Taksi piyasalarında rekabet
Son yazımda İstanbul örneğinden hareketle plaka kısıtlamalarını yazdım.
Hatırlayalım İstanbul’daki 17 bin 395 taksinin piyasa değeri yaklaşık 5 milyar dolar. Taksi sayısı ikiye katlanırsa, 2,5 milyon TL olan bir plakanın değeri 556 bin TL’ye düşecek. Bu da 5 milyar dolar değerindeki piyasa bedelinin 1 milyar 425 bin dolara düşmesi demek.
Bu da plaka lobisini çok kızdırıyor.
(Değerli okur aramızda kalsın; kişi başı geliri ortalamada 35 bin 656 olan AB ülkelerinde plakanın değeri yaklaşık 100 bin avro ya da 1 milyon TL’dir. Plaka sahiplerinin odasının başkanı kişi başına milli geliri 15 bin 285 dolar olan İstanbul’da plaka fiyatının en az 10 milyon TL olması gerektiğini söyledi. Sahi, Başkan neden 10 milyonda durdu. 30 milyon deseydi)
Plaka sayılarının sınırlandırılması veya serbest bırakılması dünya genelinde tartışılan bir konudur.
Türkiye’nin bu tartışmaların dışında kalması mümkün değildir.
İstanbul’da 1990 yılında taksi başına 431 kişi düşerken, 2021 yılında 920 kişi düşmektedir.
Bu sayı Paris’te 366 ve New York’ta 618’dir.
Romanya’da bin kişiye dört plaka tahsis edilmesi yasal bir zorunluluktur.
Hizmet kalitesi açısından sadece İstanbul’da değil diğer illerde de taksi başına düşen kişi sayısının düşmesi gerekmektedir.
Neden?
Gelin bir bakalım.
İSTANBUL DEĞERLENDİRMESİ
Değerli okur 2018 yılında Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) taksi piyasalarında rekabet ve regülasyon temalı bir toplantı yaptı.
Bu toplantıda Türk heyeti de bir sunuş yaptı ve şunları söyledi:
https://www.rekabet.gov.tr/Dosya/geneldosya/daf-comp-wp2-wd(2018)28.en.pdf
“Uzun zamandan beri belediyelerin tahsis ettikleri plaka sayısı sabittir. Örneğin, İstanbul’da nüfus 2,3 milyondan 18 milyona artmasına rağmen plaka sayısı 18 bin civarında sabit kalmıştır. Plaka sayısının değişmemesi konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Resmi retoriğe göre İstanbul’da taksi sayısının artması durumunda trafik daha da sıkışacaktır. Kamuoyuna göre taksi sahipleri hükümet ve belediyeler üzerinde güçlü bir lobiye sahiplerdir. Bu nedenle taksi plakası sahiplerinin çıkarlarını korumak için yıllardır plaka sayısı sabit tutulmaktadır. Taksi plaka sayısı ve dolayısıyla taksi sayısı sabit tutulduğu sürece; taksi müşterileri kalitedeki bozulmadan ve fiyattaki artıştan zarar görebilirler.”
Taksi sahipleri ve Uber gibi dijital platformlar arasında bir gerilim yaşanmaktadır.
Sunuşta Bitaksi uygulamasının rekabeti ihlal ettiği gerekçesiyle Rekabet Kuruluna şikâyet edildiği, ancak Kurulun bir rekabet ihlali görmediği de belirtiliyor.
(Değerli Okur, plaka lobisinin zihniyetine göre sunuşu yapan Türk heyeti de fonlanmış galiba!)
Günün sonunda, bilinen gerekçelerle Uber Türkiye’den çekilmek zorunda kaldı.
Değerli okur, Türkiye’nin de sunuş yaptığı toplantıda OECD Sekretaryası bir arka plan notu hazırladı. Bu notta OECD ve AB ülkelerinde Uber gibi dijital platformların tüketici refahına olan katkıları tartışılıyor.
Türk heyetinin görüşlerini ve plaka lobisini burada bırakalım ve dünyada olan bitene bir göz atalım.
ÖNCE TEORİ
İktisat sayısal kısıtlamaların sosyal refahı bozan kamu müdahalesi olduğunu söyler. Plaka sayıları kısıtlandığında, giriş engeli olmadığı durumlara göre arz düşecektir. Plakaların ikinci el piyasası olduğu sürece, plaka fiyatları artacaktır. Bu da önemli tekelci rantların oluşmasına neden olacaktır. Kısıtlamaların kaldırıldığı taksi piyasalarında tüketici refahı artmaktadır. Taksi sayıları arttığında bekleme süreleri ve ücretler düşmektedir. Ancak, taksi piyasalarında serbestleşmeye yönelik reformların kapsamlı ve ayrıntılı biçimde analiz edilmesi gerekmektedir.
(Değerli okur Allah aşkına siz söyleyin; bir kişiye veya bir gruba sonsuza kadar tekel hakkı verilir mi?).
