşüncenin temeli felsefedir.Önümüzdeki yüzyılın sonunda din, min kalmayacak. ancak inanç devam edecek. insan olmanın geregi budur. ispatı olmayan hiç düşüncenin yaşaması mümkün degildir. bugüne kadar yaşamalarının nedenide çok adam öldürerek diger insanları korkutmalarıdır.
Yanıtla (0) (0)Aydınını hapiste çürüten bir toplumla da "gurur" doymak mı gerekir.
Yanıtla (0) (0)Felsefeyi destekliyoruz diye Islam felsefesi bolumlerini destekler bu yonetim.
Yanıtla (0) (0)