Bütün bunların hepsi 18 dakikada mı oldu?
“Cinayeti çözecek kayıt Halk TV’de”
Son dakika anonsuyla Tavşantepe Köyü’nden muhabir heyecanla anlatıyor:
“Salim Güran, R… A…’la, Narin’in kaybolduğu 15.15’ten kısa bir süre sonra bir telefon görüşmesi yapıyor. Telefon görüşmesinde şunu soruyor, R… A…’un telefonundan elde edilen ses kaydında; ‘R…, kız yaşıyor mu öldü mü?’ Tekrar ediyorum, ‘R…, kız yaşıyor mu öldü mü?’ Bu kadar, kısacık bir ses kaydı, R… A…’un telefonunda kaydediliyor. Bu tutanaklara da geçti ve bunu birkaç farklı kaynaktan da doğrulattık. En az 4 ayrı kaynaktan doğrulattık.”
Anlatırken R.A demiyor. Tam adını söylüyor.
Halbuki bahsettiği kişi henüz 15 yaşına girmiş bir tarım işçisi.
Doğruysa, cinayetin itirafı olacak bir görüşme bu.
Ertesi gün medyanın baş şüphelisi olan amca Salim Güran ile 15 yaşındaki işçisi R.A. arasındaki telefonda ses kayıtlı görüşmenin dökümü yayınlandı.
Kürtçe görüşme şöyle tercüme edilmişti:
Salim Güran: “O sondaki köşede bir şeyin düşmüş ha, sana ait bir şey sondaki yamaçta, yamacın köşesi taş”
R.A.: “Eee”
Salim Güran: “Biri yerde”
R.A: “Tamam henüz bende değil, daha ölmemiş”
Anlaşılmayan, kopuk, bağlamsız cümlelerdi bunlar.
Ama dökümde önceki akşam Halk TV’de Salim Güran’ın söylediği iddia edilen “R…, kız yaşıyor mu öldü mü?” diye bir cümle yoktu
Benzeri bir cümle bile yoktu.
Bu köşede çıkan bir önceki yazıda, akıştan kopuk bu “ölmemiş”li cümlenin de bir çeviri hatası olabileceğini yazmıştık.
Şüpheler üzerine yeniden ses kaydı dinlendi ve bu önemli delilin yeni çevirisi yapıldı.
Dün Anadolu Ajansı Salim Güran ve R.A. arasındaki bu ses kayıtlı görüşmenin yeni dökümünü yayınladı:
- 1. Erkek şahıs (R.A): Alo (Alo)
- 2. Erkek şahıs (Salim Güran): R…
- 1. Erkek şahıs: Haa (Efendim)
- 2. Erkek şahıs: Sona doğru senin bir şeyin düşmüş, sınırın orda, sona doğru
- 1. Erkek şahıs: Hııı
- 2. Erkek şahıs: Sınırın orada, senin bir şeyin
- 1. Erkek şahıs: Tamam, Hıı
- 2. Erkek şahıs: Sınırın orada, sınırda, taşların orda
- 1. Erkek şahıs: Heeee
- 1. Erkek şahıs: Biri yerdedir haaa
- 2. Erkek şahıs: Tamam ben şimdi gider alırım
- 1. Erkek şahıs: Ee Tamam
- 2. Erkek şahıs: Tamam.”
Yeni dökümde “Ölmemiş” diye bir kelime de yoktu.
Zaten olması da mümkün değildi.
Çünkü bu telefon konuşması, Nevzat Bahtiyar’ın Narin’i gömmek için dereye götürdüğü 15.40’dan üç saat sonra 18.35’de yapılmıştı.
Sadece zaman akışını bilen birinin bile bu görüşmenin cinayetle bir ilişkisi olmayacağını tahmin etmesi gerekirdi.
Salim Güran, ifadesinde bu görüşmeyiifadesinde bir suç itirafı da yaparak anlatmıştı:
“Ben mısır arazisinin sulamasını yaparken kullandığım trafonun elektriğini bazen kaçak yapmak için bir alet kullanıyordum. Olay günü de o aleti R.A.’ya bırakmış olduğum taş dibinden alması için aradım. Görüşme içeriği tamamen bununla alakalıdır. Narin’in ölümü ile bir alakası yoktur.”
Yani özetle medya açıkça tape uydurmuştu.
Jandarma, şüphelenmeden tapeyi yanlış çevirip servis etmişti.
Ama bu son uydurma olmadı.
Birkaç gün sonra yine Halk TV’de iddialı bir başlık daha son dakika olarak dönmeye başladı.
“Narin cinayeti aydınlanıyor. Halk TV haklı çıktı, yengenin ifadesi her şeyi açıkladı”
Bir trajediden kendisine “haklılık” çıkaran bu bencilce haber kısa bir süre sonra bütün medyada copy paste haberlerle dönmeye başladı:
“Cinayeti bu ifade aydınlatacak”, “Düğüm çözülüyor”, “Biri konuştu”
Hediye Güran, kapı komşuları olan Narin’in amcasının eşiydi. Cinayet günü her zamanki gibi Narinlerin evine gelmişti.
Halk Tv ve diğer copy paste medyası Güran’ın ifadesinde şöyle dediğini iddia ettiler:
"Narin bu ahırda öldürülmüş olabilir iddiasında bulunan yenge Hediye Güran, anne Yüksel Güran’ın, oğlu Enes’i dövdüğünü ve aralarında bir boğuşma yaşandığını gördüğünü aktardı.”
Hatta bu ifade üzerine bir teori de yazılmıştı:
“Narin bir şey gördü. Bunun üzerine ya bağırdı ya da "Babama söyleyeceğim" gibi tepki verdi. Bağırmasını engellemek için abi Enes, Narin'in ağzını bir eliyle kapattı bir eliyle de ensesinden bastırdı. Gürültüyü duyan anne Yüksel Narin olay yerine geldi ve kızını kurtarmak için ağabey Enes'in kolunu ısırdı. İşte ısırık izi büyük ihtimalle buydu. Şimdi gözler Adli Tıpta. Uzmanlar, anneden diş örneklerinin alınmasının ana nedeni bu olmalı dendi.”
Ertesi gün Hediye Güran’ın ifadesi çıktı.
İçinde ne ahır geçiyordu ne boğuşma ne de Enes.
Bu iddia da uydurma çıkmıştı.
Diğer pek çok iddia gibi.
Salim Güran’ı arabasının ön koltuğunda battaniyeye sarılı Narin’le benzincide gördüğünü iddia eden benzincinin ifade verdiği, kamera kayıtlarını Jandarma’ya teslim ettiği iddia edilmişti. Benzinci sahte bir profildi, ifade vermemişti, benzinciden kamera kaydı da yoktu.
Ama tecrübeli Emniyet muhabirleri bile oturup soruşturma evraklarına bakmadan, bu iddianın üzerine küçük bir kızı öldürmek için planlı aile cinayeti teorileri yazdılar.
Köyde 2015’de HDP’nin, 2023’de İYİ Parti’nin birinci çıktığı, 2024’de DEM’in Hüda Par’dan çok ay aldığı defalarca yazılmasına, köyün Hizbullah ile bir ilgisi olmadığı anlaşılmasına, köyde gizli silah deposu olduğu iddialarının boş olduğu bilinmesine rağmen, gerçekler DEM Eş Genel Başkanı’nı kafasındaki ideolojik ezberleri tekrarlamaktan alıkoymadı.
Narin’i paramiliter güçlerin öldürdüğü iddiası, cinayetin gizli ayinle işlendiği iddiası kadar deli saçmasıydı.
