NFT çılgınlığı "Ben bunu da satarım!"
Yazar Stella Molinas Trevez bir reenkarnasyon hikâyesi olan "Ben 44 Yaşındayım Oğlum 53" isimli kitabında önceki yaşantısının nasıl üzerlerine bir karabasan gibi çöküp, kabusa çevirdiğini anlattığında muhtemelen kitabın Çince'ye çevrilip, çok satanlarda ilk üçe gireceğini bilmiyordu. Ta ki kuzeni İzzet Pinto "Nasıl olsa ayakkabı satıyorum, ben bunu da satarım" diyerek kuzeni Trevez'i cesaretlendirip, New York'daki bir fuarda kitabı başka bir yayınevine satana kadar...
Hikâyenin ayrıntılarını İzzet Pinto'nun TedX'de yaptığı keyifli konuşmadan izleyebilir ya da İsrail'in meşhur gazetesi Haaretz'in Pinto ile yaptığı söyleşiden okuyabilirsiniz.
Sadece yurtdışına sattığı Türk dizileri ve Türkiye'nin global dünyadaki yumuşak gücünü ('soft power') elinde tutmasıyla değil, 2012 yılında açtığı izzetpinto78 isimli Twitter hesabıyla da bugünlerde adından çok söz ettiriyor Pinto. İşin ilginç tarafı iyi bir "satışçı" olarak bu curcunanın sebebi 2012 yılından bu yana attığı tek bir tweet "Tweetleriniz değerinde alınır-satılır ! #merhabaNFT"
İzzet Pinto, Cüneyt Özdemir'in bir tweetine 10 bin dolar; Saba Tümer'in meşhur kahkahasını yazıya döktüğü tweetine de 90 bin TL ödedi.
Bu haberlerle birlikte NFT teknolojisi daha da çok konuşulur oldu. Pek çok kişi tıpkı Pinto'nun bir zamanlar söylediği gibi "Ben bunu da satarım!" diyerek NFT dünyasında boy gösteriyor.
Peki nedir bu NFT?
Bir soruyla başlayalım. Bir fikir ve sanat eserini tanımlayan şey nedir? Tabii ki benzersizliği; yani diğerleri ile biçimsel olarak kimi benzerlikleri de olsa taklit edilemez oluşu. Bu eserin tarihiyle, sanatkarının kullandığı hususi teknik, hatta yaşadığı dönemdeki imkansızlıklar nedeniyle o eseri vucuda getirdiği yöntemler nedeniyle dahi olabilir.
Bugün bilgisayarlar Leonardo da Vinci'nin meşhur Mona Lisa tablosununu taklit edebilir; Picasso'nun Guernica'sını sizin bir komutunuzla çizebilirler. "Bu eseri siz mi yaptınız?" sorusu sorulduğunda, Picasso muhtemelen mezarında ters dönecektir.
Ama bu replikaların hiçbiri bir Mona Lisa, bir Guernica olamayacaktır. Çünkü bu tabloların asılları, falanca müzede ilk haliyle sergilenmekte, işin uzmanları bu tabloların asılları olduğu konusunda görüş birliğindedir.
NFT'yi de kısaca Non Fungible Token olarak çevirebiliriz. Aslında yukarıdaki satırların tamamını teknolojinin ismindeki Fungible (Fungibility) kavramını açıklamak için yazdım. Fungiblity bir şeyin, kendi benzeri ile değiştirebilir olmasını ifade ediyor. Ki kripto paraları, bir değişim aracı yapan esas özelliklerinin başında geliyor Fungibility. Yani 1 Bitcoin'in blok zincirindeki bir başka 1 Bitcoin ile eşit olması ya da 1 Amerikan Doları'nın dünyanın başka bir yerindeki 1 Amerikan Doları ile eşit olması gibi.
Non Fungibility Token (NFT) ise bu blok zincirinin spesifik bir bloğunda saklanan verinin/değerin benzersizliğine, yaratımsal karakterine işaret ediyor. Yani pekala diyebiliriz ki NFT söz konusu olduğunda aslolan benzersizliği nedeniyle sahip olunmak, el değiştirilmek istenen bir varlık. Token da bu değerin blok zincirindeki kaydının sayısal ifadesi.
Bir sanatçı olarak, diyelim ki bir RAP müzisyeni olarak bir altyapı hazırladınız. Bu altyapı dosyasını dijital imzanız ile imzalayıp, blok zincirine (Ethereum zinciri) yazabilirsiniz. Sonra bu blok zinciri kaydı hem eserin sahipliğine dair bir kanıt olacak; hem de dilerseniz sonradan sizin takdir edeceğiniz yeni sahibine, takdir edeceğiniz bir değer karşılığında, yine sizin imzanızla yapılan bir işlem onayıyla aktarılabilecektir.
Fakat NFT tıpkı Vinci ve Picasso'nun eserlerinin başına gelenler gibi, sizin eserlerinizin de kopyalanmasına karşı bir tedbir olamaz. NFT sayesinde eserin güncel sahipliğini doğrulayabileceğiniz için, kopyalanması ve paylaşılması durumunda hak iddia edebilir, telif isteyebilirsiniz ya da bu sahipliği ciddiye alan mecralardaki yayınını engelleyebilirsiniz.
Dijital dünyada sahiplik doğrulaması bu kadar kolay değil elbet. Guernica'nın esas sahibi benim desem, muhtemelen bir yerlerin açıkta kalmış diyebilirsiniz. Haklısınız. Fakat Guernica tablousunun bugünkü sahibi, bu nadide eseri NFT olarak açık arttırma ile satmak istese, önce NFT pazaryerlerinden bir profil doğrulaması yapmak zorunda. Yani kendisini ve Guernica tablosunun kendisine ait olduğunu belirterek bu tablonun sahipliğine dair kaydı blok zincirine yazdırmak zorunda.
Bir karikatürist mesela ancak NFT pazaryerlerine eserlerini satmak için kayıt olduğunda önce portfolyosunu, sonra da o portfolyonun kendisine ait olduğunu doğrulayarak profil oluşturabilir.
Özetle NFT eserin kendisi değil, eser sahibinin bir blok zincirinde bir kayıtla doğruladığı sahipliğidir.
İzzet Pinto elinde banknotlarla her "Ben bunu da satarım!" diyene yetişemeyecektir, fakat NFT dijital eserlerin sahiplik doğrulaması; alınıp satılarak bir ekosistem oluşturmasına yeni bir soluk getirecektir.
Bu yazı bir sanat eseridir, merhaba NFT diyebilmeyi çok isterdim.
Sadece beğendiyseniz arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz :=)