Niçin aday oldum?

Şeceretu’l Kewn (Varlık Ağacı/Dara Heyînê) İslam alimlerinin, özellikle irfan ehli mutasavvıfların kullandıkları bir kavramdır. Varlık tıpkı bir ağaç gibi bir kökten yükselir, dal budak salar, yaprak açar, çiçeklenir sonra meyve verir ve köklerine döner.

Yine irfan ehlinin sık sık başvurdukları bir benzetme de gökten yağan yağmurdur. Yeryüzünün derelerinde, ırmaklarında, göl ve denizlerinde sular buharlaşır, göğe yükselir, bulut haline gelir, sonra yağmur olarak yeniden yeryüzüne iner. Yeryüzünü yeşertir.

İnsanın bireysel yolculuğu da buna benzer. Bir yerde, bir köyde, bir şehirde, bir ailede, bir aşirette, bir millet arasında dünyaya gelir, bütün bunlardan beslenir, gıdasını alır, eğitim görür ve eğitimi hikmete ve irfana dönüşünce de köklerine geri döner. Bütün kazanımlarını köklerine gıda olarak sunar. Bir devri daim. Bir şeceretu’l kewn metaforu.

Bendeniz 1961 yılında Van’ın Erciş ilçesine bağlı Pêrtax (Dinlence) köyünde doğdum. İlkokulu köyümüzde, ortaokulu Erciş’te, liseyi de Muş İmam-Hatip Lisesinde okudum. 1985 yılında da Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arap-Fars dilleri ve edebiyatları bölümünden mezun oldum. İlkokuldan Liseyi bitirinceye kadar bizim köyde bazen ara vermekle beraber süregelen medrese eğitimine de devam ettim. Erciş’in ilim irfan yuvası İrşad (Işıklı) köyünün köklü medresesinin müderrisi rahmetli Molla Abdullah Arı (Mele Evdullahê Dîbo) ekolünden çift yönlü feyiz aldım. Çift yönlü diyorum çünkü köyümüzün müderrisi Mele Salih, Mele Ebdullah’ın öğrencisi yani feqîsiydi. Benim ilk okul öğretmenim de Mele Abdullah’ın oğlu Mehmet Emin Arı’ydı. Hayatım boyunca bununla hep gurur duydum.

Derken AK Parti’den Van milletvekili adayı olmam gündeme geldi. Aslında parti anlamında fiilen siyaset içinde olmadım bugüne kadar. Ama hep siyasetle haşir neşir oldum. Siyasi analizler içeren yazılar yazıyordum. Ülkemizin derin ve önemli sorunları, başta Kürt sorunu ile ilgili analizler yapıyordum. Gazetelerde makalelerim yayınlanıyor ve televizyonlarda tartışma programlarına katılıyordum. Kürt meselesinin makul, mantıklı ve adil bir çözüme kavuşması üzerinde özellikle yoğunlaşıyordum. Çünkü Kürt sorununun acısını yüreğinde hisseden Pertax köyünde dünyaya gelmiştim. Benim ailem Zilan katliamını görmemişti, ama bütün komşularım bu zulmün mağdurlarıydı. Dolayısıyla bu acının, buna benzer acıların tekrarlanmaması için elimden geleni yapmayı kendime bir görev biliyordum. Zaten okula giderken köyümüzün bilge insanlarından birinin “herin, bixwînin û vî miletê belengaz xilas kin” (gidin okuyun ve bu zavallı halkı kurtarın) sözü her zaman kulağımdaydı. Evet bu milleti kurtaracak gücüm yok, dünyaları fethedecek maddi olanaklardan yoksunum. Ama halihazırda gene bu mazlum, bu mağdur halkın yaşadığı acıları dindirmek, etrafını saran ateşi söndürmek için küçük de olsa bir katkı sunmak üzere adaylığı kabul ettim. Köklerime geri döndüm. Köklerimin yeniden neşvünema bulması, yeni Ehmedê Xanîlerin, yeni Melayê Cizîrîlerin, yeni Feqiyê Teyranların yetişmesi için bir damla su olmaya geldim.

Benim köprüler kuracak maddi gücüm yok. Çarşılarda sokaklarda insanları hor görecek aşiret vb benzeri tafra atışlarım olmayacak. Ama gönüller arasında köprü kuracak, kardeşliği pekiştirecek, bu memlekette kadim kardeşliği, yeniden bereketli kılacak tılsımı paylaşabilirim.

Hemşerilerim bilsinler ki Erciş’ten, Van’dan hiç kopmadım. Boş da durmadım. Bugüne kadar sayısı yüzü bulan çeviri eserlerim var. İlim ve irfan meydanında karınca kararınca memleketimi temsil ettim. Bu benim için en büyük onurdur.

Fizilali’l Kur’an, et-Tefsiru’l Hadis, el-Mizan fi tefsir’il Kur’an, Hz. Muhammed’in hayatı, Kur’anu’l Mecid gibi Türkiye’de ses getiren daha nice eser benim çevirimle okuyucuyla buluştu.

Büyük Kürt tarihçisi Mehmed Emin Zeki Beg’in “Kürtler ve Kürdistan” kitabını da ben Arapça’dan çevirdim. Aynı şekilde Irak Kürdistan bölgesi başkanı Mesud Barzani’nin kaleme aldığı “Barzani ve Kürt özgürlük hareketi” kitabını da ben tercüme ettim ve bunun için zamanın DGM’lerinde yargılandım.

Pertax’tan İstanbul’a uzanan bireysel hayat serüvenimde ilgi çeken gözlemlerimi yazdığım, Kürt aşiretlerini, Kürtlerin inançlarını, dillerini, lehçelerini, düğünlerini, yaslarını, geleneklerini, kısacası Kürt yaşam tarzını yansıttığım telif eserim “Kürdinsan” da beşinci baskısını yapmak üzeredir.

Köklerimden aldığım terbiyeyi, eğitimi köklerime hizmet olarak sunmak amacındayım. Özellikle barışın tesisi için görev almaya talibim. Çaba bizden takdir Allah’tan. Mağdur ve mazlum Halkımızın bize el vermesini diliyorum.

YORUMLAR (6)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
6 Yorum