Ama Ahaber, Halk TV ve DEM Parti’yi farklı nedenlerle biraraya getiren önyargı ittifakı herkesin gözünü kör etmişti.
Geceleri aile meclisini toplayarak ertesi günkü ifadeleri belirleyen, ceset bulunmasın diye derenin debisini artıran, elektrikleri kesen, cep telefonu kullanmayı bırakan, ceset bulunmasın diye Jandarma’yı yanlış ihbarlarla oyalayan, sorguda İbrahim Kaypakkaya’dan daha sert çıkıp ser verip sır vermeyen şeytani “Omerta Köyü” ve sekiz yaşındaki kız çocuklarını öldürüp, cinayeti saklamak için birleşmiş bir aile ve köy hakkında nasıl olsa her şeyi söylemek serbestti.
Kimse oturup bunlar doğru olabilir mi diye sorgulamadı.
Halbuki ortada bir Omerta’da da yoktu. İfadelerinde aile üyeleri ve köylüler birbirleri hakkında pek çok aleyhte şey de söylemişlerdi.
Muhtarın karısı eşinden şüphelendiğini söylemiş, Narin’in abisi; amcası muhtar Salim ve Nevzat’ın samimiyetini, Nevzat’ın para karşılığı her şeyi yapabilecek ezik biri olduğunu anlatmış, anne, Narin ile amcanın arabasının önüne değil arkasına bindiklerini söyleyerek, ilk önce arabanın ön koltuğunda bulunan DNA ile ilgili muhtar amcayı zor durumda bırakmıştı.
Ama günlerce ana haber bültenlerinde yayınlanan Müge Anlı programına dönen cinayet vakasında, “Kan donduran iddia”, “şeytani plan”, “bunu da yapmışlar” gibi başlıklarla ne verilirse gidiyordu.
Koca gazeteciler, birkaç fazla tık uğruna, “Narin ne gördü de öldürüldü” sorusuna cevap olarak, doğrudan isim vererek ortada hiçbir veri, kanıt olmayan cinsel fantezileri yazmaktan çekinmediler.
Neredeyse son 20 günde ailede herkes birbiriyle hatta köpeklerle bile eşleştirildi.
“Ahırda amcası S. ile yengesi H’’yi gördü”
“Ağabeyi ve kuzenlerini eşcinsel ilişkide gördü”
“Ağabeyi ve amcasını ensest ilişkide gördü”
“Ağabeyi ile yengesini ilişkide gördü”
“Annesi ile amcasını ilişkide gördü”
“Amcası, annesi ve yengesini üçlü ilişkide gördü”
“Ağabeyini köpekle ilişkide gördü”
Bu iddialardaki çelişkiyle ilgili Fransa’dan Narin cinayetini yakından izleyen Diyarbakırlı yüksek lisans öğrencisi Miham Akkul’un tespiti çok yerinde:
“Medya hem namus cinayeti ,féodalité, ataerkillik gibi büyük sosyolojik aşağılamalar konusunda bonkördü ama paradoksal olarak anne ve amca arasındaki ilişkiyi bilen köyün bu “namussuzluğu” görmezden geldiğini, hatta baba ve Enes’in bile bunu sineye çektiğini, cinayeti örtbas ettiğini iddia ediyordu. Bütün bunlara tepki gösteren ve bu yüzden öldürülen tek kişi ise sekiz yaşındaki bir kız çocuğuydu.”
Korkunç bir suçun mağduru olan küçük bir kızdan köyün kahramanı yaratmak gibi ayıplar da işlendi.
Ama milyonlarca insana bu hikaye satılmıştı, tık ve övgü geliyordu, artık kitle “cinayeti işleyen ve susan köy” dışındaki her ihtimale siyasi örtbas olarak bakıyordu.
“Bu muhabirlerin sosyolojik hakikatleri gözardı eden küstah çıkarımlarını gördükçe öfkeden onları Türkiye’yi köy köy kasaba kasaba zoraki gezdirmek gibi uygulamalı sosyoloji dersleri fantezileri kurmaya başladım. Ortada bir ay boyunca asılsız ve tutarsız iddialar üzerine inşaa edilmiş bir kakafoni ve bu kakafoni içinde şaşkına döndürüp her şeyi inandırabildikleri devasa bir kamuoyu var. Açıkça aileye alt tarafı elbirliğiyle “kendi çocuğunuzu katledip gömdünüz ,anlatıverin bir şeyler bizi de daha fazla meşgul etmeyin , diretecek ne var bu kadar , bizim de işimiz gücümüz var sizle mi uğraşacağız” diye homurdanmaya bile başladılar.” (Miham Akkul)
Bir küçük kızın dramı belki insanların birkaç dakikalığına az önce yürüttükleri kavgalarına ara vermelerine, ideolojik ezberlerini, kültürel, sosyal önyargılarını, ırkçılık düzeyinde kanaatlerini bir kenara bırakmalarına neden olabilirdi ama olmadı.
Halbuki elde çok basit ve elle tutulur gerçekler vardı.
Narin’in camiden evine doğru yürürken en son görüntüsü 21 Ağustos saat 15.15’te okulun güvenlik kamerasından görülmüştü.
Jandarma kamerasına göre Narin’i dereye gömen Nevzat Bahtiyar’ın kırmızı aracının dere kenarına geliş saati ise 15.40.
Yani ne olduysa bu 25 dakikada oldu. Bu elimizdeki en net bilgiydi.
Ama kimse cinsel fanteziler kadar bu kritik bilgiyle ilgilenmedi.
DHA muhabiri çok doğru bir iş yaptı ve bir bölümü asfalt, bir bölümü ise toprak olan köyden dereye yaklaşık 2 kilometrelik yolu otomobille 40 kilometre hızla 7 dakikada katetti.
Yani 7 dakika daha gitti.
Geriye kaldı 18 dakika.
Üstelik bu 18 dakika Narin’in başına gelen felaketin kameralarda son göründüğü andan hemen sonra olduğunu düşünerek en maksimum süre.
Peki, bu 18 dakikaya neler sığmıştı?
Sahte çıkan ama hala tecrübeli emniyet muhabirlerinin bile doğruymuş gibi davrandığı arabayla benzinciye gitme senaryosunun sığmayacağı açıktı.
Peki, arabasının dere kenarına gittiği tespit edilince çapraz sorguda Narin’i gömdüğünü itiraf eden Nevzat Bahtiyar’ın birbiriyle çelişen iki ifadesi sığar mı 18 dakikaya?
Nevzat Bahtiyar’ın arabası dere kenarında güvenlik kamerasına yakalanınca çapraz sorguda Jandarma’ya verdiği ilk ifade, günler önceden dolaşıma giren ve sonra sahte çıkan benzincinin “arabanın ön koltuğunda battaniyeye sarılı ceset” iddiaları üzerine kurulmuştu.
Salim Güran’ın cesedi battaniye sarıp arabasına koyması, benzinciye gitmesi, sonra arabasıyla giderken Nevzat’la sebepsiz yere karşılaşması ve ardından olanların 18 dakikaya sığması hiç de mümkün gözükmüyor:
Nevzat Bahtiyar’ın savcılığa verdiği ve “gerçek ifadem” bu dediği ilkiyle çelişkilerle dolu ikinci ifadesi ise daha da ayrıntılıydı.