Bu ekonomik gerekçeyle çeşitli AB ülkesinde sayı kısıtlamaları kaldırıldı. (Avusturya, Macaristan, İrlanda, Litvanya, Hollanda, Polonya, Slovenya, Slovakya ve İsveç.) Ancak bu ülkelerde taksi piyasalarına ilişkin kalite ve güvenlik düzenlemeleri ve denetlemeleri hala devam etmektedir.
DİJİTAL PLATFOTMLAR
Pazar ve tüketici verilerinde uzmanlaşmış bir Alman şirketi olan Statista dünya genelinde dijital taksi platformu pazarının değerinin 2020 yılında 75 milyar dolar olduğunu belirtiyor. 2021 yılında ise 117 milyar dolar olacağını tahmin ediyor. Yıllık büyüme hızı %50’den fazladır.
OECD çalışmasında taksi piyasasında Uber gibi dijital platformların başarılı olmalarını sağlayan faktörler de açıklanmaktadır. OECD açıklamalarını Amsterdam, New York, Toronto ve Stockholm gibi şehirlerde yaşanan gelişmelere ve anketlere dayandırmaktadır.
Fiyatlar
Düşük fiyatlar dijital platformlar hakkında en çok tekrarlanan tüketici faydası imiş. Dijital platformlar müşteri çekmek için daha düşük fiyat uyguluyorlarmış. Stockholm’de sarı taksiler 10 km’lik bir mesafe için 242-297 SEK arasında ücret alırken, Uber 199 SEK ücret alıyormuş.
Endonezya’da ankete katılanların % 61’i daha ucuz ve erişimi daha kolay olduğundan dijital platformları tercih ettiklerini belirtmiş.
Hazır bulunma
Dijital platformlar piyasadaki taksi sayısını artırmaktadır. Ayrıca randevu işlemlerinin dijitalleşmesi taksi ve yolcu arasındaki eşleştirme sürecini daha çabuk, kolay ve etkili yaparak etkinliği artırmaktadır. Yollarda daha fazla aracın bulunması, yolcuların bekleme sürelerini düşürecektir.
(İstanbul’da yollarda saatlerce bekleyenler ne düşünüyor acaba?)
Ayrıca, dijital platformlar sürücülerin yolcu seçmesine de engel oluyor. ABD’de yapılan bir ankete katılanların %50’si dijital platform taksilerinin, klasik taksilerin gitmedikleri bölgelere de gittiklerini belirtmişler.
Güvenlik
Araç güvenliği ve kişisel güvenlik yolcular için ulaştırmanın önemli unsurlarıdır. Yolcuları yabancıların arabalarına binmeye ikna etmek için dijital platformlar çeşitli tedbirler geliştirmişler. Bu tedbirler çerçevesinde hem sürücünün hem de yolcunun kimlikleri belirlenmekte, sürücüler güvenlik soruşturmasından geçirilmekte, araçlar düzenli muayene edilmekte, yolcuların seyahat bilgisini paylaşmalarına imkân sağlamakta ve araçlarda uygulamayı veya yerel otoriteleri uyaracak panik butonları bulunmaktadır.
(Değerli okur hatırlayın İstanbul Planlama Ajansının anketinde kadınların çoğu sarı taksileri güvenli bulmadıklarını ifade etmişti)
Kalite
Yolcuların dijital platformlarını tercih etmelerinin nedeni sadece ucuz fiyatlar ve kısa bekleme süreleri değildir. Bu platformları kullananlar sürücü nezaketini ve araç koşullarını da memnuniyet gerekçesi olarak ifade ediyorlar.
Klasik taksiler kalite ve sürücü davranış düzenlemelerine tabi olsa da, anketler dijital platformlarının kullandığı “itibar sistemlerinin” daha iyi çalıştığını göstermektedir. Hindistan’da yolcuların % 67’si platform taksilerini iyi bulmaktadır. Toronto’da katılımcıların % 85,8’i platformların araçlarının taksilerden daha temiz olduğunu söylüyorlar. Diğer birçok ülkede yapılan anketlerde platform araçlarının taksilerden daha kaliteli olduğu ifade ediliyor.
(Değerli İstanbullular sizin oralardaki sarı taksilerin “itibar sistemi” ne durumdadır? Rica etsem söyleyebilir misiniz?)
Kolaylık
Platformlar yolculara farklı rezervasyon ve ödeme yöntemi sunabilmektedir. Rezervasyondan önce yolcular tahmini bekleme süresi ve ücret gibi değerli bilgilere sahip olabilmektedir. Rezervasyon yapınca, yolcular seyahat hakkında önemli bilgiler edinebilmektedir. Bu bilgilerin başında sürücünün kimliği, araç, varış zamanı, rota, tahmini fiyat gelmektedir.
Sonuç olarak, platformlar yolcuların refahını artıracak biçimde hizmet sunmaktadır. Çünkü piyasaya yeni giren aktörler sayesinde rekabet ve etkinlik artmaktadır. Klasik taksilerin yeni girenlerle rekabete girmesi onların da etkinliğini artıracaktır.
Unutmayın rekabet kuralları rakiplerin bir kısmını değil, piyasadaki rekabeti korur.
İyi pazarlar.