AI'lar baş olursa
Bir algoritma diktatörlüğünde yaşadığımızın farkında mısınız? Sıradaki izleyeceğiniz filmin/dizinin ne olacağından tutun da yemek seçiminize kadar pek çok şey çevrimiçi uygulamaların ardında kımıl kımıl işleyen algoritmalara bağlı.
Algoritma karar ağlarını mı işletiyor, yoksa kader ağlarını mı örüyor, bir durup düşünüyor insan.
Malta’da hapishanedeki taksici bir Türk’ün, bir başka taksici ile girdiği kavga sonucunda tutuklandığını öğrendiğimde masadaki diğer arkadaşlar ne düşündü bilmem ama ben “ah şu algoritmalar” diye iç geçirdim. Zira bu hazin olayda kavga eden iki taksicinin rotalarını kesiştiren de gene zalim algoritmalardı.
Anne ve babalarının internette tanışıp evlendiğini duyan çocuklar da ya mutlu aile tabloları için algoritmaların gücüne şükran duyacak yahut dağılan ailelerin faturası algoritmada ters giden bir şeylere yorumlanacak.
Günümüz dünyasında algoritmalar yapay sinir ağları, yapay zekanın gücüyle daha da etkili. Bizler yapay zeka işlerimizi elimizden alacak mı diye kederlenirken, kara kara düşünme sırası üst düzey yöneticilere, CEO’lara da geldi.
Hardward Business Review’in 26 Eylül’de yayınladığı araştırma sonuçlarına göre 344 katılımcının olduğu sanal bir şirket deneyiminde insanlar ve yapay zeka yöneticilerin farklı üstünlükler gösterdiği gözlemlendi. Bazı görevlerde yapay zeka CEO’lar öne geçerken, bazı görevlerde de insan yöneticilerin yüksek başarımları tecrübe edilmiş oldu. Ama pek çok görevde GPT4o modeliyle işletilen yapay zeka CEO’lar insan yöneticilerin performanslarını geride bırakmayı başardı.
Yapay zeka yöneticilerin kârın maksimize edilmesi, operasyon verimliliği ve pazar payını arttırma konularında başarılı oldukları gözlemlenirken; ulaşabildikleri (aslında eğitildikleri) veri miktarı bir insanın ulaşabileceği veri ve tecrübeden kat be kat fazla olduğu için karmaşık karar alma süreçlerinde insan rakiplerine üstün geldikleri belirtiliyor.
İnsanlar, eşref-i mahlukat olan hemcinslerimiz ise, takım motivasyonu, yönetici ve şirket sahipleri ile olan ilişkilerde öne çıkmış gözüküyor.
Şubat - Temmuz 2024 tarihleri arasında gerçekleşen deneyde 344 insan denek kullanılmış. Denekler üniversite öğrencileri, South Asian banktaki uzman yöneticilerden oluşuyor. Amerikan otomotiv endüstrisindeki bir şirketin dijital ikizinin yönetilmeye çalışıldığı deneyde yaklaşık 500 bin potansiyel karar kombinasyonu olduğu, kesinkes doğru bir cevap olmadığı, oyunun esas hedefinin alınan kararlarla şirketin hayatta kalması olduğu belirtiliyor.
Not etmekte fayda var, gösterdiği üstün performansa rağmen en çok işten kovulan yöneticiler de yapay zeka yöneticileri olmuş deney boyunca. Karar alma süreçlerinde gözünü budaktan sakınmayan yapay zeka, biz insanlar gibi kılı kırk yarmıyor olsa gerek. Üstelik iş dünyasında var olmak, henüz yapay zekaya öğretemediğimiz “politik olmak”la da alakalı.
Elbette araştırmada not edilen bazı kısıtlar ve gelecekte yaşanabilecek sorunlar da var. Örneğin kararların sorumluluğu. Yapay zekayı aldığı kararlardan sorumlu tutmak, yahut sorumluluk duygusuyla alınacak kararlardaki hassasiyet yapay zekada maalesef yok. Deneyde tecrübe edilmemiş bir husus da aile şirketleri. Biz bir aileyiz, sloganını çok kullanan şirketler yapay zekayı ailenin bir parçası olduğuna ikna edebilirler mi dersiniz?
Bir diğer merak ettiğim husus da yapay zeka patronların/yöneticilerin karşısına dikilecek insan yahut yapay zeka bir Yaşar Usta’nın “Ben mi büyüğüm sen mi?” sorusuna, yönetici yapay zekanın ne yanıt vereceği.
Gelişmeleri gülen gözlerle izleyecek, hep birlikte iyi sonuçlarını göreceğiz inşallah.