Cesedi Salim Güran’dan almış, eve getirmiş, çuval bulmuş, içine koymuş…
Bütün bunların 18 dakikaya sığıp sığamayacağına siz karar verin:
“İkametime 100 metre mesafedeki Arif Güran’a ait ikametin bahçesinden Salim Güran seslendi. Benimle işinin olduğunu, aracıyla geleceğini, hazırlanmam gerektiğini söyledi. Ağaç sulamayı bırakarak, bekledim. Birkaç dakika sonrası geldi. ‘Arabana bin ve beni takip et’ dedi. Oğluma ait araçla takibe başladım. 50 metre uzaklıkta mezarlığa giden yolda durduk. Güran’ın sağ ön camını açması üzerine ön koltukta, çocuğun sarılı olduğu battaniyeyi gördüm. Güran’ın araçtan inmesi üzerinde ben de indim. Battaniyeyi göstererek, ‘Arif’in kızını öldürdüm’ dedi. Eğertutmaz Deresi’ni göstererek, ‘Sen cesedi alıp yok edeceksin. Yoksa seni ve aileni öldürürüm’ diye tehdit eti. Güran’ın akrabası ve çevresiyle maddi olarak güçlü olduğundan bana ve aileme zarar vereceği korkusuyla kabul etmek zorunda kaldım.
“Narin’in cesedini aracımın arka koltuğunun paspaslarına bıraktık. Güran, cesedin sarılı olduğu battaniyeyi aracının sağ yolcu koltuğuna bıraktı. Battaniye bejdi. Aracımla geri geri ikametime yanaştım. İnerek, hızlı şekilde ikametimin avlusunda, inşaat malzemeleri bulunan çuvalı boşaltarak getirdim. Aracımın içerisinde, Narin’in başı aşağıda olacak şekilde, çantası ve terlikleriyle yerleştirdim. Eğertutmaz deresine hareket ettim. Dereye yakın bir ağacın altına park ettim. Çuvalın ağzını kapatmak istedim. Narin’in omzuna asılı çantasının kemerini söküp çuvalı bağladım. Dere kenarında doğal boşluğa cesedi bırakarak, üzerini üç adet taşla kamufle ettim. Ceset suyun içerisine girmiş oldu.
Zaten beni çağırdığı nokta Arif Güran’ın ahırının yanıydı. Ahırda cinsel ilişki yaşanmış olabilir. Kuran kursunda dönen Narin’in ahırda bir şeyler görmüş olabileceğini düşünüyorum.”
İfadedeki eylemleri bırakın, sadece diyalogları okumak bile 3 dakika sürüyor.
Kaldı 15 dakika.
Bütün bu eylemlerin 15 dakikada yaşanmış olması gerekiyor.
Tabii Narin’in patikaya girdikten hemen sonra öldürüldüğünü kabul edersek.
Bu mümkün mü?
Ya değilse?
Peki ya Narin’in camiden gelirken döndüğü evinin patikası üzerindeki diğer evin sahibi olan, o gün evde olduğu ve bahçede ağaçlarını suladığı bizzat kendi ifadesiyle kesin olan, iki ifadesi arasında apaçık çelişkiler olmasına, korkunç bir suçu soğukkanlılıkla anlatmasına rağmen medyada neredeyse itiraf ederek gerçeğin ortaya çıkmasına yardımcı olduğu için korumaya alınan ve Güran ailesinin suçu üzerine atmaya çalıştığı tanık muamelesi yapılan Nevzat Bahtiyar yalan söylüyorsa?
Küçücük bir kızın cesedini, çuvala koyup, çuvalın üzerini kızın çantasının ipiyle bağlayan sonra da üzerine 20 kiloluk kayalar bırakan ve bütün bunları kendi ifadesiyle “korkudan ya da 200 bin lira için” yaptığı itiraf eden, köyde cesede dokunduğu kesin olan tek kişi olan bu berbat adamın, kameralara yakalandıktan sonra çapraz sorgudaki itirafları nasıl oldu da Jandarma’nın ve medyanın baş referansı oldu?
Jandarma nasıl oldu da, “cesedi evime getirdim” diyen adamın evini daha yeni aradı?
Köyde sorgulanmayan neredeyse sadece köpekler kalırken, 5-6 yaşındaki çocuklar bile Jandarma’yı yanıltmakla suçlanıp ifadeye çağırılırken, “cesedi eve getirdiğini” bizaat kendisi anlatan Bahtiyar’ın eşine, annesine, çocuklarına o gün evde ne gördükleri neden sorulmadı?
Ya arabasının görüntüsü güvenlik kamerasına yakalanınca suçunun bir kısmını itiraf edip kurtulmaya çalışan gerçek katil oysa?
Ya en baştan beri davaya önyargıyla ve kafalarındaki tezleri desteklemek için bakan medya, siyasetçiler, vatandaşlar, bütün bu yalanlar, iddialar, fanteziler ve önyargılarla katile suçunu örtbas etmekte yardım ediyorlarsa?
Ya suç her türlü suç, ahlaksız ve suskunlukla suçlanan köylülerde değil de her şeyi çok iyi bilen, çok ahlaklı ve çok konuşan şehirlilerdeyse?
Bu olayın aydınlandığı gün sadece cinayet hakkında değil, Türkiye hakkında da çok şey öğreneceğiz.















Gogol'un Ölü Canlar romanında Çiçikov'un cezaevinden çıkarılması için dosyayı alabildiğine karışık ve çarpık ifadelerle doldurmayı sağlayan bir kurnaz adamdan söz edilir. Adam bir strateji olarak dosyayı karartmak, okuyan ve takip edenlerin mantığını pes ettirene kadar yıldırmak için uğraştıktan sonra insanların ilgisi kaybolunca kendi dilediği yere çeker ve çiçikov u kurtarır. Bu hikayede Çiçikov kim merak ediyorum.
Yanıtla (2) (0)18 dakikadan Narin'in yürüdüğü patika yolda geçen zamanı da çıkarmak gerekir. Ben 50 yaşında eski sporcu olarak bir km'yi 15 dakikada yürüyorum. Bu durumda 100 metre 1,5 dakika eder. Sekiz yaşında bir kız çocuğun patika yoldan evine ulaşması muhtemelen 3-4 dakikadan az sürmeyecektir. Bu süreyi de düştüğümüzde geriye 15 dakika kalıyor. Bu süre içinde cinayeti işleyip, saklayacak malzelemeleri ve yeri hazırlayıp harekete geçmek mantıklı gelmiyor. Herşey daha önceden planlanmış olmasın?????
Yanıtla (0) (0)"Neredeyse son 20 günde ailede herkes birbiriyle hatta köpeklerle bile eşleştirildi."
Yanıtla (0) (1)Eşleştirenlerin ahlak seviyesine bakmak gerekir. Alakın dibe vurduğu yorumlar yapıldı.
Beyinleri belden aşağı çalışıyor.
cenazede aileye izin verilmedi köyün imamı başka yere görevlendirildi cenaze namazı başka köyde başka bir hoca tarafından kıldırıldı
Yanıtla (1) (0)devlet her şeyi biliyor bence öyle düşünüyorum
ancak rezillik o kadar iürenç olmalı ki hiç bir kılıf olmuyor
her gün başka bir saçmalık ortaya atılıyor
ve hiç biri beni ikna etmeye yetmiyor
bir şey bilmiyorum ama olayın film seneryosuna dönmesine izin verildiğini gördüğüm için şüphelerim kuvvetleniyor
Bazen iyi yazıyorsunuz da bazen de çarpıtıyorsunuz. Sizin gazetenizden başka gazete okumuyorum.(Artık buraya da seyrek uğruyorum). Halk TV muhalefetin a haberi onu biliyoruz. E peki koca kudretli devletümüz neden bu kadar gürültü kopmasına neden oluyor. Hertürlü yasa emirlere amade. Şahsen sizin mektup arkadaşı da eveleyip gevelemis. Belkide herşey çürüyüp giden iş bilmez liyakatsiz bir sistemin hiçbir şeyi çözemez hale gelmesinde. Sopa benim elimde değil hadi biz cahiliz.
