Evrensel Sırlar
40 yaşından önce yapılacaklar listem neredeyse hazır. Ömrümüz vefa ederse, bu listeye not ettiklerimi bir bir gerçekleştirmek niyetindeyim. Zira 40 gerçekten de acayip bir yaş. İnsanın böylesi bir yaşı bir dönemeç kabul etmesi garipsenmeyecek bir şey olsa gerek. Benim için bu yaşı anlamlı ve ilginç kılan Hz. Peygamberin vahiy ile 40 yaşında muhatap olması değil sadece; yine o yüce vahyin içerisinde yer alan Ahkaf Suresi 15’inci ayeti de 40 yaşın ehemmiyetine, önemli bir eşik olduğuna hususi bir vurgu yapıyor:
“Nihâyet (insan) olgunluk çağına gelip, kırk yaşına varınca şöyle der: “Rabbim, beni, bana ve anne babama verdiğin nimetlere şükretmeye, senin razı olacağın sâlih ameller işlemeye yönelt ve zürriyetimden gelenleri de sâlih kimselerden kıl. (Ey Rabbim!) Şüphesiz ben (bütün günahlarımdan) sana tövbe ettim.”
Yapılacaklar listemdeki maddelerden biri de, daha önce okuduğum ve tadı dimağımda kalan kitapları tekrar okuyabilmek. Bu vesile ile, bu hafta sonunda Ahmed Hulusi’nin Evrensel Sırlar isimli kitabını bir kez daha okumak nasip oldu.
Ahmed Hulusi yazarın müstear adı. Kitsan yayınlarından çıkan siyah kapaklı kitapları ile meşhur bir zat. Kitapları Kur’an mesajı ve tasavvuf üzerine. Hulusi’nin ilginç bir paradigması olduğunu söyleyebilirim. Zira kitaplarında, vahdet-i vücud felsefesini “rasyonel” temeller üzerine oturtan açıklamalar mevcut. Rasyonalite ve vahdet-i vücud’un yanyana gelmesi ilk bakışta tuhaf karşılanabilir. Elbette ki kastım öncül ve ardılları ile tutarlı bir sistem sunuyor olması Ahmed Hulusi’nin.
Evrensel Sırlar yazarın külliyatında hem fantazya hem de “hikâye” olması hasebiyle hususi bir yere sahip. Zannediyorum ki Ahmed Hulusi külliyatında benzer başka bir kitap yok.
Yıllar önce Büyükçekmece’deki Yıldız Kitabevi’nde çalışırken neredeyse bütün gün kitap okur, müşteri gelmedikçe başımı kitaplardan kaldırmazdım. Hemen oturduğum yerin yanı başındaki rafta siyah, üzerinde yeşil yazılar olan kitaplar hiç dikkatimi çekmemişti. Bu kitaplardan almaya zaman zaman iki hanımefendi gelirdi sadece. Daha çok tasarımı ile benim zihnimde ürün kataloğu hissiyatı uyandırmış bu kitaplara bakmak nedense hiç içimden gelmemişti.
Bir gün büyükçe bir sandalyeye değil de, küçük bir tabureye oturunca Hulusi’nin kitapları göz hizamda kalmıştı. Kitaplardan bir tanesini alıp, ilk o zaman bakmıştım. Hz. Muhammed’in Açıkladığı Allah, isimli kitaptı. O zamanlar dinle, diyanetle, maalesef, pek işim olmadığı için birkaç sayfa sonra gerisin geri kitabı rafa bırakmıştım.
Ahmed Hulusi’nin eserleri ile ilk tanışmam bu şekilde olmuştu. Sonrasında hem mahalleden tanışım, hem de aynı işyerinde çalışmamızın nasip olduğu Burak isimli arkadaşımın sıkı bir Ahmed Hulusi okuru olduğunu öğrendim. Burak kıl çadırdan yapılan çaybahçesindeki tüm sohbetimizde konuyu evirip çevirip bir şekilde “Üstad”ına bağlıyordu. Sükuneti, beyefendiliği ile çok değer verdiğim bu arkadaşımın ruh dünyasında derin izler bırakan yazarı daha da çok merak etmeye başlamıştım. Sağ olsun Burak’tan ödünç aldığım, bir kısmını geri vermediğim yazara ait bütün kitapları bitirdim. En ilginç bulduğum kitabı ise fantastik bir hikâye olması sebebiyle Evrensel Sırlar olmuştu.
Evrensel Sırlar isimli kitap İdepya isimli gezegenden dünyamıza gelen Elf ismindeki nurani bir varlığın, Cem adındaki bir felsefe öğretmeni ile kurduğu iletişimi ve “evrensel gerçekler” etrafındaki sohbetlerini konu alıyor. Geçtiğimiz günlerde Youtube’da da kitabın seslendirilmiş bir versiyonunu da görünce sevindim. Zira, pekâla dinlenebilecek türden de bir eser.
