Superbrands Türkiye 2025’in düşündürdükleri…

Superbrands Türkiye’nin 2025 araştırmasında çeşitli kriterlere göre seçtiği 150 başarılı markanın 70’inin yerli, 80’inin ise uluslararası isimlerden oluşması dikkatimi çekti.

İlk 10’da yer alan markalar şu şekilde;

“Google, Mercedes-Benz, Volkswagen, Apple, Instagram, THY, Bosch, Samsung, Sabiha Gökçen Havalimanı, Kurukahveci Mehmet Efendi”

Bu bağlamda ilk 10 marka sıralamasında 3’ü yerli, geri kalanı ise uluslararası isimlerden oluşuyor.

Açıkçası bu sonuç başarılı marka hikâyelerine ne denli ihtiyacımız olduğunu gösteriyor. Ve marka yaratma konusunda da ciddi sorunlarımız olduğunu gösteriyor.

Diğer taraftan dijital dünyayla ilgili markalar çoğunlukla ön sırada… Bizim Google, Apple, Instagram gibi markalarımız olmadığı için bu markaların sektöre nüfuz etmesi ve tüketiciler tarafından tercih edilmesi de gayet doğal doğrusu…

Şunu soralım… AK Parti hükümetleri 20 küsur yıldır yönetimde. Peki, bu kadar uzun sürede hangi başarılı markayı / markaları uluslararası platforma taşıdı?

Evet, bu uzun süreçte köprüler, yollar, hastaneler, vs. yapıldı. Peki, hangi markamızı uluslararası platforma taşıyabildik?

Ya da şöyle soralım… Özellikle teknoloji markalarının sayısının arttığı bu süreçte biz neyi eksik yaptık, neden geç kaldık?

Şu cümle sorularımızın bir bölümüne cevap veriyor:

“Yüksek teknoloji ihracatının toplam ihracat içindeki payı, gelişmekte olan ülkeler için yaklaşık yüzde 19’lar seviyesinde iken Türkiye için bu oran yüzde 4’ün altındadır. Bu durum, ihracatın yüksek katma değer ve teknolojiye dayanan ürün yelpazesinin artırılması gerekliliğini ortaya koymaktadır.” (Kaynak: Dinçer, Özgen, Cansız)

Öte yandan sıfırdan bir marka inşa etmek kolay değildir. Zira markanın sadece isim, sembol, tasarımı ifade etmediğini aynı zamanda markayla ilgili servis, ürün, kanal yönetimi, fiyat, tutundurma, internet sitesi, sosyal medya platformları gibi birçok unsuru da barındırdığı bir gerçektir.

Bunlara ek olarak yeni bir marka hikâyesinin başlaması için uygun ekosistemin olması önemlidir. Bir anlamda farklı düşünce ikliminin olması hem de yatırımcıya ulaşım konusunda da uygun koşulların olması elzemdir.

Günümüzün en başarılı markalarından bazıları olan Facebook, Google, Apple, Youtube, Skype eğer melek yatırımcılar risk almak istemeseydi şu an tanınan markalar olmayacaktı. Bu başarılı girişimlerin arkasında duran, iş fikirlerini destekleyen her anlamda katkıda bulunan melek yatırımcılardır.

Ayrıca melek yatırımcılarla başlayan bu girişimler belli bir zamanda gelir üretmeye başladığı dönemde risk sermaye şirketlerinin (venture capital) daha sonra stratejik ortaklıkların, birleşmelerin veya satın alınma sürecine giriyor.

Yani burada ciddi bir süreç işliyor. Bu gibi markaların ortaya çıkması için “finansmana” erişimin de kolay olması gerekiyor.

Bir fikrim var, bunu markaya dönüştürelim demekle markalar ortaya çıkmıyor.

Birçok sürecin birbiri ile bağlantılı olduğu bir ekosistemin inşa edilmesi gerekiyor.

Yurtdışındaki büyük markaların hikâyelerine bakınca temel olarak yapılması gereken şu şekilde özetlenebilir:

• Farklı düşüncelerin ortaya çıkması için gerekli iklimin tesisi (şu an konuşanı içeri al iklimiyle farklı bir fikrin ortaya çıkması çok zor),

• Girişimcilere ve AR-GE’ye destek,

• Finansmana kolay ulaşım.

Diğer taraftan Türkiye’nin savunma endüstrisindeki teknoloji geliştirme çalışmaları sahiden umut verici. Buradaki know-how’ı neden genele bir manada özel sektöre yayamıyoruz? Çoğunlukla söylenen gelişmelerin evvela askeri alanda olduğu daha sonrasında günlük alana taşındığı yönünde.

Şu an itibariyle bir Amerika ya da bir Çin olamayacağımız malum. Avrupa bile bu konuda sıkıntıda. İlerleyebilecek bazı alanlar belirlenip buralarda sıçramalar yakalanabilir.

Velhasıl az hamaset, çok katma değerli üretim, gençlerimizin sırtına coptan, gençlerimizi tutuklamadan ziyade gençlerimizi inovasyon, üretim konusunda teşvik etmek gerekiyor.

Neden olmasın? Bir zihniyet değişimine bakıyor…

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
4 Yorum
  • okur / 13 Nisan 2025 23:10

    O köprüleri yolları babasının hayrına yapmadı bir köprü parasına üç köprü parası verdi hazineyi hortum la yandaşlarına bağladı üç katı para ödediğimiz halde daha bitmedi hala ödüyoruz

    Yanıtla (1) (0)
  • okur / 13 Nisan 2025 17:25

    Hocam, boşuna ayrıntılı bir şekilde anlatmışsınız. 23 yıldır uluslararası arenada bir marka çıkmamış. Şimdi mi çıkacak? Bolca hamaset, vasatlık.

    Yanıtla (2) (0)
  • Kararlı / 13 Nisan 2025 13:40

    Ülkemizde böyle bir zihniyet değişimini yapacak bir nesil hiç bir zaman olmadı olmaz da. Havasından mı suyundan mı bilemiyorum ama ülkenin hamuru böyle şeyler yapmaya müsait değil. Burası korumacı, katı, tutuk, zorba, yasakçı, kapalı, gelenekçi, muhafazakar bir ülke. Buradan yenilik yada marka çıkması mümkün değil. Ülkeyi terkedenler yapabilir bunu ancak. Örnekleri de var. Amerika’da Chobani örneğin.

    Yanıtla (4) (0)
  • Hakan / 13 Nisan 2025 13:04

    Dünyanın hayretle izlediği bir markamız var! Silivri Cezaevi! Şu aralar Türkiye'nin en bilinen markası haline gelmiştir! Bize faturası ise çok ağır! Türkiye'yi ekonomik ve siyasi olarak geriye götüren bir marka!

    Yanıtla (5) (0)