Yanıtla (6) (0)Vaka mahallinde tecrübeli kriminolog bulunamaz. Normal. Olay büyüdükten sonra Ankara'dan tecrübeli ekip getirtilebilirdi. İskalanmış. Jandarma sorgu yapıyor. Medya yol gösterici. Medya dediğimiz de hepsi Müge anlı işte. Türk halkı ve kendini aydın zann eden gaz lambalarının iq ve muhakeme seviyesi ne ki, sonuç ne olsun... elde bu malzeme ile her gün tazelenen Müge anlı programları çıkıyor. Millet üzülmüyormuş gibi yapıp her gün yeni bir heyecanla merak şehvetlerini tatmin ediyor.
Yanıtla (3) (1)Millet üzülüyormuş gibi yapıp...
Yanıtla (0) (2)" Doğudaki tecrübeler " ne demek ? Ne acayip bir laf. Arkadaşlar yorum yazarken ölçün tartın, süzgeçten geçirin sonra yazıya dökün. Bu acayip lafla bütün doğululara hakaret ettiğinin farkında mısın ? Sen doğulu olsan birileri bu ifadeyi kullansa zoruna gitmez mi ? Ayıptır. Milyonlarca insanı öteki görüyorsun. Yazık.
Yanıtla (1) (1)Sayın yazar bu konu üzerine (şimdilik) olası tezlerden tümünü yanlışlar düzeyde iki yazı kaleme aldığına göre, doğru tezin ne olduğunu biliyor olması gerekir. Fakat kendi "olası" tezi hakkında tek kelime etmiyor. Acaba kendisi de aynen Ensarioğlu'nun bizzat kendi cümleleri ile söylediği gibi bazı şeyleri biliyor da acaba söyleyemiyor mu? Baştan olası tezlerin tümünü red ettiğine göre biz şimdi kendisinden eldeki delilleri ve ifadeleri kapsayacak şekilde kendi tezini yazmasını bekliyoruz.
Yanıtla (4) (0)bu nevzat, en güçlü suçlu adayı, baba da bunu söylemişti, yakalanacağını anlayınca, doğudaki tecrübelerden hemen itirafçı oluyor, pişmanım diyor, hikayeler uyduruyor.
Yanıtla (0) (4)Eğer ailenin olayda parmağı olmasa bu suskunluk neden ? Basın biraz sınırı aştı ama o yayınlar olmasa bu olay bu aşamaya gelmezdi. Şunu merak ediyorum Yıldıray bey. Görüşünüzü merak ediyorum. Sizce bu güzel kıza kim kıydı ? Bir yazı yazarsanız iyi olur. Ben hakim savcı değilim diyebilirsiniz ama olaya ilişkin bir fikriniz vardır elbette...
Yanıtla (2) (0)Anne baba amca hep beraber el birligi ile olayı kapatmaya çalışıyorsa, burada istenmeden bir ölümlü kaza olmuş ve giden gitti, bari kalanı koruyalım mantığı vardır gibi geliyor bana. Muhtemelen abi bir halt etti. Onu korumak için bir şeyler çevirmişler muhtemelen...
Yanıtla (3) (0)Suskunluğun iki sebebi olabilir. Õrtbas etme ve bilmeme. İkinci şık doğru olsa bile bu kamuoyu kabul edecek mi ?
Yanıtla (0) (0)Diyarbakır'da bir çocuk öldürülmüş, herkes çocuğun niçin ve kimin öldürdüğünü öğrenmek istiyor. Devlet de milletin istediği bilgiyi sakıncalı bulduğu için vermek istemiyor. Oysa aynı devlet daha iğrenç cinsel istismar sonucu öldürülen çocuk veya ölümcül yaralı durumdaki çocuk istismarı olayların bilgilerini medyaya kendi eliyle servis ediyor.
Yanıtla (5) (1)Burada uygulanan çifte standardın sebebini anlat bize Yıldıray bey.
Bir çocuk öldürülmüş ve örtbas ediliyor,,,mesele bu,,,neyin köylüsü neyin şehirlisi.?
Yanıtla (21) (2)hep beraber aileyi işin icinden sıyırmaya calışıyorlar olan biten bu
Yanıtla (14) (4)Niye, aile Yıldıray Bey'in babasının oğlu/kızı mı? Niye aileyi kurtarmaya çalışsın? "18 dakikada bu senaryo nasıl gerçekleşir?" diyor , buna cevap verin, ezbere sallamayın. Anlıyorum, ahlaksız ilişkinin gerçek çıkmasını çok istiyorsunuz (belki de öyledir) ama olmayabilir de işte, soruşturmadaki tutarsızlıklari görün diyor yazar.
Yanıtla (9) (11)18 dakikada öldürmek ve gömmek pekala mümkündür avuçiçi kadar bir yerde. Bir çocuğu boğmak veya itip kafasını çarpıp ölmesi saniyelik durumlardır.
Yanıtla (1) (0)Sen hâlâ olayı anlamamışsın, zaten olay ve dere kenarına gitme işi 18 dakikada oluyor, kamera kayıtları ile sabit. 18 dakikada olmayacak olan katilin farklı, gömücünün farklı olması.
Yanıtla (2) (2)Haklısınız kimse yargısız infaz yapmasın ama ortada bir cinayet var ve ailenin tutumu cinayeti ortaya çıkarmak olması gerekirken, ůzůlerek söylemem gerekirse; sanki cinayeti örtbas etmek için sözleşmişler gibi...Bu durum şüpheyi aileye götürüyor.
Yanıtla (4) (0)Devlet biliyordur bu işleri. Açığa çıkar yakında.
Yanıtla (2) (1)Sayın Yazar daha uzun yazamaz mıydınız?
Yanıtla (3) (3)Bir yorum ve soru, yazara, yorumculara ve Fransa'ya : Olay DEM Partisinin silme oy aldığı bir köyde gerçekleşseydi suçlu bir iki gün, belki de birkaç saatte ortaya çıkartılacaktı. Doğru mu?
Yanıtla (3) (1)Siz, şüphelilerin kulağı bükülmemiş, tam yetkili sorgucular karşısında senaryo yazma şansı olabileceğini mi düşünüyorsunuz? Yok öyle bir Türkiye. Yıldıray Bey işin bu tarafına odaklanmalı. Gerisi sonunda Müge Anlı'ya havale edilecek, çok belli.
Amin Maalouf, Lübnan’ın çöküşünü anlattı:
Yanıtla (7) (2)“Ülke cemaat liderlerinin koalisyonuna döndü. Bir yere adam alınırken artık yeteneğe veya liyakata değil o kişinin hangi cemaat ve tarikata bağlı olduğuna bakılıyor.
Lübnan böyle çöktü işte.”
“Yetmez ama evet” ile geldiğimiz yer tam da burası işte konu feodal bir cinayeti çok aşıyor da hala haberimiz yok. Siz hala “çok bilen şehirli” arayın.