Hulusi’nin diğer eserleri gibi bu eseri de web sitesi üzerinden ücretsiz yayınlanıyor. E-kitap formatında hem web sitelerinden, hem de Amazon’dan Kindle formatında -yine ücretsiz olarak- edinebilmek mümkün.
Ahmed Hulusi’nin külliyatında harmanladığı vahdet-i vücud başta olmak üzere tüm kavram ve paradigmaların Evrensel Sırlar isimli kitapta “cem” edildiğini görmek mümkün. Formatı ile de kolay okunan bu kitabın en ilginç tarafı 1977 yılının Kasım ayında yazılıp, ilk baskısının 1990 yılında yapılmış olması. İnternet ve yapay zeka derken, hayal edilmedik çok az şeyin kaldığı bugünün dünyasından tam 46 yıl önce yazılıp, 33 sene önce yayınlanmış olması, benim açımdan kitabı daha bir anlamlı kılıyor. Evrensel Sırlar isimli kitabın; varlığın orjini, yaşamın anlamı, ruh, beden, ölüm ötesi yaşam gibi fizikötesi konularda kanıtlanamayacak bile olsa tutarlı ve hikaye boyunca soluk soluğa takip edilebilecek bir mantıksal bütünlük sunduğunu söyleyebilirim.
İdepya gezegenindeki nurani varlıklar, Sufilerin “Hû” selamına benzer “Özde!” selamı ile birbirlerini selamlıyorlar hikâyede.
Evrensel Sırlar’dan bir rayihayı kitap kokusuna katarak bizlere taşıyan Hulusi’nin kalemine sağlık.
Özde!















Kimse ajan değil,komprador değil. Sadece Hakikat peşindeyim. Üstelik çok da okurum. Okuduklarımın hiçbirisini de inkâr etmedim. Ancak Ahmet Hulusi fiziği, daha doğrusu atom fiziğini referans aldığı ve benimde fizikçi olduğumdan dolayı birçok konuda ayakları yerebasan bilgiler edindim. Burada eleştiri getirenlerin Ahmet Hulusiyi okuduklarını zannetmiyorum. Okusalar insanlara gelişi güzel saldırmazlardı herhalde. Şunu da anlamıyorum; bir şeye inanmak için başkalarının onayına ihtiyacım yokki.
Yanıtla (3) (0)Nerede münafık,maksatlı ve ajan olduğunu tahmin ettiğim hoca kılıklı kişiler varsa yanlış anlaşılmasın Ahmet hulusici çıktı.Yazarımızı tenzih ediyorum.
Yanıtla (1) (2)Muhtemelen, onlarda, senin hakkında, aynı şeyleri düşünmüş olabilirler. Etki ve tepki meselesi... Ticarete ve siyasete alet edilmeyen her dini düşünce, dikkate alınabilir.
Yanıtla (3) (0)Vahdeti vücut ve rasyonalite!Ne alaka?Hindistanda at üstünde bir soylu hindulara hitaben:"Ben sizin tanrımızı işte bu pisliğin içinde görüyorum"demişti.işte panteizm veya vahdeti vücut öyle bir şey işte.Burada rasyonalite var mı?
Yanıtla (2) (0)İslamın ve hak dinin tek temeli Vahdeti vücut değil,Tevhiddir.Aralarında iman ve küfür kadar fark vardır.Ona inanan buna inanmaz,buna inanan ona inanmaz.Temelde çatışma vardır.Tevhit bütün varlıkların sonradan (Hades)yaratıldığına ve fani olduğuna inanır,vahdeti vücut ise varlıkların ezelden beri var olduğunu ve olmaya devam edeceğini ve haşa tanrının da evrenin içinde olduğuna inanır.Bir nevi her şey tanrı veya tanrı her şeydir.
Yanıtla (3) (1)Ben de 68 yaşında birisi olarak; kafamdaki bir çok soruya Ahmet Hulusi'nin kitaplarında cevap buldum. Üstelik dinimizi daha da güzel anladım.
Yanıtla (2) (2)yahudi-hıristiyan ezoterizmini "tasavvuf" adı altında "gevşek" kalplere ve zihinlere zerk eden zenginlerin şeyhi ahmet hulusi öyle mi? çok ilginç gerçekten. bu "şeyhe" işadamları bağlı, onların kokonaları bağlı, mafya liderleri bağlı. vahdet-i vücudu rasyonaliteye bağlıyormuşmuş, geçiniz efenim. ısmarlama yazı mı onu deyiniz. net olunuz. İbrahimi dinler safsatasını ısıtıp ısıtıp koymayın önümüze biz pilav sevmiyoruz. saygılarımla
Yanıtla (3) (0)