Nevzat öldürdü ise neden amcayı suçluyor, bu sorunun cevabının da bulunması lazım. Neticede güçlü olan amca. Bir de onu suçlayıp başına ikinci bir belayı niye alsın?
Yanıtla (4) (1)Sayın yazarı ilgiyle takip ederdim ama son iki yazısını anlamlandıramadım.
Yanıtla (4) (2)20 haneli bir köyde, gündüz vakti işlenen bu cinayeti devletin bir ayda çözememiş olması rezaletin en büyüğü değil mi!
Yanıtla (1) (1)Bir cinayeti bir ayda çözememeyide halktv yayınına yüklemek için çok düşünmüşsünüz.Neden çözülmediğini düşünmelisiniz.Ayıp olmuş yıldıray bey; yazılacak çok şey varken halk tv yazmak esas sizin saplantınız olduğunu gösteriyor. Aylar geçip bir cinayet davası çözülmesse iç işleri bakanı sus işareti yaparsa,jandarma komutanı da susarsa, bizde senaryo üretiriz.Bu normal değil mi?
Yanıtla (29) (5)Halk Tv nin de elle tutulur yanı yok tamam ama yazdığımızda çok haklısınız, oraya gelene kadar o kadar çok saçmalayan oldu ki!
Yanıtla (3) (2)A haber vs de geçiyor yazıda.
Yanıtla (2) (0)Muhalif cenah olarak siyaseti halk tv'den takip ediyorduk. A haber ile aynı paralelde olduğunu görmek şaşırttı. Yazar da aynı hayal kırıklığı içinde onları öne çıkarmış olabilir. Tabii a haber vs diğer fantezi medya ile hep beraber...
Senin tutulur tarafın var mı ? a haber şahane değil mi
Yanıtla (1) (0)Bu olayda %100 doğru olarak bildiğimiz ne: Nevzat denilen şerefsizin kamera kayıtları ortaya çıkınca itirafçı (!) olması ve zavallı yavrucağin cansız bedenini dereye gömmesi, öncesi hep dedikodu. Nevzat her ifadesinde de (cinayeti kendisi işlemediği yönünde) farklı bir senaryo anlattı. Peki gerçeği kesin olarak kim biliyor: Nevzat... Sonuçta bir çocuk canice öldürüldü, çok da insan hakları şeyine gerek yok. Alacaksın karanlık bir odaya, (işkencesiz) öttüreceksin, bu kadar basit.
Yanıtla (4) (0)Jandarma bu konuda elinden geleni ardına koymaz. Endişeye gerek yok.
Yanıtla (0) (0)Bir kere suça battığı şüphesi ortaya çıktıktan sonra, insanlar hakkında her türlü tecessüs, fantezi, senaryo mubah. Haklarında her şey söylenebilir. Hele akp veya huda par'a yakınsa, frene falan gerek yok ver gazı...
Yanıtla (3) (6)Türk kamuoyunun çok iğrenç bir yüzü tüm çıplaklığı ile ortaya çıktı.
İşin kötüsü bunun iğrenç olduğunu anlayacak normal insan yok ülkede.
Yıldıray Oğur ve fehmi koru'yu tebrik ediyor, gerisini tarihin olmayan vicdanına havale ediyorum.
Bakalım ne yalanlar söyleyeceksiniz derken yumruklanan kadın ve bildiklerimiz var ama aileyi incitmemek lazım diyen kudretli bölge milletvekilinin söylediklerinin bir önemi yok! Ama medyada yapılan dedikodu çok önemli. O yüzden Yıldıray bey diğer önemsiz konuları perdelemek için sürekli bu konu hakkında ne kadar çok dedikodu yapıldı öyle değil mi? Demeye devam ediyor.
Yanıtla (20) (1)Bazen ağır bir kompleks her türlü objektif görüşü perdeler.
Yanıtla (4) (1)Bos yapmissiniz, Yildiray Bey herseyi kanitlariyla siralamis.Objektif gercekler sizin kafanizda kurdugunuz fantaziye uymuyor diye baskalarini suclamayin. Biktik sizin gibi herpokologlardan.
Yanıtla (1) (6)Mantıklı. Fakat amcanın arabasındaki ve elindeki Narine ait DNA eslesmesi ve mesajların silinmesi olayı da açıklansaydı daha mantıklı olurdu.
Yanıtla (2) (0)Esas soru şu: Salim öldürdüyse, cinayetine neden bir şahit daha eklesin, aptal mı bu adam, ya da agalık damarı çok mu kabarık biri ki bunu ırgata yaptırıyor cahilce? Neden kendisi götürüp ortadan kaybetmesin, esas soru bu?
Yanıtla (8) (0)Hepimiz Agatha romanı yazarı olduk: acaba katil kim? Yaşlı bayan dedektif gelip çözecek olay!. Buradan Oscar alınabilecek bir film çıkar!!!. Türkiyeyi dünyada meşhur edecek konuya bakar mısınız?
Beyefendi senin ağa diye nitelendirdiğin adamın entellektüel kapasitesi muhtemelen seninki kadardır. Ne ağası ya? Adam AKP şehirdeki tarlalara imar getirdikten sonra sonra zengin olmuş. Hepiniz burada birer Kriminolog kesilmişsiniz “ben olsaydım şöyle yapardım ben olsaydım böyle yapardım” tam siz çocuk öldürünce öyle yaparsınız. Burası tam bir cahil sürüsü ile dolu. 
Yanıtla (1) (2)Rüstem'e, peki senin uzmanlık ve dahina bilgin ve birikimin nereden geliyor açıklayın da biz de öğrenelim.
Yanıtla (2) (1)Bu köyde insan öldürmek sıradanlaşmış ise, cesedleri imha etmek sıradanlaşmış ise, suç ve suça ortaklık sıradanlaşmış ise, kol kırılıp sürekli yen içinde kalmış ise, karşıdaki herif herifin 50 yıllık dostu sırdaşıysa NEDEN OLMASIN, neden çağırıp git şu cesedi imha et demesin? İhtimal dahilinde değil mi bu?
Yanıtla (1) (1)Oğur’un, Atatürk, CHp den sonra sıra Halk TV de. Bunun için destan gibi duyduğumuz, okuduğumuz gelişmeleri yazmasina hiç gerek yoktu. Oysa zaman zaman izlediğim yandaş medya muhabirleri de farklı şeyler söylemediler. Adeta bir ailenin uzantılarının yaşadığı küçük bir yerde acımasız bir cinayet hakkında herkesin bir fikrinin olması doğal değil mi? Buna yol açan otopside, soruşturmada yapılan yanlışlıklar, eksiklikler, beceriksizliklerdir elestirilmesi gereken.
Yanıtla (1) (0)her işimiz böyle malesef millet olarak.
Yanıtla (1) (0)asgari ücret düşük millet aç aç diye ortalığı velveleye veririz ama kimse sormaz milyonlarca insan niye asgari ücretle çalışıyor diye.terör var ülkemiz de terörle mücadele konuşulur terörü besleyen büyüten asıl mesele konuşulmaz. biz böyleyiz..demirelin konuşan türkiye istiyorum sözünü tamamen yanlış anlamış bir toplumuz. iktidarından muhalefetinden tutunda vatandaşa kadar her işimiz şov
Bugün sizin gazetede Nevzat Bahtiyar'ın, "..Salim bana, ‘Yüksel’le birlikte olduğumuzu kız gördüğü için bu kızı ben öldürdüm. Artık sende benim suç ortağımsın..." dediği yeni ifadesi var.
Yanıtla (10) (4)Yıldıray, eleştirdiğin konuyu bizzat sen de yaşıyor/yapıyorsun. Bırakın devlet konuyu aydınlatsın. Agatha Christie Ramanları yazmayın.
Yıldıray Oğurun işinin ehli profesyonel donanımlı iyi yetiştirilmiş bir kişi olduğuna kesinlikle kanaat getirdim son yazılarında. Benden bu kadar. Yorumu okuyanlara bırakıyorum...
Yanıtla (5) (11)İki dakika içinde çözülebilecek bir cinayeti çözmeyenler, başka bir cinayet işliyorlar.
Yanıtla (0) (0)Oğur açık ve net olmamakta oldukça gayretli, insanların zamanı kıymetli,çok az kişi yazının sonunu getiriyordur büyük ihtimalle.Haftaya aile ve köy hariç herkes suçlu diyebilir
Yanıtla (7) (1)Bu amca çok zeki ve kurnaz. Köyde kamera olduğu için çocuğu kendisi gömmek istememiş ve bu işi Nevzat'a yaptırmış olabilir.
Yanıtla (1) (0)Aile bunca ugrasi Nevzati korumak icin sarfetti? Tek basit soru. Kurtce ceviri konusunda haklisiniz.
Yanıtla (2) (0)18-20 dakikada pekâla mümkündür, evler zaten yan yana, 20 dakikayı 2 dakika gibi göstermek de manipülasyon. 20 dakikada adam çağrılır, gider, cesedi alır, çuvala koyar ve köyden çıkarır… olay mahali zaten avuç kadar. Zaten cesed köy dışına çıkarıldıktan sonraki kısım bu 20 dakikanın dışında.
Yanıtla (8) (0)Yıldıray bey boşuna uğraşıp birilerini aklamaya çalışanlara alet oluyorsun. Konu çok basit, amcanın çocuğun annesiyle ilişkisi vardı köyde çoğu kimsede boş şüphe mevcuttu, fakat köylüler bu adamın çocuğu öldürdüğünü muhtemelen görmediler. Olayın buraya gelmesi akp’li müteahhitlerin bu adam üzerinden AKP’ye zarar gelir saçmalığından hareket etmeleri sebep olduğu. Zaten Türkiye’de her boktan önce AKP’ye zarar gelir mi gelmez mi hesaplar yapılır.
Yanıtla (9) (6)Nisa suresi 4. Ayet ﴿" İffetli kadınlara iftira atan, sonra da dört şahit getiremeyen kimselere seksen sopa vurun ve artık onların şahitliklerini asla kabul etmeyin. İşte onlar yoldan çıkanların ta kendileridir."
Yanıtla (5) (7)Yalancı şahitliklere, örtmeye gizlemeye cezalar nedir peki,bide o ayetten yazsaydınız keşke,,,çünkü bu işin ne olduğu belli değil profesyonel yalan makinası gibi biryer gibi görülüyor,,Devlet,bütün Türkiye kafa patlattı yine bişey yok..
Yanıtla (8) (1)Sayın yazar bu yazdıklarınız yüzde seksenini o köyde yaşayanlar söyledi hiç kimse hikaye uydurmadı,aha buraya yazıyorum bu işte kesin yasak ilişki var,bu kızı bir başkası neden öldürsün,buni hiç tanımadıkları birinin öldürmesi mermilerin havada çarpışması gibi birşey,bu köylüler yalanı çok rahat konuşabiliyor bu işin içinde amca ve ana kesin var.
Yanıtla (10) (2)Bu olay hükümetin işine yaradı. Gündemi değiştirdiler. Enflasyon hayat pahalılığı hepsi unutturuldu. Bıktık yeter artık. Haber yapmayın, alet olmayın.
Yanıtla (8) (1)Evet sorgulamalardaki eksiklik ve gecikmelerin müsebbipleri cezalandırılmalı.
Yanıtla (5) (0)Aileyi baştan suçlu kabul etmek ne kadar yanlış ise, onların suçsuz oldukları ön kabulü de yanlıştır. Köy cinayetlerinde katil çoğunlukla aile veya akrabalar arasından çıkmaktadır.
Bütün evlerin birbirine baktığı bir küçük köyde, akrabalar farketmeden, aileden olmayan Nevzat'ın gün ortasında Narini çabucak hem öldürmesi hem de cesedini yok etmesi düşük ihtimaldir. Ancak bu ihtimal de ıskalanmamalıdır.
Sağcımız solcumuz, Kürdümüz Türkümüz, Atatürkçümüz İslamcımız farketmeksizin tam bir ahlaksızlık ve çürümüşlük içinde.
Yanıtla (18) (7)İstatistiği yapılmalı,,,kimlerde nerelerde hangi bölgelerde daha çok oluyor diye,,o zaman çıkar herşey ortaya..
Yanıtla (8) (2)Tebrikler, ağzına sağlık kardeşim, bende günlerdir aynı şeyleri düşünüp yazmaya çalışıyorum,ama iş bilenindir. Kalemine sağlık
Yanıtla (2) (13)Son dakika itirafçınınnvicdanı itirafını düzelt demiş ve o da düzeltmiş" amca öldürdü, narinin annesiyle yasak ilişkisini gördüğü için" demiş ve son noktayı koymuş. Haydi şimdi yeni senaryolara yelken açın. Vahşet vahşettir ve kınanır, ama adalet terazisi doğru tartsın yeter ki!
Yanıtla (3) (2)bir aiie oturup planlamış bir cocuğu öldürmüş önce bunun dehşetiyle ilgili yazılar yazın ayrıntılarda boğulup olayı saptırmaya calışmayın
Yanıtla (9) (4)Karar manşetiyke.."Narin cinayetinde itirafçı Nevzat Bahtiyar yeniden ifade verdi: 'Bahtiyar'ın iddialarına göre, Narin'in amcası Salim, Narin'in annesinin kendisiyle olan ilişkisini görmesi üzerine küçük kızı öldürdü. Cinayetin ardından cesedi Bahtiyar'a veren Salim, ondan cesedi yok etmesini istedi." yer alıyor sn yazarın
Yanıtla (3) (1)saydıgı 7 madde " görülmemesi gerekeni"görmüş İddiasını doğrular nitelikte.
Yüksek yeşil dağlarımızın bol ve temiz oksijeni keşke beyinlerimizin gelişmesinde yeterl, olabilse idi.
Yanıtla (9) (0)Yazarın söylediği de bir iddia. Kaldı ki bariz bir olay beceriksizlik nedeniyle haftalardır çözülemiyorsa bunun sorumlusu 3. günde olayı çözmek üzereyiz diyen yetkililerdir. Dünyanın tüm ülkelerinde basın bu olayı didikler. Kayıp bildirimi yapıldıktan en geç bir hafta içinde tüm aile üyeleri birbirinden ayrılıp sorgulansa konu çözülürdü. Hele olay Yazarın belirttiği kadar basitse beceriksizlik çok büyük demektir.
Yanıtla (8) (3)İdeolojiler idraklere giydirilmiş deli gomlekleridir der Cemil Meriç.hayatlarında sanat tiyatro sinema sergi müze ve kitap olmayan her kesimden büyük bir kitle sadece siyaset parti konuşuyor karşı olan kendi ideolojisine herkesi düşman görerek .farkında değiller ki aile akraba iş komşuluk ilişkilerinde hepsi aynı.Esra erolluk ilişkiler her yaş her sınıfta inanç ve ideolojide müthiş yaygın .uyuşturucu antidepresan da.anlama kavrama yeteneği cok düşük çocukların pisada.anne babalarinin daha dusuk.
Yanıtla (2) (1)Keşke eğitiminin önemli bölümünü 1980 öncesi ve sonrası tamamlamışların PISA ya da yetişkinlerin temel yetenekleri ölçmeleri olup, da karşılaştırılabilse idi. Son derece ilginç olurdu değil mi?
Yanıtla (1) (0)Müteveffa Narin bağlamında tüm Türkiye'yi masaya yatırdığınız yazınız şu ana kadar bu konuda yazılmış en mükemmel yazı olmuş. Görüş ve tespitleriniz objektif ve detaylı. Haklı olarak kendi camianızı da eleştirmişsiniz. Somut deliller bağlamında derli toplu hazırlanmış -bence- olayı araştıran görevlilerin de mutlaka okuması gereken sürecin aydınlatılmasına katkı verecek bir çaba...
Yanıtla (7) (11)Y. Oğur, bu günkü yazısından: “ Ya suç her türlü suç, ahlaksız ve suskunlukla suçlanan köylülerde değil de her şeyi çok iyi bilen, çok ahlaklı ve çok konuşan şehirlilerdeyse?”
Yanıtla (11) (7)A. Beki bugünkü yazısından: “ Aydın, elit, okumuş düşmanlığı hâlâ kıramadığımız ve ülkeye bedel ödeten bir kısır döngü.”
Ne kadar ilginç tezatlar.
çok bilen şehirliler artık katili veya olayı merak etmiyorlar, küçücük bir çocuğun öldüğü gerçeği bile gerçeklik olmaktan çıktı, bu saatten sonra hepsi hataymış meğerse nevzat tek suçlu imiş deseler kimse inanmayacak hatta komplo teorileri daha da hortlayacak, amca suçlu deseler köydeki silahları izlediler gizli yapı örtbas edildi diyenler çıkacak... hangisi doğru bilmiyoruz ama artık hiçbiri doğru gelmeyecek topluma...
Yanıtla (10) (0)Cümlelere dökemedigim düşüncelerimi yazmışsınız, tebrikler..
Yanıtla (3) (0)Ogur'un bu kimsenin göremedigini görmeye calisma meraki ilginc. Ben de simdi, Ogur'un yazisinda kullandigi ama göremedigi bir seyi göstereyim. Salim Güran ifadesinde acik acik kacak elektrik kullandigini söylüyor. Bu, bir hirsizliktir ve dünyanin her yerinde suctur. Neden ülkenin bu bölgesinde yasayan milyonlarca insan kacak elektirik kullanirken, biz bunun parasini ödüyoruz? Bu normal bir sey mi? Dünyada örnegi var mi? Esas irkcilik budur, sevgili sevgili Ogur, irka göre ücret ödemek.
Yanıtla (19) (3)Zeynel; kaçak elektrik konusunda yerden göğe kadar haklısın, üzerine önemle gidilmesi gereken bir konu. Faturası bizim gibi düzgün vatandaşlara çıkartılan bu sorun artık çözülmeli. Ancak burada bir çocuk cinayeti söz konusu ve bunun yanında elektrik kaçağı sorunu tali bir mesele kalıyor. Başka bir yazı konusu olabilir ancak.
Yanıtla (6) (4)Nevzat, Narin’i nicin oldurmeli:
Yanıtla (12) (1)Nevzat gorunuste criminal, kullanisli, yanasma; soyadi Guran degil, Bahtiyar, ama mutsuz, hasmi cok. Senaryo’ya uygun.
Oldursun ki,
Cumhuriyet’in oralara liseler, universiteler goturup te bir turlu bugune getiremedigi, feodal, kapali, yapi gorulmesin.
Oldursun ki,
aile ici o igrenc iliskiler gun yuzune cikmasin, gorunusteki dindarliklari, muhafazakar-dindar siyasetle iliskilerine zarar vermesin.
Soyleyin! Nevzat oldurmesin de Salim Guran mi öldürsün…
Ben Müslümanim!
Yanıtla (7) (1)Nur Suresi'ni özellikle de 4.ayetini- namuslu kadınlara zina isnat edenlerle ilgili- bilirim.
Fasık olma riskini ( Allah korusun!) göze alarak diyorum ki:
Bu tür çocuk cinayetlerinin arkasında mutlaka bir çarpık ilişki vardır.
Öte yandan, Nevzat veya Enes'in Narin'i öldürmek için bir sebepleri olamaz, yok zaten, cesedin Nevzat'a verilme sebebi suçu ona isnat çabası.
Zira daha güçsüz, soyadı Bahtiyar
Öyleyse: Narin'i, Salim Güran öldürmedi de ben mi öldürdüm? Söyl
Sn.Oğur etkili bir gazetecisiniz. Senaryolar Halktv. vs ler hepsi senaryo diyelim. Peki ya koskoca devlet minnacık bir köyde 1 saat içinde kaybolan günahsız yavruyu kimin ve kimlerin niye ve nasıl öldürüldüğünü nasıl bilemez? Bir türlü aklım almıyor. Bütün bu olup bitenlerden devletimizin güvenlik ve istihbari gücü yetersizmi kaldı? Koskoca devlet için bu bir felaket değilmidir. Savaş halinde olsaydık ne olur o zaman.... Gereği yapılmadı diye düşünüyorum. Saygılar.
Yanıtla (5) (0)"Suskuntepe " neden susuyor,bir çocuk hangi sebeple öldürülüyor
Yanıtla (6) (1)hemde ( öldüren)1.derece akraba iddiası.?
Sn.yazarın yazdığı 7 madde; "görülmemesi gerekeni"görmüş
Yanıtla (3) (0)İddiası kuvvettle muhtemel nedenler gibi gözüküyor.
Çok güzel anlatmissiniz, herkes kafasına göre konuşuyor. Peki gerçek ne, çocuğu kim öldürdü? Bir çocuk öldürüldü, kim tarafindan? Birileri birilerini kolluyor.
Yanıtla (2) (0)Geçenlerde de Fransa'dan mektup yazan birinin bugünküne benzer açıklamaları vardı.
Yanıtla (2) (0)Tamam , devlet bu konuda aciz kalınca basın yayın organları meydanı boş buldu
, at koşturdu.
Iyi de bu abartmalar, bu çarpıtmalar yeni olan şeyler değil ki !.
Elin ağzı torba değil ki büzelsin , ar namus , vicdan , sorumluluk bu kadar iste !
"bildiğimiz,söylemediğimiz" bu adalet anlayışı güçlünün adaleti enerciiiii
Yanıtla (3) (1)Tan gazetesinin ( bilen bilir 80 li yıllarda "sakallı bebek doğdu ha bu gün ha yarın göstereceğiz" diyerek milyonlarca gazete satıldıktan sonra...- satılan en değerli yalan haberin şaheseri buydu herhalde ) misyonu bu ülkede hiç bir zaman bitmedi ve bitmeyecek. Hoş bu asır bu karlı yalan bilgiyi gazetelere bırakmıyor artık. İyisi mi bir fatiha okuyalım işi adalete bırakalım ama Adil i Mutlak Kahhar ı Hak cc hesabı pek çetin görecektir ey suçlular ve buradan yalanlar uydurup cebini dolduranlar.
Yanıtla (9) (3)Temelde haklısınız. Basının bazı şeyleri uydurması, olayı Yeşilçam senaryosuna çevirmeye çalışması çok yanlış. Ama uydurulmamış önemli şeyler var: 8 yaşında bir kızın köyde çoğu kendi ailesinden pek çok kişinin bilgisi dahilinde katledildiği gerçeği. Ailenin evlere şenlik bir basın açıklaması yapması. Bu korkunç sosyolojinin sizi basının tavrı kadar rahatsız etmemiş olmaması, çok düşündürücü. Zira bu konuda yazdığınız iki yazı da tukaka basınımızla ilgili. Ben bunu çok garip buldum.
Yanıtla (15) (1)“Ya suç suskunlukla suçlanan köylülerde değil de çok bilen şehirlilerdeyse?” İşte motivasyon kanağımız taşra kompleksi!!! Bu arada Karar Haber: “Tavşantepe'deki çocuk ölümleri: Ölen 16 çocuktan 9'u Narin'in akrabalarıymış”. Ne kadar ilginç epey “çok bilen şehirli gerekiyor”.
Yanıtla (9) (1)Gizliliğin İhlali Suçu
Yanıtla (1) (0)TCK Madde 285..
"Soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. "
7-24 yandaş tv.lerde savunma ifade tutanakları yayınlanıyor.
Batsın bu beş para etmez basın. Hiç bir şeyi doğru dürüst yazmazlar. Hep atıp tutarlar. Böyle rezil bir başının olduğu ülke de asla adam olmaz.
Yanıtla (4) (1)Yaptığın yorumları çok beğeniyorum. doğruyu bulma arayışı, kimin suçlu olduğunu bilmeden aileyi suçlamak hale hele acılı Anne'yi suçlamak vicdana sığmaz
Yanıtla (2) (7)Aileden biri katil çıkmazsa medyanın ne yapacağını merakla bekliyorum. Sosyal medyada bu ailenin üzerinde tepinenler ne yapacak. Baba köyde olmadığı için şanslı, ya köyde olsaydı. Bu olay şunu gösterdi ki sosyal medya ile medyanın seviyesi aynı. Sorumsuz, ilkesiz, reytingin ve beğeninin mahkumu. Artık her konuda yorum yapan yorumculardan bıktım. Silah, savaş, sel, cinayet vs vs adam evini unutmuş her konuda uzman.
Yanıtla (6) (5)Ortada 8 yaşında masum bir yavrunun cinayeti var. Herkes çelişkili ifade veriyor yani delil karartıp yardım ediyor. Tutuklanan herkes suçlu zaten. Evinde çocukları ölüyor anne ve abisinin haberi yok yersen.yengesi narinlerin evine annesiyle birlikte uyumaya gelmiş yersen.o gunkü konuşma kayıtlarını da hem anne hem de Salim siliyor. Ne hikmetse pamuk fotolarını silmiyor. Bak konu buydu diye.Normal bişey mi bu ortada bir cinayet var yazar efendi, failleri de o evin etrafındaki kişiler. Onu da savc
Yanıtla (7) (3)Koca Türkiye bu cinayeti nasıl çözemiyor asıl mesele bu.
Yanıtla (6) (0)Yazık şu cinayette bile ne durumlara düşüyoruz.
İddianız doğru olabilirde bu şehirlilerin nevzat bahtiyara yardım ettiği anlamına gelmez ancak şu konuda haklısınız medya çok büyük kakafoni yapıyor ve masumiyet karinesini ihlal ediyor
Yanıtla (3) (0)Yıldıray Bey çok önemli bir çelişkiye değiniyor: madem bütün köy bu ahlaksız ilişkiyi biliyor, neden küçük bir kız çocuğu öğrenince sorun oluyor ve öldürülmesine karar veriliyor. Bildiğini söylese ne olacak, zaten (senaryoya göre) herkes biliyor?!!? Katil Nevzat ise, ki artık öyle olduğuna inanıyorum; Jandarmayı, Savcıyı, medyayı ve hepimizi kandırıp hedef şaşırtan şeytani bir zekâya sahip. Ensest cinsel ilişkili senaryo ile ülkeyi uyuttu. Ona helal olsun demiyeceğim tâbi, bize yazıklar olsun!
Yanıtla (4) (1)Her kesin içini acıtan bu trajedinin bu kadar gündemde tutulması kasıtlı'mı yapıldı?!Peki neden?!!!Nehale geldik yarabbim"icimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allah'ım"(A'raf/155
Yanıtla (3) (1)Koca Türkiye küçük köydeki cinayeti aydınlatamadı. Yalan makinesi demişler mi? Denememişlerse akıllarına mı gelmemiş yoksa böyle bir imkanı mı yokmuş jandarmanın? Hukuki delil niteliği taşımayabilir ama soruşturmayı yönlendirebilir. Bu kadar dedikoduya izin verip yalan makinesine izin vermemek niye? Niye jandarma düzenli aralarla gelişmelerden haber vermiyor da her şeyi gazetecilerin dedikodusu yapıyor? Yoksa başka bir hesap var da devlet mi istemiyor olayın aydınlanmasını?
Yanıtla (6) (0)Katil nevzat olamaz. Olsa aile muhtar vs onu korumaz.
Yanıtla (4) (2)Kamera saatleri güncel ise ve her şey 18 dakika içinde olup bittiyse Yıldıray Bey haklı. Çünkü medyanın uydurduğu/yönlendirildiği senaryoda bir şey eksikti, "bu kadar olamaz" diyordum. Bir köy halkı böyle bir ahlaksızlığı bilecek ve topyekûn anlatmamakta direnecek. Savcı, hakim görünce dizinin bağı çözülen bir milletiz, bir aile bunca baskıya rağmen nasıl çözülmez. İtirafçının doğru söylediği ön kabulüyle saçma sapan cinsel senaryolar çizildi fakat hep birşeyler eksik kalıyordu.
Yanıtla (5) (2)Kesin olarak şu görüldü: Liyakatsizlik/ehliyetsizlik, hayata kalitesizlik olarak yansır.
Yanıtla (4) (0)Bu senaryolara köyün imamına atılan iftirayı da ekleyin.
Yanıtla (2) (1)Doğum kontrol hapları. Tuhaf. Kaybolamnın 4. günü, kayıpla ilgili video çeken amca. Tuhaf. Patates hatlar. Tuhaf. Sahte ihbarlar. Tuhaf. Silinen mesajlar, watsapplar, ses kayıtları. Tuhaf. Değiştirilen telefon. Tuhaf. Eşine tarlaya gidiyorum diyen Salimin köyde kalması. (HTS kayıtları) Tuhaf. Anne, Yenge, Amcanın idda edilen ilşkisinde (doğru ise tabi) Enes nerede o anlarda. Tuhaf. Marabanın (Ramazan, Nevzat) ağanın çocuğuna tek başına musallat olma ihtimali. Tuhaf.
Yanıtla (6) (0)Eğertutmaz deresi Dicle nehrinin bir kolu. Dicle nehri yaz aylarında neredeyse kurur, sazlık haline dönüşü r. Eğertutmaz deresinin Ağustos ayı sonu itibarıyla o debide, gürül gürül, kuvvetlice akması imkansız. Defalarca izledik ki olay haftasında çok kuvvetli akıyor. Kuraklık konusu zaten malum. Artı zaten Diyarbakır yağışı az, kuraklık sınırında bir bölge. Tuhaf. Muhafazakar kırsalda sabah 5'lerde, gece 10'larda kayınbirader aranmaz, defalarca çağrı bırakılmaz. Tuhaf.
Yanıtla (6) (0)Kamu spotu ile ve okullarda sosyal bilgiler dersinde masumiyet karinesini iyice anlatmak lazım.
Yanıtla (5) (0)